4 | | bö 28 Şubat 1917 Eminönü Halkevinin bir tetkiki.. Kaç türlü büyü vardı ? Bu saçmaları nasıl yaparlardı ? AKŞAM Bir kaşığa su dolduracaksınız.. Göbe- ginizin üstüne koyup Eminönü Halkevi dil, edebiyat ve tarih şubesi gayet dikkate şayan bir tedkik yapmaktadır. Bu tedkik halk şarkılarına, halk oyunlarına, İstan- bulda söylenen bütün masallara, halk arasında yerleşmiş ats sözlerine, halk Aâdetlerine dairdir. Bu meyanda Halkevi eskiden halle arasında yapılan hemen bütün büyü leri toplamıştır. Kaç türlü büyü var- dır? Büyüleri nasıl yaparlarmış? Şi- rinlik muskası nedir?.. Bu suretle yüzlerce büyü tesbit edil- miştir. Bu büyülerin yapılmaları nok- tal nazarından, çok tuhaf ve gülünç olanları vardır. Meselâ kaybolan eşyayı mahsus bir büyü... Bunu şöyle yaparlarmış: Eşyanızın kaybolduğu evde kaç kişi varsa o ka- dar parça ekmek alacaksınız. Bu ko- ca ekmek parçalarının üzerine büyü- nün tılsımında gösterilen bir takım acayip yazıları yazacaksınız. Sonra ev- dekileri birer birer çağıracak, hepsine bir parça ekmek vereceksiniz. Herkes ekmeğini çiğnemeden yut” mağa mecburdur. Kim ekmeğini çiğ- nemeden yutamazsa yandı. hırsız O o imiş. Siz saçmalığa bakınız bir kere.. ya adamcağızın boğazı darsa?.. Sonra ko- ca ekmek çiğnemeden yutulur mu?... BİR KİMSENİN ÖLMEYİP SÜRÜNMESİ İÇİN Büyüler ârasında bir kimseyi öldür- meyip süründürmek için şu saçma tav siye edilmektedir: Bir kimseyi öldürmeyip süründür- mek istiyorsanız, kendisinin balmu- mundan küçük bir heykelini yapacak- sınız, Daha doğrusu balmumundan insan vücuduna benziyen bir cisim yapmanız kâtidir. Bunun iki omuzuna birer iğne sâp- lanacaktır. Bundan sonra omuzların- da iğne saplı olan balmumundan in- san şekli bir mezarlık önünde üç yol ağzına, yahut bir hamam eşiğine bi- rakılır. Bu suretle istediğiniz adam ölmez, fakat sürünürmüşi... HÜSEYİN RAHMİNİN ROMANINDAKİ BÜYÜ! Bir kimseyi öldürmek için yapılan büyüleri de Halkevi dil, tarih, edebi- yat şubesi toplamıştır. Büyüler ara sındaki «Sabun büyüsü; nü, başta kıymetli romancımız Hüseyin Rahmi olmak üzere birçok halk muharrirleri- miz yazılarında tasvir etmişlerdir. Bu sabun büyüsü bir vakitler İstan- bulun en meşhur büyüsü idi. Bu büyü şudur: Bir kimseyi öldürmek için bir kalıp hiç kullanılmamış beyaz sabunun üstü- ne kırk bir iğne batırılır. Bu sabün okunur, üflenir ve kefenlenir. 'Terci- bulmağa ÇEYYANAN RE — b 3 Ve lYLARAA NI YAY AY MAN 2 Eminönü Halkevi tarafından topla- han büyülerden: Her murad için kullanılan talsım bu imiş. SUNUN Yy Bide deye değerde ge 04703 45 “63 vayep -. A İŞİ Mbs ii Olene Çocuk olması İçin kullanılan talsım. atılır. Sabun kuyuda erirken büyü yapılan kimse de yavaş yavaş zayıflar, kud- Tetten düşer ve nihayet sabun kuyuda tamamen eriyip bittiği zaman ölür müşl... İnsan kırk gün, kirk gece oturup düşünse böyle bir saçma icad ede BAŞKA BİR ÖLDÜRME USULÜ! Bir kimseyi öldürmek için bir tane kuru bakla alınır, okunur, üflenir. On- dan sonra bakla tanesi ağzına kada su dolu yeşil bir çömlek içine bırakılır. Çömleğin ağzı iyice kapatılır, Bakla çömlekteki suyun içinde gevşeyip şi- şer ve şiştikçe büyü yapılan kimsenin vücudu da şişmeğe başlarmış, nihayet büyü yapılan insan o derece şişermiş ki yerinden aynayamıyacak bir hale ge- lirmişi... Hiçbir tarafı tutmazmış, Bakla parçalanınca büyü yapılan da ölürmüş!... DELİ OLMAK İÇİN BİRE BİR! han büyü yapılân adamın evindeki "Toplanan büyüler içinde her mura- kuyuya, olmazsa başka bir kuyuya | dın olması için yapılan acayip bir bü- Yalvaç civarında bulunan eski eserler Yalvaş (Akşam) — Yalvaç civarında eski eserler bulunmuştur. Yalvacın yarım saat yakınında Hisardan çıkarılan eski Türklere aid mermerden ik duvar tezyinat orta okula nakledilmiştir. Resimde bu eserler görünüyor. bekliyeceksiniz yü vardır. Bu büyüyü yapanın deli ol- mamasına imkân yoktur. Büyü şudur: Gönlünüzde kaç mu- rad varsa her biri için 6676 elif yaza- caksınız.. her yüz elifi yazdıktan son- ra mırıldanacaksınız: — Ya mübarek elif.. ya aziz elif. y& gerit elif... Nasıl posteki saymak daha kolay de- ği mi? BOŞANMAK İÇİN Boşanmak için tavsiye edilen saçma Wse bir şaheserdir. Hiç kullanılmamış bir kaşık alacaksınız, içine su koya- caksınız. Bu suya murabba biçiminde yazılan bir tılsım atacaksınız. Karınızı açacaksınız. Gözlerinizin üstüne bu su dolu kaşığı koyacaksı- nız ve: — Nasrun minallahe ve fethün ka- rib.. diyeceksiniz. Üç gün bekliyecek- siniz... Muhakkak talâk vaki olacak- mış... DİL BAĞLAMAK İÇİN! Tesbit edilen büyüler arasında saç- malıktan yana şunlar da mükemmel dir ; Birinin ağzını, dilini bağlamak için kırk bir buğday alınacak, her birinin Üzerine (Elemtere keyfe) suresi oku- nacak ve bir tavuğa yedirilecek, Bü- yü yapılana her halde bir şey olmaz ama tavuk yaşadı! İki kişiyi biribirinden ayırmak için | büyük bir parça ekmek üstüne bir ta- kım rakamlar yazılacak.. başta 449 rakamı bulunacak. sonra 111 rakamı...| Bu ekmek tabiri mahsusu ile «Kars | bir kelbe> yani siyah bir köpeğe veri- leceki... l Gene iki kişiyi biribirinden ayırmak için bir arpanın üzerine bin ihlâs oku- nacak ve bir hamurun içine konup bir eşeğe yedirilecek... şubesinin gezileri gezilere iştirak eden doktorlar da has- ta köylüleri muayene ve tedavi etmek- tedir. Yukarıki resmimiz, geçen hafta Teke köyüne tertib edilen geziye işti- Tak eden zatlardan bir grupu gösteri- yor. Yoksul çocuklar Erbaa çocuk esirgeme kurumunun hayırlı faaliyeti Erbaa (Akşam) — Çocuk Esirgeme Kurumu geçen yıldanberi büyük bâ- şarılar göstermeğe başlamıştır. Bz- cümle $0 yoksul ve kimsesiz çocuğu okutmak ve yetiştirmek için bir pan- siyon açmış, kitap, defter, kalem, elk bise ve yiyeceklerini temin etmiştir. Kasabadaki muallimler de bu yav- ruların gece müzakerelerini üzerleri- ne almışlardır. Kurumun başkanı hü- kümet doktoru B. Hami Hasekili her hafta muntazaman köylere gidiyor ve hastalara bakıyor, bunlardan muhtaç- lara Kurum “hesabına parasız ilâçlar verdiriyor. Bu kurum bayramda da seksen dört yoksul yavrunun giyinmesini temin etmiştir. Büyük bir feragatla çalışan kurum başkanına muvatfakıyetler di- leyerek kendilerine burada alenen te- gekkürü bir borç biliriz. niçin doğdu, Tefrika No. 27, «İttihad ve Terakki » nin son devirlerinde suikasdlar ve entrikalar Cemiyet nasıl battı? Teceddüd fırkası Sahife ? nasıl dağıldı? Yazan: Mustafa Ragıb Canbulat, KaraKemale çatmak Için an- sızın odaya girdi, çarpışma muhakkaki, Kara Kemal beyin iddiasına göre, şehremininin İstanbula zahire satın almak üzere Anadoluya gönderdiği memurlar, ayni zamanda Canbulat beyin mahrem ve hususi talimatile har reket eden kimselerdir. Bunlar, bir ta- raftan muhtelif cinste erzak mübayaa etmekle beraber, diğer taraftan, halk arasında, hükümetin icraat ve siyase- tinden memnun olmıyan unsurları tahrik edecekler ve bunları İstanbula gelmeğe davet edeceklerdi. Anadolu- dan gelecek olan bu insanlar, Canbu- let beyin tesis ettiği (endaht mahal- leri) nde silâh kullanmağı öğrenecek- ler ve ayni zamanda Şehremaneti ta- rafından - gizlice - fhuavenet görecek- lerdir! Bundan başka - gizli komiteci- Mk usullerine pek iyi vakıf olan - Can- bulat bey İstanbulda da bazı kimseleri toplıyacak ve bunlara da ayni suretle atış talimleri gösterdikten sonra gü- nün birinde teşkil ettiği bu kuvvetle yeni bir (taklibi hükümet) yapacak ve kendisi işin başına geçecektir! MAKSAD, ŞEHREMİNİNİ İSTİFAYA MECBUR ETMEKTİ.. Kara Kemal bey bu iddiasile ortalığı bulandırmakla her şeyden evvel Can- bulat beyi Şehremanetinden uzaklaş- tıracak vaziyeti hazırlamağa / çalışı- yordu. Şehremininin Anedoluya gön- derdiği memurlara böyle bir isnadda bulunmakla Anadoludan İstanbula | yapılacak zahire sevkiyatını felce uğ- ratacak, bu suretle İstanbul gene bir iaşe sıkıntısı karşısında kalınca bun- daki muvaffakıyetsizlik bu sefer de Şehremanetine yüklenecek ve her şey- İ den çarçabuk münfail olan Canbulat bey de Şehremanetinden çekilmeğe mecbur olacaktı. Bu takdirde gene şehrin iaşe işleri kendi kurduğu te şekküllerin eline geçecekti! Fakat Kara Kemal beyin bu (tak- ibi hükümek) masalına da inananlar pek azdı. Bilhassa Talât bey, «Kü- çük efendiz nin ne gibi hislerle hare- ket ettiğini ve yeni vaziyet karşısında nasıl çırpındığını pek iyi biliyordu. Bu- nun içindir ki bu sözlere büyük bir kıymet vermedi, hattâ böyle şayialar ve rivayetleri ortaya çıkarmasının doğru olmadığını da Kara Kemal be- ye oldukça sert bir lisanla söyledi. Esasen O tarihlerde henüz cemiyet- deki ikilik ve münaferetler - (Ya- kup Cemil vakası) etrafındaki mese- le ve hâdiseler gibi - «İttihad ve Te- rakkiş nin bünyesinde vahim tesirler yapacak ve bir hükümet iskatı te- şebbüsüne yol açacak derecelerden uzaktı. Bu itibarla Canbulat bey gibi koyu bir ittihadçının böyle bir teşeb- büse girişmesi imkânı yoktu. HALBUKİ (ENDAHT MAHALLERİ) Nİ ENVER PAŞA AÇTIRMIŞTI Şehremininin İstanbulda (endaht, mahalleri) tesis etmeğe çalışması, bi- raz da Harbiye nezaretinin gösterdiği Yüzumdan ileri geliyordu. Bilhassa mamış kimselerin silâh kullanmağa alışmalarını temin etmek üzere Şeh- remaneti gibi sivil bir müessese tara- fından böyle (endaht mahalleri) te- sisini lüzumlu görmüş ve Canbulat bey Şehremini tayin edilir edilmez bu fikrini yeni Şehreminine açmıştı. Harbiye nazırının bu arzusunu pek yerinde bulan Canbulat bey de Şeh- remanetinde yapacağı mühim ve müstacel işler arasında bu (endaht mahalleri) nin tesisini de programi- na koymuş, ancak bu “teşebbüsüne resmi bir sıfat vermek ve hükümetin de tasdikini almak üzere hazırladığı nizamnameye böyle bir kayd ilâve et- mişti. Mesele bu kadar basit bir mahiyet- ten ibaret İken, Kara Kemal beyin bu teşebbüsü bu — suretle istismare kal- kışması hiç te yerinde değildi. Bilâkis cemiyetin «Küçük efendi si, hükü- metin - halkın müdafaa kudretini art- tırma bakımından - takip ettiği bu siyasete nüfuz edememekle de ayrıca bir gaf yapmış oluyordu! CAMBULAT BEY KIZMIŞTI VE... Diğer taraftan Canbulat bey, aley- hinde dönen propagandalara vakıf o)- muştu: Şehremini, muarızlarının ne maksatla hareket ettiklerini ve elle rinden kaçan mehfaatli ve kârlı işle. rin inkisar ve hüsranı ile nasıl ken- disine bin türlü müşkilât çıkarmak istiyeceklerini daha bu memuriyeti kabul ettiği gün tahmin etmemiş de- ğildi. Fakat, Şehremanetinde göstere- ceği icraatın da böyle bir tarzda aka- mete uğratılmağa teşebbüs edileceği- ni de düşünmemişti. Şehremaneti muavini Bekir beyin azlinden sonra- ki hâdiseden başka, Kara Kemal beyle arkadaşlarının bu sefer daha şiddetli ve tehlikeli bir vaziyet aldıklarını gö- rünce, büsbütün asabileşti ve kozunu bizzat Kara Kemal beyle paylaşmağa karar verdi. «İttihad ve Terakki» nin bu eski fedaisi, aleyhinde yapılan bu teşeb- büs ve propagandalar üzerine mus- rızlarının da, kendisinin de şefi bu- Tunan Talât beye müracaatla şikâyet etmeği bile lüzumsuz görüyordu.. CANBULAT BEY KİMLERİN YANINDA MÜNAKAŞA ETMEK İSTİYORDU? Böyle hiddetli ve asabi bir haleti Tuhiye içinde bulunan Canbulat bey, musrızı Kara Kemal beye çatmak için yeni bir bahaneden istifade et- meği düşünmeksizin, bir gün, Şehre- manetinden çıkarak doğruca (Mer- kezi umumi) ye gitti. Esasen Canbulat bey, Kara Kemal geldiğini evvelce tahkik ettirmişti. Çünkü o, Kara Kemal beyle bir oda- da başbaşa kalarak ve yahut münha- sıran «Küçük efendi nin kendi ta- raftarlarının bulunduğu bir yerde bu- Juşarak çatışmak istemiyor; (Merke- zi umumi) Aza ve mensuplarının da hazır olacakları bir yerde cemiyetin İstanbul mümessiline son ve kati der- sini vermek emelini besliyordu. Can- cepleri içine sokmuş bir halde Kara Kemal beyin önüne kadar ilerledi, yü- sü hiddetten kıpkırmızı kesilmişti. Bütün tavır ve hareketlerile Kara Kemal beyin üzerine atılmak, muha tabını dövmek, tokatlamak istediği ni gösteriyordu. farkası var) EŞ “e EZ MANA ai