28 Mart 1936 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

28 Mart 1936 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GOLEY ere wer vEvr Ve Dört santim n boyunda siyah bir Japon balığı yirmi beş liraya satılıyor! * Kavanozlar içinde, en iyi yemleri yiyerek bal aylarını geçiren apvaz e bim İstanbulda yeni m ticaret baş- ada. Süs sne icareli... Ye- lll ii aşım alacak- 21$. Kalktık, Beyoğlunda, Gala- asarayın arkasında küçük bir — artımanın üçüncü katma çık- ei ,koca bir beyaz rus ailesi. redi denizinden gelmiş yüzlerce ins balık... Hindistandan, Çin- den, aponyadan, eksik m, şarıya fırlamış patlak hur Japon balıkları kulağıma fısladı: — Bu gördüğün patlak re, tülden uzun etekli süvare el si giymiş kadınlar. İni Arkadaşım Li bir balık 25 lira... üddet evvelki balığa geldi... Koca pal: rın çiftini beş kuruşa ram dı... Bir palamut yüz parayı i eyi Ja; ile 1000 tane koca- palamut elabiliriniz İşte şu i kişode ta lie la bir balık ismi e lıkları yeşim — İnsanlarda olduğu gibi ba- lıkların da sinirlileri, mein vardır. Bu Hint balığı dünya! Gallen en sinirlisi, en EN Uzun kuyruklu patlak gözlü Japon balıkları, boyları dört halde üzerinde 17 renk bulunan Hint balıkları sun'i surette yetişt isikn deniz yıldızları Gurami bu sarışın dilberin etra- fında bir fır dönmeler... Takla atmalar, bir cilveler... Bir cilve- cısıdır. balikların yanına hiç bir balık koyamayız.. ısırırlar, dö- Artık kavanozun içindeki ye- gerler... şilliklerin ında kuyruğunu İşte M: adan gelmiş bir ba- layarak memnun memnun dö- lık... Plata ea İşte Avrupa. | müyor, dişisinin kuyruğunun di- da nesli tükenmek üzere bulunan | bindi ıyordu. Turna balıkları... Bu balığın bo- Balıkçı: yu dört buçuk sani . Lâki; ördünüz mu? dedi, oda üzerinde tamam 17 çeşit renk var.. aliş seviyor.. ettim. alıkçı: Çifti, sne 40 lira olan en nâdide — Bu balıkların, ee — ol | balıkları dişilerind. ma zamanları mua e üzel .. So , balıkçı: te meselâ nd, en ba» — Evet., dedi. Het balığın er- e bakmız aşk “es keği dişisinden, mukayese edilmi- ndisi erkektir. Tanka bir deli, yecek derecede güzeldir... Son- gibi hari eder. Siz me- ra bir çok balıkların dişileri ha- vi esmerlerden hoşlanmazsınız ir. yp lar ve h > mi?. Buda eğ Şimdi | le onlar al yumurtlamaz dişiyi kavanozdan döğüyor. Yanından çıkar. Balıkçı delikanlının be- ğenmediği mavi dişiyi Onun yerins beyaz bir - du. Erkek balık bunu da ısırdı. Ba- | lıkçı: ay çepkın. dedi, bunu da edi... Galiba sarışın me- raklısı olacak.. Bevaz balığı mi altın sa- a sahver. Erkek rısı Wir disiyi kava; di. Vay efendim vay.. hep ibi balık bakar.. yavruli baba meri er Bile acayip bir balık — - Yala şu cinslerin dişileri i annelerdir... Yumur. koşa alıp İri yerleştirir.. şefkatli balıklardır vessi dua Lâkin hakikaten Japon balık- ları tül eteklerini arkalarindaı | yen, gran tuvaletli kadın- benziyor. Arkalarında- ki uzun yarı şeff m bir © dölaşışları var Balıkların rahatlarına hiç di- yecek yok... Kendilerine olan sıcakl > sı iraz eksilse sıcak de- nizlerde i balıklar he- me bunların aşk evreleri e gü- nüne biliyor... Bir çok cam ha- vuzlarda balaylarını geçiren çif- Bala; za- havuzlara konuluyor, ve en güzel yemli Sonra he: Ar ye var... öcekler... Balıklar pis- m in sümüklü böcekler bunları ge yiyor- ümüklü a yorla, böceklei balların e famdöşambri gibi bir Di Ten garip, bir. — ık gösterdiler... lira pahalı olmasının bileme, ti de acayipliğinde i e . Tuha- fıma gitti. Acayip ık mek işin 25 ie ta- insan bu balığı almiş, j a imei de iy m senin evde olmadığı bir da bu balığı pişirip yemiş.. ri lokma. 