Tefrika Ne. 167 TACLAR. ARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU | İSKENDER FAHREDDİN ———— Cengizin yasasında, akar sularda yıkanmak yasaktı. Çin valisi Abdurrahman, bir gün Gerolan ırmağında abdest aldığı için, sırtına elli sopa yeme suretile ceza görmüştü | Devlet işlerine parmağını nl. O sırada -gene Fatmanın tesirile- Çin valiliklerinden birine tayin edilmiş olan Abdürrahman, Okta- Ya yaranmak için Çinlilerden ağır vergiler almağa başlamıştı Çind Vine ei cek bir adamı Ç Yanınzda bulundurunu; edi. Turakina, ri yakından tanımıyordu. Yalnız ih- tiyar Çutsaydan onun methini işit- mişti, Fatmay: — Bira; Diye cevap Ri alnan, babasile beraber elli yıl & önce müs lüman olmuş Türklerden g ,Turakina, karalar Çin- en rakuruma getirtmek iste- diğini a söyledi: — erli bir devlet adami İmiş. e yakında; an tanımı- z düşün da da büyük e likii gösterir. ) dedi. Siz ne dersiniz?. . Çagatay, Abdürrahmandan hiç e Onun adını duyun- <a, aralarında ie bir vakayı hatırladı. Turakinaya yüzünü bu- Tuşturarak: m ey iş gören bir adam, rakurumda, beceriksiz bir e gibi, eli ra yaya kalabilir. Abdür; ık müteassip ve çekingendir. Karakuruma kendi Vicdaı ir din çemberi içi- ne sokmamış, atılgan bir vali ge- ne geçebilirsiniz!. Çagatay ew — Ger: ndü: di, Abdürrahman hocalarla rahipleri biribirine tu- mini yolunu iyi bilen ze- Pi ir adamdır. sebetle Tugaya eski i Da anlattı: — Bir Türkistan valisi Miyim — Argun) ile Gerolan ır- ağı boyunüa Solayiy ee Teri e ve e yıka- mağa se bari. Etraftaki köyler ve kabileler bu nehirden su içtikleri —— Cengiz ves ırmakta yıkan- etmişti. mim dep smd (Suda yıkananları ür ve servetine göre on a elli balişe kadar ceza alı- nır.) diye yazılıydı. Yanımızdaki memur! ürrahmanı tanımı yorlardı. Yanına gittiler.. ilk önce endisini ve adamlarını suda yı Sonra da gere Abdürrahman kaf nı kaldırarak: (Ben ne bir baliş ceza veririm, ne de sırtıma bir s0- dedi ve memur- nin dönüp dolaşıp, geleceği yer, kürkçü dükkânıdır. Yarın Kara- kurumda yakalar, hak yerine gö- türürsünüz!) dedim. Tuga bu vakayı hayretle dinli- r. yer Dedikten sonra, Naibenin ya- m Gö YA iliği nından ayrıldı.. odasına geldi. Diye sordu. Çagatay sözüne de- Taze, o gece Çagatayla ye xe ire an Tahmanın Tuga ile de arası çe & Çasatay, Tugayı çok severdi. Kardeşim Ok sevdiği il, ben de severim, derdi. gi e Çagatayın odasına girin- li baliş aldılar.. hem de ğe ii sopa vurdular. at, o bu ce- zadan uslanmamıştı. Fırsat ve meydan buldukça, herkesin içtiği re yıkanır ve abdest alırdı. Ho- : (Akan su, pislik tutmaz!) . — Haberiniz var ve e e Karakurum hi — Diye lü sür Çagatay, Tuza; gayı yi: emu m nü ge girilmesini Sail “Tarakina mi- yoksa Fatma mı? Bunı bi irin Hain hakikati sözle, cl a da zaten bunlari me m. Kapıyı ardin- sürmeledi: 1,77 Bu meseleyi sizden başka bir i, Fi dürrahman Karakuruma gr #ehir baştan başa hocalar! b ında din kavgalari sik lk Siz bu işin önü- ii üyeler az e (Ben bi enn bıraktığı ve Rama dört tatbik ettiği yasayı terk mi edeceğim?!) dedi.. o gün- ve sonra, LR m çevresinde a Yi gi şiddetle vE ai İşte Al Ab dürrahman o günden sonra bana düşman olmuştu. Ben de onu bu kuru taassi yüzünden sevm oldum. Kendisi devlet binli çok yararlık göstermiş, Çini yola geti: suları kirletmese, onun ma getirilmesini herkesten önce ben isterdim. (Arkasi var) BA Ankarada her ai gazete cmua bütün mektep kitapları ve iy ucuz olara! müesse- selerinde tedarik rem Telefon Radyo 29 Birinciteşrin Sah İstanbı bul, 18 Dans musikisi (elk), 19 Stüdyo orkestrası, 21,35 - Borsalar, 21,50 Plk neş- riyatı, Bükreş, 13,05 Orkestra - Konserin lee Wi İ 15 Piyano, 20,40 Plâk, 21,30 Senfonik ilme 1, 45 öleli süreği, 23,15 ie konser, 23,45 Yabancılara duyum- Duyumlar 19,20 Plâk, 20, ,15 Habif müzik, 19 Bet seri), 19,45. Plâk, 20 Fil ük, 22145 Yabancı dile söylev, 24,05 Dans plâk- » 18 Piyano konseri, 19,20 eşte, Keman sonatları, a 40 He 23,15 Caz sileyim 1 Kanık pie 2 10 ri ba kayalar 50 karşılık, 24,15 Dan: 30 Delal çarşamba Sorgulara - Borsalar; 21;50 Bayan Pata: yi deresinde sinndolin orkesirâii kon- 5 Plâk ve duyumlar, 18, a Sözle, 19,20 Konserin süreği, i rlatti nin 200 üncü doğum yılı dönümü kon- seki ğeiyine). Zİ.AN Tekil aöryulari yim 21,45 lar, 22,10 Kuartet, 2,45 ei orkestrası 23,45 Yabancı- Bi EM si rin süreği, 18,20 ali 193 drill 1 40 Plâk - Söz- ler, 21 «Gelecek biriş adlı radyo piyesi, 22 Şopen konseri, 22, 45 Şiir, 23,10 Ve ve hafif müzik. lapeşte, 18 Söylev, 18,20 Buda- pere e an Mile trası ay 20, e uccininin € operası (operada li 23, 10 kia para, e 15 Pik, m 24.10 Çige zi iyana, 18 “Yeni müzik, 18,55 M. mi 20,30 a mapa 2110 Eğ- lenceli müzik, Senfonik konser le demi W Hafif müzik, 24, 1 Viyana müziği. Adres tebdili | için kuruşluk pul sadna li Şaban 1 - on günü 177 Osmanlı Bankasından : 9,5 FAİZLİ, 1918 TARİHLİ DAHİLİ kle TAHVİLLERİ MİLLERİNE ; 1 re 1935 ye ve karaidar eleri ile vilâ; lerindeki e Soler den ödeneceği 20.- Türk lr lirası ge layan her tahvil ik agi karşı kâğıt ... olar: uruş verile- cektir. 2 Yurtta 31 aşi teşrin İı Ulusal Ekonomi ve ritirma kurumu |tu. di bi ikiz | Düğün hediyesi 7 Fahri riye elinden gz attı, koltuktan sıçradı ve dolaba koş- Tombul vücudile, koşarken âdeta yuvarlanıyor denilebilirdi. O kadar telâş içinde idi. Otuz İl yaşma gelmiş olduğu halde, elân bir genç kız kadar çevik ve ateşli; si i, n dolabı açtı, bir iin küçük defter buldu. bakınca: — ve Evet! diye air n odasına k Bunu açıp Sonra, hem Alelcele, ayni talaş inle gi- yindi. Kapıdan çıkarken bhay- kırıyordu: — Anne, ben yarım saate kâ- dar gelirim! Sonra, gene yuvarlanır merdivenlerden (kendisini kakta ilk rasladığı tal durdurarak bir adres ve Taksi bir apartımanın önünde durdu. Fahriye iki katı bir so- lukta tırmandı. Kapıyı açan hiz- gibi m metçiye — Şükrü bey burada mı? diye sordu. Kendisine hanım gel di diye haber veriniz. Hizmetçi şaşırdı: — Affedersiniz, an im... Be- yefendi evli değildir Evlidir, yavrum, ie Şükrü! Şü- Bak şimdi anlarsın. 1 Derhal, yemek odasının kapı- sındaj lan Şükrünün çıplak başı gö- rün Yüzünde bir telâş ve kor- ku ifadesi vardı. — Bonjür Şükrü. Merak etme, beraber yaşamağa gelmedim. Bo- şanma muamelesi gene devam ir. Fakat sana verecek havadisim var. Beraber odaya girdiler. Sofra tertemiz, süslü bir halde Krea. ahriye bunu görür görm — Va ay, misafir var, ha! dedi. — Aileden bir iki kişi gelecek te.. — İle halde, kim gelirse gel- sin, umurumda değli. Ben sen- den elli bin lira istemeğe geldim. — Ne dedin — Elli bin lira istiyorum, his- semi. Aldığımız yılbaşı eye suna birinci ne e çıktı. H berin yok muy: iç tereddüde mahal yok. ü biletin numarasını deftere yazmıştım, Şükrücüğüm, ikimiz de zengin olduk artık, Şükrü başını salladı: beraber yaşamıyoruz. Benim Kazanabileceğim paradan bundan sonra senin için bir his- se olam: zi affedersin sen! 1 Ba bileti iliği zaman ikimiz bir arada ya: şıyorduk. Hel bileti alan benim. Onu sak- diye sana ami, için bilet senin elinde bulunu; oğru amma, TE şimdi elle çıktı, — Hem gene henüz boşanmış, ayrılmış değiliz ki. Bundan baş- ka ma rarı caya kadar Me Kümanlıklağmı yarısı benim Fahriye kanunu pek Ki | | ne olur ne olmaz diye bunları söylüyordü. ocasi ne cevap vereceğini şa- şırdı. — Fakat... Maatteessüf, ben bu. bileti pa Satabilirim ya, bu benim hakkım değil miy- di? Fahriye titredi. Yüzüne kan hücum etti, fakat nefsine hâkim oldu. — Ya! Kime sattın? — Hülüsiye. altında yazar, te- min edebilir e — Hay hay wi leyse, o şimdi bana tun Hülüsiye satmış olduğunu te- min et. Şükrü“ başından belâyı defet- mek için karısının istediği mek- tubu yazdı. Fahriye mektubu alınca: — Artık, dedi, nafile yere se- cak! Yazı büyük bir “servetti. İkimize de yetişirdi. Fahriye içini vi me eli- ni uzatarak hi Yarım saat sonra, Ş$ yordu. İcap edi ned diye gösterebileyim. ülüsi istenen mektubu şöyle yazdı: «Azizim Şükrü, e sattığın bileti aldım. T. ederim, Es er bu 77987 numaraya ikra ul e çıkarsa birlikte bir ein Sö seğiz ki! Gözlerinden ö; beled ea yazıldıktan sonra, — “Ta şekkür ederim, bu kâfi dedi. Biletin bedelini sen gidip tahsil et. Eski karımdan kork rım. Öyle tilkidir ki... Paraları sen mi alacaksın, ben mi gidip alacağım diye muhakkak orada bekliyecektir. Paraları ertesi gü- nü bana getirirsin. Ben de sana mm beş bin lirayı veri- . Bereket versin ki aklmıa bu tedbir geldi. Yoksa eski ll ei sarılacaktı. Doğ elli bin lirayı edim ği içtin yanacaktı. tercih ederdim. Al, e bilet, Şükrü bileti Hülüsiye verdi. Tam bu sırada bir ene açıldı ve Fahriye il — o! e yüz bin lira kazandığını dostuna haber ver- e gelmişsin, km büyük ket. a bilet nihayet ürülei Fahriye iş Hülüsinin elin den aldı, çantasına koydu. gidip tahsil edece- ğım, dedi. Hülüsi gülüm, eski kocamın bunu sana satmış olma- sı doğrusu büyük bir tali eseri oldu. — Paraları Sonra, köyle döndü: Ah bilsen! dedi. Hülü ğe karar vermiş olduğumuzu sa- na söylemeyi unutmuştum, Doğ- rusu, bize çok iyi bir inik he diyesi verdin, teşekkür ed. Hikyesi ebermeyi