özüğikli “Sahife 8 Rusya geçiyor (Baş tarafı birinci sahifede) meseleleri halletmek üzere kral — İtalyanın yerine Sovyet | hususu azimlerine tercüman sy. Excelsior, e İngiltere sie devletlerile Avus- © turya istiklâlini temin için şim- | | diki halde kendisinden istifade br oldukları Fapmodilmekteir. © Oecuvre gazetesinden: © yet meselesini heyeti umumiyesi ibare daha müsaid bir şekle kan âmil, Pdr Sovyet mare karşı takib edegelmek- te pyd politikada vukua gelen değ İngiltere, cihan sul- ve bizzat kendi huzur ve rahatının merkezi Avru, “niyetine bağlı mıştır. © Paris (A.A) — Belgar kralı, beraberinde Bulgarisi Paris “elçisi B. Batolof olduğu halde dün akşam reisicumur Lebrunu | ziyaret etmiştir. ; Görüşme, bir sa- at devam etmiştir. — Hariziye veki'imizia konuşması Paris 4 (A. > — Havas ajan- sının istil a göre dün M. Flandin ile Senli Rüştü Aras arasında yapılan görüşme, Fran- kir. vrupanın em- olduğunu anla- Erme ile yapmış olduğu görüşmelerde merkezi ve şarki - Avrupanın Sak hakkında al iş oldu lâmatı 1 ri Romanya > ziyafeti Sg 4 (A.â.) — Romanya Karol, rl anye sefaretha- inde Fransa cumur reisi Lebrunun şerefine bir öğle ziya- Feti vermiştir. Bu ziyafelte E Sarrant, B. Paul - Boncour, B. Flandin, B. Pietri, Maurin, Deat, Titülesko, Romanya finans bakanı Victor Antonecso, Romanya sü ba- ek general Angelesko; İngiltere, | el er bir çok zevat hazır Obulun- muşlardır. ydmen Başvekili parise gidecek «Bükreş 4 (A.A.) — Başbakan B. Tataresco, uhdesinde bulunan m bakanlığını alâkadar eden Karol eni döner dönmez Pa- rise gidecekti: “ Macaristan muzakerelere iştirak etmiyor Budapeşte 4 (A.A.) — Yarı resmi Peşter Lloyd gazetesi, Ma- caristanın Paris müzakerelerine, ne diği doğruya ne de ind yısile e 'etmiyeceğini makta ve dış işleri bakanı B.de de Kanyanın ram — Mer e olduğunu ir? an ba Londradeki habirinden: Sovyet hariciye k miseri M. Litvinofun kral ve ha- riciye nazırı ile yaptığı mülâkat- lar münasebetile bağl ha- berler çıkmıştır. malümat alan mahafilin birime göre bu mülâkati mahiyette ol- elenir ziyade bu- 1 memnuniyet izhar edil ve bugün Avrupada mevcut tehlikeler ve bu arada bilhassa Alman politikasının inkişafı göz- den geçrilmiştir. M. Litvinof Ren sol sahilinin Alman askeri tarafından işgeli mn M. Edenden e zi- e endişe izhar etmiş <7 AKŞAM in tavsiye ettiği günün müul 5 Şubat Çarşamba İstanbul, 18 Dans musikisi (plâk), 19 ys 19,15 Çardaş Furstin opereti (plâk), 20 Şan piyano, MN Laşens- ki, 2 De Stüdyo caz tango ve orkestra gurupları, 21,30 Son bel Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetele- sus havadis servisi — 21,05 Solist konseri (o. zart, Ca; anki Budapeşte — 1B Saksafon solo, 23 ,Operalardan. Varşova — 21 Şopen kohte Viyana — 19,55 Vagnerin Tanka yzacır operası, 6 Şubat perşembe İstanbul, re am plâk, 20 Keman solo, stüdyo sanatkâr- larımız tarafından, 20,30 Stüdyo caz tan- go ve orkestra gurupları, 21,30 Son ha- berler, Sant 22 den sonra Anadolu ajan- sının e mahsus havadis servisi verilecek! AKŞAM — - 5 Şubat 1936 i Her akşam bir vkye | Mehmed Fehmi bey, Ferihayı tanıdığı zaman elli sekiz yaşı doldurmuştu. Feriha, yirmi yaşla» rında güzel, fakat fakir bir kızdı. “Tabii, bu buhran zamanında ken- disine koca bulamıyordu. O yaşa kadar bekâr kalmış olan Mehmed Fehmi bey Ferihaya pek çabuk ısındı. Bu yaştan sonra bir genç kızla evlenmenin ola- cağını düşündü. Fakat Ferihadan o kadar Şhoşlanıyordu ki, aklının bütün itirazlarını susturdu. kızın amcasını ziyarete giderek fikrini ona İhtiyar amcası şaşırmış kalmış, bir ize veremiyordu. a sorayım, dedi. Ferihayı çağırdılar. Feriha çok düşünmeğe lüzum görmeden bu çok libe kabul cevabını verdi. Meh- med Fehmi pek büyük bir mem- nuniyet içinde amcanın yanından ayrıldı. Genç kız sevinçle amca- sının boynuna sarılmış, şapır şapır öpüyor: — Ah ne kadar bahtiyarım! di- yordu. ihtiyar şüpheli bir gez Fe- ika lal kadının kendine göre bir ideali olur. Benim de aradığım tam böy- le bir koca idi, ar amca kendi kendisine düşünüyordu: Bu kadın kalbi ne akıl ermez bir muammadır! ves İlk aylar pek mi bae Meh- med Fehmi bey bi yretini beyeek genc kelli memnun etmeğ eçalışıyordu. Fakat çok geçmeden, karşılıklı esnemeler başlamıştı. Yaz gelince, Mehmed Fehmi beyin Yakacıktaki köşküne taşıdılar. Feriha kırları pek sevi- yet vermiyor, sık sık misafirler ça- gırıyor ve eğlenceler tertip edi- yordu. Mehmed Fehmi bey öyle gözü kapalı, vurdum duymaz erkekler- den değildi. Misafirler arasında Kartaldaki eczacının er gözü hiç tutmadı. Feriha ile hallerine dikkat eder etm ez: — İşte tehlike! diye içinden Hocanın intikamı söylendi. Onları gözünden hiç ka çırmamağa başladı. Zaten Ferihanın da kocasına pek aldırış ettiği, korktuğu yoktu. Delikanlı ile kırlarda keyifli ke- yifli dolaşıyordu. hm 'ehmi bey bunu görün- ce fenalaştı, kendi kendini yeme- ğe başladı. Aklı başında bir adam olduğu için, bir gürültü çıkarıp da herk, olmayı istemiyor- du. Sonbahar geldi. Herkes İstanbu- la dönmeğe başladığı zaman Fe- siha: — Ah, ıne kadar güzel Bir kış mehdi burada baş- başa otursak ne iyi olur. Mehmed Fehmi bey işi anlamak- la beraber, derhal peki dedi. Artık zavallı adam vaziyete boyun ey- z pılacak bir şey olmadığını görüyordu. Feriha pek mesuttu. Eczacını, | oğlu Rahmiyi o kadar seviyordu seneler- ersin iyerek onu utandırmamağa da yordu. Mehmed Fehmi bey ağır hastalandı. Derhal bir noter tayı mua çıkınca Ferihaya kalbin pek kuv- vetli olmadığını söyledi. Noter de odadan çıktı. Feriha ile Rahminin yüzüne mânalı mâna- lı bakarak veda etti. Rahmi: — Bu herif çok adamdır, Kartalda mse hoşlanmaz, ne sinsi mende- burdur, bilsen, diyordu. Sonra, Ferihaya sarıldı, ; şapır şupur öptü. Feriha sekiniyordu: — Hizmetçiler görecek... — Bu akşam geleceğim... — Gelme... Hastanın yanında kalmağa mecburum. — Benim kıskançlığımı tahrik etme!, uğursuz bir kendisinden siya Zavalaı Mehmed Fehmi bey bir fta sonra öldü. Noter geldi. Ko- casının vasiyetnamesini Ferihaya getirmişti Hayatında iken gözlerini kapa- miş, kulaklarını tıkamış olan Meh- ed Fehmi bey ölümünden sonra hıh kalk Büyü İ bir servet bırakıyordu. Fakat ka- nun müsaade ettiği kısı tama- men eczacının oğlu Rahmiye va- öy ediyordu!. eriha hayret e kaldı. En islem İN eli ni tutamıyarak notere sordu: — Bu neden böyle oldu?. Noter omuzlarını kaldırdı. Hiç bir sevap vermiyordu. Gila için yerin. . R neterin peşini bırakmıyordu. Faikani — Birazdan gelirim, dedi. Kendisine kalan mirasın mik- “iğ ngterden anlamak istiyor- asi izahat verdi: i tahvilâttır, Yarım saat sonra iza bla cebine atabilirsin. Fehmi bey aptal bir adam ep O elinden ne gelirse yap- ötesi artık senin işin.. e bir şey anlıyamamış, s0- ruyordu: — Bundan Anlıyamadım. Bundan ötesi dir?.. ötesi benim işim mi? ne- Noter hiç cevap vermedi. düre o gece Ferihayı görmeğe gitmi önderi varis sıfatile o da bu- Tundu. Feriha sevgilisinin yanıma s0- kuluyor, dün ge ediği için ona sitem ediyordu. — Artık tamamen seninim! di- yordu. Delikanlı? — Yarın, dedi, İstanbulda var, Bankaya gitmeğe era selümiyeceğin.” Öbürgün seni gör- meğe gelirim. sa” Rahmi daha o gün İstanbula ei Bir Krye kaldı, iki gün, üç ay, bir sene kaldı. Hasılı, bir Reel Yakacığa hiç dön- medi. İşte noterin ima ettiği gibi, ken- e RR vazifeyi hakkile ifa etmişi Hikâyeci Dr. FETHİ LABORATUVARI CERRAHPAŞA HASTANESİ BAKTERİYOLOĞU Kan, Ni balgam, cerahat, me. vadı gaita gibi tibbi tahliller ve bütün jik teamüller | gayet dikkatle apılır, Bağa : Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartımanı Tel. 40534 İNiL ÇOCUKLARI! İskender Fahreddin Elefan bir aydanberi adam yü- .0 zaten insanlar- istemezdi. O devrin en çok oku- ş adamlarından biri idi. Mikeri- osu birdenbire tanımadı. ç Firavunun oğlu buraya sırmalı lkiselere gelir, arkasından bir beli nde bir rahip kemeri vardı. — lil kayıktan sahile atla- — Beni tanımadım mı, Ele Bizi özlerini Ve üç kerre yere bilerek se- ladı: Tefrika No. 52. amana Firayunun o ğlu kayığını sahile si ettiriyor. Ancak bu kıyafetle ca- nımı kurtarmağa muvaffak oldum. Sana misafir geldim. Beni birkaç gün yanında saklıyacağını umuyo- rum! Elefan bu teklifi hiç te-hayretle karşılamadı: — Geçen gün mukaddes timsah- lardan biri bu sahilde güneşleni- yordu.. Yavaş yavaş yanına sokul- dum, gözlerinin içine baktım ve senin başından bir ölüm rüzgârı ğe başladı. Mikerinos sevinmişti. Elefanın gözleri denizde, kendi kendine söyleniyordu: Mikerinosun talii bugünlerde kendisine yardım edecekse sepet balıkla dolu çıksın.. Ve sepeti sudan çıkardı. Elefan başını sallıyarak tekrar ee vi biraz daha İrem Kefren Mısırlılara işkence yapmakta devam edecek.. ve sen öksüz bir çocuk gibi, ailen- in yuvandı Uzi ir rurad. e Mikerinos gözünü sepete dik- mişti. gm içinde bir tek balık var- vi sihirbaz: Bu hergünkü benim kısme- deni iii, Silik yama, Sür petle tiğ tek balık bile tutasiyoğ - gp c Elefan bunu görünce güldü: — Benim sepetime sabah ak- şam birer balık girer, dedi, uzun yıllardanberi birden çok balık gir- diğini görmedim. (Nil mabudu) beni aç erene giri bana her gün iki balık gi iyor. Bunlar- la ikimiz de doyan. sr kalmaz- sın, merak etme Mikerinos o gece sihirbazın kur lübesinde, cübbesinin üzeri, narak sabaha kadar uyumuştu, Ar. tik vaziyetinden emindi.. burada iel gidecek.. kendisini ©- meme ek yer ikerinos sevgilisini hatırlar- m, onun (Keüps mezarlığı)ndan nasıl kurtulacağını da düşünüyor- du. Acaba esrarlı (loto çiçekleri) onun Emar yardım edebile- cek mi ri gesi hayali Mikeri- nosun eş Arme onu gezdiği, yürüdüğü her yerde gö- rüyori Mikerinos bir sabah gözlerini açınca. Gözlerini açtığı zaman güneş inde yoktu. Mikerinos yattığı yerden fırla- dı: — Neredesin, Asa? — gene ba- lık tutmağa mı gittin Firavunun oğlu evr akse- den ince bir ses işitti: « — Çoktanberi görmemiştim, Ra- | estiğini gördüm. Kefrenin seni im- pe yiyece- | dar üzülecekti. (Arkası var) hip mi LA prensim., Nedir bu pe karar verdiğini de biliyor. | giz. Aç kalmıyacaksın!, > Titana, Mikerinosun izini nasıl RR ei kıyafet? i.. balığı sepetten çıkardı. bulacaktı?, (1) Bu kelimeyi orta Asya ipi Elefanın bir grid haberi yok- Dedi. Delikanlının omuzunu ok- | Ateş pişirdiler.. yediler. | ( Firavunun oğlu Nilin karşı ya- kalmış e i ' LI di e z ışlardır. Sumer Türkleri bilgin göğ A, Mik sih gizli ola- | kasına geçmiş ve Cizeden saatler- z lan geleceği ve olacağı Auymamıştı, i Nile attığı sepetin ipini çekme- | rak Nilin birçok e 86) ce uzaklarda saklanmıştı, Keaiiibebiis sen derlerdi... v ik zi. iddi ii ğ mii 3 Sa <