m AKŞAM Galatasaray - Sri maçı bitmek yorar Bir kadın zi bütün kuvve- « — Yaşa Galatasar: © Diye yknğei Taya ile Fahri başlarını çevirdiler, Zeyn: — Şükran! diye hayku İki genç bih Bila men İle kucaklaştılar. Şükran, Fah- - riyi işaret ederek sor du: e. gil mi? nra Zeyneb o kadar se- nedene üürine ediği Şükranı bırak- ei © — Bilsen, diyordu, arkandan neler © söylediler, Şükran. Ben hiç bir mi istemiyorum. Fakat, neden daha hiç görünmedin? “Ortadan E. Kayn âdeta! ön ii a e cigarasını Bu sırada ele çaldı. Fab e koştu. Fakat derhal n par- e ER ecem sOr- pip dair her şeyi söyliyebi- Hir miyim? aka dikkatle ime baktı. Cr- n dumanı onun ku! fan nlar sarıyor, taze ve ha- lar arasından dişleri parl- e Bende batıl a kir her Ama ya Zeyneb ne di — Ber onu modern yi alıştı- zerine tatlı tatlı b bu sırada odaya giren Zeyneb lerindeki garib mi ya dikkat etti. mame i ği Batıl fikirlerim yoktur... | hatırlar mısı endisine evli- ya diyorduk. zi ona a kaçtım. Ne ya payım? Onsuz yaşıyamıyacağım zan- odadan, Kollejden yolunu bu- ypj zi doğru onun il gittim. an Yarabbil Demek sahiy- ahi ya! Görsen ne my taraf i, Okşar zünü as öpmeğe başi edeceksin, im eni m Diye bayar itti. Bunun üzerine sukutuna pi mağa mecl o dum, Bağırdılar, çağırdılar. Öleden- beri beni istiyen çok zengin bir ihti- yar vardı. Hemen ona Keçeler; Bir cıgara verir misin, Zeyneb Şükranın sem yüzü ş şimdi alev gibi görünüyordu. Fahri kibriti bir- denbire söndi a yüzündeki Zeyneb dikkatle kocasına bakıyordu, ül i Rİ devam etti: ihtiyar adamla rahat rahat oturmuş Bacağın | ihtimal vermez- mid ederim. Bir kaç ra, dokorumüz be: 5 ki bir yili - vi nesi ey susan yi “ j cektim. geldi. Çok gin bir adamdı. öl ger- ıt maatteessi, bir uyordu. a to Imişti ol patik bi a3 dı. rcih ettim. Ama rdu. idi? Yoksa bu türlü sözlerden utanı- yor mıydı? Hiç bir şey söylemeden başını salladı ve çal sakin dinle- mekte devam etti, — Ama e yim ile rabıtam ç slirdi. kn bab e cukları olduğunu anla; ne hale girdiğimi tasavvur edebilirsin. O da Nöbetçi eczaneler Bu Meni) nöbetçi eczaneler şun- lardır. Şişli: Pangaltıda Nargileciyan, Taksim: Limonciyan, Beyoğlu: İs- tiklâl caddesinde Dellasuda, Gala- 3 Teşrinisani 1936 Salı stanbul: Öğle e 12,30 Plâk- la Türk musikisi, 12, avadis, 13,05 Plâkla hafif müzik, ii mü Muhtelif plâk neşriyatı. yüzle “m 3 Teşrinisani 1936 Kekeleme (Baş tai sahifede) yanı hay si e ak hasta ko- si söylemi zı keke! a EN sathidir, konuşuşları arasındandır. Bunların sesini bir iki perde yükseltmek şaşılacak neticeler tevlid eder, ta; Karaköyde Hüsi Hüsnü, Akşam neşriyatı: 18,30 Caz, plâkla, d, Hasköy: Ase- o, Eminönü: Agop Minesyan Hey- rafından, 20 Vedia Rıza ve Ri beliada: Halk, Büyükada: Halk, SE ser dan Türk musikisi v e zi o Me Sit “temsil heyeti, 21,30 Orkestra, 1- köy: İstepan, Sarıyer: ya Ta- J. Strauss: (Yarasa üvertür), 2- Saint- Saens: (Gümüş zil) süvit, 1, Romans, 2. endini sıka sıka, gayri tabit sese ilam çıkara konuşmayı âdet si İE Bunun derhal önüne geç- Venedik valsi, 3- e - iie if: ei Ethem Pertev, Beşiktaş: Vidin, Ka- || (Antar) Senfoni Chopin: Kokemdrin ee söylemekekiş dıköy: Pazaryolunda Rifat Muhtar, a urne) No, 5, emi e (Ba-| müşkülât yüzünden peyda ettikleri fe- Modada Alâeddin, Üsküdar: Mer. el 6- a yil yn ope- | na m tai ar mi udaklarına fe- : Emilyadi, Beyazd: n. parçalı Değir- aziyetler vermelerinin de önüne akk Bi ii v yaka Bi 20, 30 Kisti beli Son. çi şarttır. Hasan Hulsi, Samatya: Yedikule- gi Yaş meslesinin hiç ehemmiyeti yok- de Teofilön, 4 e: deği cad- 4 Teşrinisani 1936 Çarşamba tur. Elverir ki hasta söylenen seyleri Eşref e Şehremini: İ. ş Yani tek 1 Topkapıda Nazı la Türk musikisi, 12,50 Havadis, 13,05 | rar izah etmek isterim ki, günde bir ği 13 95-14 Muhtelif aldığı der- ile araların- | plâk iii sekiz saat tekrarlayarak çalış- gi al am | Aşma cım | elmanın a başladığını hisseden Şükran 19,30 Bayan a ve ba) Vasfi — Zeynehi Diye haykırdı. Ne olu- un? Neden arı anlattı: ee Hiç holmdığn any rum. Ne ise, ben kısa ki Bugün artık serbestim, rahatım, kocam bir arada iz R en ii Mr anladı. Şim ayrıldık. Bana ayda muayyen a a veriyor. Ben de kendi başıma, rahatça yaşı- Şükran bir yin attı, Şuh bir tavırla başını ark: a, İİ Zeyneb titrek bir sesle — Şimdi ne spark Gene se- yahate mi gidecek — Hiç ve si Hele seni bul- duktan sonr: — Ya! Zeyneb kocasına bakıyor, onun ha- li hiç ve gitmiyordu. Derhal ka. rü VERİ: 2 Kl soruşum, biz gideceğiz Fahrinin ağzından pek Şi bir: ya) See çıktı, Şim- ri ona birdenbire pek değiş- EE kadın — görünüyordu. Zey- neb devam etti — ii çoktandır bizi davet yor. doladı: — Beni affediyor musun? — Affı Riza etme diyalog, Sine kemanı: yeti, 20,30 Ce- Plâkla sololar, 21,30 Orkesi ler-Bela: (Komik) uvertür, 2- Fu 0, 22,30 Ajans havadisleri, 23, Son. Satılık yneili ütüphane Fransızca iktisadi ve mi li ve mühim eserlerden ve mec- mun kolleksiyonlarından mürekkep kıyı kütüphane ii İk (Akşam) ilân urluğuna müracaatları. Telefon; 24240, or Fahri Celâl Göktu! Posta i Mn olmayan ecvebi mi Seneliği 3600, Ei pe “1900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Şaban 17 — Ruzuhızır 182 İmsak G İkindi Yı ney Akşam E 1149 130 6,54 941 12,00 1,33 Va, 4.58 6,32 11,58 14,45 17,04 18,37 a: iy civarı Çeliğin eder. Dünyanın en kav ye has krup âletile mi olunduktan sonra piyasaya çıkarılmıştır. Ne Fransızlar, ne ler, ne de Amerikalılar, ne de bütün dünya aynımı yapamaz. kasile ihtira berat i Alâmeti fari- Yazan; İSKENDER F, SERTELLİ KEMAL REİSİN İSPANYA DÖNÜŞÜ No 4 © Salih reis limana doğru biraz daha . sokulmuş, düşmen gemilerini biraz da- > 1. > Limanın iğ iinde seksene yakın ge- a mi yatıyor Bunların otuzdan İfaz- Jası İİ lerinden belliydi ki, harp leva- 5 amı taşıyan yelkenli mavnalardı. Ge- ha seçilebilecek bir halde görmeğe baş- | de şti lece deniz orta- ai kanamalar ani Şehir e tan İspanyol donanmasına çi bileceğine inandıktan sonra, Salih rels dümenciye bağırdı: — Haydi batıya ii dümen kır.. kimseye görünmeden uzaklaşalım. © birinin amiral gemisi ee direğin- ni «ağa e m bu gemiyi vira içi tit © remişti. BEL) kuş olup oraya ya kayı ele vermeden- uçabilseydi.. amiral ir iz dibine işi mu- uşları na yaklaşan düşman askerinin çadır- ni uzaktan gözile gördükten son. yu tehlikeli liman önünde daha b ee istememişti. rüzgâr do- Zudan batıya doğru esiyordu, makla Salih reis büyük bir iş görmüş 0- lacağına kani değildi. Ancak İspanyol- lar hakkında doğru malümat alama» ğrur ia Şövalyelerinden birine ben- 1“ e işinde bucalıyordu. nm halinde varlıklarını düşmana gös istiklâllerini kurtarmak ilemiyarlarr Salih reisi de dü- şündüren bir nokta, Salih ji li — Nerden geliyorsun.. nereye gidi- yorsun?. — Malkadan geliyorum.. Mayorka adasına gideceğim. Salih reis bu adamın gözlerine dik- Salih reis: — Ben ve aşi ni bir şey ihtiyar muşlar, engine doğru açılmışlardı. .. zi i at sonra, Salih rels birdenbire karşılar rına çıkan küçük bir a Lale lisini çevirmeğe meci Küçük yelkenlide vi hapanl dört tayfadan başka Salih reis canını çil koyarak sefer yaptığı Malka açıklarından boş leyivermişti b soruya cevap eyni kaç kamçı darbesi dolaştırdı.. fakat, —i tan istifini bozmüyor ve itidalini kaybetmiyordu. Kamçı şakır! di Bp — Siz Türksünüz, değil mi?. — Evet, ik ğını duymadın mı! P — Duymaz olur Yayım? Her İspan- yol gibi, benim de haberim var.. fakat, İspanyol hükü- metile hiç bir — Adın ne senin?, ze gör bir anda leri arasın- edecek ne var iki gözüm? tıraş Kimi istersen onunla konuşursun. fabrikası yapmak istemiştir. Fakat bu iş kolay olmadığını kaçtı — düşmiyeceksin İğ hiçbir fabrika muvaff, . Yalnız ve Türkiye- talyan bir . Çünkü senin batıl fikirlerin de Ye Hasan ri bıçağı Touyaffnk ya nini Hasan markasını > © gözlerini, beni korkutuyorsun, hani | ressam dostu vardı. O beni deli gibi ilm, bilirim ama... Benim var! ediniz. Hasan dej İstanbul, Beyoğlu. « bizim bir. edebiyat hocamız vardı, | seviyordu. Hikâ; k le bir koku e Ve sen bu kıyafetinle in astırırsam.. gene böyle susacak sının işine yarayacak bir gemi yakala- | bir balıkçıdan ziyade, asil ve ma; lina kaptan inatçılığında. ir e, Salih reis güvertede En — Bacaklarına zincir vurun... Ve t vi e dört gemiciyi de yakalayıp gemi getirdiler, Türk gemisi, küçük yel- Yİ ar arkasına bağladı.. yoluna de- ti. -SALİNALI nicin NELER ANLATIYORLAR? Salih reis Mayorka adasına dön: ken, Salinalı gemicilerden çok şeyler öğrenmişti. Bunlardan biri -kamçı ile öy di: — Biz, Gaston bu yüzden çok zengin olmuş- tur. Onun dediği gibi, balıkçı falı giden bir casus olduğuna hükmetti. — Nerelisin?.. d Bizi alan DARI — Meyorka adasında ne yapacak. | — Salineyım.. idama mahküm etmiş. Bunu duyduk- sın? diye sordu. şimdi kaçakçı sikime bundan fazla malümat ve- | olan Gastonun ensesini acaba birkaç | gır. vi Ya bir balıkçı ol. | Kamçı daha okşayacak olursa. biraz ” na söyledi. EH ü Salih reis hayretle soruyor: linin donanmaya bir ie olduğu bir bakışta anlaşılıyor te tereddüd gösterecek mi?, — Ne gibi insanlar kaçırıyorsunuz? Ve başkumandan sizi neden idama mahküm lık kokar, Halbuki sizin yelkenlide böy- | ra, seni, boynuna yağlı urganı takıp (Arkası varj