27 Nisan 1936 iel. Grill > En büyük suç Yazan : NECDET RÜŞTÜ ortaktı Haydud, her soygunda ayınyor PAY, Gizli yere günkü Hünkâra!. .. Böylece uğraşmış uzum seneler, Adı da geçmişti köy türküsüne: «Samo!.. Mazlümlara vurduğun hançer, «Dileriz saplansın senin göğsüne!...» —2— Akşama katıyor sabahlarını, Uykusuz ağlayıp inildiyordu!... tanrı. diyordu, ir kuluml!... «Elimi «Ölsem de, kıymam ben cana bir daha!.» Bir gün, Samo dağda dolaşırken, Bir avuç di Dedi: —«Bir derdim var, bana ögüd ver; «Bir deva bulursan bu derde eğer, «l girersin inan sevaba, baba!...» «Yüz açın karnımı doyuracaksın!, Samonun sevinçle doldu gözleri, Ağladı: Bir pınar oldu gözleri!... Bağırdı: — «Bu dağda sofra kann inn rn ağ Bir yolun Tarndi, yg aydanberi, Samo çeviriyor hep geçenleri Onların karnını doyuruyordu!... Madem Tanrı öyle kapa ie kuzular gitsin ne zar: Fakat ba dağlarda pek az eli var, Ele geçirmişti on kişi ancak, Nasıl yüz yolcuyu tamamlıyacak?. dü; Bir günd.. Dururken ede, e Uzaktan etmişti bir atlı sökün Yanından geçerken yolcu dört . — «Hemşeri!... Uğurlar ola.. «Mola ver... bir dileğim varl...» Bu sözü duyunca, durmuştu atlı, bir tabak tatlı, Yalvardı: — «Bunu ye.. var bir adağım, «Böylece suçumdan affolacağım |...» Tabağı tutunca yolcu fırlattı, Yalvaran haydudun yüzüne attı!... Dedi: İM te er şeker aa kamçıyı beygire vu Bir anda bu egim kale; Baktı kaplan gibi adama doğru, Onun a gururu?!, 'Ne sevap, ne günah.. Bir anda azdı: görmüştü.. Bu olamazdı!, ie halini, Silâha atmıştı birden nişan.. Bir kurşun: Süvari düştü, Beyni parçalanmış, adam ölmüştü!... vs Bunu gören Samo dondü deliye; ği ğe LİN dei — elk bunda e var!...» ü aradı ö ii sanki melek Ağlama)» diyerek hayduda koştu, — «Bu sevap gelmezdi akla, kurtuldun onu vurmakla!... AKŞAM * Her akşam bir hikâye | Titizlik j Doğrusu Kadrilerin apartımanı de hoşuma gitmişti. En- bir balkon, deniz, le Boğaz, Kızkulesi kipi Son: . Gıcır ye yin m kpa: Kuş m gibi bir apar- n Kadri, dedim, doğru- su tere bayıldım.. Kadri dudak bük — Bırak Allah Ereni birader... rtıman yüzünden hepimiz sinirli olduk... İyi, hoş, deiz hez - ayağının altında bii var.. r. Bizi si si- airli yaptı, meydana çıkardı. Kadri benim şaşkın şaşkın e tığımı görünce anlatmağa başladı: — Efendim . Bizde burasını gezince senin gibi pek beğendik, derhal tuttuk... Evvelce bizim ne ferah yürekli insanlar olduğu! tl geçti, değişti. Tam karşımıza bir komşu taşındı... Taşın. bulikinin erıesi sabah bak- de aye birbirine geçer... Buda öyle oldu... Bizde evvelâ hek aş defaya çikti Sonra üç defa.. ha sonra sabah akşam üçer dsi fa. Sabah bie dörder defa.. il akşam be: tie fa.. Fakat işin tuhafı neresi biliyor musunuz? Bu hastalık, - artık bu- na müsaadenizle hastalik diyece- ayda bir bile pence: bişey silktiklerini ogörmi omşular da ayni titizliğe uğradı- E z Derken bu — hamit. geçti... Karşıki köşede anlar da baş- ladı., Ve maya ea bir semt e Dr Bi irer dde kei lar defa silkilir, arkasından örtüler, yatak çarşaf- ları, vesaire çıkar, kırkar defa sil- ilir... İşte “Bir tçi kız b sefer Gla ceketi ters tarafından, ba şaşağı 40 aha sil- klor or, Ceket baş. ayağı e dan, sol ala e resi gi meğe Pijama Mi sonra ma pantalonu, hanımın kombin olunca ayni eşya yine kırkar defa silkilmez mi?.. Ertesi gün ayni vaziyet... . Daha ertesi günü yine ayni Bu hal böyle bir hafta müş adar devam etti. Evvelâ bun a- kin seyrediyor, A — Amma titiz insani ye gülüşüyorduk.... Lâkin caemek nirli etti... Sırf bu yüzden bu pe tımanı bırakmağı bile düşünü: Sana daha müdhi: işini Sike yim... Bir âile tanırım... Bunlar ten- bellik, psiliğin mi gibidir- ler... Evlerini iie er dedik. Tut > bu mani nel en de ev ai ardı. eli, köreleki apartımana sea İlk günler bir ses, . Azizim, dört gün geçti m O tenbel, o üşengeç in- mi bir faaliyete geçtiler, bir ; Tel ve iza 2,3, 4... vesaire vesaire.. De m onun yanındaki balko. - nun kapısı açıldı da da hizmetçi Elindeki küçük secccadeyi sil ş ğe g 5 “5 > p havada inip çık- mağa başladı... ,Kadri derhal hizmetçiye seslen- — İkbal, kız, getir bizim örtü- leri, getir bizim seccadeleri, hali“ ları, çarşafları, ak Başla silkmeğe.. Görm n?.. Bü- tün e işe heleki | Bundan manasız canım., İnsan sie kendisini kapıp koyverir yn bir koyverir ki... Sen gelsen iki günde başlarsın. — Laf... Dünyada yapmıyaca- ğım birşey varsa o da budur Yedik, içtik.. gidiyorum.. “Biz ii pardesümü tuttu... Birden- bire — ei dedim, bu lâciverd kumaşlarda amma toz tutuyor. mam, dedi, kırk oldu.. kirk ire silktin. i imdi Kadrilere misafirliğe git- tiğim günden beri sy ce- ketimi kırk, pantalı ha pardesümü kır) e. kere sil ilki iyoru: Hay ayağım ii Neraditi gittim onlara (Bir yıldız) Arkadaşımı , de: m vakit de geldi za- ten hi bizim mahallenin halini kendi gözlerinle de görürsüi bir kadın.. ip Esi silk- meye başladı.. 1 Bak.. deyi im ai ie 3, m 5, 6.. va 12.. deği 30.. al 38, v iki ya nç Le dın o örtüyü bıraktı. Başkasını aldı.. Kadri yine say- ri iş bulmak için | Uzun uzun düşünecek yerde AKŞAM gazetesine bir KÜÇÜK İLÂN koydurunuz! ev ie Haizerdin fenalık yapar: tün ifritleri msi elm ele rın gazabına uğ! Kulübenin bin TM e değilmi di? a, delikanlının. kendisine sezmeğe başlamıştı. Fakat o, ma kocasını ni için, Hek yosa: — Seni kardeşim kadar seviyo- rum! Beni ölümden kurtar rdın.. Seni, ölsem de Derdi. Mısırlılar, &ükten sonra da cemiyet içinde ya- İ Bildiği Tefrika No. 127 RI) şadiklarına inandıkları için, Hek ELLA e kiler iy m olurdu. Helyos kraliçeye sevgisinden bahsetmeğe Göle kai Gi EE EN e rekii 5 'Titana, bu ateşli delikanlının ıskançlık e Tepe mamak düşüncesile sanlı Mr hiç şü he yok ki seni de re için teh- likeli görec: man sen de betin ii im yarağına düşe- ! Fırsat eli- Fakat, gü ha fazla e İeE onu görm ei geceler Tree kadar gözüne uy- ku girmiy: arusun gözüne girdim, kra- içem! Onun bu kadar aptal bir etmezdim. ne bakmak fırsatını da kaçırmı- yordu. Helyos çok yakışıklı bir gençti. Bir kadının Helyosla aylarca baş başa kalıp da kendini onun ateşli kolları arasına atmaması için, an- cak Titana gibi sarsılmaz ve ye- za b si hzl i Öd düşmez, onun başını ezip, yerini tutmalı ve derhal ordunun başına isin! Diyordu. Titana, sedlerin açıl ma töreninde başına gelen bu fe- lâketi Parusun hazırladığına inan- muştı. O, Cizede meydana çıkan bu hakikati bilmiyordu. Fakat, bir elyosa anlat- öldürmek Helyos o sie sonra Pa- ha çok düşman olmuş ve rusun bütün söyledikleri kra- bizi is anlatmi 'arusu güv: kuvvetleri: başından Ea ksıjmmaği ikisi de and içmişti, i Titana: — Bu orduyu alıp Cizeye gide- lim. Ve sen orada bu ordunun ku- mandanı olarak kal! Pire Helyos için, böyle bir ordunun başına geçmek elbette çok şerefli ii işti, Kolları kabara- rak kraliçenin dizlerini öpüyor v ona hergün minnettarlığını teyid ederek: — Ben sizin en sadık bir. ii olarak kalacağı diyordu, - ini beni ka aklaştırmayı Ortalık np akşam fazla Ev sr ii Ati- na bindi. ee itana ertesi gün, ei gelen pi yolcuya rastladı. İhtiyar bir am devesinin üstünde Nil bo- amaa giderken Titananın kulü- besi önünde durmuştu. Yolcu burada biraz dinlenmek istedi.. Devesinden atladı.. Titana- ya selâm verdi. Şuracıkta — Çok yorgunum.. iraz oturacağım, * bile istiyorlar, La zayi Titana gölgelikte ihtiyara ya gösk ve i ır, baba! devene su vere- DEN mi A — Ondan önce bana verirsen, olurum! Titana ihtiyara ve deveye ayri ayrı su verdikten Il yanına oturdu: — Nereden geliyorsun? izeden... ke — Cizeden mi?! Ah, ne iyi te- sadüf.. — Orada bir kimsen mi verdiği Neden sevindin böyle? Titana derhal kendini topladı. Ciddi bir tavırla sordu: i. — Geçenlerde buradan geçeni bir yolcu bana Cizede kraliçeniri Y boğulduğunu sike de. Bu haber doğru mu aceba? Yolcu Hileik ilim salladı: — Elbette doğru. Firavun üç aydır kraliçenin matemini tutun rdu. — Ya şimdi..? : em günü bitti. Sihir.