24 Kânunuevvel 1935 DÜŞÜNCELER Bilginin jübilesi deki ayın on birinde İ. Gali- rumun kendine yol gösterenlere, kendi <eineke tarlarına» ki gösterdiği «kadirşinas- hık» hakikaten takdire değer, Bizde musiki, edebiyat, resim tiyatro. dan öncedir. Buna karşılık, burün yatro edebiyattan va de daha teşkilâtlı, PET yl simden ve toplayıcı. hele tük musiki ve edebiyat adamla- rının jü sindire gili değil. Fakat o jöieerle Şe kari tiyatrosunun yen Emi a ne bü; bir yi yaln İçen? rinin ellere ile mefhumı daha a yakın ime İvi de, iri tekniği ve özü iti de olaşndan geliyor. Ve e dol ir tiyatro jübilesine mi ileri kal artistin ve onu in bir ti ii ir mü olarak, iştirak edişini gö- rüyo: Mahsinin ve Behzadın Jübileleri, Tür. kiye e sanami Büyük başına ve en ihti lâyık bir biçimde yapıld Şii © yapılacak olan üçüncü Muh- en ve eld en bilgili ve şöhretini ne sesinin Eüzelliğinder çalı; e delen de “iğ fakat vi kendine e yapabilmesinden alan İ. Galibe aitti Ben İ, Galiple eski bir Yunan hatibi arasında bir benzerlik bulurum. İ.Galibe benzettiğim eski Yı e ke e. facia olmazsa ağn bir boyu ve ek bir yüz maskesi İ. Galip, ice > slip gibi dilinin al- avuç avuç gergedan boynuzu tozu yutu- y Eğer doğru ise, gergedan boynuzu piyasası daha çok yükselir!.. Ve yoroun YAPTIĞI Avusturalyada kilise yeni bir günah ünl e Dedi kir Pat zar günleri orüç tutmaları türel, Filvaki bu kilise, radyo ile böyle bir iz neşretti ve bir köylüyü; pazar gü- nü istirahat günü olmasına en yunları otlattığı ve karısı da tavuklarına yem için ikisini de K la tavukların bu günah husu. sunda ne düşündüklerini öğrenebilseydik iyi olurdu!. ÜNİFORMAYA DUMAN Fi dır. Sokakta zabıta memuru gördüğü zaman derhal üzerine saldırır. Geçen yeri sinema yıldızının oda hizmetçisi, bu kıymetli köpeği gezmeğe ötürürken, yanlarından bir polis me- muru geçmiştir. Köpek polis memurunu görür görmez derhal vo sir. epi Polis derhal bir zabıt varakası im ederek artist emeye ver. üzerine sal mi; . ee SATRANÇ Geçen b ovada orijinal bir iz arasınd Ml SERE iki pe ime beraberli- ân etmi Kılıç balığı ğı bollandı satıcılar bile kilosu 30-40 kuruşa alıç balığı 8 : il AKŞAM İ iÇERDE OLUP BİTENLER | Belediye memu- rin kooperatifi Memurlara bir maaş nisbetinde borç para verecek Belediye memurin kooperatifi ilk teşkil edildiği zaman âzasına ei kredisini mişti. temin et- atif üç sene içinde otuz bin Kiralık odun, kömür dağıtmış- tır. Bu sefer, âzadan ihtiyacı olanlara bir maaş nisbetinde borç para verilmesi de muvafık rülmüş, fakat kooperatif bu işi yüze yal memura bir maaş nisbetinde borç para verilmek — ir yes bin lira para verilmi altı taksitte me kenile. cektir. Gümrük ıslâhatı Gümrük umum müdürü İstanbula geldi rü bay Mahmud Nedim dün şehrimize gelmiştir. Bay Mahmud Nedim İstanbul gümrüklerinde yapılacak ıslaha t hakkında baş direktör B. de altıaydan beri incelemeler yapan MM tetkik direktörü B. Mustafa direktör muavini OB, Celâdetten mürekkep heyetin bugün gelmesi bekleniyor. Heyetin raporu ıslahata esas tu- aktır. Bu itibarla gümrük baş müdür- lüğünde heyet âzalarile birlikte bir toplantı yapılarak veziyetin gözden geçirilmesi ve ıslahat ted- birlerinin tatbikatı etrafında gö- Ba rüşülmesi ihtimali vardır, B. Mahmud Nedim bir kaç gün burada kalarak rük muame- lelerini tetkik edecektir. Bir Türk zabitinin mühim bir eseri Deutsche İgemeine Zeitung gâzetesinin 19 vk kânun 1935 Nd nüshası, gla üzbaşısı mühendis ir lale Lütfi Salih —. 1 listik dünyası eşretmi. çare ağ) kadir dikkat celbedecektir. Nöbetçi eczaneler ; » Merk di Saya Osman, » Rıza, Üzküdr: Ah ıköy: Emilyadi, Samatya; Ertir, erin A. Hamdi, Kara- rük: Arif, Alemdar: iii Hüsnü, Übeyt, Küçük. bi Katil Yunus bugün geliyor Lüzum görülürse Abdullah| : ile yüzleştirilecek Galata postahanesi veznedarı Hüseyin Hüsnüyü öldürenlerden Y p altı elirse derhal müddeiumumiliğe teslim edile- cek ve Sultanahmed ceza hâkim- liğince sorguya çekilecektir. Bu isticvap neticesinde veznedar Hü- in Hüs kurşunun kimin tarafından sıkıldığı anlaşılacak ve lüzum görülürse diğer katil Abdullah ile de yüzleştirilecektir. 66 numara tamir edildi Beykoz önlerinde pervanesi kı- rlan e . numa- ralı vapuru tamir e ve yeni takılara! . dünden itibaren » se grlin Tatlı yerine üzüm Üzüm satışını fazlalaştır- mak için teşebbüsler kofis üzüm sa- tışım fazlalaştırmak için bazı mü- him teşebbüslere girişmiştir. gi memeleri tatlı yes üzüm yedi i için bir- sk Sirin la olun- ugün — Kütür bakanlığı bu müracaatı nazarı dikkate almıştır. Bundan " 8 R 5 © ve. e e >. a gr a S o g o şubesine bir em Kültür bakanlığının muhtelif okul- lara duğıtılmak üzere, bu yıl rağ — olduğu halde her yıl otuza! özüm alacağı bildiri. mişi Gü köylerinde kredi kooperatifleri köylerindeki zirai kredi koopera- tiflerinin OKartal (O merkezindeki kredi gerine bağlanmasına karar vermiştir. sirali kredi kooperatifi i bay Nafiz, ban- Kartal meclisi idare reisi b kooperatiflerin mesaisi ve ikra- zatı etrafında görüşmeler “yapı rak yeni kararlar verilmişti Verilen kararlara göre: A esaslı surette yardım ya eratifleri vücuda e rtaklığına yeni girecek olani tirak his- sesi nisbetinde çi yapıla- ei Önümüzdeki mahsul senesinde zürram beklediği is ei temin etmek ni ile'koope! geniş ez şma programı air amağa maşi mn mass DIRIK DİLLERİ »- LİTZ' de MA rm Keli ilen dil için bi- tirme diploması verilir, 3 — Her sene müsabaka 60- nunda Fransada 3 sene bedeva r, ürklük, Ki sekize Türk Sahife 5 Necip Asım da söndü Necip Asımın birdenbire söm- mesi beni öyle sarstı ki şu bir kaç gün içinde bir türlü elime kâğit kalem alıp ta birkaç satır yazama- d tığını mler ne büyük bir adi yi iğimizi anlatacağım. 'ürk Anadolsunun orta- sında Bileme Konyada daha altı yedi yaşında iken kış geceleri es- ki bir Türk Anadolu seyahatna- mesi olan iy Kerem ile Ferhat irin, Derdi Hayber kalesi, em kalesi, — Haveri zemin, Kahraman Katil v. Nasreddin hoca letaifi, daha son- ra da der, kütüphanesinden emanet olarak alınan Elifülleyle velleyle ve Elifünniharı vennihar gibi kitapları kim bilir kaç kış gecelerinde büyük validem eğ la oğlunun Ayşe hanıma okudu Ondan sonra İşte li) medresesi, ettim ve ek- ser zamanım diri iy olan dergâ- hımızda ihvan arasında ve kütüp- adamın rak işa mid ve a ve Ziya iK şümullü bir tabir ile (Türk har siyyatı) hakkında türlü mevzu- onuşurduk. Ben bir (Türk dili) adlı lügat kitabı yazmağa başladım. O bana Avı sılmış kitaplar getirdi. İsmini ka- taloğda bulduklarımızı getirtir- Kezalik okütüphanecilerle ahbap idi. (Eltuhfetüzzükin) kitapları getirdi. Ennihaye refikam vefat etti. Evim yandı. Kitaplarım da, lüga- tim de yandı. Bu sebeple Beykoz- daki köşkümüze gittik. Orada Yil Mithat, Necip Asım beni niden lügat toplamaya teşvik ei Kütüphane ö hane köşesinde uyuklamaktadır. Ben (Necip Asım) ı yazacak- ken kendi tercümei halime dal- dım.. vaktile beni yazdığı vakit şüphesiz ken- dinden bahsetmiştir. O zaman biz öyle bir hale gelmiştik ki bir mec- liste, bir gazetede (Velit Çelebi) liği hasıl etmişizdir ki şayet birbi- rimizden uzak bir yerde bu me- sailden birine dair birimiz faraza İstanbulda, diğeri ri al, İk & ür- siya) dail koleksiyonunu Bir kış gecesi nu gi rlasına büyük va- lidem ektiği gibi milliyet aşkını da - şiir ve edebiyatta dâhi ilk üs- tadım - Nâzım paşa aşılamış. (Ah Yani İstanbu hazırlanmış, kabiliyetli, farisi bilir, biraz arap- ça bilir, nazım kadi sekiz yaşında bir genç olarak git- miştim, ve nesre kadir on ip olmanın İevazımı - hemen bunlardı. Ta konyadan in arında selâ (imri- ülgaysin) müşkül bir beyti- ni, yahut Saip Esfahaninin da- kik bir mazmununu halle kadir o- lan kimse muallim Naci, hoca Hayret ve emsali gibi üstat edip olurdu. Bunları pek beceremeyip te ancak Şeyh Galip, Nabi, Vasıf ve saire divanlarını okuyup anlı- dı. Bizim adımıza (Osmanlı) ede- biyatımızda (Edebiyatı Osmani- ye) derlerdi. işte Beye eli ka- lem tutan edipleri bu hal ve şanda idi. sini bir — sene bu edip kalktım. ma kitaplarını yazan ve halk dili ile . gazete al halkı” — a görüştürd İşte eee Necip » Mei da ie Sonr: ip Ası luştum, a geldi. Semti halde terdarda zimmete bitişik ha- ineme haftada bir kaç defa gelip gitmeye e Tabii muttasıl Türkçülük, Türk dili, Erürk ona g de farkından başka hakikat me- selede hiç fikir ayrılığı görülmez- i ik aleyhtarımız olan er- babı kalem; beni hangi sözle çe- kiştirirse onu da onunla çekişti- rirdi. Bundan dolayıdır ki b - adım «vav» la başladığına dahi ima olarak - «vavlı Türk» ei d ugün manası bile ei bu teşebbüsler bir fedakârlıktı. Bizi gözden düşürüyordu. İşte kelime- nin asıl ve iştikakıma dair, bu Kimi Türk sayıları aslına da- akaleyi ben (Resimli ga- sera ye yazdım. Sonra o da yaz- dı. Kezalik Türk şiiri vezinlerini ben (Hazinei fünun) a yazdım. O da başkasına yazdı. Onun fikri benim, benimki onundu. Yalnız birimizin bir münasebetle bir mebhası önce yazmamızdan baş- ka fark yoktu. Yani: Şu fikri ilk bulan benim diye öğünmeye ma- hal yoktur. Bir de Necip Asım bir yazısın- da (beni e sevkeden Ah- al demiş, başka bir da aksine delâlet ede- cek seki bi yolda idarei lisan etmiş- tir, O vakit benim gördüğüm; ben İstanbula vardığımda Nesip Asım bariz bir surette türkçü idi. Kim- se Ahmet Mithata türkçü demiyor- — yes efendi merhum Kırım- müntehayı şarka kadar o geniş ş Türklükten gelen herhangi mü mültecası, mercii idi. Uzaktan yakından her Türk, Türkçü ü t her Türkei ederdi. Hatta sultan Hamit bile ca gi üzere Buharadan Semerkantten gelen efendileri o- len A