© 21 Teşrinlevvel 1935 N AKŞAM Sahife 9 Tefrika No. 159 : Radvo Her akşam ady TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR | CENGiZIN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN ————İ bana. çakan ke Akay, sabaha karşı, Oyrat çapulcularını arkadan çevirmek istiyordu. Oktay uykuya dalmıştı. Saray muhafızı kapının önünde dururken birdenbire omuzuuu tutarak yere yuvarlandı! Tongur, ağ sarayın önüne gelmişti.. ni, saray muhafızını uykudan u- ndırdı. — Baskın var, Kalkınız.. silâh- larınıza sarılınız. Diye bağırdı. Oktay han baygın bir halde o- dasında yatıyordu. Gökte, ortalığa ışık salan bir tek yıldız yoktu. Oyratların başına ge- dan ve Akaydan öç le yapmadığı anla; aşılıyordu. Akay saraya girince Tugayı u- emin kın var.. eski arkadaşın ia li ına oturmağa geldi!. Dedi. Saray muhafızı gözleri- ni uyuşturarak yatağından fırla- dı. — Korkulu bir rüya görüyor- em Meğer gördüğüm, hakikat- Si mırıldanarak Ziyindi.. çerini beline taktı, Okunu öy Saray muhafızları, çapulcu atlı- lardan önce silâha sarılarak sara- Yın etrafını kuşatmışlardı. uga, Tongurun birkaç yıl son- Ta böyle birdenbire -hem de bu şekilde- meydana çıkacağını aklın- dan bile geçirmiyordu. r çıldırmış olmalı. Akay, Taşan şa çeke- rek sarayın üst katına çıkardı. — Onları gelin pie dinle- dim. Tongur bu işe plânla Erin tir. Mr iline LE ordun bir ha nce Kar: dan ay- mm öne Başına top- ladığı adamların sayısı üç bine ya- nm1ş, Dedi, Sarayın demir kepenkleri- hi e baskıncıları bekle- — Tongu : Dünyayı titreten Cengizin kur- duğu atorluğu, Ton- gur gibi, yurduna ve ulusuna iha- 5 eden bir adam nasıl yıkabilir- 12, Akay sarayın üst İrina si ., Sazatay o gece eski dostların e İLe düğününe gitmişti. versin ki, Çagatay Se ala Tertibat alma- dan ileri atılacaktı, Diyordu, Tuganın gizli bir endişesi var- — Oktay çok rahatsız olduğu n -ölürse- Te AfaDaydan a kim geçecekti Tuga bu dürücetn dip bi- İe a in dileği, e baskini ne duymam idi, 4 i z ie Oktay o günlerde ruhen de çok muztaripti. Yurduna bu kadar iyi- likleri dokunan bir imparator, ken- disine baş kaldıran bir adamın bu çirkin ma elbette çok müteessir olac. ay, hana © teessürü duyur- mak istemiyordu. Çapulcular biraz sonra sarayın önündeki meydana ge rdi, ongur, Oyratlar: — İşte öç lik zaman bu Za- mandır. Kızlarınizı kendi zabitle- Yi Cen raktığı taht, LE ime, haydi, ileri!, Diye bağırıyordu. Akay, Si iie giz- lice söz verm onguru di olarak yaka- ganarbaş yüz baliş vereceğim!» ayın ölümden yılmaz muha- fızları yaylarını gererek, meydan- da toplanan Oyratlara sil savurmağa başladılar, Oyratlar, Oktayın askerlerinin gece yarısı uyanık ve yayları ge- rilmiş olduğunu görünce şaşırmış- lardı. Bu sırada Göktanrının yardımı ğa başlamıştı. Akay, göz görerek yapılacak çarpışmada Tonguru kolaylıkla ele geçireceğini umuyor- iu, ama kızı) bu sırada, Ka- aylâsında konaklayan kere el li bir haber gön- dermeyi de unutmamıştı. Oyratlar hâlâ saray muhafızla- rını bir hamlede öldüreceklerini ve saray baskınında bütün hassa za- bitlerini yere sereceklerini sanıyor- N Akay eline büyük bir pala al- dı. sti zırhlı gömlek giydi. kapının önüne çıktı. Tuga, Aka- yı dışarıya bırakmak istemiyor- du: kahpelikte eşi bulun- maz bir adamdır. Seni göğsünden vursa yüreğim yanmaz. Fakat, ar- kandan vurur da önüne geçip gül. meğe başlar. seyin a konuşurken, bir- ike kulağının dibinde bir vi- zıltı işitti., ve sol omuzunu tuta- rak yere yuvarlandı. (Arkası var) Adres tebdili için beş kuruşluk pul Gönderdik hami Receb 23 — Hızır günü ği 8 İmsak Güneş İkindi Akşam Yı E 1117 1257 687957 12 Va 439 619 131 1159 14.58 17,28 18,53 İdarehane: Babıâli civarı “Acımusluk Sok. EE bir hikâye Pı Turgutla Tuncayı ha- zırladı. Turgut çemberini, Tun- ca büyük topunu aldı. er ak- gibi gene Taksim bahçesi- ne gideceklerdi gün akşam üstleri bahçe- gidi ler, Pakize havuzun önündeki yeşil sıralardan birine turur, ya Tunca yahut ta Tur- gut için ördüğü bir kazağı, bir atkıyı eline a O örğüsile meşgul ei > we Tunca da bahçede arka- daş oldukları çocuklarla m dı... ikide bir Pakizenin güzel göz! Ikar bazan Tuncaya e bazan Turgu- du yanına çağırır — Çok terleme... diye ona sıkı sıkı tembih ederdi. Pakize onla- rm anneleri değildi. Fakat henüz genç deni si bir yaşta olan dın iki ç üzerine titri- ii a iki yaşında, Turgut da- m kriz Pakize onların ayatına karışmıştı. rm annesi macera seven bir kadın- dı. Gene bir macera yüzünden iki gocuğunu” yüz üstü birakip git- mişti, Profesör Süleyman Sami iki demişti. Bir bien sonra Süley- man Sam çalışma odasına sı- sema kik: yüzlü bir genç kız girmi — rae arıyormuşsunuz.. demişti. İşte bu Pakizeydi . Aradan tam 10 yıl geçmişti. On sene... Pakize iki küçüğe bir anadan çok fazla şefkat göste- riyordu. Çocuklar da ona öyle alışmışlardı ki... Pakizesiz ede- miyorlardı. Turgudun biraz ba- şı ağrısa Tunca biraz terlese Pa- kizeyi derin bir telâş alır ne ya- me şaşırırdı. Aralarında ge- en 10 sene onları bir ann b muhal rg biribirlerine sıkı gildi. Tam mânasile evi o idare ediyor, hizmetçileri o kontrol edi- â bu, Profesör Süleyman Sami - sağ olsun - kitaplarırdan başını kal- dırdığı yoktu. mağ tama- mile ilme vermiş, bütün evini - fev- e emin olduğu için - Paki- nin eline bırakmıştı imilez Ki old uğu ka dar profesöre de itina göstermek mecburiyetindeydi. B mese hali hara; ten çocuk- ların annesi de İhmalinden dolayı Gi gitmişti ya.. bir zevk öd Cereyan yapmaması için daima abi. ab anın camlarına bakar, terli nie zaman buzlu su içir- LR biri hasta olsa gece geç vakitlere kadar yatağı- nın başından ayrılmaz, uyanır uya- h küçüğün ateşini, nal zını muayene ederdi... İşte on se- ne böyle geçti.. on uzun sene böyle geçip gitti... Pakize artık iki çocuğa pa gerekleri, eve Ayrılış kendi evi gözile bakıyordu. Tah- Si dd başını kaldırdığı ve Çalıştığı odadan pek nadiren Biribirlerini az rgut diği i sayi ali potlar Ml rofesi ei babamsın.. de- dikten sonra Pakizeyi gösteriyor: u d u. O zaman profesör de Pakize de göz- lerini yere indiriyorlardı.. sö unutkan bir annem.. diyord in maaşını ver- mediğini nasılsa hatırladı... Bu ne unutkanlıktı. Bunu Pakizeye kadın kızardı: vin aşalır mı?, Evin masrafını yemi gördürüyorsunuz.. para benim elimde.. ihtiyacım olursa alıyo- rum.. ayrıca maaşa lüzum yok ki.. dedi, Profesör o zaman genç kadına daha dikkatli baktı.. Pa- kize eline geçen para de müte- en yün alıyor, çocuklara öte beri örüyordu. ke varını yoğunu çoc rcediyor- du... Çocukları o sesimi bu boya getirmişti. akizeyi akrabalarından çok zengin, yakışıklı adamlar iste- mişlerdi. Hattâ bunlardan biri geçen seneye kadar beki eden ümidini evlen- mişti, Lâkin Pakize erimi tek- liflerinden hiç birine klaşmı- yordu. O çocuklardan ayırılamaz- va mazdı. fesöre ait bin bir dedikodu çal- kanıyordu. Pakize başka bir za- man olsa bunlara bir an taham- mül edemez bırakır giderdi, Fa- tç ... Bunun için bütün dedikodulara karşı kulaklarını -ocukların yanında » işte bu kadar... profesör yemekten seyi Pa- — — Size mühim bir şey söyliye- « odama gelir sam Pakizenin yüreği hı ti. Senelerdenberi bekled ği şey nihayet olmuştu. Artık Turgutla Tunca kendisinin hakiki çocukla- rı olacaklardı.. Heyecan içinde profesörün ça- odasına girdi. O heyecan arasında bile profesörün masa- sının üstündeki dağınıklığı dü- erer kendini alamadı, Pro- fesör yutkundu: — Ba — dedi, z urulan dedikoduları işitmiş, sizin vazifenizi bırakma- nızı ileri ei ne yapalım. kader bu kadarmı dn Demek bu- radan gidecekti. e çocuk- lardan, Turguttan, Tuncadan... Ne tuhaf, iğ air bunu dü- şünmemişti Ertesi pe diş Samed 4 an... Turguda tatlı ye- dirmeyiniz.. midesi çok bozuk. Nm bal aşırları bugün de- ime unutmayınız.. diye- a ei, li Ey 21 Birinci teşrin Pazartesi avyata; opera, birinci ve ikinci perde Tap 19,20 Bayan aç vel dolin orkestra konseri, | Ri çi musikisi, Estegaço ork an Bedriye Tüzün ve radyo si o orkeitalan, 21,35 Son met e 30 neti 814 fif ii (plâ Selâmi İzzet Kayacan “* TIYATRO SANATI Bü kitap türkçemizde tiyatro hakkında vukuf ve ehliyetle yazıl- du rulmaz bir noksan kaldığına emin olsunlar, ima Her' kitapcıda bulunur, Fiyeti: 75 kuruştur askı em a me daha evvela ki doğumlulardan her hangi bir sebeple ve ear 1 ikinci teşrin 9 at 9 da sevkedilmek üzer, caatları. 35 sas Borsalar, 21,50 Orkestra eserleri ve bas k). i lik şubesinden; 330 doğuma e şubeye müra- Umum Emlâk Acentesi Bahçekapı TAŞHAN No. 29 EHVEN ŞERAITLE EMLÂK iDARESi KİRALIK APARTIMAN EMLÂK ALIM ve SATIMI TELEFON: 20307 istanbul Levazım Âmirliği Satınalma komisyonu ilanları İstanbul Deniz Yollama min bedeli 294 buçuk liradır. Son teminatı 44 lira 18 kuruştur. taame ve keşfi Komisyonda görülebilir. İsteklilerin belli saatta Komisyona gelmeleri, (216) (6582) * Piyade Atış Okulu ile asker konağı için 211 aded altlı üstlü ryı 22 85 ünü saat 15,30 da Dizatikie li caktır. Tahmin 50 kuruştur. ve teminatı 522 lis ra 23 kuruştun ümune ve şaris namesi Kom bl görülebilir, İsteklilerin bell saatte komisyos na gelmeleri, (205) (6454) | Harbiye mektebi için 200 kak ravana 10 büyük ve 6 küçük kas zan, İ0 semaver, 50 ii a 10/935 salı Lal eleri komis« yonda görülebilir, İsteklilerin kas nuni ovesikalarile belli saatte komisyona gelmeleri, (206) o (6451), aran ti mek ve > e dair bir ilâncık vw (Bir yıldız) dü Badi dhl ae bedeli 3481 lira