9 Kânunuevvel 1936 AKŞAM Deniz tarihinden bir yaprak Barbarosun gemileri vakur bir şahametle Akdeniz kıyılarından geçiyordu Akdeniz kıyıları, günün ve gecenin her saatinde başka bir nur, başka © aydınlıkla ışıldıyan, âbide gibi yükselen, körfezleri ii meşte ve mehtapta e kendisi göz insanların e O âlemde pa kadar fa- Kirin de üstü başı, giyimi göz alırdı. za ultan Süleyman Akde- yal: yabancı misafir- lere hediye vereceği zaman, simüzer ax ise müzeyyen olmıyan hiç bir in sein değeri yok Eski devirlerin yi san ve tanta- ie şanı ve şaşaası asıl denizlerde arpardı: Kadirgalar gösterişin timsaliydi. Dalgalarda o TECE * #atafatlı ayni zamanda da me ve Sefalet yuvası olmuş gemi görü miştir, 1 nci asırda kadirgada kürek Henlerin çoğu mahkümlardı. Ölüm ahkümlarını idam etmezler, kadi- larin küreğe mahküm ederlerdi. 'kler besliyen insanlarla efendileri galib gelmek Ümidini beslerlerdi; halbuki kürek- çiler mağlübiyeti temenni ederlerdi. çi galib gelenler onları azad eder- “dl. Yalnız > bitaraftı, Çünkü Onlar için galib de gelinse, iri da olunsa en yoktu, Onlar e ©Sir kalırlardı. ye dirganın elli metreydi. Kü- ear sayısı da ki yirmi beş tarafta, te diğer tarafta. İS he 2dirgaya sultan bindiği €r yanı al mein ve Ti zaman döşe- DİTdi. Kum; 1 etekleri sala a başlarını in kadar sarka; At bu süslere rağmen ar e İmkân tu, * kak rekçilçrin katından kötü bir Ko- Yükselirdi. Bunun için etrafa gül LALA Eski Hmanlardan bir görü... valarda pis kokuyu gi- ermek kabil olmaz, sultanlar ve da- vetlilerin mideleri Kadirganın en süslü yeri kı idi. Renk renk Si ve atlas Dağa larla donatılırdı. a prens- ler kadirgaya ii zaman kü- rekçiler, zincirlerini sürüyüp şakır- datarak a a kalkarlar, boğuk bir iniltiye belayı üç nida ile selâm ve- erdi, #*## Akdeniz uçsuz bucaksız bir hazi- li ri kendisi bir kumar Akdi açılan kimse ai enieye kordu. Karadaki sa düşen bir asılzadeye, asaleti derecesinde kak edilirdi, halbuki denizde en van gü- rültüye giderdi. Sabah ii kır manda eden biri, akşam üstü gib gelenin gemisinde kürek çekerdi. Bi felâket te pek büyük değildi, esir di şenler kurtuluş parası vererek hürri- yetlerine kayuşurlardı. bir deniz savaşında manlı sarayında sözü dın olmuştu. Sültan da müslümanlığı e sarayda kendi di- or dere etmişti. Eski denizcilerin kahramanlıkları O derece yamandır ki, Fransızlar Bar- barosun Fransız Yeme iddiaya Koca Barbaros: çi Gezayizde haristi- denizlerde İs- tanbula getirtmekten başka çare bu- lamadi. Fransa o devirlerde ei sıkıya düşmüştü ki, Kanuni Süley- m dan meded istedi. öne Mar- silyaya ayak bastı. Bu Türk e sinin Marsilyada (Karşılanışı Dm tarihlerden yesili iz irenidir. Halk avaz avaz yaşa diye ban, şehrin bütün çanları ça- Sek ire Savua dükünün hüküm sürdüğü Nis şehrini muhasara etti, hri aldı, fakat Fransız ordusu bir eyi zaptedemiyordu. . Türk gemicisinin 1 inci Fransuta urdusu- nun beceriksizliği ile istihzası da ya- erik aros Nisten Si rini çektik- alkışları ara- sında azametli ve vakur İstanbi geldi. #as Bu yaman ve âmansız gemici karşısın: rk bir gün il Şarl-Ken çıktı, Tunusta mağlüp olan Barbaros, ordusile Cezayire yerleşmişti. Sonra şehri Hasan emanet etti. 1541 de kiri Cezayiri zaptetmeği 1 ileri Mek ğa açıldı. Açılır açılmaz yn -Kenin ogün doğan iki kurban ettiler. Ondan sonra impara- tor donanmanın beklediği Majorkaya gitti. © Bir araya toplanmış be; muazzam bir görüydü. Değ im ar yirmi dört bin e. ordu. Ceza- yire doğru m 19 teşrinievvel ii Gaye Nai- bi En haber verdiler: büyük bir donanma gö- sm barosun (yetiştirdiği, elinde indi ve Cezayiri emanet bırakıp gittiği cesur bir insandı. He- men atına bindi. Lâzım gelen terti- aldı, Babüluzumdaki toj Jesine, yıldızlar serpili kırmızı, yeşil, sarı Ce: bayrağı çekildi. Şarl-Kı rianın kı iv daki donanması da o gün hava sert olduğundan Matifu körfezinde demir- ed 23 Teşrinievvelde Cezayire yaklaş- günlü tılar. Ordu, üç ük yiyeceği ile karaya ml iy de çıktı, İspanyol vi Hi Ceza; yir na- ibi Hasan ağaya ai Kayar Ha- san ağa teklifleri r Ayın 24 ünde kala ii karaya çıkarıldı. 