Balıkesirin uyanık bir köyü Pamukçu zeybekleri ve Bengi oyunu Köyde tertib edilen ziyafetler, yüzlerce kişinin bir arada yemek yemesi ukçu zeybeklerinin ip ettikleri ziyafette sıra ile dizilen kazanlar, e Bengi oyunu, yukarı . (Akşaı Sokak kenarlarında (Haney) de- nilen taş binalar göze çarpıyor. Köyde beş sınıflı ve tam kadrolu bir de iile mektep vardır. Kö umhuriyet ayaz nim) il “ii len bi ynakta h me siki ni Feri Slm Uğurlu sayılan bu balıklara de- kunmak yasaktır. Geçen sene bu balıklardan birini yakalamak is- . teyen bir ği mükemmel bir da- yak yemi am köylüleri hiç su katıl- ş halis ocuklarıdır. iri see e vidi hangisi- la Balıkesir valisi köylülere bir nutuk söylerken nin yüzüne bakılsa yanaklarından kan fışkır. hissini veriyor. Ka- dınlar, erkekierden daha açık göz ve çalışkandırlar. Erkekler, tarla- da çift ve ekim gele sine evin idaresini yapan, iş içi Balıkesir pazarına ei dır. arat işlerindeki. bale Sğallerinin YU tp kler İten ri em aba yiğit ve serbest tavırlı yap- mıştır, Pamukçunun en büyük hususi- yeti bengi denilen zeybek oyunla- rıdır. Bütün Pamukçu erkekleri, milli bir anane halinde babadan oğula kalan bengi rakıslarile şöh- ret kazanmışlardır. Kendine göre bir pese tarzi bye bu zeybek raksın: gürleri var- dır. Köy ai bir grup ha- Düğün evinde feci bir yıkılma oldu Enkaz altında bir kızcağız ile iki kadın ağır surette yaralandı Evvelki feci bir yıkılma vakası ü kadın muhtelif mk si lanmıştır, Vaka etrafında aldığı- mız malümat şudur: Merdiven köyünde Nazenin so- kağında oturan bay Nusret kızına güzel bir nişan merasimi yapmağa karar vermiş ve bir çok ahbabla- rını evine davet etmiştir. n evvelinden davet i gece ber semi odada oturan davetli bayanlar da oyun tertib etmişlerdir. ece yarısına ğru oyunun hararetle devam ettiği bir sırada şiddetli bir çatırdı olmuş ve bu o- da birdenbire yıkılmıştır. Gürültü ilk başladığı zaman odada bulu- nanlardan bir çoğu kaçmağa mu- vaffak olmuşlar, misafirlerden bir kısmı da yıkılan oda ile beraber yuvarlanarak kendilerini evin alt a bulmaları erhal polise haber ve- iy aka kazma, kurek ge- tirilerek yıkılan kısmın enkazı kak dırılmıştır. Enkaz altından üç ka- a çıkarılmıştır. Bunlardan ba- miemmi adında bir Ey iğ bü- yük ğaç arasına s Kal Sim ehil surette Mn Bayan Lemi halinde tie kaldırık mer n başka Müveddet adın- DX ii ii kadınla Sevim adında bir kızcağız da ağır surette yara- lanmışlardır. Zabıtanın ilk tahki- binanın ıkık de- katında esasen eski olan fazla ağırlık ve sarsıntıdan y diği anlaşılmıştır. Tahkikat vam ediyor. linde uzun müddet İstanbul vi Ankarada kalarak kendilerini sevdirmişlerdir. Ara sira Balıkesir Halkevinin vermiş olduğu merelere de iştirak ederek uzun, uzun Miele r. Be: nları yalnız erkekle- re münhasır değildir. Kadınların da kendi aralarında oyunları var- dır. Bu oyunu erkekler oynama- dıkları gibi hniei başka bir yerinde de b Dü müsa- lr kadınla- üğü. rın giyiniş leri deği r. Kadife üzerine ez işlemeli ee ve cepken yunlarına altın dizilerinden ye denilen ger Mi takarlar. Başlarında inci güzel bir manzara teşkil eder. Pamukçunun m ileri biri de kendi ai ında terti tikleri ve iie gi denilen umumi ziyafetlerdir. Bu Hayır işi- gücü yettiği ikimiz ğinden ibaret olan bu ziyafet! var köylerden de akın, akın gelen olur. Bir yaz günü köyün meyda- nına kırk kazan yanyana dizilir. Yemekler pişip kotarıldıktan son- ra kadın ve erkek yüzlerce kişi sofraların başına geçip adamakıl- lı karınlarını doyururlar. hayırla anmak ve dolayısile diri- ler arasında bir yardım ve bir dostluk zemini hazırlamış olmak e eee bu ziyafet bit- tikten kanlıları bengi oyunlarını oyna- dıktan sonra merasime nihayet verilir, Geçenlerde, Pamukçu zeybekle- ağn Deli Mehmetle konuştum. Lâf arasında: —- . nin en çok sevdiğin kim? diye sordum. Göğsüne vura, vura cevap ie — Ata onra ilâve etti: Bizim ataklarla beraber İstanbu- la Di Dolmabahçe sara- yında Atatürkün karşısında oyna- dık. O günü ömrüm oldukça unu- amir Deli Mehm. edin gözleri, o me- sut günün sevincile tekrar buğu- landı, KADIN KUŞE: al uçururken Küçük Ramazâf' su mahzenin& yuvarlandı aragümrükte. oturan yaam. et versin oradan ette yaralanmı ir halde taneye kaldırılmıştır. en eli beri v 5 3 > a 3 7 —e 3 EE Yesil Eleni hastaneye kaldı ai f bıta arabacı Hüseyini yakalıyarsk” | AŞK ŞKIN Yürürken Ma Gene geleceğim! Gene gele- ceğim! Beni bekle, PEY al buk döneceğim İstanbuld. aklarımın gürültüsü hak bey- nimde acı verecek surette ağalar ordu. Trenin yanında, açık bir kapı- nın önünde durduk, Yanımdaki şeylerin hepsini içeri koydurdum. Kondükör b biletlerimi ay ver- 'anyana duruyor, gözgöze hayr Hayret ve > sülük i için. de kalmıştık. Yoldular geçti, memurlar hay- kırdı. Trenin bütü rini karnının üstünde im GE Te Tekerleklerin gıcırtısını duy- dum. Tren zahmetle sarsıldı, Ele- nanın uzakta kaldığını, küçüldü- günü, gözden kaybolduğunu haya- len gördüm. Başımı ve ak 5 Mira çıkararak hay! e ön ve gelm ves ister gibi, yü idi, mi ritie Fakat elleri- miz birleşemedi. ekeledi i. Sana bir e: A. Sustu, va ğa başladı. Haykırıyordum — Söylet 8 Birdej vel aramıza uzun ve ka- ranlık bir mesafe gi Pencere- a küçüldü, miüpkeriliği, mala içine a bir cisim w | Gid GELEN siyahlığı her tarafı kapladı. Artık kendisini göremez oldum. m Sonuncu kısım 1 Beni İstanbula götüren tren san- ket ki hiç görmediğim memleketler. den geçiyor e Hulya içinde etrafa Si Ni ayet, 1 releri, azametli kubbeleri ile İs- ke öründü. Sabahleyin er- kı n Sirkeciye çıktım. Hava İsak ve lâtifti. Müthiş bir yorgunluk damarla- rımı ağırlaştırmış gibi, adımlarımı Tk Süyerdum Berhimin ici de trenin uğultusu elemli bir ak: Evet, İstanbula dönmüştüm. Fa- kat şimdi kendi kendimin gölge- — başka bir şey değildim. yalnız, ağacından düşmüş in bedi gibi kendimde bir ya- bancılık hissi vardı. Şimdi İstanbulda beni müteces- sis nazarlar, kapalı kalbler keli- yorlardı. Hiç kimseye, hatta Saffete bile geleceğimi r, vermemiştim. Çünkü ilk dakikada yalnız kalma- üş- farkında. deği az » Onun için, ote- ık çar oktu. İstasyonda müşteri karşılıyan otel sele yüzlerine bakı- disini tanıdım: ay sen misin? dedim. San- ki bir ahbap görmüş kadar sevin- dim. Adam sordu: — Madam yok mı — Hayır, sonra Elci Eşya- mi ni bana da bir otomobil bulun: Kali sokaklara yorgun bir merak ile bakıyordum. Uzak ha- rdu, Ken- kikata başlamıştır. tıralar zihnimde uyanıyo!l Gelip “gitmeleri, parçalana ları, elden ki ünyayı unutturdu. Öğle yemeğini otelde Akşam, Saffeti aramak için ğa çıkmak istedim. Fakat 8 z çıkar çıkmaz içimde o kai daf di kin bir acı duydum ki derhsl 4 ndüm, odama kapandi” evimizde gözlerimin önün? yordum. Yatağında, kar9! » Gözlerini beni odamın İz ere çevirmişt vaş yav m bar