EPEY SA edildik sdiğd 5 Mi iy meyen. b ei bam. aley- hinde yaz: Sahife 8 AKŞAM abıâlininiç yü y ve Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 656 Abdülhamidin ecnebi gazetelere süküt hakkı olarak verdiği paralar Dahifi ve harici gazetelerin tet kik ve muayenesi için (matbuatı dahiliye ve matbuatı hariciye) di- ye iki kalem vardı. . ahiliye mezaretine merbyt sa- yılan matbuat müdüriyeti haki- katte saraydan emir alır ve saraya hesap verirdi Matbuatı hariciye müdüriyeti kaynaklarını kendisine bildirmek mecburiyetinde olduk- larını tebliğ etmişti irler- da bir kısmı da sefaretlerine müra- caat eylediler, Bu tedbir ve teşebbüsün sebep- — hakkıda ime olan er iğee ü e Nişan efendi bu emri a tebelliğ eylediğini özledi, u emrin sarayca verilmiş ağ örtmek maksadile ağam içi dan veri Şikâyetler yeme e duyu- rulunca ecnebi dilile intişar eden gazetelerdn kaynakları haber ver- mecburiyeti kaldırıldı. (1) Fakat Nişan efendiye sarayca te- mesi te arttı ve vilâyet ei istediği vösle di dil yer lanmağa mecburdular. yöre vrupa g nieielainği muhabir. ecnebilik a verdiği ike ile ve mensup olduk milletlerin emel ve fasilrlne malümat verirler, yazılar yazarlar- dı, Fakat bu . muhabirler de çok defa Abdülhamid ihsanlarının Ki ma vr v yer muhabirleri ei muhtelif e ali ve mihverle- Abdülhamid memleket ire atının dillerine mükemmel kilit takmakla kalmadı. Ecnebi iri lerini de elde etmeğe çok uğraştı. Bu gazeteleri bir çok aboneman- ei yazılmak aksiyonlarinı m almak suretile kendi lehine ecbur a (Abdülhamidin fransızca De- | bats gazetesinin en büyük aksiyo- nerlerinden olduğu rivayet edilir. di.) O en ziyade hitab ettikleri * kârı umumiye üzerine tesi: eden ve mensub oldukları hikü. metleri, ganı olan ecnebi gaze- Miri “Teymiz, Temps, Kol in; Tribuna, Ş 5 Hazinei hassaca bazi gazetelerine ve ecnebi hafiyeleri- ne ayda verilen tahsisat( 2600) altına baliğ idi Bu tahsisat meşrutiyetin ilâni azetelerin © üzeri e kesilmiştir. Bu gi Ce mühimlerinden isatı kesme- mek jön türkler için de propagan- da siyaseti namına daha uygun bil (1) Souhesmes: Au pays des Osmanlis | hareket olurdu. Bu ecnebi gazete- lerinin yazdıkları mühim makale ler anlı elçileri harici siyasete ait istihbaratı ihmallerinden do- layı muateb olmazlar ise de bir Avru; in gazetesinin devleti aliye ve şah aleyhinde vr bir le vaktile miyecek olurlarsa en al dik. katsizliği ve (vazife maşinaslığı) p T > — 2 .E 5 g g a leket- iki birer matbuat acentası idi- ler entalar vasıtasile hünkâr Elan derin yazılari ihtiva eden gazete, mecmua ve kitaplar- dan intişarları akabinde malümat alırdı, Babıâli de derhal ii tara- ları gazetelerin hilinde intişarı hünkâr için büyük tehlike teşkil edebilirdi. Abdük kindeki m ipi rek jön türk e ali had lardan girmemesini temi için en sibel takayüdleri ifa et- tirirdi. Bazı ecnebi gazetelerinin ithali mutlak surette yasaktı. Osmanlı — elçileri az men'i lâzım Avru; lerini ih v «erbabı al ve hareketlerine, İç ve istihbarlarını şifre telgraf- melerle omabeyine likle. 4 Bu telgrafn; ameler o kadar çoktu ki mabeyinde > kâtip beyler bunları a için tan akşa ece yarılı dar Fi nil, se li Bu suretle Osmanlı hududu: içeriye girmesi menedilen gazete ze ann had ve hesabı yok- ndan 5 veli takayyütlere rağmen Ab- dülhamid o hükümeti bu «evrakı fesadiye ve muzırranın» tamami- le ithalini men'e muvaffak ola- mazdı. vrupada ilk gazeteyi meniz İmer m 30 mayıs 1631 WE ce takip eder, Hez rg kederler ve N bir şeyden lan dinlenmiş nüshasında şu cümleleri yazmıştı: (Prenslerden ve hükümetler- den bir ricam vardır: i mize hududlarını kapamağa bey- sinler. Gazete öyle bir krs ki m dinle- ıma sed kat iki buçuk asır sonra Yıldız sa- rayı Renodonun tavsiyesine, il rına göre hareket etmeği muvafık yordu! ariçte intişar ede ngazetelerin tarih ve numaraları, kitapların isimleri bazan cetvel halinde vilâ- yetlere tebliğ edilirdi. Bir çok münevver memurlar bu tebliğlerden rsi da hükümet ve padişah eyhinde yazılmış makalelerin ve gazetenii gi nüshasında bulunduğunu ve kitapların isimlerini öğrenir. ler, bunları gizlice celbettirirler- di! Rus kamusunu mektup şek- linde MM kadar sebat ve tahami gös bile olu- SE Ce lerinde, evlerinde, ya- zihanelerinde «fesad evrakı» çık- tığı için Sm Ea kimselerin can- ları yanm: Bu Mi al hafiyeler ve yen af eplere, evlere, yazıhanelere me kla sokulur, sonra bir jurnal verilip araştırmalar ile bunlar el- de edilir ve «eşhası muzırradan» yılan mağdurlar da tevkif olu- ran Fakat bütün bu tazyikler ve belâlar hariçteki neşriyata rağ- beti azaltmamış; bilâkis seneler geçtikçe bu rağbet hırs derecesi- ni bulmuştur. Gazetecilerin piri Renodonun boş bir söz söylemedi- ği bu suretle'de sabit olmuştur! (Arkası var) partıman kiralama E mevsiminde AKŞAM'ın KUÇUK ILÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için şey fena görünür. İnsan tuysu memnun olmaz Her muvaffakiyetin il il şe ir vücul ve dinlenmiş sinirlerdir. Eger sinirli İsenia, Bromural «knon. komprimeleri Siz! kurtarır, Mösekkindi ye uykuyu temin eder ve füç Gir zarar yoktur, bütün dünya tanın 40 ye. 20 kompfimeyi hai (ip Merde eczanelerde reçere İle satilan. # Kaoll Deni kimyevi maddeler fabilkaları, Ludwigshafen JRbla ne lke e ij 17 Mart 1936 , Meşhur polis hafiyesi ELLİS PARKERİN HATIRALARI Amerikanın en kuvvetli adamını nasıldoğramışlar be 608 Fakat yemin ederim ki cümlesi aksanı ile İngilizce konuş- tular. Kendi halis AL manca konuşuyorrla, rdı, Bu eri işitir işitmez dedim a Öyle ise bu Alman yolcuları bana tarif edebilir misiniz? N — ? yunun irtifa: ihtimal beş yahut altı kadem idi. Kuvvetli yapılı ve iri idi. Gözleri mavı idi. Küçük bir burn rnu varlı. Yarı sar- see. bir halde bulunduğunu fa ar keti tim. Kondüktörün tarif ettiği bu eş- kâl maktulün evinin arkasındaki dereden şaşkınca kaçan ve sonra Atco iltisak noktasında bir mar- şandiz treninden atlıyan herife ait şimdiye kadar elde ettiğim na- malü ygundu. > p — Devam ediniz. Dedim akk ör Mi e gözlerini hatırasını toplamağa arak edek gri ve sonra ce- vap verdi: Bu Alman yolculardan biri çok uzun boylu bir adamdı. Çok konuşmuyordu. Zannedersem bun- ların sergerdesi bu adamdı. Cake- tinin yan cebinde ağır bir şey bu- lunduğunu cebinin sarkıntısından anladım. At nalına benziyen bir dama makasına benziyordu. Bir gözü durmadan oynuyordu. > biletlerini kontrol edilmek veren şahıs ta bu idi. $ kaşları nazarı e cek betti. Üzerine siyah caket giy- mişti, Diğer iki yolcuya iyi dikkat etmedim. Çünkü bir sebep yoktu. Yalnız birinin garip şekil ve siması anladım. Kondüktör Dennison ha- kikaten bulunmaz bir cevherdi. Kendisine ri bel ki: çok ğe e Yalnız bir şey pi soracağım: Eşkâlini po ettiğiniz adamlar Amerika- un en kuvvl adamını öldüren sonra saat mda cinayeti ika tmişlerdir. Acaba cinayetin binde Nevyorka hangi trenle av- ci Mister Gillingham cevap ver- di: — Sabaha kadar Nevyorka gi- 'decek bir ip yoktur. Meğer ki er m trenine atlamiş ol- unlar, Yeşine Si treni Va- lük meli akika kendi kendime dü- in atlarlar. Halbuki haydutların hepsi iyi gi- ee di i i yinmiş adamlardı. Bahusus ki A* — Sabal a ilk tren hangisi* dir. Meme dedi ki re süt süğümlerisi gö tabir olur miştir, Nerede ise şimdi buraya geli anlı, altı saat irem Lan iyecek okadar olm ve r. Firar edebilmek k başka bir şehire gidip oradan trene binmiş olmalıdırlar. Şimdi düşünelim ne kadar 22 yebi Sn ai “e hizli yürüyememişlerdir. Bu södleşimi bitirdikten sonra önümüze bir harita yaydık ve Da bae tarafa ge ceklerini ettik, Gidebi cekleri mi — istasyon dir lar olduğundan bilet satan kişe memurlarından kimlere cinayet ünü sabahı bilet sattıklarını öğ- eli kabil olacağını düşündük. Fakat bu zahmete katlanmağa hacet kalmadı. # ; sa Bu sözleri konuşurken kondük- tör Tom Oven büroya girdi. Mu- hasebeci Mister Gillingham kom- düktör Tom Ovenin hafızası kom düktör Denni: kadar kuvvetli mi > La Fakat Denni: treni ile gelen yeri yn eş kâlini tekrar ettikten sonra diğer kondüktör e bunları hatır- ladı. Dedi — Evet, Evet, inan biletle- rini siz zımbalam Ben toplamıştım. terine birisi sar- hoştu. , Ertesi .— bunlardan birini Diye ve Dedi ki: ,örecek olsanı dim. ze d Ben gördüğüm yolcuları biletlerile teş- his etmek itiyadındayım. Muhasebeci yerinden kalktı ve süt treninin biletlerini ihtiva edeni bunların cinayet akabinde yorka dönüp dönmediklerini öğ“ renmek istiyordum. Kondüktör birdenbire durdu ve dedi ki: (Arkası var)