Her akşam bir hikâye * İstanbul m inin birinde, 3 Sa iz daha etsy gidip iz akli kurtarmayı bicim dileri ii mn tır, ki seyyar bir tiyat atro sık Anadolu turnesine çıktığı İ sık sık yalnız d olan züğü: ürtlüğüm © le- tin İstanbula geldiğini duyunca, ar- ii amı ie ora- ü Anadolu seyahatinden e ün e döndüğünü ümi | Çamur çiçeği j dım, 30 lira kat atabilseydim! Onu da becereme- den kahveden atıldım. Bir da- hadabu tefeciden para koparmak imkânı kalmadı. Aynı zamanda Pey- da kalmıştım. Ertesi sabah borcumu nasıl ödeye- dum. Yerimden kalkmayı canım iste- miyordu. Yatakta, «yorganı başıma ekmiş, miskin miskin ve Birdenbire, m çi rüyorum zan- nettim. Odadan ii Peyman gir- mesin mi? keiki Si i üzerinde galı bir vi ile ilerledi. Masa- b olan para, işte ii ET tam 30 1 doksan kuru Yataktan çk li © Süküt. > nie bir in ça ettim: — Muhakkak ki Necdet RM i da benden parasız oli gunu dün e ğı O halde? ME lat bakalım. Bu parayı nereden bul ağ zayıflamış yüzünde hafif bir ei uçtu. Sonra, sıkılarak itiraf etti. Bu parayı almak için her- kesin. içinde kahvecinin yanakların- e mii içinde ha; yordum: if bu kadarı 5 e şey Zn büz vi vermez! Peyman tatlı gözlerini gözlerimin içine dikerek: — Öyle de olsa ne çıkar? dedi. Siz bu erkekler ne acayib acayib düşü- nürsünüz! Meseleyi tamamile epeyce zahmet çektim. Peyman otuz Olimpiyad mektupları aşi yı 'i sahifede) eskrim, halter, güreş gene kapalı bir yeri, biraz ötede Berlini temsil eden mükellef ei Jokanta.. her millet sporct yiyeceği ye ei bizim ei üst katta. Çoban yer ye Hay PALM Su haklı.. ne kadar faydalı.. kilo a İİ a ancak imi A? Yaşa Çoban, gö- relim sehi. gibi h Meyvacılığa fazla ehemmiyet verilmeli Bu sene meyvanın az ve pahalı ğ olmasının sebebi bebi nedir? da, ilkbahar meyva- si ei az ar. Vişne, mür- düm eriği 20 kuruştan aşağı düşme- miştir. birer kıvır bakalım. adık di- yerek kapıda bekliyen m ze koş BASKETBOLCÜLERİMİZİN ÂYETİ Basketbolcülerimiz açık hava saha- sından, bilhassa, Berlinin dinmeyen altında da Ni a Gin 100 bayrak yarışını kazanacaklarına katiyyen e G lar. Ve in için de büyük imaı çalışıyorlar. ... vusturyalılar yarın doktor Teodar Şmitin mma 178 biye 14 5 kürekçi olarak sa Berline aker ya Japonların ümidi bilhassa deniz topile, yüzme Ty et Âdem Göğdün saplara göre, geçen seneye nisbetle hâlde za kilo Ereğli çileği, 46284 geçen seneye nisbet- MEAN Mayıs sonu- kadar hâle gelen Malta ği in 504 kilodur. Halbuki kün neye hale 6 emi le Erp eğ, Ke leri geçen e nisbetle yüzde 8i nisbetinde azdır. İstanbul evleri bah- çelerindeki e çlarında da bir tek erik yetişmemiştir. Halbuki şehir civa- rın bah ev sahipleri için bu gibi meyva ağ: m bir irat! Meyva yüzünden her sene bir gelir bekliyen bah i şey Monna 'alnız ikracat baki- mından olsun, ii piyasada ucuz mey- va istihlâki TM işini esaslı bir surette tanzim etmek sırası gelmiştir, Türkofise ve diğer ihr; ei ne Almanyadan ve li Avruj dan gelen taleplerde, ese in N pi 5 va istenildiği anlaşılm; Buta | ieplerin ileride daha zi, en ğ tı. Vakıa 1000 vi ü , Almanya gibi nüfusu kalabalik o bir memleketin istihlâk şeraiti- A ne göre, hiç te büyük birrakamde- o | ğildir. Fakat Türkiyeye göre, mühim (| & isterlerse ne yapacağız? e? ufak er halin- pi nie 'diğimiz elmalar, ya- da ancak birkaç şehirde pek az müs- atından abilmiştir. Bu yv: , daha Ziy! tan; sında, hattâ -k vilâyetlerinde göndermek icap meyva kıttır. Malat gibi, mey-| edecektir. Nitekim aynı iyet j arımı kurutarak, a olmuştur. Mı El Malat- dir, Ame- MM bu sene arından iki kuruş a pahalı olacak! olduğu hale halde, yine Amasya elmaları Meyvanm az ea iç piyasadan | aranmakta sırın İsi 3 başka ihracat ticaretini de ehemmi- | Kadar 'a elması göndermek kâ- 2 alâkadar eden bir meseledir. müracaate mecbur kalmıştı. Kahveci- tişmez, yaşıyamaz, perişan tmın son bir iki se. | diye Mersin limanı vasıtasile alınan yesili yanında Peyman da var- | yi kel a âşık etmiş, ondan altmış Ayrılamam. Bugün Kali ne ii inkişaf etmeğe başladığı bir | Niğde elmaları Mü ii Ma Hemen masalarına oturdum. Pey- | liralık hediye almıştı. Son- ei Ben de beraber. sırada, meyva kıtlığile karşılaşıyo- Yukarıda yazdığ diğer pi- O geceye hiç görmemiş- | ra, kuyumcya İni yüzüğü 30 li Peyman dudaklarını uzattı, beni | ruz. da böyle ii şüphe üm Fakat çarçabuk birbirimize kay- acele acele öptükten sonra, kapıya sel elma rekoltesi hakkında | yoktur. Bir taraftan ilerideki talepleri bile ya, diyordu, işte eri doğru hızla yürüdü. Orada durdu: henüz ümit . Piyasada iyi ha- kime ir taraftan da iç pi- öy Meğer kimseye elini ii buldum. Kaleci istediğine ii düşünme, dedi. Parayı bul- alan Bi göre, Amasya, Rize, istihlâkini arttırmak o kadar hakir işler | oldu. Ne çıkar? Yalnız, doksan Salaş un, üzüntüden kurtuldun. Artık yü- | Gümüşhane taraflarında elma mah- | Ve kiprik için meyva ağacı ye- / pimi ki elinin öpümee eği hali | daha lâzımdı. Götürdüm, Jila bluzu- | yün gülsün. Benim ne Me Sulü diğer senelerden az değildir, Bu, | tiştirmeliyiz. Esasen meyva ağacı ye- kalmamış! Peyman Çol ir kız ineği koydum. Çok severdim onu | var? Bana çamur içinde açmış bir çi- | iyi bir haberdir. , Çünk ü geçen sene | tiştirmek, gelecek nesle meyva bırak- değildi. Hatta mi Klein . Ziyan yok. . demez eme #ma sa ananedir. Bu anane- Fakat o kadar sevimli, tatlı ve cazi- in o zaman farkettim ki M.R: şa, gi- me ve bilez be Tele ii ayvanın ii yal beli idi ki lere bin kere tercih lila krep döşin | gi Ür yüzsüz gibi gerili yu sene de Almanyaya, is e ek, olunurdu. e Laz Rl Tap ayar. sir zg gb Eşer, elma göndermek için daha fenni am- | bu işe teşvik etmek lâzımdır. 5 ğim gibi, aramızda çarçabuk en ın bunları? balâjlar yapmak suretile Daki i 2 bir ısınma e yakınlaşma hasıl olmuş- | seni e ii e Mi Fakat. e a m Ran iş Mk yapmaktadırlar, tu. Arada bütün varlığını bana bah- e ili de a OC ER sini Bu sene DEYE neden kıttır? Bunun A BA şetmek, beni kara düşüncelerimden he z ağa açmışlar diyorlardı. Takibine | sebebi, havaların gayrı tabii Sira Ankarada her dilde gaze! kurtarmak ister gibi öyle bir iğilişi O halde, ü bulmuşlardı. «| kâh açık, kâh geçmesidi kitapları ün ki gerçekten her şeyi unutu- | sun? Gelsene şöyle. un için, zavallı lila bluz bir © ie er kış ortasında, güneşli hava- mektep kn ve iy iye: yor, onun verdiği hâz içinde müstağ- Kabil değil. Necdet çok zayıf ted ya yanında kaldı. o kudsi bir evsimsiz olarak çiçek açmış, l m k kalıyo; ruhlu bir adamdır. Kendisi dâhidir | yadigâr saklamak snra Primal kar, dolu bu çiçekleri İİ gelzin, Eğe derik < bilir #nlirel 0 Peymanı celbet- | ama zayıftır. Göreceksin, bir gün ma- | ister ii zibidi Mik yere dökmüştür. selerinde te: ni > e mek için pek uğraşıyor gibi geldi ba- kendisini gösterecek. Onu ie idi? iyeci p den bir > a e NE Fakat, dan VER 'arabbi, ben ne tolihsiz kulu- a, Avazım çıktığı kadar Ali paşa açık denizlerde do- | num senin! Bu devrin İsası gibi, beni “KARA YELKENLİ KAD BGA DER bütün gemicileri başıma aşığı haber aldığı on m dör parça | çarmıha gerdirdin.. öleceğim sırada Jardım., Zin al Rİ :eriksiz Le- ibi İ g Yazan: İSKENDER F. SERTELLİ seninle biraz da şu kara cübbe- kilisedeki eyi ii Ta“ r alı el ik irin E tiiirle. ğe kaptan paşanın bu ii Zu neden deşmek istediğini anlamı: beer ibi çok temiz yürekli adam olarak tanıyorum. Glee ği yapi asını sever. .. — Temiz yürekli bir adam olabilr. 'Bu iş, başkalarına iyilik yapma. mâni değildir. Merdliğine de Bala Pe niçin soruyorsunuz bu- nu? Kaş; end milletinin yüksel mesini isteme; goza e şanın oi nil e yakıcı ia: mi Türk amiralini çıkar- mağa yarn ilâve e lara karşı kendini müdafaaya mec- burdur, paşam! Onlar silâhlarını an- dilerine ve des eşyaya el ve göz atan yabancı kor- sanlara karşı li dajma dost olarak tanırl: — O halde Yunus reisi m çar- mıha gerdiler? — Yunus reis olarak at ve ve hiç bi ie vallı hai ia boğarak iste- di. Gemisindeki yeniçerileri yağmaya teşvik etti. SİZ, evinizi soy- mağa gelen haydutlara kapınızı eli- ai ii Ali ateş ka! da ai har parçası gibi seir. ve tas Şi sirile el kaybeder gibi yordu. Türk amirali: tü. — Kız, gözlerim k ! Sen ne yeke ne aşifte, ne kanı sıcak bir ka- e Yunusun hakkı bala gemisine kaçırmı to, li işi a yapmış. Seni kaman di kti iy kahkahayla güldü: ollarımı bağlayıp beni kamara- n On! nun da olayın bulurdum. dı karım Bu, şeytanın bile aklına gel- vu siz öğrettiniz, Ragoza! ir Ven ize sa- ci ahirsiniz! Ali paşa bu ka etini ve a kapamaıştı.. ağa başladı. ba- şını güzel rakkafönin dizlerinden kal- dırmamıştı. s.s YUNUS REİS, GEMİNİN ANBARINDA İNLERKEN, Ali paşa ateşi kesince Lezinalılar Türk donanmasına sayısız hediyeler vermişlerdi. Donanma şafakla . beraber liman- zina körfezine de bunun için uğra- siya ii kalamazdı. muştı. Burada Kaptan paşa, demir alırken gözlerini açtı.. en dayak gibi Ragoza da kendi- sinden farksız değildi.. gözleri kapalı, boylu Ali paşa gözlerini uğuşturarak kalktı: — kadın, bu yaştan sonra ni çıkarmış. Hele bir liman- da a. uy: sonra, ü di su dökündü, abdest min “Anlah Tizası için iki rekât namaz kıldı. Tekrar el- lerini göğe uzattı, Tanrıdan af diledi. Bu paşanın da, gençliğinde bile yaptığını hatırla- ğ üyüğü idi, Ka- marasından Gi en kendinden uta- nıyordu. Bütün gemiciler kendisile alay ediyormuş gili, gözleri yerde ge- ziyor, kimsenin ine bakamıyordu. “Türk donanması Lezina sahilinden epeyce açılmıştı. reis paş gemisinin cephane anbarında inliyordu. en kurtardın! Se- dim., e Sa kızgın Ee kavrulup gi dim de, bu ce; ılmasay- ii Şu kollar zincirlere bak- tıkça kendimi esir bir Venedik şöval- sanıyorum. yesi Yunus reisin. sözlerini anbar kapısı önünde en nöbetçilerden biri mn . Bu vazifeyi ler konuştuğunu anlatırdı. Yunus reis en çok kolundaki siner. lere içerliyor; — Ben katil değilim. ben Türk dey- letinin hazinesini iflâstan Kurra iğ bi çok deniz sa' ında bazan bir or- dunun gösteremediği muvaffakıyeti < »k bi n yurd sever, yurdu. çekinmez bir da, beni e ii (Arkası var)