1 Temmuz 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

1 Temmuz 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ein Profesörün kızı İ AKŞAM ın tavsiye ettiği günün mühim programı Ev büyüktü. Harap ve tozlu bir merdivenden çıkılırdı, Kapıyı topal dı TO fesörü çalışma odasında görürdünüz. in koltuğa oturur, kolla- dı. Fakat hi veren bulunurdu: — O sabahtan rapi b sür- ter, babasını mı düşünecek Nezahet ken rkesin böyle söylediğini biliyordu. Fakat hiç ehemmiyet verdi; ktu. O, sal kutusile evden çıkar, öğle eğine bile gelmezdi. Boğaz kim tabiatin güzelliğini yo derek vakit geçirmek onun için e büyük saadetti. Gittiği yerlerde bir bulursa onunla iktifa edi iu birakarak, gözleri mavi göklerde, müphem hayalâta da- ardı. Arada ev aklına a geldikçe bu het Gi mese azap verici bir Yi olurdu. terke- iziyor. Seni ilk tanıdığım'2 zaman güzel.» ilgi annesine hiç bir şey yazmı- Annesinin kendisini bırakıp ilan içinde derin bir yara açmıştı. ir slm niz yaşıyan Nezahet bir ca tepesinde bir genç res- ja meraklı in Oda bir asian idi. Sonra muhtelif vesi- e ine tesadüf ettiler ve id Ki MR ona: Seni seviyorum! Nezahet bütün a ile cevâp verdi: — Aman dikkat et, dedi. Annem hem babamı bedbaht, etti hem beni, Ben de belki seni mesut etmiyebilirim. Hem senin annen eski kafalı bir 8 dındır. beğ anamın evden kaçmı: duğunu duyarsa arlai — Ben annemi kandırırım. Fakat bir türlü buna muvaffak ola- mıyordu. ipi delikanlı Nezahete: — Her aldığı şey Nemet ie iii mek deği, beraber yi aktı. hem ihtiyardı, hem ebihdek e idi. Nezahetle evlendiğini duyarsa mutlaka yüreğine inerdi. Nezahet hiç düşünmeden bu teklife razı oldu. Çünkü sevişiyordu. Şimdi, çantasinı hazırlamış, yata- a, Nezahet, bir gün annesinin e olduğu gibi, yavaş eliz ka- şe ei ymasın Grisi; avaş ya! kapıya Babası yazısında devam in Son- dürmi tkr ak- ve o e abe odada şu kü- çük Sik beni ra en gidiyorum...» Annesi kaçtığı zaman babası aca- ba istirab o zaman çok küçük olduğundan bunu yordu. Fakat olması lâzım EB onu yapacal babası yn mektubu yazmağa mecbur Siz caktı «Senin gibi:6 o da gitti. Şimdi yalnı- ti! La babasına a karşı İ vdiği erkeğe ali acak. Bu sana a . Artık sana mek- iç bir silaşi kalma- dım iş dar yazı hatırlı gele Sen, me annesi, çok mustarib olma- nı istemiyordum. Sana kızından ha- ba vermeyi bir vazife biliyordum. Fa- kat benim annem sizlere benzemez- > odasında idi. ie Bm ei için kapı Jak ni 1 Temmuz Çarşamba İstanbul — 17 Taksim stadından na- kil. Futbol maçı: Türk muhteliti ve Ma- car takımı. era parçaları, 19 erler. 19, is ll plüklar 20 Halk musikisi (plâk) 0 Denizciler yramı münasebetile kanlar (Saip kaptan) 20,45 Stüdyo 1. 21,15 Bayan Corradina M: vecin yi 21,45 Sa den sonra Anadolu ajansının azl mahsus havadis servisi verile- cektir, 2 Temmuz Perşembe Dans Üy (plâk). b Çalışkan tarafdan. 20,30 m ke traları. a haberler. Saat len sonra Anadolu el ik ie havadis servisi veri: İecektir. çine 12— ii 57 indi Akşam Yata z 6,26 Me 4,33 N 20 203 Va 2,11 432 1217 1618 1945 2148 İdarehane: Babıâli civarı Acımusluk Sok. babasını sevmesinden çok fazla sevi- yordu! Halbuki babası nasıl yalnız yaşa- a şimdi de öyle bini ölecek- ti. Çünkü NezaHet hiç bir zaman ve aile a Se vme «Anası kaçtı, kızı da si manti yapı eceklerd çıkardığı esvaplarına baktı. ba ii yat ne kasvetli şey! dı Acı acı ikiye dedi, a den hasta idi. ME kendisinin sözünü dinlemezse ölecekti. Onun için oğlu ona itaatsizlik etmiyordu. O iyi kalpli erkek annesini seviyordu, Nezahetin di yi dan evvel babası kimi öpe- cekti? Nezahet, yavaş yavaş, dalgın, çan- nı boşalttı. Sonra yüzükoyun ya- tağına ie eri im m eN a bi — «Karşıdadır han...» Yıllardan yadigâr kalmış Kerpiçten Ne güzel sesliyl.. bülbül sanırdım!... — Tanrı mı gönderdi.. dm dedim!. | yollarda kalaydın!.. dedim!... sesi hançer olurmu Bize şu türküyü söyledi Durmuş Aşkın değdi canıma, Yüreğimi şişlersin!... Geleceksen yanıma Tez et, sevab işlersin!.. Ey tavus gibi şanlım, Gül yüzlü, sıcak kalem Olacaksan nişanl Tü, Sök ça Yüzümü göreceksen, Gurbete receksen, Yoksa ö öldüreceksen Tez et, sevab işlersin!... Türküsü bitmişti, sızladı içim; Gelmişti ansızın fakat sevincim, Dedim ki Iki gönülde bir Yazan: NECDET RÜŞTÜ ai Avuturken kı Beni gene Yoleul, $ Üzerine d İç şu Sen evlâd acısını Sakm yabana atma!... merak Tao oğlu, yahud Pi kızı ölmüştür... > acı yaman olurmuş... Bu sefer başladı Aydınlı Sanırsın yanmıştı şu anda İbtiyar inletti koskoca hanı: Seninki ne detdi!.. verdi, Fatma, mel Fatma!., Son nefesi Irtada acıklı bir roman amatla Gözlerde Saçları döl sinesi ağlatma!.. > e derdim, zehir tasını, Hasan!.. Unut yasım! Yaşlıyı inletti bu «Fatman ai Gencin de bir anda boşandı gözü vardı: tanış Nihayet ağlattı bizi de bu hal; üş, sinesi 'oprakta çürüyen: güzel Falmecik düştü canı, p geiei K 'NDER F. SERTELLİ g Yazan: isi KARA YELKENLİ KADİRGA No. 19, Yunus reis kendisine gösterilen is bu iltifat e e mesuliyeti başkası: muzlar emek, bu suretle akpli Sli pençesinden kur- tarmak ya yo! ç bir hama a inn ta dei ri ölümü- olduğunu size is. anki meki isterdim. bu sözleri Mir gibi 5 m — mi söylüyorsun, Celâl bey? Dayımın idamında ondan 5 aşka bir kimsenin parmağı yok mu — Sizi A N. temin ederim ki, bu işte hiç kimsenin zerre kadar alâ- ka ve ize yoktur. Piyale paşa padi- şahı iyice doldurmuştu, Bir gece Sa- boğulduğunu haber alı zaman şaşırdım. ii günler geçen sonra, kei leh te benim parma- ir haber zilli - ğunu Hayreliğ görüüm. Halbuki ku- Tunuz ömrümde bir kere bir karınca- nın bile ölümüne yö aba bun- korkarım, Bu hakikati size söylemek fırsatını bulduğum için, bu vr bilseniz. Yunusreisin Piyale paşaya husi tini bilen Celâl bey ölünü murat yeli oynamıştı. Yunusun göz Tayı dedi, da; ai imi sağa yayar gibi. bırakmıyı or! Zaten venin ü sadakat p ağ ve lüklerle (o karşılaş: bi İstanbula çime bin kere pişman oluyorum.. — Haydi içelim” yleyaki ben de si- zin fikrinizdeyim! Ne yapalım.. ya bu deveyi güdmeli, meli, de: yok. Di gana bir Kara yelken daha Gi 2 denizi boylarsın! Div: an kâtibi arayı bulmak ve dost- da senin için bir aki Öyle Ee bir kadınla ber akşa olacağına, bir kahraman karısı di dah — Yunus e dedi. Biraz da şu il Ur is epeyce yumuşamıştı. yuvarladıktan sonra uluk uzun bir hikâyedir, azizim! İki yıl Akdenizin göbeğinde serseri gibi dolaştık. Talihimiz di lerde açi (Celâl beye döner) Ar- 2 ei siz de gördünüz mü? göbeğini hoplatarak gül- e er akşam hünkârın sofrasında giriyorum onu, 3 ir İçim su.. ne şak ii Eni onsuz yemek yemiyor. Ben de lem onlara tercümanlık yapıyoru! Divan kâtibi yan si Celâl beye baktı: — Vallahi ben sofradan bir metre kın var, Celâl bey! Fak uzakta Gemi Siz ikinci Selimin Der kedimi gelirken kalbi ne eşi kıskanç bir padişah olduğu- | erkek değildim. Bu t elime ezsiniz!. Yan a bakmağa | gün geçmiş olsaydı, Françeska si cesaretim yok. Diz dize oturan | şüphe yok ki benim karım olac: ben , Zeynebini kaybettikten US: ra, düşü — Ne de olsa böyle güzel bi lükün her m tatlı tatlı, Sk se- sini ini “ ii zevktir. Biz ondan a ünden da mahrum! Ğı, Yunus reis! Françeska e ulda kadın ya biraz gecikse, | kattığı m > Hele Ni Kadirga- | lı beyitler düzmeğe ve söylen ya doğru ki dilberleri yor. On ol e bir gör.. ie Ni neler! a kat, demin- day: yor. Dün gece Fi denberi di ucuna geldiği halde sa en ecikmişti. Kadın cesaret edemediğim bir noktaya şim lu elbet. temas etmek sırası geldi: Kı Yu- gear leme başladı: us reis, ben seni çok akıllı bir «Cemalin karşımdan gitmez her 2 olarak tanı Se Bir e la- 2 olarak ta ipi : Düşünüp derdimi edeyim bae di ağzına rl üre arını düşün- gerer agemeniş TEB memezlik iri radılışında var- rin kâğıtl- il dır. nu demek kan ki, bu kadar nadide bir meyvayı ele geçir- , Onu nasıl ol keni zına götürmeyi düşü e karşısındı

Bu sayıdan diğer sayfalar: