Patates kaç türlü kızartılır? "Her mevsimde ve herkes tarafından seve seve yenilen sebzelerden biri de patatestir. Hem ucuz, hem besleyici ve lezzetli olan bu sebze en fazla et yanın- da kızarmış olarak yenilir. Kızarmış patatesin de bir kaç türlüsü vardır. Her ne suretle kızartılırsa kızartılsın dalma ayni noktalara dikkat edilmelidir. İpida yaş patates yağ içine atılma- malıdır. Patatesler, kabukları soyul- duktan sonra yıkanmalı ve temiz bir havli veya torşonla kurulandıktan sonra lâzım olan şekilde &esilmelidir. İkincisi yağ çok kızgın olmalıdır. Üçüncüsü tuzunu daima kızardıktan sonra üzerine serpmeli. En fazia kul- lanılan şekillerinin nasıl kesildiği ve nasıl kızartıldığını anlatacağız. 1 — Patatesin kabukları soyulduk- tan sonra bir parmak kalınlığında par- çalara taksim etmeli, Sonra bu par- çaları bir parmak eninde parçalara kesince kalın ve uzür parçalar meyda- na gelir. Kızgın yağda kızarttıktan sonra üzerine İnce tuz serperek sofra- ya çıkartmalı, 2 — Patatesi soyduktan sonra boyu- na olarak ve iki milimetre inceliğinde kesmeli, Gayet kızgın yağ içerisine ata rak kepçe ile karıştırarak üç dakika pi- şirmeli. Kepçe ile patatesleri yağdan çıkarmalı. Tâvayı ateşlen indirmeli. Beş dakika sonra tekrar tavayı ateşe koyarak yağı çok kızdırmalı, evvelce yarı pişen patatesleri içine atmlı, bir dakika bıraktıktan sonra kepçe fle ta- bağa almalı, üzerine ince tuz serpme- 1i. Bu tarz patatesin ismi (Pommes Chips)dir. Patatesler kuru ve kıtır o- lor, 3 — Patatesler soyulduktan sonra uzunluğuna ve üç dört milimetre ka- lanlığında kesmeli, sonra bu kesilen Parçaları üst üste koyarak ince kibrit Tefrika: No. 43 — Bay Necdet dedim, sizi bir davete — Ne şekilde bir davet?. — Bir gece eğlentisi. — Benimle alay mı ediyorsunuz?. — Hayır... Size yemin ederim. Süzi- nin yirminci senesini kutlamak için bay Danişlerde verilen bir sunreye... — Ah!. O zaman iş değişir. Suarenize Gözlerimi çevirdim, o yavaş sesle: ««Yirminci seneniz» diyordu. Dayan- dığı yerden kalktı, doğruldu ve ora- Yemek listesinden davetlilere kadar her şeyi önceden kararlaştırılmış olan bu resmi toplantılardan ben de Nec- det kadar tiksiniyorum. Esasen böy- le bir şey hazırlamağa da katiyen ni- yetim yoktu. Fakat babamın günler- denberi: «Yirminci yaşın eğlencesiz başlıyamaz» diye ısrar etmesi üzerine çarünaçar boyun eğdim. Süheylânm da yirminci yaşı bütün İstanbul hal- kının işiteceği kadar gürültü ile kut- larımıştı. Ne büyük bir hatıra! İşte benim de bu yaş için unutulmaz bir KIRILAN BEBEKLER | Her neden yapılmış olursa olsun çi- 25, 26, 30, ve nihayet 32 ilmek olunca çek elbisede olduğu gibi evi süslemek için de çok kullanılıyor. Tığ iğnesi ile Ankara yününden örülerek yapılan, ya- hut renkli dradan fölrden modelde gö- rülen çiçeklerin yapılması basit, görü nüşü güzeldir. i numaradaki çiçeği yapmak için Iki numaralı tığ iğnesi ile Ankara yünü almalı, üç ilmek çekmeli ve İlk zincir içine batarak küçük bir yuvarlak yapmalı. Daima dönerek işlemeli ve ilk sırada 6, ikincide 9, üçüncüde 12 diğer sıra- larda da 13, 14, 16, 17, 19, 19,21, 28, kapamalı yünü koparmalı. Bir sap yün alarak renkli ya siyah bir boncuk ge- çirmeli altından bağlamalı (No. 2) bu- mu çiçeğin içine geçirmeli. Dradan veya fötrden yapılacak çiçek İçin (No. 4) de görülen patron üzerine drayı ya fötrü kesmeli. Düz olan iki ucu yan yana getirmeli, ayni renkte ipek ya yünle dikmeli, Bunun da içine renkli böncük konmalıdır. Eğer çiçekler vaz0- ya konacaksa ince tel âlarak üzerine yeşil yün sarmalı ve boncuğun altından geçirerek sıkı dikmelidir. Vazoda İste- nilen şekilde durabilir. (5) numaradaki vazo siyah sırçadan- dır. İçindeki çiçekler sarı, turuncu ve kırımızı dra ve Ankara yününden ya- pılmıştır, (6) numaradaki elbise yakasına ko- mulan çiçekler iki renkten yapılmıştır. Sarı ve mavi. Turuncu ve mor, siyah ve beyaz, ya beyaz ve yeşil en fazla ya- pilıyor. Çiçeklerin altından ayni renkte bir kurdele bağlanıp sarkmaktadır. (7) numaradaki yastık gri kadifeden dir. Yeşil yünden kalin üç kordon sa- rılmış ve arzu edilen renkte fötr ya dradan çiçek konulmuştur. Ellerin yumuşak olması için Elleri çatlıyan ve serileşenler için ta- rif edilen şu İlâç gayet iyi gelir, elleri yumuşatır ve çatlamasına mâni olur. Bir buçuk bardak sıcak su içerisine 15 gram jelatin ile 15 gram asit borik ko- yup eritmeli. Sonra 150 gram gliserin ile bir kaç damla arzu edilen esanstan ilâve etmeli ve bir şişede muhafaza et- meli. Eller yıkandıkça ve yatarken pek 4z olarak ellere sürmeli, çöpü gibi kesmeli (4) Kızgın yağda iki üç dakika daima kepçe ile karıştırarak kızartmalı. Kepçe ile yağdan almalı ince tuz serpmeli, Bunun da ismi (Pom- mes paille) dir. Resimlerde patateslerin nasıl kesildiği görülmektedir. Nakleden : Zeyneb İdil hatıra saklamam lâzımımış, Necdet çok geç, artık ondan ümidi- mi kesip üzülmeğe, kendimi dünya- nin en bedbaht bir insanı gibi görme- ge başladığım zaman geldi. Zihnimde hazırladığım bir sürü sitemler, kina- yeler, esefler «bu saate kadar bir ma- kine gibi çalıştım» diyip ellerimi ha- raretle sıkmasile eriyip gitti. Her nc kadar itiraf etmiyorsa da benim için bir makine gibi çalıştığını gözlerin- den okuduğum an kinim yerini büs- bütün coşan bir sevgiye biraktı. Seli- min kumardan, kadından başka bir şey bilmiyen arkadaşları ârasında Necdeti büsbütün farklı, zeki, hassas buldum. Müzik çalmağa başlayınca önümde iğildi, biribirimize sarıldık. Ben kendimden geçmiş bir halde dö- nerken o gülerek: — Beraber ilk defa dansetmiyoruz değil mi? dedi. Şüphesiz, fakat orada, boğazdan esen rüzgârla, taze çiçek kokularının arasında valsimizde daha büyük bir ahenk, daha coşkun bir serbestlik var- dı, halbuki meraklı bakışlarını üzeri- Portakallı bisküi 250 gram iç badem, 250 gram ince toz şeker, 250 gram portakal kabuğu şekerlemesi, üç yumurtanın yalmz akı, bir kaşık süt almalı. Portakal kabuğu şekerlemesini küçük parçalara taksim ederek bir kaşık sütle karıştırmalı, Ba- demleri makineden geçirmeli içerisine yumurta akını, şekeri ilâve ederek hep- sini iyice karıştırmalı. Yağlanmış kâğıt Üzerine kaşıkla kü- çük kurabiyeler dizmeli üzerlerine şe- kerli süt sürerek kızgın fırında bir çey- rek pisirmeti, mizden bir Tâhza ayırmıyan davetli- lerimden, havası sigara ile bozulmuş bu salondan bilmem niçin korkuyo- rum. Necdeti, ciddi erkekler, Çok yaşlı kadınlarla tanıştırdım, Her söylenilen takdirkâr sözleri, yapılan iltifatları, benden başka kimsenin anlıyamıya- cağı acı bir islihza dolu gülümseme ile karşılıyordu. Salonun bir ucunda oturan bay Mehmed ahbaplarından sıyrılarak iri adımlarla yanımıza gel di. Daha tanışlırmağa vakit bırak. madan Necdetin omuzlarına dostça bir iki yumruk attıktan sonra: — eŞen ada» yı yazan sizsiniz değil mi? Ah delikanlı! Ne eserdio alla- hım!.. Şuraya oturup konuşalım. de- di. Babamın dediği gibi bay Mehmed «müthiş bir adam». Dünyada bilme- diği şey yok. Bu defa da edebiyattan konuşmağa başladı. Yarın önüne ge- lene «küçük Necdetis nasıl keşfetti- ğini anlatacak, Bay Mehmedde tak- dir ettiğim hir cihet varsa o da şöh- retinden emin olduğu insanların üşen;| meden, yorulmadan dost oluncıya ka» dar peşlerinden koşması, Gözlerimle uzaktan onları tetkik ediyordum. Bay Mehmed bir . akademisyen tavrı İle mönoklunu ikide bir düzelterek yarı ciddi yari gülerek bir şeyler soruyor, anlatıyor, Necdet de imtihana girmiş Odaların güzel kokması için Kaloriferli yahut kok sobalı ev ve apartımanlarda fazla kuruyan havayı rutubetlendirmek için Yadyatör ve 50- ba üzerine içinde su bulunan porselen veya emaye küçük kaplar koymak âdet olmuştur. Son zamanlarda bu sudan İs“ tifade ederek odaları güzel kokutmak için çaveler düşünülmüştür. Su doldu- rülen bu küçük kaplarm içerisine 0- tuz kırk damla güzel kokulu bir tuvalet suyundan, losyondan damlatarak rad- yatör ve soba üzerine koymalı. Hararet- Je yaraş yavaş ısınan su İle beraber los- yon da tebahhur ederek odaya gayet Yâtif bir çiçek kokusu yaymaktadır. bir talebe gibi ermek: yea ve- riyordu. Nibayet güçlükle bay Meh- medin elinden kurtulduktan sonra yanıma geldi: — Süzi bu bay Emin Mahmud de- gil mi? — Emin Mahmud kim? — Şu meşhur filozof. Tarır gibi ol- dum da... Kahkaha ile gülmeğe başladım. — Benzetmek kabiliyetiniz pek Kıt dedim. Meşhur f1l020f bu salonda öy- le mi?.. Hayır hayır dostum yamlı- yorsün. Emin Mahmud filân değil, kısaca Mehmed, çok zengin zavallı bir tüccar, Elimle biraz ötede arkadaşları ile konuşanı Emeli göstererek: — Babası, dedim. — Ya öyle mi?.. Güzel bir kız! — Hakikaten güzel değil mi? — Haklısınız. Kıskanmakla beraber Emelin güzel oluşunu açık bir kelble itiraf ettiği için ses çıkarmadım. — Bu dansı onunla etsenize, dedim. Necdet sözümü dinledi. Ben de bay Zühtünün oğlu Nedim fle üç çeyrek saattir istediği tangoyu oynadım. Za- vallı çocuk danstemiyor sevinçten Ateda uçuyordu. Ben ise dalgındım. 'Emeli tekrar aldığı yere bırakan Necdetin yanına gittim. Moda haberleri Bu sene vualetler usun ve Vöİ olarak şapkaların üzerine ko caktır. Bazıları yüze gerilerek ki uçları omuzlara kadar sarkacak” tar. # Gayet ensiz kurdelelerde "on renk intihap ettikten sonfö bunlar yanyana getirilerek elbiselere kemer yapılıyor. Beld& Dir klip ile tuldurulan kurdeleleri uçları eteğin üzerine sarkmaki& bi örülerek yapılan kolye bilezik & kemer ince yünlü elbise ve tayör” lerle çok kullanılıyor. # Her ne çeşid olursa olsu şapkaya elbiseye, tayyöre çiçek takmak modası İni etmiş tir. Örme yünden dradan, deri: camdan, ince hasırdan sarı ve VE AM EMA AE > * Yann emprimeden tayör, elbise, bluz ve tünik yapılacaktı”: Ağaç kavunu reçeli Adana F. Öztunç: Ağaç kavunu # gelini yapmak için ağaç kavunlarını limon rendeler gibi üstündeki sarı ğu rendelersiniz. Gözeler | yikadiiilii sonra ortadan uzunluğuna k İçini çıkardıktan sonra kalan yalnız Kk” buğu istediğiniz büyüklükte ve kesersiniz su ile ateşe koyar iyice şayıncıya kadar haşlarsnız. Bu suyu zerek soğuk su içide atarsınız, Sabab şam suyu değiştirirsiniz. Acısı çıkınca ağaç kavununun boyuna göt (orta boyda ise ikisi içir Bir kilo, BYE se bir kilo iki yüz elli gram hattâ buçuk kilo) şeker alırsınız, koyuca > tirirsiniz. İçine vanilya atıp yarım mon sıkmayı unutmayımz. Suda olan ağaç kavunu parçalarını birer bir“ alır hafifçe sikarak suyunu çıka sonra ateşte kaynıyan şekerin içine siz. Ağnç kavunları şeffaf olup içine # kerini tamamile alıncıya kadar kayn” nız. Bu reçel bazan soğuyunca biraz # lanır, tekrar bir daha eski kıvamına linciye kadar kaynatınız. Kavanoza 3€' leştirip üzerine şekerini dökünüz. UÜ müddet dayanır, gür ak i Nasıl? diye öleli — Çok güzel, hem de göründüğü”. » dar saf değil. Sonra o kadar çevik ; kadar çevik ki.. — Benden daha mi çevik? — Hayır sizin gibi. Bu cevap üzerine vücüudümderi ürperme geçti. Ben her şeyde bi kasından biraz daha üstün er isterim, Fakat Necdetle tekrar ai irimi kendi hususi otomobili ile diyeköyündeki evine götürmeği (İİ lif etmiş. — Bu çabuk başlıyan ne dersiniz? diye sordu. — Sevinmediniz mi? — Şikâyet etmiyorum. mezi eda — Tebrik ederim Süzi: durmadan Necdet çe Herhalde sen de memnun olursuP” pe Büyük salonda tertib os Halenin Bebekteki evinde lr ponk maçını seyretmek için L&Y