25 lira.. — H. £. ucuz olarak selerinde tedir edebilirsiniz. Telefon : 3377 Anket sualleri Birkaç gazetede açılan anket, r iki yeni mecmua adı, edebiyat | ileminize bir hareket, bir r can ık olduğunu sandırar bazı | e sevindirdi. LZ dise- | | de, özlediğ yaklaş- | eğ artık leme yar. kadar insanca ei zâaftır ik ona hepi- miz kapılabiliriz. Hattâ diyebi- ak, gönlümüzün a'nın yerine önce demekten ibaret İn Hep o mii! hep o böbürlenme. ME n adamların ve alınan eşi; hep bir olmasından ziyade suallerin hiç değişmemesi ümidimizi kırıyor. Anketi hangi çarsa açsın hep ay- ni şeyleri sormakla geliyor: «Ki- min yazılarını beğenirsiniz? Milli edebiyat nedir? vanta seri ne kadar aklımıza İLEN bir iie ile konuştuğumuz zaman da bunlardan başka sual aklımıza gelmiyor. Anketçilerimiz elm eğ miyorum. uyorlar de- at "ancak onları bu- ki memlekette edebi- am sanat hakkında yerleşmiş bir aat var. Demek ki bir edebi- yatçının mevzuları bellidir, tah- dit edilmiştir. Demek ki bir ra- hibin vazifesi falan âyini yapmak olduğu gibi bir edebiyatçının va- zifesi de o mevzular üzerinde düşünmektir. Yani edebiyat âle- mi bulacağını bulmuş, sınırlarını çizmiş, insanları hiç değişmiyen al) seyrine lardan yıllara miras kaldığı, ar- olduğu, nda dalmış bir mdir. ölmenin, ölümün ta kendisi Pe midir? Edebiyatçının mevzuları tah- dit edilmiştir demek, artık cemi- yette ondan hiç bir Ea bek- atçi- mali li, Ol aa Ka miyet de iliki hayata karış- maz, lüzumsuz, faydasız bir faa- ğunu kabul etmişler de- mecmua- larımızda kağ ayni şeyleri tekrar edip duruyor. Hem daima soruluyor diye al- si üç sual de, edebiyatı hayat- z lenin 0 «Hangi eserleri miri mi? suali üzerinde durmiyaca- Zım; bu, eğibiyat senrleriaiı kıy- metini yine ancak yani ölçebilir, yani o kendi aralarınd. bir iştir demektir. «Siz peak mi Lulunması, Türk milli söebiyatın malı olm kâfidir. Nası Lir ecnebinin istediği, ka- dar bizden a ütü Tizim milli edebiyatımız olam aamafi Dini mânasını an- o d İması için lamıyor değiliz. şunu de mek istiyor: «Bir nevi ein vardır ki sadece ferdi zevklerden nedir?» suali, nasıl tefsir rd niz edin, mânasız olmakta! tulamaz. il eserlerimiz tercüme edil e suali de yetlerden, milletlerden kendine iyii tesir edecek e: leri alır. Meselâ Kamal, Türk Sağ hangilerini ter- cüme edeceğini yine Fransızlar tayin edebilir. leri, belki bizi dme Fransa'da artık zi halde İngiltere'de leri: ali, yakı cemiyetteki sirinden başka bir kıymeti b bileceğini, ye diye müayyer, mukannen bir şey mey a kabul Yı , ha- yattan hariç sa; z ietzsche' deki sözleri, Almanya'yı sevdir- miştir. Bizim hakkımızda Avrupalıla- ra bir fikir vermek... Onlar fikir edinmek istiyorsa ken: eodileği i arar; yoksa bütün kitaplarımızı tercü- me ettirsek yine okumazlar. Nurullah Ataç

Bu sayıdan diğer sayfalar: