3 Şubat 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

3 Şubat 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahife 6 ç———— KARİ MEKTUPLARI: a m Radyodan bir şikâyet Dün bir aldık: «Son günlerde İstanbul radyo- su bir parça iyileşti. Gündüz nöşriya- tında alaturka havalarda deği'se bile «lafrangada iyi plâklar seçildiğini gö- rüyorum. Yalnız eksik olan bir şey var: Bu plâkların adları söylenmiyor. | s<Her sadyo meraklısı bilir ki Av- rupa radyo İstasyonları plâk neşriya- tında, çalınan plâğın başında ve s0- nunda plâğın ismini, okuyan ve yahut çalan artistlerin, orkestranın isimle- rini, hattâ plâğın numara ve marka- sını söylerler. İstanbul radyosu da hiç olmazsa her çalınan plâğın ismini başında bir kere söylese faydalı bir iş görmüş layınca biribirini ün plâklra: sıra ile çalı- n plâkların adı hakkında emiyor. Avrupa radyoları çalınan plâğın veya havanm adımı söyledikten başka sık sık «burası şu kadar tulü mevcli falan radyo mer- kezidir. Falan artistin şu havasını dinlediniz» diyerek tesadüfen orask ni bulan dinleyiciyi merakta bırakma- mak İçin izahat verirler. Son zâmüântarda radyo neşriyetımıs zı ıslah etmek için ciddi teşebbüsler vardır. Yeni istasyonlar kurülüyor, neşriyata daha cazib bir şekil vermek üzere hazırlıklar yapılıyor. Bu çalış- malar devam ederken bu gibi noksan- ları da ikmal etmeliyiz m ama Burdur postası Burdur (Akşam) — Şimendifer ta- Tifesinin değişmesi haftanın her gü- 'nünde gazete okumamıza engel ol muştur. Bu vaziyet karşısında İstan- bul postasını ancak haftada dört gün ala'wieceğiz. Buna bir çare buluna- ağını ummaktayız. 936 yılı birinci teşrin ayı başından- beti Burdur - Afyon şimendiferi işle- meğe başladığı ve iki ay evvel şehirle istasyon arası posta sürücülüğü mü- teahhidine ihale edildiği halde Bala- dz Burdur arası posta seyyarının tayin olunmaması dolayısile İzmir ve İstanbul postaları - otomobillerle Dinardan alınmaktadır. Bu vaziyet karşısında şimendiferin bazan teeh- bürle gelmesi yüzünden posta otomo- illerinin boş döndükleri de vaki ol- maktadır. Hem de halk posta ile paket sevki- yatında kara tarifesi üzerinden fazla para ödemek zorunda kalmaktadır. Düzeltilmesi imkân dahilinde olan bu işin yakında halledilmesini ilgili ma- kamlardan dileriz. İmroz postası Tekirdağ . (Akşam) — Marmarada İmroz postalarının tekrar başlaması ye bu münasebetle İstanbul - Tekirdağ arasında gündüz vapur servisleri yâr pılması halkımızı çok sevindirmiştir. kariimizden şu mektubu m 936 Senesinde imar, kültür, ticaret ve sanayi bakımından mühim neticeler elde edilmiştir Gaxi Antep (Ak- şam) — Gazi An- tep geçen bir yıl içinde imar, kül tür, ticaret ve sa- nayi bakımından oldukça mühim terakki göstermiş. tir. Bunları hulâ- saten (o bildiriyo- rum: Belediyece; şehrin dahili ve civarı ha- Bi ritaları ikmal olun. muş, müstakbel şehir plânı 937 de tesiim alınmak ü- zere mimar Yan- sne verilmiş, Su tesisatı, bu sene tamamlanmak ü- zere - (240) bin-liraya. ihale edilmiş, asri mezarlık tamamlanmak üzere bulunmuş, cenaze kamyonu getirtil- miş, ekmek fabrikası için hazırlıkle- ra girişilmiştir. Liseye iki paviyon flâve edilmiş, ya- tahı olmuş, talebe sayısı yedi yüz otu- za çıkmış, 925 deki 60 mektep, 2338 talebe ve 105 öğretmen varken bu miktar şimdi (80) mektep, 172 öğret- men ve (1661) kız olmak üzere (7648) talebeye fırlamıştır. Ayni sene (75) ulus okulu açılmış ve bunlardan (745) vatandaş vesika almışlır. Salgın hastalıkları önlemek için bir Zahire piyasası Fakılıda kış yüzünden fiatlar yükseldi Fakılı (Akşam) — Şiddetli kış yö- zünden yolların kısmen kapalı bu- lunması; piyasada derhal tesirini göstermiş ve fiatleri derhal yükselt | miştir. Buğdaylar 4 kuruş 18 para İle 5,5, arpa 3, çavdar 4 kuruş üzerinden muamele görüyor. Boğazlıyan kazası köylerine yerleş- #irilen Romanyalı muhacirlere kış için yemeklik buğday tevziine karar verilmiştir. Tevziata yakında başla- nacaktır. Fıkılı istasyonunun bekleme salo- nundaki soba yakılmamakta olduğun» İ tirtilerek mevcud fabrika ıslah edile- dan yolcular, soğuktan müteessir ol- makta ve bu vaziyetten şikâyet et- msktedirler, Alâkadar makamın na- zarı dikkatini celbederiz. KIRILAN BEBEKLER Tefrika: No. 12 Kimbilir «Hayatın seraplar» ndan ne büyük felsefeler çıkarıyor... Bir sabah yine Şuşut beni Taksime götürüp bıraktı. Hava kapalı ve çok sıcaktı, nerede ise bir fırtınanın ko- pacağı belli idi. Pervini ayakta fakat basta buldum, Mithat asabiyetle diş- lerini sıkıyor, zorla bir iki kaşe yut- turmağa çalışıyordu. Beni görünce: — Ben de sizi bugün Bentlere gö- türecektim, günümüz ziyan oldu, de- di. Öyle hiddetli /di ki şaşırdım: Zaten fırtına çıkacağa benziyor, dedim. — Çikarsa çıksın, ölmeyiz ya? El bette sığınacak bir yer bulurduk. — Böyel somurtgan bir yüz yakış- miyor Mithat. Pervin de sofraya oturmak istedi, fakat zavallı o kadar bitkindi ki yeme- ği hiç te şereflendiremedi. Yemekten sonra onu berjero yerleştirdik, derhal gözlerini kapadı. Biz de âdetimiz veç- hile büyük kanapeye gömüldük. Çok yavaş bir oesle: — Pervin ne güzel kadın! dedim, Nakleden : Zeyneb İdil İztırabı onu bir kat daha güzelleşti- riyor. Mithat alay ederek: 9 Öyle mi buluyorsunuz? diye sor- Az kaldı dövecektim. Kulağıma usulma fısıldadı: — Pervininizi . bin kere cebinden çıkaracak kadınlar var, — Benlm için ini söylüyorsunuz? O anda gök müthiş bir surette gü- rüldedi, ve Pervin gözlerini açtı. — Ah çocuklar affedersiniz! Siga- ralarınızı yatak odasında unuttum, zahmet olmazsa getirir misin Süzi? dedi. Koşarak odadan çıktım, arkamdan ayak sesleri geliyordu, Mithat: — Aman mahcup ediyorsunuz, ben getiririm, diyordu, İşitmemezlikten gelerek odaya gir- dim sigaraları aldım. Dönerken onun iri kolları yolumu kesti; — Sevgilim! Aklım çok geç başıma gelmişti, — Bırakın da geçeyim. Cevap vereceği yerde bir ahtapot senede on İki bin kişiye tifo, on bin kişiye Neoselvarsan, 154 kişiye jenul, kişiye Neoselvarson, 154 kişiye Jenul, dört bin kişiye civa ve elli kişiye de cıva merhemi aşıları vurulmuş, &it- malıları yirmi bir kilo kinin dağıtıl- mıştır, 75 yataklı memleket hastane- sinde on beş bin vatandaşa parasız poliklinik muayenesi yapılmış, 1264 kişi hastaneye yatırılmış, 678 ameli- yat, 3843 lâboratuvar muayenesi ve 420 heyeti sıhhiye muayenesi yapıl mış, 141 âdi rapor verilmiş ve 21 ku- duzlu tedavi olunmuştur. 