3 Ekim 1935 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8

3 Ekim 1935 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 Teşrinievvel' sai AKŞAM ş Tefrika Mo. 141 . 4 E ,, Hava tehlikesi f Her we) Dişçi 7) TYAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR || Yeniden üye yazılanların bir hikâye CENGiZİIN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN Dövüş meydanına çıktıkları zaman ( Cüda ) ellerini göke uzatmış yalvarıyor, ordu: “Tanrım, sen Kırlaguça kuvvet ve cesaret ver.. onu şu kadının yanında küçük dü şürmel,, Akay, dövüş -meydanında.. kay, ertesi sabah; sarayda bes- n birini alarak, a, sına Akayla konuş- Gia anlatmış vw — Bu “yüziine bakmam!. demiş arlaguç, bir kad yi erkeklik unuruna sığdıramıyor- du. Fakat, Akayın Uygur ilin ağızdan ei yayılan isin işitmişti, — Bana güreş teklif etseydi, geçerdim. Aslan- RAN a hiç güreşmedim amma, onu da hançerle olsun gehertmenin yo- lunu bilirim. Diyerek, karısını yanına aldı.. sarayın arka bahçesine çıktılar. Bu dövüşten ve tutulan bastan Çagatayın haberi yoktu. Akay bu a Sağ Erlasın kulağına fısılda- e bu haberi işitince sevin- cinden ağzı bir karış açıldı: — Başı yukarda gezen bu ada- mın burnunu senden başka kimse kıramaz edi. ya inanışına göre, Akay nasıl olsa Kırlaguçu yene- eki. > ha bir gün önce, Kırlaguç, bu deği bahseden Erlasa: Ben yenilirsem; Uygur ilin- de durmam. Demişti, Erlas.kendi kendine söyleniyor- du: — Başka bir tuzak hazırlama- ğa lüzum kalmadı. Kırlaguç ken- dini, kendi elile mezara gömecek. ond a meydan bana ka- lacak. Cüda bir mermer direğe dayan- mış.. gözleri gökte.. Tanrıya yal giye : © — Beni ırmakta boğulmaktan kurtaran şu delikanlıyı sen bir ka- | dın yanında küçük düşürme, Tan- rım! irden sa bi- leklerini eskisinden çok kuvvetli yap! Cesaretini arttır! Kırlaguç bugün Akaya yenilirse, amli uzaklaşmamız gerek, Sen bizi son olmıyan a li Yane etki kızcağız hâlâ a gökten ye- re indirmiyece! — Sen misin, e ene Ki elalınış e me — Ke ve güven... Korkma... Tan yalvardım... Hasmına ye- lemek — Korksaydım, aslan ünü kabul etmezdim, Cüda! Sen pek iyi “hatırlarsın ki, ben imi am ırmağı kenarında şu üçücük Bin yener bir kaç aslanın gırtla- ğını kopardım. üdanın yüreği koparcasına çar- Pıyordu. Kırlaguç dağların kızına yenilecek olursa, Uygur ilinden nereye gideceklerdi vakit bulamadı. Uzaktan bir. ses .|i m ld çini gi — Haydi, meydana çık bakalım! Bu, Erlasın sesiydi. Erlas o güne İpi Kırlaguça dost görünüyor. rı bu- ei ekşi Se) içerlerdi ve Er- u temiz vr mim ak Me ete salik Kır ie dı.. te atıldı. Bu sırada Akay da ortaya çık- mıştı. Geride duran bir demir ka- fes içinde gözleri parıldıyan iri ir aslan görünüyordu. Sarayın bodrum katında bunun gibi yirmiden çok aslan vardı. Bu görünce korkunç seslerini keserler- Ep Cüda aslanı uzaktan görünce titremeğ başladı. Demir kafesinin başında duran nöbetçi, yere eğilerek kafesin ka- pısını açtı, Aslan iri tüylü kafasını sallıya- rak, homurdana homurdana or- taya atılmıştı. ilk önce aslanla boğ Akaydı. Akayın ayaklarında çiz- me ve belinde vcu kav çer vardı. Döğüş şöyle olacaktı: Aslan saldırırken, hançer ya ağzı- nın ortasına ve yahud iki gözü- nün arasına saplanacak ve asla- nın böyle bir vuruşla yere devrik mesine çalışılacaktı. Mina homurdanarak dola- ncı birini arıyordu. sini doyuran sahi- bine ol e saldırmıyacağı beli Akay aslanın etrafında dolaşa- Aslan d üzerine sıçradı ve elindeki çi ik çasını kapmak istedi. ay geriye çekildi.. aslan va EM atladı. bu suretle başlıyai ler gittikçe sıklaşiyor, e per kızışıyordu. (Arkası var) 0 kuruştur. Adres tebdili beş kurusluk pul ei amd. — Hızır ei a asımlieri , Anka ara 2 (AA) — N tehlikesini Urfa M Sirri Şark ei amba ani 20, 5 bir defalık, ni Jarka oğlu Mahmut Çivril Dazlak yünden 20, > Molla Hasan oğ el soför 20, kahveci 20, 9348 Süleyman oğlu Şükrü Yaralı e 20, 9349 Ni köy Viran Li ü kad ver lu rük 20, 9354 Elini Ağ et ve Yusuf Belden ie ge 35 Abdurrahman Ayvaz oğlu Ya- an -20, 9356 Mehmed je oğlu Yaralar 20, 9357 NN Ke andıklı Afyon-Aş ryolu müs va e Hil m mü“ Gosh müteahhit 50, 9360 Mastafa Ai müteahhit 25, 9361 lafa e ece 25, 9362 lil Hır- kalı oğlu Kıla; köyünde çifçi 20, 9363 Battal Tiner Şamil oğlu yalar Belkavak iz de 20, 9364 Mehmed Ankara Tahtakalede tatlıcı 20, 9365 Şevki Sefa oteli müsteciri pi a İs- mail Konak iktisad mutfağı Radyo 3 Birinciteşrin Perşembe mel » bayanlar için jimnasi Bayan Aza: arcan tarâlından. 18. 20 Dans üni 20, 30 Esir Bilim caz ve tango or- ın haberler - ii ano ;konseri. 19,45 1d: Mihri 21: Küçük rad- kestrası, : Şarkılar. 23: Ku- Ai konseri ilede) 23,25: Dans plâkları. ii 20, : Plâk. 18,55: Mal peşte kon 23801 Duyun. aral. Mine Bed Çizan orkes- ,10: Plâk. 3: rek müzikli yayım. 21: Londra seri, 19 Orkest tra konseri, 0 30 ehir, e üzil 23,20 Dans iel di iyano - Viyol or, 19,10 Plâk, 19,55 Şar- bin e yayım, d şam <Ti- ös operası 22,05 Duyumlar), 23,10 Hava iri 23,15 Çigan müziği, il 10 Salon ku inteti. Prag, | wartet konseri, 18,40 Plâk - sözler, i5 l0 Almanca yayım, 19,45 Duyi iel - plâk, 20,30 Verdi- eni ello> asını zöle, 23,30 Plâk, Rusçi çi lm 18 Hati üzik, 19,30 Muh- telif sözler, 20,15 e skeç zi 15 E söz bilner £Aşk bahçesinin gülü; adlı o- 23 Aylık duyum toplantısı, 23, 30 Ül. ai ve müzikli yayım, 24,30 Org kon: Berlin » —Tegel, 20 Süel konser, 21 Du- yumlar, iğ Jim am ayım, Pfitznerin «Ask bahçı gülüz adlı operası, 22,15 Skeç, 24 Şimal müziği. Ev, sapartıman kiralama mevsiminde ŞAM” KUÇUK ILÂNLARI kiracılar ve bina sahipleri için En emin, en süratlı ve ay Abdullah Saim ellisine laşıyordu. Hâlâ bekârdi... - gindi. Vaktile, delikanlılık zama- mekte- bine gitmişti. Küçük bir dişçi olan casının yanında 2-3 ay çalışmış- tı, Sonça ticaret hayatına atılmış- tı. Zengin olduktan sonra kendi- sine bir merak geldi. Dişçilik... Dostları: an etme.. eyleme... Bu idin sonra sen olamaz: sın.. dedi iseler de kulağına çi i i Ale dişçi olacaktı... Eski kiti Kl arr bulup çıkardı. Evinin en büyük salonunu bir diş- çi kabinesi haline soktu. En'yeni, en ge aletleri Avrupadan ge- — kanunca dişçilik “etmeğe kı olmadığı için ein surette, eli akrabalarının dişlerile me olacaktı, erene zenginin Pages emeğe,i bütün ideali, en büyük g ame e, çekmekti... Fakat aksi gibi dostlarından hiç biri de itimad b- dullah Saim çıldıracaktı. Geceleri rüyalarına giriyordu: Kerpeten elinde yüzlerce, binlerce dişi tu- tup iveriyordu.. hattâ bazan çektiği dişler küçük bir dağ ha- bnde