çe Mart 1937 AEŞAM Yirminci asrın en büyük keşiflerinden biri: Balon : Almanya yeniden büyük bir balon yaptırıyor. Gelecek sene yeni bir ela daha inşasına başlanacak Bulunduğumuz büyük medeniyet Aleminin en büyük keşif ve muvaffa- kıyetlerinden biri de sevki kabil olan Yilondur. Bunun :nucidi Alman 278 'degânından kont Zeppelindir. Kont Zeppelinin yaptığı sevki kabil balon- lara kendi ismi verilmiştir. Bugün Zeppelin denildiği zaman dünyanın en emin ve en konforlu ve nakil vasıtası olan ve hlurda inşa edilen sev- balonlardan biri anlaşılır. < Ferdinand Er vücude ge bir yağisinda yani 1917 sene- si 8 martında nın yıldönümü bugünlerde Almanya da ve bütün dünyada büyük merasim ile karşılandı ve kutlandı. AMERİKANIN DAHİLİ HARBİNDE Kont Ferdinand Zeppelin 1838 se- nesi 8 temmuzunda yani bundan tam doksan dokuz sene evvel Cenubi Al- manyada ve İsviçre hududunda Kons- tans şehrinde doğmuştur. Fakat Al man toprağında değil İsviçre topra- ğında Grleşbergde büyümüştür. Da- ha küçük yaşta mükemmel binici, yüzücü ve idmancı di. İlk heves etti- ği meslek askerlik olmuştur. Çok ateşli, girgin ve faal bir genç olduğundan askeri mektep ve kışla hay skerlik arzusunu tatmine kâ- fi gelmemiş ve dünyanın her neresin- de olursa olsun çıkacak bir harbe gö- nüllü olarak iştirak etmeğe hazırlan- mıştır. Bu esnada Şimali Amerika mütte- hid devletleri arasında müthiş bir dahili harp çıktığından Zeppelin hiç vakit kaybetmeksizin Amerikaya Koş- muştur, Bu harpte Şimallilerin tara- fını tutmuş ve buradan askeri hare- kâta takib etmiştir. Amerikadan döndükten sonra tek- rar ilk çıken harbe iştirak elmiştir. Bu harp te Prusya ile Avusturya ara» sındadır, Bu harpte Würtemberg or- dusu ile Hess ordusu arasında irtibağ zabitliği vazifesini yapmıştır. FRANSIZ - ALMAN HARBİNDE Kont Zeppelin on ziyade 1870-1871 senelerindeki Fransız - Alman har- binde temayüz etmiştir. Bu harbin en tehlikeli ve en mühim vazifelerini der- uhde etmiştir. Bu vazifeler erkânı- harp zabiti olarak yapılan inkişaf hareketleridir. Bir defa iştirak ettiği bir keşif karakol hareketinde berha- yat olarak yalnız kendi dönebilmiştir. Daha sonra Würtemberg Alman hükü- metinin Prusya hükümeti nezdine a$- kert murahhas tayin edilmiştir. 1891 senesinde Kont Zeppelin 8$- keri meslekten çekilmiştir. Kont as- keri hayattan şanlı bir surette çekil dikten sonra kendisi için daha şanlı yeni bir faaliyet âlemine girmiştir. Bu Âlem de havacılıktır. HAVACILIK FAALİYETİ Bütün medeniyet âlemi havacılığın ehemmiyetini hissetmeğe başladığı bir zamanda Kont Zeppelin gayet Hindenburg balınu uçarken ciddi plânlarla meşgul olmuştur. O zamana kadar insanlar havada uç- mak için yere bağlı balondan başka bir vasıta bilmiyordu. Kont, diğer bir çok mütefekkirler gibi bu sabit balon- ları istenilen istikamele sevketmek çaresini düşünmüştür. Lâkin Bu işte bir hayli kurban verildiği halde Kont Zeppelinden başka kimse muvaffak olamamıştır. Kont bunu gökten 6e- petle inen bir ilham ile bulmuş değil Kont Zeppelin dir. Kendisi gibi bu işte kafa patla- tanların fikir ve sâyilerinden mül- hem olmuştur. MÜHİM BİR KİTAP Kendisine en ziyade ilham veren eser posta umum müdürlerinden Stepllanın yazdığı <Dünya postaları ve havada seyrüsefer» namındaki ki- taptır. Kont Zeppelin bu eserdeki fi- kirleri bir çok seneler derinleştirmiş, bir çok tecrübeler yapmış ve bir çok inkisarlara ve iflâslara uğramiŞtır. Nihayet 1900 senesi 2 temmuzunda ilk sevki kabil balonu meydana getir- miştir. O-gün ilk Zeppelin Konstans e ml e bu muvaffakıyet bidayette lâyık olduğu kadar takdir edilmemiş- tir, Bir çok entrikalar, rekabetler, dar düşünceler Kontun eserine lâyık ol- duğu kıymetin verilmesine mâni ol- muştur. Bilhassa Almanya harbiye nezaretinin bu mühim keşfe karşı lâkayıt davranması, kontu hayli üz m ç İKİNCİ ZEPPELİN Kont hiç bir taraftan teşvik ve yar- dım görmediğinden ilk Zeppelini te- kâmül ettirmek hususunda maddi zorluk çekmiştir. Fakat azim ve gayreti fevkalâde olduğundan başladığı işte inad etmiş ve nihayet 1905 senesinde ikinci Zeppelini meydana getirmiştir. Lâkin bu defa kendisine yalmz insan- lar değil tabiat te şiddetli muhalefet ve mümancat göstermiştir. Çünkü şiddetli bir fırtına Zeppe- inin dümenini bozmuş ve parçala” mıştır. Bu hâdise 1906 senesi 17 kâ- nunusanisinde Alligaöde vuku bul muştur. Tabiatin bu sillesi karşısında Kon- tun havaya galibiyet fikrinin taraf- tarları azalmıştır. Maahaza, Kont ça- HAK İANESİ Yaptığı dördüncü Zeppelin yandık- tan sonra Kont büsbütün şaşırmıştır. Tâkin bu hava vasıtasının ehemmiye- ti artık Alman milleti tarafından lâ- yıkile takdir edilmeğe başlamıştır. Dördüncü Zeppelinin yanmasını mü- teakıb Alman milleti büyük bir iane toplayıp kontun imdadına gelmiştir. Çok geçmeden Almanya harbiye mezareti Zeppelinlerin kıymetini tak- dir ve bunu bir askeri vasıta olarak kabul etmiştir. Umumi harpte bunun deniz ve kara muharebelerinde ve de- nizlerle mahfuz bulunan İngiltereye yapılan hava ekınlarında ne kadar müessir bir silâh olduğu sabit olmuş- tur, Kont, eserinin bir gün Okyanus- ların havasında en emin nakliyat va- atası olduğunu görmek kendisine nasib olmadan vefat etmiştir. Lâkin eseri ebedi kalmıştır, Yeni Zeppelin balonu sonbaharda bitecektir. Gelecek ilkbaharda yeni bir Zeppelin yapılmasına başlanacak- tar. Yeni zeppelin Avrupadan Ameri- Kont Zeppelin balamında hir kars yö yanık; selena" niçin doğdu, «İttihad ve Terakki » nin son devirlerinde suikasdlar ve entrikalar Cemiyet nasıl battı? Teceddüd fırkası Telrika No; #2 mmm Yazan: Mustafa Ragıb Harbiye nazırı vaziyetten şüphelenmişti. nasıl dağıldı ? müteyakkız davranmağa karar verdi ğildi. O derecede ki kendisinin harbi- ye nazırlığına tayini etrafında Talât beyle arkadaşlarının o zaman göster- dikleri muhalefeti - gelip geçmiş ve tesiri kalmamış - basit bir hâdise ola- rak telâkki ediyor, hattâ tamamile maziye intikal ettiğine hükmettiği o zamanki bu hareketi, bilhassa harbin ilânından sonra eline geçen fevkalâde kudret ve nüfuzların tesirile, düşün- meğe bile lüzum görmüyordu. Enver paşaya göre, hayat, memat mücadelesi mahiyetini alan, Osmanlı devletinin harp mukadderatını elinde tutan kendisi gibi kuvvetli bir şahsi- yete yan gözle bakmak ona menfi ve muarız bir tavır takınmak kabil de- gildi. YALNIZ TALÂT BEYDEN DEĞİL, CEMAL PAŞADAN DA ÇEKİNMİYORDU Enver paşa, Talât bey gibi yalnız bir kısım İttihatçıya dayanan bir şahsi- yetten değil, hattâ Talât beyle muta- bık kalarak İstanbuldan dördüncü or- bundan doğabilecek tehlikeden bile çe- kinmiyordu. Nihayet Cemal paşanın da| orduda, hattâ sivil münevverler için- lât beyin bütün nüfuz ve tesirini gös- tererek Cemal paşa aleyhine yürüyece- ği muhakkaktı. Çünkü 'Talât bey, her bakımdan kendisini Cemal paşaya ter- cih ediyordu. İşte bütün bu vaziyet ve sebeplerin tesirile kendisini bu kadar kuvvetli gö ren Harbiye nazırı, günün birinde -hiç ümid etmezken- bir (Yakub Cemil me- selesi) ile karşılaştı. Yakub Cemil be- yin son günlerde ileri sürdüğü taleb ve iddialarının dolayı. mahiyeti iti- barile bidayette - küçük ve ehemmiyet- siz görülen bu hâdise, inkişaf ettikçe, Enver paşanın kendi şahsına ve kud- retine karşı beslediği itimadın tahay- yül ettiği derecede sağlam olmadığını isbat etmişti, ENVER PAŞA İNKİSARA UĞRAMIŞTI Yakub Cemil meselesinin nasıl entri- kalarla tertip ve idare edildiğini, bil hassa Talât beyin, Kara Kemal beyin ve kendisine muarız olan diğer bazı «İt tihad ve Terakki» erkânının bu eski cemiyet fedaisini ölüme kadar götüre- cek derecede nasıl teşvik ettiklerini bü- maz sandığı bu en yakın arkadaşların- dan böyle bir darbeye uğradığını gö- rünce, hakikatin bu acı tezahürü önün“ de sarsılmış, elim bir inkisara uğramış- tı. ettiği günden beri, her an için, haya- tının tehlikede olduğunu bilmez değil di. Bilhassa devletin harbe girişinde başlıca Amillerden biri kendisi olduğun- dan bhâdiselerin seyir ve zaruretle- rile harpten sonra daha şiddetli ve af- fetmez husumetlere uğradığına da va- kıftı. Binaenaleyh bu kabil husumet- leri besliyenlerin “İmkân buldukları takdirde. tanrruzlara geçecekleri ve herkesten evvel kendi şahsını istihdaf edeceklerini de biliyordu. HER TÜRLÜ SUİKASTE UĞRIYABİLİRDİ FAKAT., Fakat böyle bir sulkasdın ancak <İt- tihad ve Terakkisye muhalif olan züm- Te veya şahıslardan, yahud düşman devletlerinin tertip ve yardımile ken- di şahsında «İttihad ve Terakkiden intikam almak istiyen yabancı unsur- Böyle bir taarruz, yalnız kendi şahsı- na İnhisar ettirilebileceği gibi, kendi- sile beraber Talât bey, Cemal paşa ve diğer bazı arkadaşlarının da şahısları" na müteveccih olabilirdi. Hattâ komi- tecilik ve ihtilâleiliğin muhtelif şekil- lerini bizzat tecrübe eden Enver paşa, böyle bir tehlikenin münferld veya müş- terek bir suikasd şeklinde olarak mey- dana çıkacağını değil, alınan gayet 8i- kı inzibati tedbirlere rağmen daha ce- saretli ve cüretli bir şekle girebilmesi ihtimali olduğunu da hesap ediyordu: Meselâ, harbin uzayıp gitmesinden do- layı, halk arasında baş gösteren mem- nuniyetsizlikten cüret alan muhalif ve yahud düşman bir kuvvetin tertibile -vaktile kendisile arkadaşlarının Kâmil paşa kabinesi aleyhinde yaptıkları gibi- bütün kabinenin bir (taklibi hükümet) darbesine uğrıyabileceğini de düşünü- yordu. Kanlı ihtilâl darbelerile iki defa ik- tidar mevkiine geçen «İttihad ve Te-” rakkişnin, gene mukabil böyle bir ihti- 14 ile sukut edebilmesi ihtimalini hiç de imkünsız görmiyen Enver paşa, bil- hassa harbden sonra, bu düşüncesinde o kadar ileriye gidiyordu ki, günün bi- rinde her ne şekilde olursa olsun -ya- Pılacak ani bir isyan ve ihtilâl netice- sinde mevkilerini, hattâ- bir İtthatçı fedhisi olan Yakub Cemilin kurşunile ARTIK MÜTEYAKKIZ DAVRANMAK LAZIMDI Fakat «İttihad ve Terakkisnin bu genç yaştaki Harbiye nazırı, böyle kan- lı bir tecrübenin, hükümet ve fırka ar- Şimdi tamamile anlamıştı ki, (Ya- 'kub Cemil vakası) ona bütün hakikat- leri anlatan müthiş bir ihtar mahiye- tinde idi. O, ilk önceleri bu hâdiseye büyük bir ehemmiyet vermemiş, Yaku- bun mizacını ve tabiatini yakından bil diği için, bunu münferid bir çılgınlık, bir serkeşlik olarak telâkki etmişti. Fa- kat bu mesele etrafındaki bütün entri- ka ve delilleri anlayınca, işin nezaket ve vehametini idrak etti, Demek ki, bileceğini de görmüş, takdir etmişti? Bu, Enver paşa çin çok acı ve elim bir misaldı!. Enver paşa, Yakub Cemil meselesin- den sonra kendi hareketlerine yeni bir istikamet verdi: Artık o, yalnız başku- mandanlığa ve nezarete aid işlerle de- gil, etrafında olan biten her şeyle yâr 'kından meşgul olacak, bilhassa mem- leketin dahili, hattâ harici siyaset ve idaresile daha ciddi uğraşacak, kendi aleyhine yeni bir hareket hazırlanıp hazırlanmadığına nüfuz etmeğe çalı şacaktı. Bötle bir meşguliyet, artık ih- mal edilmez bir zaruret haline gelmiş- ti. Seferberliğin ilânından beri Enver paşa, harbe aid işlerle çok meşgul ol- duğundan, memleketin dahili işlerile hemen hemen hiç meşgul olmuyor, Meclisi vükelâda görüşülen dahili ve