'Trahom mücadele hastanesi ve dispanserlerin- Samsunda Elektrik işleri Yeniden altı bin lira sarfile 500 beygirlik bir makine alınıyor Samsun (Akşam) — Samsunda elek- irik işine çok önem verilmektedir, Bu yıl belediye tarafından 500 ilâ 600 bey- girlik buharla çalışan bir makine ge- cektir, Ayni zamanda Su fabrikası da uzatılacak hatlar vasıtasile bu maki- neye bağlanacktır. İşler nihayet bir yıl içinde başarılacak ve altınış bin lira kadar bir para sarfedilecektir. Av esnasında bir kaza Erzincan (Akşam) — Erzincan se- rumhane müdürü Avlanmak üzere dolaşırken ayağı kaymış ve düşmüş- tür. Bu esnada elindeki tüfek patlı- yarak 80l elinin parmağını uçurmuş- tur. gibi bütün Yücudün n& seci. Bağır- mak istiyordum, sesim çıkmadı. O za- man başımı geriye çekti, ve sert du- daklarının altında dudaklarım ezil- di, İnledim, Fakat derin bir sıcaklık bütün damarlarımı satmıştı. Gayri. ihtiyari dizlerim büküldü. Bu adamın beni içtiğini, bu andan İtibaren her şeyin, her şeyin bittiğini ve hicabımı İ görmemek için bir daha uyanmıya- cağımı zannetmiştim. Kollarını yavaşça çekti. Ben ancak: — Alçak! diyebildim. Gülümsüyordu; karışan saçlarını | ellerile düzelterek: İ — Gidelim, dedi. | Pervinin yanına tekrar döndük, tekrar ayni kanapeye oturduk. Hem | sipara içiyor, hem düsünüvördum. Artık ben, ben değilim, bir sefil, bir bed. bahtım. Fikirlerimi bir araya topla- manın imkâm yoktu. Hakikaten isti- rap mı çekiyor yoksa memnun mu oluyordum? Bilmiyorum... Yalnız, parmaklarımın arsada titreyen âi- garamı görüyordum. iy Hayatımda hiç bir şey değişmedi; yine uyuyor, yemek yiyor, Şusuta ta- kıhyorum, Hep ayni, eski terane. Yal- | niz şimdi aynaya bakarken gayriihti- yari bir reverans yapip: — «Mithata ikram edilen dudaklar, gevşetti, sonra gün aydınızı.. İ gibi sürüklüyor. | <İşte, iştes diye bağırıyorum. Bu «ş- (8154) tedavi alti- na alınmış, (710) ç kişiye göz ameli- i yatı yapılmış ve (286) (o vatandaş hastaneye yatıni- mıştır, Dokuma (ote gâhları, o normal vaziyetlerini mu- hafaza edebilmiş, bir iplik fabrikesı açılmış, Ticaret o- dası İzmir sergisi- ne ve Ankara eliş- leri sergisine işti- rak etmiştir. On dört kilomet- re şose esaslı süret- te tamir olunmuş, sekiz menfez inşa edilmiş, Kilis - Islahiye yolunda yirmi kilometrelik tesviye ıslah olunmuş, ayrıca otuz beş menfez, 22 kilometre şose, 36 metre açıklığındaki Afrin köprüsü ve Aksu köprüsünün beş gö- zü, bitmiş ve bitmek üzere bulunmuş- tar. Pamuk zeriyatına ehemmiyet veril- miş, fıştık enstitüsü açılması karar- laştırılmış, fenni surette üzüm kurut- ma tecrübeleri yapılmış, muzır hay- van ve haşeratın tahribatına mâni ol- mak için mücadeleye girişilmiş ve muvaffak olunmuştur, Erzincana su İlkbaharda demir borular ile şehre getirilecek Erzincan (Akşam) — Umumi mü- fettişlerin kongresinde Erzincan içme! KADIN KÖŞESİ — Dantel elbise Pembe yünlü dantelden öğleden sonra giyilecek elbise, Belinin kemeri ve eldivenleri kahve rengi kadifeden” dir. EEE EEE Yeni vapurlar Müzakere bugünlerde bitecek, mukavele yapılacak Denizyolları idaresinin Avrupaya si pariş edeceği yauprlar için Alman muf rahhaslaria müzakerelere devam olun” maktadır. Görüşmeler bugünlerde bi- tecektir. Bu görüş i müteakip idö* re İle murahhaslar arasında bir mu kavele tanzim edilecektir. Mukavele her iki tarafça imzalandıktan sonrg sularının şehir kenarma kadar demir İ İktisad vekâletinin tasdikine arzedile- yolları idaresi tarafından demir bo- rularla getirilmesi kararlaştırılmış ve bu işe ilkbaharda başlanacağı üçün- cü umum müfettiş bay Tahsin Özer tarafndan bildirilmiştir. Bura hal kmda büyük bir sevinç vardır. Çün- kü belediye bütçesi