yığılıyor, heveskâr > : dişlerin içine boğazına kadi mülüyordu... Gazetelerde seyis çektiği düldre boğazına kadar gö- olduğu halde ri çi kıyordu. Fakat uykusunun en tatlı yerin- e ya bir-otomobil kornası, zl bir tramvay gürültüsile uya: 'du. Günler geçiyor, biçare zengin en büyük emeline bir türlü kavu- şamıy. imründe bir tek diş, bir tek diyçik lir do- benim... Dişiniz mi ağı var er Gekinek dişiniz -mi yoksa? Diye heycanla içeri al dı. Artık gururundan kabına rd mıyordu. Yukarıdaki meşhur di inin müşterisini almıştı. in ne oturtacağını bilmiyordu: — Şöyle teşrif rica ed buyurur mu- unuz?. Şimdi beyaz gömleğimi geyip geliyorum. bir saniye bile beklemiyeceksini Sarhoş bu it yağmuru kar- rmuştı koltuğa mişti. müşteri şapkasını çikti. dişçi evin içinde zıp zıp sıçrıyor: — Nihayet ben'de bir diş çek- tim!. diye di kendine söyleni- yordu. Fak. in. a da takma dişinin çekildiği- farkında olmamış çıkıp gitmiş- Gari içi va doldu. Demek hakiki bir diş çekememişti ha.. bir takma yi rkes yerinden çıka- rırdı!., mw Sea ra kadar tı. mek isteyen kırklık bir dul vardı. Nadide... Fakat Abdullah Nadi- lenin lerini anlamamazlıktan geliyordu. Bir gün Nadide: — Şu dişlerimi muayene etse- nize, diye iskemlesine oturmaz mı? Abdulah heyecandan ölecekti. layı son — Bu memlekette büyük sanat- kârların kıymetini erme Benim dişçiliğimi bile takdir Si yok.. deyip gt iş Evine gelen misafir ii gun dursa hemen heyecanla so; dı: — ii dişiniz mi ağırıyor.. — RE yl sıkılmayınız, doğru söyleyiniz.. dişiniz ağırı- yor değil mi?. le efendim.. — Canım ağırıyorsa hemen ica- bına bakalım... Kabineye teşrif edin. Net Kederi ise misafirlerin üstüne esi zorla dişlerini sö) Bazan gözleri dostlarının ayl rına, dere dalardı. içinden: iğ taraftaki esnanı ez Ya şu lar ne iel çekilir... nanı kelbiyeler... Diye kendi kendine söylenirdi... Bazan evdeki kedileri, köpekleri ame ee e eder- a bir pen- ce teri bu ele fevkalâde bir dın oluşuna nasıl dikkat mişti.. Nadidenin etme- diş re temiz- ledi., bazıların ilâçladı.. artık diş- çi son derecede maemiğkid, Nadi- de: — Aman.. va me harikulâde dişçisiniz. şu ri m için en büyük dişçi ağır rısını dindirmediler.. Re o den a ağrıyı kestiniz.. ne harikulâde bir şey.. e artık bir hindi gibi ka- barmıştı, Nadide hemen her gün e .sözde dişlerini tedavi edi- yordu. Nihayet dişçi biricik müş- terisile evlendi. Düğünlerinin erte- si günü Nadide bütün dişçilik lerini kaldırıp bodruma indirdi: — Aman.. dedi, sen de epi dişçi mi sanıyorsun? kompliman olsun diye dişlerimi yaptırıyordum.. artık evlendik.. bu- na lüzum kalmadı.. bir daha diş- ilik ettiğini görmeyeyim.. (Bir yıldız) çe dilek ya elini ısırıp ker O Abdülhamidin marangozluğu gibi dişçilik etmek niyetinde idi... Bir gece yarısı birdenbire aci acı kapısı çalındı. it enani fır- ladı... Kendi koşup kapıyı açtı... «Belki i semtde birisinin dişi ağrır yor da gece yarısı dişçi arayorlar- aşi diyordu. Kapıyı açınca: yan bir sarhoş... Kelime- leri Mermi geveleye sordu: — Bu apartımanda bir dişçi ime 5 un sorduğu, apar! en UCUZ vasıtadır üst imi oturan meş” dişçi idi Ilah S m Umum Emlâk Acentesi apı TAŞHAN No. 29 EHVEN ŞERAITLE EMLÂK iDARESi KİRALIK APARTIM AN ALIM ve SATIMI

Bu sayıdan diğer sayfalar: