AKŞAM Her akşam bir hikâye | Arkadaşım Mecdinin yüzünde bir ördüm. tımak izi gi — ETO Mecdi.. dedi Mânalı mânalı başımı sayilar — Sorma bir: dınlar de aa sevilmek te böyle başa bel ek per 2. — EE sdpsarı bir papağan gaga- Iadı... Dün gece beni fena halde kıs- dı da.. şaştık dünyanın en çirkin adamı idi. Lâkin kendisini Mi balm son de- Tecede sevilen ve hayatta da ö m büyük iki bu idi: Kadınların ii in ölüp bayıldık- larını m ilân hafta sonra nez Mecdiye Tas- Bir yanağı çizilmişti: — Neo Mecdi? İM eğe — Bırak varsa kardeşim. akl Synar, tarafından sm bep? — Çok sevilirsen İnsanı yarahyıverirler, — Gene ne oldu?. kaplan... Yanağıma e dişi kaplan bi- Beni ba: işte böyle olur.. smer bir bir p Pençe attı.. ama nı v e a yaraladı beni. ah bu kadınlar, beni parçalıya- Caklar, Aradan on on beş gün geçti. Mec- dinin yanağındaki çizik henüz iyi ol- Muştu. Lâkin bu sefer gözü şişmişti. Morarmı mMıştI; — Bırak kardeşim.. birak... Bu ka- dınlar beni paylaşamıyorlar... bir tür- Tü pa; ri bunlar beni... 2 Yük e. gözüme... — Sarı papağan mı gagaladı. es- mer ii kaplana , ne öteki. EK seter ie başa bir kumru... — mk da kumralı olur ii — Olur işte... Kumral kumru ama belâlı.. gözümü b er sen vi bütün kadınları eileden ez OTSU! — Ne yaş Gi İnsan yi eni Telireki 5 böyledir > öy. re sözdür, Güzellik başa belâdır derler. Bunu hem söylüyor, hem 2 Şe A eline e güzel adamdı ya... ise. Lâkin Rak men kaan bu kadınların aları böyle Mecdiyi li, bl yarala- maları ii onu ne kadar sevmeleri, Garip bir Don Juan j yarete N Hizmetçi beni içeri aldı. Mecdiyi sordum; — Odasında. dedi.. biraz işi var ga- ia kala ği odasına bitişik olan iü z Hi böke aralık kaldığı için içe- riyi sam zan görebiliyorduk, Dost ecdi aynanıı ışısında gi Ri aman, aman. eti bir jilet. lâkin tıraş olmuyor.. yanağına yaklaştırdı, fakal me ile çekti.. bir daha yaklaştırdı, bir daha Ne oluyordu. acaba? Nihayet, 28 bir e kesmez mi? Upuzun bir çizgi.. Kanlar fışkırıyor... Eyvahlar ig bu çocuk delirdi mi? Çizdiği GN yanına bir çizgi daha çizmez Delirdi künde delirdi bu oğ- Nerede ise: * — İmdad.. diye bağıracaktım. Mecdi yarasını mendille kapattı, odadan çıktı. A diyerek kendisini bir 4 koltuğa attı — Ne e yağ. ne oldu Mecdi? diye sordum., — Ah kardeşim.. bir dakika bana bir şey sorma.. — Meraktan çatlıyacağım.. anlat yahu. Mendili yüzünden çekti: k halime.. ri ödün fena kaniyon Sesimi gl. hayretle ona — Demin mi pi ek yz geldi.. dişi pars 1 ama, gü- zel olduğu tndaz da sal ve bana ek ihtiraslı bir ei kadını. arkadaşile seviştiğimi duymuş.. istiyorsun. be adam; dedi. Çantasın- dan bir jilet — «Senin bir anda yok edeceğim.» diyerek «carrrt carrrt> yü- zümü kesmez mi?. Bittim kardeşim bittim.. Giliemek için kendimi zor zaptet- — Vah Mecdiciğim, vah Mecdici- Eim o röüthiş bir Don Juan tavrile ilâve el Sofya m (Baş tarafı 8 inci sahifed. *... Mazide! etnoğraf kavgaları sak ileride aa ilim- lerimiz, iki milli Ea ade an- masına hizmet Maarif nazını Mile taatından <Ünion > de murahhaslar hir içi kaul yapıldı. Sofyanın van, basi bulundul gre nama, SE e ğa la yi mizde lı selâmlanmışi ii Kongre münasebetile KO e Slav rafyasına sergi açılmıştır. sebetile hararetli makaleler yazıyor- lar. Kongre bitince, Slav murahhas- Bıldırcın mevsimi başladı Avcı bayanlarımız bir arada g leri Eylülün 12 sinde burada bir Slav “Baş tarafı 5 inci sahifede) Nişan yerinde kasketini yana eğ- doktorları kongresi toplanacaktır, Bu- am “ Çekos, | Tuğu, başı, gözlerile uzaktan mü- a bi eks kemmel bi uZ.. üzerinde numa- a 4 lovakya ve Bulgari: k ke ei an ye a e Talar var.. «<7» numar domuzu Çinkodan domuz kaçıyor.. «paaaat..» Zora rn yazdığına gör Yakdımnz. mu? Tam karnından kur- çinkoda Bi nunun ucun: eylülün min ay gi Doğrusu bayan a bir gk ni dan mürek- olmak üzere Sofyada üçüncü bir ab kongresi toplanacaktır. Nöbet Bu akşam nöbetçi eczanele: çi eczaneler r şunladır: İstanbulun en maruf avcıları atış müsabakasına girdiler, — kuruşa bir saçma?.. diye lar satıldı. Atış müsal giren beyanlar başlarına kasket ve beyaz «müstemleke şapkası» ımadis, b “Merkez, Mehmed Arif, a |, Sarı- yer: Osman, Tarabye, Yeniköy, “Rum- elihisarı ve Arif, Beyazıd: Yeni Alek, Küçükpa- zar; dü Samatya: değ mustafapaşada Rıdvan, Alemi Çenberlitaşta Sırrı Rasim, Şehremini: Ahmed Hamdi. İstanbul — nfonik (plâk), 19: erer Le 15: Muhtelif plâklar, 20 ilonsel s0- ” (plâk), 1 0: rX orkestraları, 1,30: Son haberler. Me t e bi sonra Anadolu ajansı- nın gazet e mahsus havadis servi- si e e 25 oyn 936 Salı ir : 18 Oda musikisi tış başladı ipler çekildi, makaralar & dü a başlarken avcılar silâha sa- vik vuramadı mı uzaktan in la eden avcı bağırıyor: evuramadın:, aska» Memeni nişan alacak... birincisine verilecek bü- yük pe duran hakem heytine s0- Tuyor: Neresinden vurayım istersiniz. Yiyin mı?. Burnunun ucundan mı — Yooool en yare çişi ik a şampiyonluğunu Ke domuzu tam ak Jâzu: yese yahut «4> sima adla yani yvanın dan vurdunuz de- gil mi?.. Para etmiyor: Domi uz ölmedi... diyorlar... Bu ğrusu şancı erkeklere taş çıkar! Domuz 'n şik vr av elbi- iş olan Gülman astanesi ü bay Murat e sesi giymiş ba- — Bayıldım şu çinko domuzun ka- çışına.. bakınız vücudunun hareketi- ne aynen. Ki domuz gibi kaçıyor... — im enai domuzmuş.. dedi, Did ii azılı avcıların önünde Mina ve an enai domuz hiç görme- sağ çinkodan domuz delik de; oldu, Öyle birshale geldi ki elek gibi bir şey... Fakat av köpeklerinin halini gör- meli... Çifte sesini işitir işitmez atılı- yorlar, çinko domuzu ısırıp sahibine getirecekler. İ KARI KOCA AVCILAR Atış vakte kadar si Bu e yi anmış karı ieğilE) miyetinin kadın âzası son de: çoğalmıştı... “ Mhakkak avcılığa rı lâzımdı. Ee yapayım. Ki başa belâdır. | . Gitar solo (plâk), 20,30 Stüdyo or- ia adamın, bu dünyanı çirkin — Doğru kardeşim.. güzellik başa | kestraları, 21,30 S ve er, Saat Öyle yerinden vuracaksınız ki e Zavallı bıldırcınlar, zavellı tavşan- im neresini yaar bilmem | belâdır.. işte böyle kadri insanı 2 ra olu nl yaln domuz ölecek.. burat . başlarına gi nn acaba aylaşamaz.. zetelere mahsus en verile- atıcılık pi eri Ü e >. gün dostum Mecdiyi evinde zi- — Öyle; öyle!.. (Bir yıldız) cek! kolay 1 Biz sen orlar. imi Feridun Es —.... di; ne de şarabını içti. Niçin ağladığı- Yunus reis yatağın kenarına otur- | Aliden başka biril nı sordum, Gözlerimin içine acı acı bu: sanıyorum. Eğer Ki giz KENDER F, SERTELLİ “KARA YELKENLİ KADİRGA No. 72 g i paşanın oğullarile a- gin değildi... Ben çok acırım © zavallılara. Bir tanesi ümün ö- ünde alandı.. denize gf amıştı. e arasında çırpmır! kia oğlu olduğunu Yakala; YIp amiral gemisine DE İmdadma yet tişemedim. iin. Kale kada Yunus K e ie ayrı E m. Fiz eline esir ln vE Yek e Navarin muhafızı, zaten duyduğu baktı.. hu ik «Beni beni öldürüp denize atınız.. ben yaşa- mak istemiyorum!» diye bağırdı. MUS reis i da ehemmi; vermediği bu e eğ sadece debie üstünde sözü daha fazla uzatmağa lüzum BÖP | harpten korktuğunu söyledi. Kanlı karılar gü örme) tahammülü yok- ık, yıldızın parlak olsun Be ai Bir dizin varsa, kalan ii reis bu aa neme güldü: dan bana söyle!.. Su, ekmek, katık, di canım.. Mi o se- ne istersen ie gemilere göndere” Binler rançeskanın öz yim. (OS e ç LR. karlar görmeğe e şer bir şeye ihtiyacım yok. sö” Zn — e in ya göz Yaşları. hiçki- varmış; dedi, balıkçıların anlatı- Gi « © Sina göre, eğer Soranzo kız > leşi lacaklardı. kurtaracak bir adam çi a Ar- Yunus reis ak; geç elk sim Ne bir İnel Km eder gemiye dün önmüştü, Diğer e z i milere e gece yansı e t edileci dirmişti. — İnandır mı sen bu lâflara? us Tel ei yanın inandım.. kayıkçılara yenide Kara Si ile karşılaştı. bir kaç kere elleri Soranzo eğ Gemide kanın mevcudiye- — İnanma, m.. sen On tini Kara Aliden rem bilen yoktu. lerine inanma! 3g Türkleri sil mak e yeni tuzaktır. Ben onun basını ta marım., Venediğin | ihti- yar ve iki eve Li en biridir. ve Soranzo an başka evlâdı MR kimi İle Kara Ali iş reisin yanına 50- ei 'rançeska sabahtanberi ağlıyor. iki k işi yanına gittim.. yemek düm.. şarap verdim. Ne yemeğini ye- Tıkla; 'skiden a her ay başında bö; le altaki Üç dört gün sonra sinirleri düzelirdi. Yarın il e ki bir şeyi AMIZ ü üncü gün- ss ni Aliden ayrılır ay- rılmaz ar a girdi. eN barı yastığın arasma okmuş.. yatağın içinde bir sarhoş gi- yi sızıp kalmıştı, — Françeska... Uyuyor musun? Françeska, Yunusun sesini duyma- dı. a Fahgalın Yunusun sözünü keserek aynı şiddetle cevap verdi: — Düzulüsüz e ame A Yı isi: Li k söylendi: dığım Eri aray senin ve > Ka a — Hâlâ geçmedi mi bu hastalığın?.. | nin yüzünden görme- , gökyüzü ne kadar aydınlık. Serin Bu kamara; bile gir- bir meltem insanın ünü okşuyor.. | meğe korkar.. beni öyle bir zindanda e e sonra alir e duvar a dak n böyle e a! ela çok aşan eakideni ie di m P y e Bani a başını kaldır- dı.. ve o ei kadar göstermediği sert aldattın. hâlâ da alda ral Zye baik ırdı - haniya '&cennet Siz ve kav; aşıyacaktık? Halb: nı kan, döğüş peşinde I ni hiç düşünmüyorsun! dei reis Françeskayı o güne ka- lar bu derece hırçın ve sinirli görme- mii em vi sevgilisinin üne dikkat en, ki ie çıktığımız leğiştin, Fran- da başka a bir kadın varmış gibi tereddüde düşüyo- rum. Seni rtan biri mi var yoksa gemide? Halbuki ben senin Kara zincir, ve Pei daha ar Mi sum.. ve a) ağlıyorum?.. 'unus reis bu lr derin bir şaş- Eğ en elan ve döğüşten yilmie 4 yan — a Çanakkaleden çıkar çık maz neden değişmişti? (Arkası var)