bu işin başarılma- sıni müsaid değildir. Şehrin içme suları ölçülürken umu- mi su kehrizinin yeri çökmüş ve şeh- rin bütün çeşmeleri bu yüzden 24 saa; akmamıştır, Belediye reisi bay Hakkı Altıok bizzat başında bulun- mak üzere geceli gündüzlü ameliyat neticesinde sular akıtılmıştır. Bu ame- liyal esnasında soğukların tesirinden belediye reisi de olmak üzere çalışan amele ve memurlarm da bir kısmı hastelanmıştır. demekten kendimi me- nedemiyorum. Hatta bazan dudak- Jarımı öne uzatıp O anı yasımak İsti yorum. Eski temiz hislerime gülüyor, Bebekten dönerken otomobilde dizle- rini sıkıştırdığı için Mithafa kızan genç kızi hayretle anıyorum. O genç kız ben miydim acabe? Evvelee, Mit- hatın bütün ahlâksızlıklarını bildiğim halde kalbimde daima ona karşı mü- samaha dolu bir köşe saklardım; şim- di ise bu müsamaha bir şükran şek- Hni aldı. Halbuki şükran hissedece- gim yerde, kendimi koleksiyona iğne- lemiş budala kelebeklerden bir tanesi gibi görerek, kızmam, ağlamam, ba- ğırmam lâzım, heyhat! Fazla pek faz- la sakinim. Benliğimi bir alçaklık dal- gası kaplamış, saman çöpü sürükler Kendi kendime: tes lerin mânası: Genç kızlık rubumu İ dolduran prensiplerimi, faziletelrimi, lekesiz hislerimi, hepsini, hepsini siz- | lere dağıtıyorum, bana artık lüzumu kalmadı demek Geçen gün Şuşuta sordum: — Doğru söyle mavi ceylân, evve- isinden daha mu güzel, yoksa daha nu çirkinim? — Neyin evvelisinden? — Günahımın. Şuşutun gözleri ölçülmiyecek ka- dar büyüdü... Sonra hemen “kendini cektir, Bu münasebetle murahhasların önü” Mmüzdeki hafta içinde Ankaraya gitme” leri muhtemeldir. Diyarıbekir kız sanat okulu Diyarbekir (Akşam) — Kız sanat okulu gün geçtikçe tekemmül ediyor. Şimdiden talebe adedi yüz yirmiyi buk muşlur. Şimdilik öğretmen kadrosu” nun ikmaline kadar haftada iki defâ yeni pazartesi ve perşembe günleri sanat öğteten bu kız sanat yuvası ge celeri tedrisata başlamıştır. Burada maarif idaresinin müsaade sile açılmış hususi iki dikiş ve nakış yurdu daha vardır, Bu yurdlarda öğ“ renme müddeti sekiz aydır. Sekiz ay“ dan sonra imtihanlarda muvaffak 0- lanlara şehadetnameler verilmekteği”« topladı: — Şu takılmak huyunuzdan ne 2 man vazgeçeceksiniz? diye darıldı. İyi kalpli saf Şuşut beni hâlâ eski“ si gibi temiz biliyor, O gün öğleden sonra Şuşutla yürü“ ye yürüye Taksim bahçesine kaca” geldik. Bahçe küçük çocuktan geçis miyordu. Kimisi çember çeviriyor, ki” misi ip atlıyor, top oynuyorlar, kum” dan evler yapıyorlardı. Bu gamsıf kahkahalar arasında ben de on yüf küçülüyordum. Ben de bundan çok ez zaman evvel çember çevirmiş, koş” rauş, düşmekten kanıyan dizlerim! suhte bir ızlırapla bağlatmıştım... Küçüklere dalmış bakıyordum. İç“ lerinde esmerler, kumrallar, sarışın” Yar, aleşliler, hulya dolu gözlüler var“ dı. Taze kokularını etrafa saçan çiçek tarlalarını dolaşırken düşünüyordur. «Bu küçükeir Mithatın mevcudiyeti" İ m bile bilmiyorlar, benze şu andâ onun için yaşıyor, çıldırıyor, ölüye” rum. İ Dönüşte sarhoşluğum başka bir $€ kil aldı. Yaşamak gayesini nihayet bulduğum için içimdeki gurur, sevi0f coşuyor, taşıyordu. Rasladığım bütü? insanlar, hatta çirkin kadınlar, yaşi! erkekler bile sanki aralarında enlö#* mış, yüzüme bakın bu sevgi öpücüğü” hü takdir eder gibi gülümsüyorlard” (Arkası var) 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: