9 Ma <2 Mart 1937 if y Paris o (Hususi Muhabirimizden) * Meşhur muganni- Y6 ve sinema yıl Üz Lily Pons, Pa- Mste oturan anne- tinin hastalığı mü- Rasebetile bir kaç Bün için Amerika- dan buraya geldi. Kendisile | görüş tiğüm Tily Pons Pransızdır. Fekat Amerikada şöhret azanmıştır. Nev- York Metro Poli- operası mu Bâhniyelerinden - “ir. Amerikalılar li genç Fransız ârtletin; o Fransız lbülü adımı ver- Mişlerdir. Lily Pons güzel dir kadın değildir Pakat sey endisini annesi- BİN ikamet ettiği #Partımanda zi- Yarek ettim. Gü Xl, büyük bir apar iman, Amerikan SYaları ile döşen- Mİ. Büyük bir Salon, gayet rahat Aneptler. Fran- MZ eşyaları, daha Bârif olmasına rağmen, Amerikan eş- Yası kadar rahat değildir. Salonda genç muganniyeyi kanepe- lerden birinin üstünde yastıklar ara- MA, gömülmüş buldum. Kucağında bir çok notalar, bazı şeyler ezberii- Yormuş. Beni görünce yerinden kalk- Mak istedi, mâni oldum, yanına yer- im. Çok şirin, çok samimi... He- Men teklifsiz. olduk. Sorduğum Sual- *re mütebessim tavırla tatlı tatlı ce- Yâplar veriyordu. TİYATROY ASIL BAŞLAMIŞ? — Tiyatroya ve sinemaya nasıl Başladınız? dedim. Şöylece anlattı — Tiyatroya başlamama sebep S€- Sm olmuştur. Beni Metro Polite; YAYA angaje ettiren meşhur m to Kandır. Oto Kan musikiye pek Meraklı bir adamdı. Nevyork operası- Wa para verir, yardım ederdi. Yıldız Kesletmeğe de çok faydası olmuştur. | nim sesimi beğenen ahbaplarından Tİ kendisine benden bahsetmiş, o da *vyorktaki mükellef evinde bir ka- | yaptığı gün şarkı söylemek üzere Bİ davet etmiştir. O günkü he Sumi hiç unutmam, çünkü bil i mukadderatım bu ihtiyar milyo- Merin elinde. eğer o sesimi beğenir: €men operaya angaje olurum. Kalabalık önünde ilk defa olarak Yarkı söyliyeceğim, Trak gelecek, $8- #iracağım diye aklım başımdan gidi- Yor. Beni Oto Kana tanıtan ahbabım İli ediyor. h Ne ise nihayet yüz kişilik bir davçt- İ kütlesinin içine düştük. Muh ir salon, Nevyorkun en 2eng «Tİ Orada. Herkes beni yukarıdan aşa- | VA süzüyor, Çünkü vücudüm ufak. ilirsiniz ki güzel ve gür ses daha z/- Yade iri yarı insanlarda olur. Meselâ Fuzo, Nelli Melba, Felya Litvin ilâh., Uğanni ve muganniyelerin ekse Ni Man vücutlü adamlar. vücudümün aklığının herkesin üzerine yaptığ İF gözümden kaçmadı. Herkesi su- iz bayale uğrattığını hissettim, b Asım, heyecanım bütün bütün ar Yordu, CESARET VEREN SÖZLER Milyoner Oto Kan“kend - Lily Pons dim. Yukarıdan aşağı bir süzdü. Hiç şüphesiz o da büyük bir sese malik olabilmekliğim için boyumu küçük buldu. Fakat bana cesaret vermek için mütebessim bir sima ile elini uzatlı, Heyecandan elim buz gibi idi. Bunu hemen hissetti ve dedi ki: — 'Trak gelecek diye korkuyorsu- nuz değil mi? Size bir misal söyliye- yim. Bir gün Sara Bernar bir artiste sormuş, oynamağa başladığın zaman hiç trak geldi mi demiş? Buna Ce- vaben yeni başlıyan artist te yanıp yakılarak traktan çok zahmet çek- tiğini söylemiş. Sara Bernar «trak geldi ise büyük artist olacağına alâ- mettir» demiş. İşte ben de size büyük muganniye olacağınızı tebşir ediyo. Tumiş Oto Kanın bu sözleri bana öyle bir cesaret verdi ki kendisine teşekkür ederek hemeh piyanonun yanına koş- tum. Akompanyatörüm de notaları filân hazırlamıştı. Bilâtereddüt «hay- dedim. Şarkı şöylemeğe basladım. Şarkı söylerken o kadar dalmıştım ki hazitunun üstünde yaptığım tesiri görmüyor, yalnız söylemekle meşgul oluyordum. Şarkıyı bitirdim, henüz kendime gelmemiştim ki bir alkış tu- İ fanı başladı. Hiç bir zaman bu kadar | büyük muvaffakiyet kazanacağımı zannetmediğimden sevincimden göz- lerim yaşardı. O esnada Oto Kan yanıma sokula- rak eşimdi ağlamak zamanı değil gül mek zamanıs deği, OPERAYA ANGAJE EDİLİYOR Devam ettim, o kadar çok şarkı söyledim ki nefesim yoruldu, baygın bir halde kanepenin üstüne düştüm. Bütün davetliler elimi sıkmak, tebrik etmek için müsabaka ediyorlardı. Sa- lona girdiğim zamanki tesirle çıktığım zamanki tesir arşsnda ne müthiş fark vardı. Ertesi günü Metro Politen operaya davet İle hemen angaje edil- 3 ilk başla su geçir n sözlerini h um. Sahnec muganı Sahife 9 ons ile mülâkat Sevimli artist nasıl muganniye ve sinema yıldızı olduğunu anlatıyor İ ketinin orada kurulmasına ve terakki sahneye çıkıncıya kadar öyle söyre- derdim. Hattâ zalimane tenkidler € mekte de ileri giderdim. Fakat bilir misiniz bu trak meselesi artist için kâbus olmuştur. Hattâ ne kadar bü- yük istidatlı kimseler bu trak sebe- binden ileri gidememişlerdir. Ne ks- | dar dahiyane istidatlılar da gene bu trak meselesinden sahneye çıkama- mışlardır. PADEREFSKİNİN KORKUSU ir misal: Bugün dünyanın en meş- hur piyanisti sayılan Paderefski bile traktan çok korkar, Çocuk yuşındanbe: Tİ.konserler veren dünyanın her köş€- sinde alkışlanan bu büyük sanatkâr trak korkusile her konser verdiği zaman titremiştir. Bir gün büyük sanatkâra sordum: «Metr, siz bu kadar büyük Sanatkârsınız neiçin traktan kor kuyorsunuz?> dedim, «Çünkü sanatın büyüklüğü yanında benim büyüki güm hiç kalırs dedi — Pek âlâ, Metr ler sizin kadar musiki vâkıf olanlar dej — İşte vâkıf olmadıkları için hük- metmekte zalimdirler... Bu trak meselesine ait fikrini bir gün de büyük İngiliz aktörü Jori Ar- lise sordum, şu cevabı verdi: . «Trak gelen artistlerin muvaffak ölmaların- daki sebep şudur. 'Trak korkusu hisli ve düşünceli adamlarda olur. Hissiz adamlar trak ne demek oldu- ğunu bilmediklerinden rahat oynar- lar, Fakat hiç bir zaman derin oyni- yamazlar.»> dedi. Ne ise şimdi artık alıştım. Trak korkusu azaldı. Bu hususta sinema çok iyi. Sinema- da trak korkusu hiç yok şayet bir sahneyi bozacak olursanız bir daha tekrarlamak sayesinde düzeltebilirsi- niz. Fakat sahne böyle değil, bir defa şaşırdınız mı İş bitti. Sinemaya başla- maklığıma da sözlü filim sebep oldu. Sahneyi de sinemayı da severim. Şar- kı söyliyeyim de sahnede olsun sine- mada olsun benim için müsavi.» — Hollivut hakkında fikriniz?. — Evvelâ iklimden başlıyalım. İklim itibarile Hollivut dünyanın en güzel yeridir. Kışın soğuk olmaz, yazın sıcak | olmaz, kar yağmaz, yağmur yağmaz. | Hollivutun seması bulut bilmez, güneşi | daima görünür, böyle cennet gibi mem) | leketi nerede bulacaksınız?, Holliyutun bu İklimi sinema memle- dinliyen- erinliğine etmesine sebep olmuştur. Hollivutta a- | çıkta filim çevrileceği zaman kimse ha- İ va ile iştiğal etmez, yalnız gideceği ye- ri tayin eder, İngiltere ve Fransada, Amerikanın başka yerlerinde hal böyle değildi Açıkta filim çevirmek için havayı kol lamak icap eder. Hollivuttan sonra fi- im çevirecek bir yer daha vardır oda Fioridadır, fakat Florida kışınn pek iyi olmasına rağmen yazın pek sıcak olur. Çok zaman büyük kasırgalar olur, bun- ların hepsi muntazam çalışmağa mâni olur. Fransanın Nis havalisi Kotdazuru fi- lim için fena değildir. Fakat Niste de senenin birçok aylarında yağmurlar ya- ğar, bu da Nisin mükemmel bir sinema şehri olmasına mânidir. Hollivuttaki hayata gelince, orada bir hayat vardır. Sinema âlemi. Onun! haricindeki hayat çok asudedir. Nev- York, Londra, Paris hayatı ile Los-An- celesteki hayatı karşılaştıracak olursak oradaki hayat çok sönük, çok sakin ka- hır. Bu sebeptendir ki, gürültülü hayatı sevenler Los-Anceleste sıkılırlar, Orada | güni Iküneti, ıhatini sevenler ya- şarlar, Artistin Holivut | natını diğer! B. 0. İ be ve saire hakkını y mektubumda yazacağım. Yal > Güze MAN bir end olmak için ne yapmalı ? Meşhur artist Ginger Rogers bu husustaki sorgulara cevap veriyor Fred Astaire ile birlikte bir çok fi- limler çeviren Ginger Rogers, Holli- vutun en mütenasib vücutlü artistle- rinden biridir. Bir çok kadınlar, ar- tistin bu kadar müterasib bir vücude nasıl malik olduğuna ve bu vücudü ne suretle muhafaza ettiğine merak ederler, bu sırrı öğrenmek üzere ken- disine mektuplar yazarlar, Ginger Rogers bunların arzusunu yerine getirmek için gazetelerden bi- rinde bir makale yazmıştır. Makal: de vücud tenssübü hakkındaki dü- şüncelerini üzün uzadıya anlatmak- tadır, Artist diyor ki: Ekser kadığların bütün endamlarıdır. Gece gündüz, vücut! rinin tenasübünü kaybetmesi korku sile titrerler, Bence vüçut tenasübü nün bozulmasının başlıca sebebi bu- dur. Bir çok kadınların şişmanlıkla yahut fazin zayıflıkları hep bu kor- ku yüzündendir, Vücudün mütenasib olması için fikrin asude olması lâ- zımdır. İkinci nokta harekettir, Saba akşama kadar oturan veya bi y madan yatan bir kimse kendini mah- volmaktan kurtaramaz. Mesud bir ha yat için en mühim şey çalışmaktır. Boş durmak kadar berbad şey ola MAZ. Ben isimi çok severim, dansa b ırım. Bunun için seve seve çalışırır Esasen bir insanın hoşlanmadığı yapması çok fenadır. Bundan hiç bir fayda elde edilemez. Bir çok kadınlar vücud tenasübü için behemehal bir takım vücud h reketleri yapmak lâzımgeldiğini nederler. Halbuki tens edecek ve zevkle şeyler vardır. Mi mak... Açık h mak kadar sıhhat vw in fayda! Bir çok defa şu su dım 1 şev yol spor yap fükat bünları vüs cud tenasübü için değil, hoşuma git- tikleri için yaparım, Ata, bisiklete bi- nerim, denizde yüzerim, dans ederim, tenis, pinpon oynarım. Bunları, söy. lediğim gibi, zevk için yapanm, Hiç bir zaman bunları yapmağa kendimi mecbur etmem, Nasıl yemeği iştiham bu sporları da tiğim zaman yapanm. Orta yokti inanmam Kâfi der eğine kat kten korkmi a kaçırma vivin ve en sıhhatiniz ye- bünde ayakların zân- rolü vardır, Bir de olmalıdır. D: mesini kaj Her zaman kadar fena şey bı ”, tenasüb boznl ökee pivmek ca katiyyen ayakkabı giymeyi rTulduğunuz zaman ayaklarınızı uza tanız. Ayakta durduğunuz dünüzün müt bir usul tarif od önüne gidin omuzla, rınızın ve erkânızın duvara deyme ne dikkat edin. Dizlerinizi kıvırma dan sırtımızın oöşağısındaki çukuru duvara deydirmeğe çalışın, Omuzları nızı içeri çekmeden vücudünüzün bu kısmının duvara deymesine imkâr yoktur. Fakat siz de omuzlarınızı içe ri çekmekten ictinab etmelisiniz. Mi ek arka kemiklerini- isiniz. outmak ta çok mühimdir man vücu örünmesi için Bir duvarın mızın topukla Bir le otururlar ki ark ribi bi çok kir ları k bu seler öy külür, mide 7 Yarı r ved