25 teşrinievvelde muhasara edildi. Savaş başladı, Fakat denizde de müthiş bir fırtma başladı. Dorta, ki arada bu- ağmen o dönebilirz, Bir tarafta Cezairde Hasan ordusu dayanıyor, bir tarafta gemiler denize dört milletin ordusu, Cezair önünde Türk kumandanına işte mağlüp oldu — S.İ.S yalin mi dan dâ Sardunyâya a aye bir buzağıyı Biyeli Sahif VENEDİKLİ BAFFA “Safiye Sultan,, Yazan: Ahmed Refik Tefrika No: 47 amaaan emma aa Davudpaşada Otağıhümayun kuruldu, Üçün: Mehmed muhteşem bir alayla saraydan çıl Davutpaşada Otağı hümayun Tam sefer hazırlıkları görülürken Müftü efendi, hoca Sadettinin Tuna yalılarından mektuplar geldi. | nedikli Baffaya güvendiğini pek sırada Tuna yalılarının muhafızı | biliyordu. Hoca ağ paşa zade paşa il anlayınca, işin fena Garp Trablus beylerbeyisi iken sarayı | şekle amme sezdi. Yerinden ki le dinlemiyen adam... O, sarayı 55 e İbrahim paşaya di dinlemek dursun, bab: ğlığında Bağdad valisi iken e > Bük tebrike geldik. Münakaş: bir padişah gibi alayla cuma n: Imedik. Allah makamınızi mü zına çıkardı, Rek şik dedi, Babası bunu işitince, fena halde nından çıktı. Sarayına doj Sy Padişahtan azlini istedi, ig revan oldu. Fakat hoca Sadettinin de canı km içe ii Dn itirazın: amın huzuru a arad yea: ve fikir bey etmek onun ne vazifesiydi? Kel Bek eb mıydı? Rİ d padişah veziri azamına ço ei bir kıymet verdiği için tazı ol- azlolunmasun ina önle, Mur: siye bu mese- leyi çoktan haber vermişlerdi. Hasan paşa mahbuptan Xd mi Fati manında, ancak alırdı. Hangi bir simli reislik ederlerdi. Pakak 5 kendisine dev ici işleri de onla elbisesinin aynını ona Miri giydirir, bin- | başına . Gelen kâğıtl diği atın eşine onuda kumak onların vazifeleriydi. Sad si de başlarına Selimi ir ln di. Yanına kimseyi, hatta ümeradan hiç birini yanaştırmaz, aran at ba- şı beraber yürürdü. Rumelinde de Anadoluda da âdeti vg böyle idi. ek reisülküt ttaplık edüp ge arı kıraat eyleyüp izharı sal e leşi murad olunmuşken idada reyimize muhalefet, badehu em bile onun çadırı yanında . meşveret eylemek lâyık mıydı? rdu. ? ve devlet ahatı olmakla gal İki kapıcı başısı vardı, Onlar da koyup h müşavere ile itmi kendisile bir ee ip «svap giyerlerdi. On- | hizmet olunsa, olmaz mıydı? 2. Jarı da hiç bir yanından ayır- il inişe bu vazı münasip Ein Divan ula şa yapsa, onlar mut- rşısında dururlardı, Kk ir Tuna boylarını bekliyer, Meh- | giysin, hile dn ye paşa m zade Hasan paşa böyle bir yeti Mehmed paşa Eflâk beyinin ve bu- yarlarının lr kâğıtlarını, ağ larını sarâya gönderdi. O gün, İbra- n sadarete kal üçün- cü günü idi. Hoca Sadettin efendi de i Ee a veziri azamın idi. İkisi baş uğ id a vermişler, gelen kâğıtları oku- FA öpmeye, haram yek taratın İ al m Sedrazamın yanından kalkıp ev gi i el yorlardı. bu sırada şeyhislâ sefer ili e — Bostan zade veziri azamı urlamak E içeri girdi. İkisi de veziri azamın iki p da hazırl ” e yanına olurmunl ları da | Süfera için Külliyetli para götür yanlarında, oturuyorlar: dı. cekti, Bu para mütl ekü Gelen kâğ tlar hoca Sadi iğ oluyordu: Her yükü kırk bin ille ii Ap made mak üzere dört yüz deve yükü sik yüksek sesle ei adı. Kâğıt- | hasene, her yükü on bin olmak i ların ol 1 biti eti ve yüz yük kuruş, her yükü ikişer ül anlattı. Müftü efendi | bin olmak üzere elli yük çili Osm hoca efendinin mütaleasını beğenme- vutpaşa sahrasın: iğ hü Davut yun kuruldu. Üçüncü. Mehmed eme ve e m bir alayla tal Aralarında uzun “bir münakaşa Hoca efendi diyordu ki şem Eflâk celi ve buyar- | halk ile dolu'idi. ai a ediyorlar, münasip bu- | giden altın semi sancaklar gö ur ki, kendilerine yeis verecek ci kamaşt : Bir ak vaplar. verilmeyip onedametlerinin | kırmızı sancak, bir yeşil sancak, uğu anlaş! için Mi lmak alin oğlu rehin taleb oluna, Ve mektup- r da bu tarzda yazıla, — sancaktı, sancakları seferli | Bostan zade bu fikri kabul etme- | sından altın üsküflü altı yüz iç oğ : ir kd ordu. beliğ dan böyle e ne ahdi Venedikli Baffa da Davutpaşa ve ne İslâmı olmak | iiğine geldi. Oğlile birlikte Hall gerektir, dedi. crayma giderek kendisile ve h İkisi arasında bir Kaygndiğ başla | Sa efendi ile görüştü. H fe mülâzim ediyordu, Sadrazam İbrahim paşa bi ini “© çıkarmıyordü. a v5 ini 304 kam eyeirina Amare en sezen