Londra cinayet fail Seyyar fotografcıların çektikleri polisi eski bir ini yakaladı resimler bu hususta işe yaradı Londra zabıtası son zamanlarda, W- xun araştırmalardan sonra, çok karı- gık ve son derece esrarengiz bir cinayet, bâdisesini aydınlatmağa ve faillerini yakalamağa muvaffak olmuştur. Bu esrarengiz cinayetin tafsilâtı şu- dur: Geçen ağuslosun on dördüncü günü seyyar sütçü, pansiyon işletmekte olar ibtiyar madam Forteskünün kapı önüne bir şişe süt bırakmıştır. Pansi- yoncu kadının komşusu aradan saatler geçtiği halde kapının önüne bırakı- lan süt şişesinin alınmadığını görünec merak etmiş, bizzat giderek komişusür- nun kapısını uzun müddet çalmış, İçe- riğden cevap alamayınca ihtiyar pansi- yoncu karı kocanın başlarına bir felâ- ket gelmiş olmasından şüphelenerek biraz ötede nöbet bekliyen polis nokta- sına giderek hâdiseyi anlatmışlar. MÜTHİŞ BİR MANZARA Bu ihbar üzerine polis memuru, bi. çilingir çağırtarak sokak kapısını açtır- Mış ve İçeriye girince beklenmedik bir manzara ile karşılaşmıştır: Madam Yorteskü elleri kolları sımsıkı bağlı, ağ- mı bezle tıkalı, gözleri korkusundan dı- şarıya fırlamış bir vaziyette oturma O. dasının ortasında yere ölü olarak yu- varlanmış yatıyordu. Ayak ucunda içi bomboş duran para çantası, cinayetin ne maksatla yapıldığını gösetiriyordu. Katil çoktan kaçmıştı. Cinayet oda- sında muhtelif eşya üzerinde bulu- nan parmak izleri, ahnmış, Londra za- bıtası sicilerinde sabıkalıların mahfuz parmak izlerile karşılaştırılmış, fakat bir netice ahnamamıştı. KAYBOLAN KARI KOCA Zabıta, pansiyonda kiracı sıfatile o- turan ve Vilyams ile karısının malüma- (na müracaat etmek İstemiş, fakat bunları bulamamıştır. Cinayetin bu ka- Ni koca tarafından işlendiğine şüphe Yoktur. Şimdi bütün iş, Vilyams ile kark Sını yakalıyabilmekte idi. Mahallede Kimse onları tanımıyordu. Çünkü pan- siyona geleli kimse görmemiş yalnız pansiyoncu kadın iki kiracısı geldiği- ni komşularına söylemişti. Katil karı kocanın oturdukları odada! Vüyamsın bir pantalonile karısının e$- ki yeşil bir elbisesi bulunmuştu. Pan- talonun cebinde bir elbise temizleyici- sinin adresi vardı. Polisler, Vilyamsın hüviyetini ve bel- ki de ilk adresini öğrenmek için eibise temizleyicisine baş vurdular. Temizle- Yici, bu pantalonu, temizlemek için kendisine efendiden bir adamın getir- miş olduğunu söyledi ve pantalonun bir Ginayet yerinde bulunduğunu öğrenince fena halde sıkıldı. Zaltaca yapılan tahkikat neticesin- de bu pantalonun elbise temizleyicisi- nin karısı tarafından bir gence veril- miş olduğu anlaşıldı. Fakat temizleyi- cinin karısı da, zabitayı katilin izi üze- rine şevkedecek esaslı bir malümat ve- Temedi. teskü, ortada katil e Solda maktul madam For. Mari An, “if” sağda polis hafiyesi Rolings Londra polisleri araştırmalarına de- vam ede ede kadının yeşil renkli elbi- sesini satmış olan dükkâncıyı bulmuş- lar, fakat ondan da esaslı bir malümat alamamışlardır, Tahkikatı idare eden polis hafiyesi Rolings bu katil karı kocayı yakalıya- mamak endişesile, hiddetinden çıldira- cak bir dereceye gelmişti, GÜNLER GEÇTİKTEN SONRA.. Aradan günler geçti. Bir gün “polis hafiyesi Rolings sokakta dalgın dalgın gezerken, seyyar fotoğralçılardan biri eline bir kart sıkıştırdı. Bu kartta 50- kakta gezerken fotoğrafını çektiği ve almak istiyorsa müracaat edeceği ad- resi da bildiriyordu. Hafiye bu karta bir göz gezdirince, gözleri ümidle parladı. Esrarengiz cinayetin vuku bulduğu 14 ağustos günü, güneşli ve parlak bir gündü. Herhalde kendisinin sokakla fotoğrafını çekmiş olan seyyar fotoğ- rafçı ve yahud arkadaşları, o gün ma- dam Forteskunün pansiyonunun bu- Tunduğu caddede -cadde çok kalabalık bir yerdir. oradan gelip geçenlerin £0- toğraflarını, kendilerine satmak ümi- dile çekmiş olacaklardı. Rolings derhal gazetelere bir ân verdi, 14 ağustos günü o civarda çeki- len bütün fotoğraları salın alacağını bildiriyor ve seyyar fotoğrafçıları ken- disine müracaat etmeğe davet ediyor- du. Hafiye kendisine getirilen bütün fotoğrafları satın alarak bir filim ha- Mne getirdi ve Vilyamsları görmüş olan i elbise temizleyicisi ile elbise satıcısını davet ederek bu fotoğrafları kendileri- ne gösterdi, bunlardan birini Vilyamsla karısına benzetip benzetmediklerini sordu. Elbise temizleyicisinin karısı, Birdenbire karanlıkta bir kadın çığlığı Hşitüdi: kendisine gösterilen yüzlerce fotograf arasında Vilyamsı tanıdı, Hafiye, bu teşhis sayesinde tahkikat ta büyük bir adım atmıştı. Derhal Vi- yamsla karısının fotoğraflarını büyülte- Tek Londra caddelerine astırdı, gazete- lere bastırdı ve bu karı kocanın nerede bulunduklarını bilenler kendisine bil- dirdikleri takdirde büyük bir para mü- kâfatile taltif edileceklerini ilâve etti, 'Bu tedbirin faldesi gözükmekte gecik- medi, Bir gün polis müdüriyetine bir fis| rıncı gelip polis hafiyesini ziyaret ede- rek aradığı adamın aslı adı Vilyamis de- gil Stradford olduğunu ve 41 yaşında | bir harp malülu olduğunu haber verdi, Bu adam Londranın civarında oturu- yordu. Karısle İki çocuğu vardı, Stradford bir gece çocuklarınz oyun” cak almak bahanesile evinden çıkmış evine dönmemiştir. O mahallede oturan Mari An namında bir kızla beraber kaçtığı sonradan öğrenilmişti. Bu kıymetli maltmatı alanı hafiye, Mari Anın âdresini öğrendi. Mari An bir evde hizmetçi olarak çalışıyordu. Bir gece âşığı Stradfordu eve almiş, ha- nımın kıymetli eşyasını birlikte çalar- ken cürmü meşhud halinde basılmışlar, fakat ağlıyarak pişman olduklarını söyledikleri cihetle polise teslim edilme. mişlerdi. Bu cinayeti Stradford ile Ma- ri Anın işledikleri şüphesizdi. Fakat şimdi nerede bulundukları bilinmiyor. du. Zabıta araştırmalarına devam ede ede, bir gün Stradfordu otobüs dura ğında, iki saat sonra da Mariyi saklan. dığı evde yakaladı, İki katil, pansiyan- cu kadını parasına tamacn öldürdük. lerini itiraf ettiler. sİşte ta kendisi!.» ——— Bir yatak odası... Gece yarısı Soyundu «dinç er;in güzel karımı!.. | Bir vücud üstünde birleşmiş kiş, yaz: Göğsünün derisi kar gibi beyaz, Dudağı bir kiraz gibi kızıldı!., Esvaplar atıldı, lâmba kısıldı; Saçlarla süsledi kadın omzunu: Bir ipek destenin bu en uzunu, En altın renginde, en güzeliydi!.. Kocası bakarken sanki deliydi: «Güneşin dalgalı, uzun saçı var, Geliyor omuzdan baldıra kadar! Bu saçlar kıvrıhp, bükülüyordu, Bir akar su gibi dökülüyordu!.. Yirmi üç senedir etmedi temas Bir kere bu uzun saçlara makas Kısalar çıkmıştı, moda değişti, Pakat o saçını kestirmemişti!.. Bir kucak dolusu bu san ipek Kovaför indinde değerliydi pek, Nitekim baş vurmuş ona bir berber Demişti: — «Saçını satarsan eğer #Veririm no kadar para istersen! ...3 Akılsız kızlardı saçını kesen; Genç kadın teklifi kabul etmedi, — «<Müyona değişmem onları!» Dedi.. ... Havayı ısıttı subada ateş, Bu sıcak odada soyundu #güneşs: İpekler döküldü dizine kadar!.. Bu beyaz gövde de bu sarı saçlar Gümüşün üstünde altın gibiydi; Genç kadın bir ince penyuvar giydi, Gömüldü şezlongun yastıklarına, Dedi ki; — <Çok görme bunu karına: «Bu uzun saçlara tarak isterim, «Elmaslı olanı almak isterim?..» Dinç erin büküldü bir anda boynu, Bıçkırdı: — «Ben nasıl alırım bunu, «Bana gösterimyor Tanrı kolaylık: «Daha ilk haftada bitiyor ayhk!,..> Genç kadın utandı bu sözlerinden, Arsızlık etmişti.. kalktı yerinden, Adamın başını alıp göğsüne Dedi ki; — <Şimardım ben günden güne; «Bir büsen yetişir; istemem tarak, «Gel biraz, kendini koluma birak!.> Bu sözler adamı etti teselli, Atıldı: — «Saflığın sözünden belli, «Varımı, yoğumu veririm sanal...» Bir lâhza kaldılar onlar yanyana, Kadının bir yuva oldu kucağı, Eşine uzandı kızıl dudağı: Bir alev buseyle daldılar aşka; Evliler böyle sevişmeli! | Yazan: Necdet Rüştü zevk yokmuş sevgi: ... edi artık iki eş — «Saat kaç?..» Diyerok'sormuştu güneş, Yelekten çıkardı saati adam Kadına söyledi — «On iki tamam! Sonra bir kederle göğüs geçirdi Dedi ki — «Kaç gece rüyama girdi, | 4Çoktandır var benim bir gizli tasüm: | «Şu altın saate bir kordon alsam!.> Şefkatli kadının kaçtı serinci Bu arzu önünde sızladı içi!,., Kolumı'adamın boynuna attı, Bir buse.. bu iki zavallı yattı!... la Genç adam öbürgün eve gelince, Az önce duyduğu tatlı sevince Ansızın bir acı keder karıştı, | Kadının önünde şaşıp kalmıştı Koltuğa yığıldı bahtına küskün Karısı saçını kesmişti bütün!. | Genç kadın dedi ki: — «Saçımı sattım; «Ömrümde en büyük bir zevki tattım: «Sana kordon aldım bu para ile!,..> | Adamın kederi gelmezdi dile, Bu sözü duyunca genç karısından Hayatı olmuştu âdeta zindan! Gözünden bir damla süzülüp aktı, Kadının verdiği kordona baktı!... Dedi ki; — «Şu kara talihime bak, «Sanli satarak almıştım tarak!.. «Uzun saçlar için sen istemiştir, «Dün gece; — Elmaslı tarak!,. Demiştin; «Yoksuldüm.. kalbimi bir bıçak deldi, #Bugün de aklıma bu çare geldi, «Sanli satarak, tarağı aldım, «Saçını kesmişsin.. şaşırdım, kaldım! > Kadın, ağlar gibi, dişini sıktı, Adamın cebinden bir tarak çıktı!... ... Bugünün hiç farkı yoktu düğünden: Genç kadın, kendini düşündüğünden, Adamadaha çok esir olmuştu; «Sevgilim!..> diyerek sevinçle koştu, Kendini fırlattı onun koynuna, Kolunu duladı gencin boynuna, Şefkatle sarsıldı bütün varlığı!... Yüksek kadının da fedakârlığı Kendine bir köle yaplı dinç eri: Nitekim genç adam o gündenberi Kadınm aşkile sanki delidir!.. “En gülünç adam!,, müsabakamızd hediye kazananlar : 1 — B. İzzet Soner 2 — Bâyna Zeliha 3 — Bayan Ferhan 4 — B, Hafit Göktekin 5 — Bayan Seranuş — B, Halik Bitek 7 — B. Salih (25 Ura kazanmıştır.) (15 lira kazanmıştır) (15 Vira kazanmıştır) (10 Yira kazanmıştır) (10 lira kazanmıştır) (5 Vira kazanmıştır) (5 Bra kazanmıştır)