Ağı IRTEM VE Yana, ilen keki makbfesiar — Tefrika No. 565 Ab ilani. mektubu kimin gönder- diğini bir türlü meydana çıkaramıyor! Abdülhamid Osmanlı sefaret- lerini ve kendisinin büyük hafiye lerini enli getirdi. Viyana ya, Romaya, Parise, Berline mah- susan heyetler gönderdi; harici- ye nazırı Kürt Said paşa İstan- buldaki ecnebi elçilerile muhabe- relerde bulundu; Osmanlı elçile- ri nezdlerinde memur bulunduk- ları hükümetlerin hariciye ba- kanlarından istizahlar e yaptılar; zdılar; bu ce- devleti aliyenin iştirâ si bulunmuştur. M. bir tebeddül een Cevabını vermişti Demek, ki Kâmil | paşa kendi lâyihasını gören yn mazulle- rini bu bendi gazeteye m ey- lemiş olmakla ittiham eliyle Abdülhamid evvelâ kurenadan Arif beyi, sonra iki defa esvapçı başı İsmet beyi eski sadrazam Said paşaya gönderdi. İsmet beyin son gelişinden bir hafta eli inkâr Said paşa- Alman Avusturya - İtalya irülirren un, uzadıya- bahsetmişti. İlisi de ittifak şartlarının iki taraf- tan da istiknahını muvafık bul muşlardı. İsmet bey gazetenin neşriyatın- dan ve Kâmil paşanın cevabından bahisle yi paşaya şu iradeyi tebliğ etti di buyuruyorlar ki geçende İttifakı müselles hakkın- ii i ne aç tım. Bu nasıl şeydir? Mülâhazat ve hissiyatı ne ise tehaşi etme- yip bildirsin) Hatıratında 7 ile mülâ- katı esnasında Kâmil aşa lâyiha- Kâmil paşanın isnadını iğ bu kâfi bir delildi. Gazeteye bu bendi ilham eden Said pa şa olmadığı padişah nez- dinde ta helin; etti, Fakat iş bu- nunla bitmedi. Birkaç gün sonra İsmet bey bir tomar evrakla tek- rar Said paşanın evine geldi. Bu evrakı gösterdi, bunları okuyuş; mütalâası ne ise yazması irade ik- tizasından olduğunu tebliğ etti, GU len emirlerle Babiâlinin maruza- tını ihtiva eden ve yetmiş sekizi “yesen vi işe vi a yazıları gözden geçirdi. Mufas- sal bir ariza kaleme aldı. Yanın- a bekliyen esvapçı başıya evrak ile kli verdi. (13 Safer 1306 - 29 meme 1888). ım bu arizasi bu mektup emi Abdülbamidin verdiği ehemmiyeti tamamile gös- termektedir. Bundan anlaşılıyor ki: (Ebülhüda efendi ile Vays efen- — (1) Kâmil paşanın emniyete uhalif hareketlerini örme id Arif İsmet beyler bu ER hakkı: vie er istimzaç eylemeleri üzerine Said paşa: — Kâmil paşanin emni muhalif hareketi hatira gir Farzı muhal öyle bir harekette bulunsa bile ben ona muttali ola- mam! Cevabını vermiş. Sadrazam aşa evvel- ki isnadının yersizliğini anlamış olacak ki sonra gazetelerin bu neş- riyatı Fransa ve Rusya devletle- rinin telkinlerile olduğunu Hün- kâra arzediyor, Ebülhüda efendi bu mesele hak- Kâmil hem yg & reyleri sorul- masını padışaha tavsiye eyliyor. (Abdülhamidin böyle bir tav- siyeye ihtiyacı yoktu. Böyle iş- lerde eski vezirlerin reyini sorup gene bildiğini yapmak onun usu- lü idi. Hayreddin ve Ethem pa- şaların reyleri si sorulma- dığını ne cevap verdiklerini bilemiyorsak ta bee “Said paşa- nın hatıratında cevabı elimizde bulunuyor. Said paşa bu neşriyat devlet- lerin hangileri tarafından terviç unmuşsa onlar nezdinde teşeb- büslerde bulunulmasına lü e tesi 4 © kabinelerinden edilen istizahlara alınan sında İtalya dış bakanı Krispy: İtalyada matbuata bir şey ya- pılamaz. turya dev- letinin usulü siyaseten gazeteleri müahezeye müsaiddir.) Diyor ve bu makalenin asıl müellifi Fransanın Roma elçisi ol duğunu Osmanlı elçisi Fotyadis sa elen bu ifade: mektu: tulmasını rica ediyor. müddeiumumi Ge respondance de "Est gazetesinin sahibi ile muharririni celbede- rek tevbih ediyor; e son- a Abdülhamid aleyhinde yazan iel hakkında siddetli salli ler ittihaz olunacağı Avusturya öpen e temin olunuyor, İren le bu iftiraları yapmışlardır.) Di omada Osmanlı elçisi tebello da: (itali gazetesi bir mensubiyetini iddia eyle- miti, Roma Osmanlı. elçisi se Parayi vermediğini Viyana elçisi Sadul- lah paşa bildiriyor. Kont Herbert aa sonra prens Bismark gazetelere idare- ton bir şey Ml ka- tiyen söylüyorlar; ancak Bismarkın Roma dinde teşebbüsü üzerine İtali ga- zetesi bir düzeltme fıkrsaı neş- rediyor. Avusturya hükümetinin bu neş- riyatı Rusya kabinesinden zan- emi erim nazırı Said pa- Hünkâr aid paş çıkan malâmatın pek kısa bir pri lâsası budur. Ancak mesele bu arizada gösteri- len yüksek makamlar ve şahis- lar arasında muhaberelerle ka- dı. şa İtalya e Beyoğlunda Vi yana gazetesinin mektubundaki ifadeye mr, vi ği ok makla a yord Abdülhamid li an sonra bu krş daima çekinmiştir. «Bu çekinme ve korku yüzündendir ki Blan hariciye bakanı sıfa- tile K c Al or ki 2 duğu hakkında ne Avrupada, ne de İstanbulda sarayca ve Babıâ- lice yapılan tahkikattan bekleni- len sonuç hasıl olamamıştı. (Arkası var) iyor. Fotyadi paşa İtali gazetesinin İtalya hariciye nezaretile mü beti olduğunu Fransanın İstanbul elçisi Mon- 7 Mi muhabiri Bloviçin Abdal hamid ile yazdığın mülâki VEN ismi geçen kon: İM a Kurumu İstanbul Şube a Kelkelü nde Moda idlekikri 107 Nnmaralı evde oturan bay Haçik dik v. Re id ani iki kıta bağ Türk Hava Kurumuna bağışlamı Ein göst erdiği yüksek ğine alenen ai teşekkürü bo rcu biliyo; ğışla; yalameven i bir vicd. 84 İki bin beş yüz metre rakımlı > Asmara yoludur. Asmaraya şi ile hafif yük taşıyabilecek kin çük arabalardır. Eritre halkı, tamamile Habe- şi değillerse de onlara pek ben- lr RE geçimleri dik- kate değ mi yirmi bin nüfuslu bir şehirken, son zamanlarda nüfusu kırk bin kişiyi ü çok daha fazladır. yüz bini bulmuştur. Eskiden kunduracılar deve kö- selesi kullanırlardı. denileştiler, papuç larda bol bol sürünen otomobil lâstiklerile yapılıyor, Her cins ve marka lâstikten kesilmiş tabanlar müşterinin önüne seriliyor, beğen beğen istediğini Lâstikten diken bile ii için çok makbul, u. Bugünse Seksen bini, Bugün me- altları, yol- Berberler, köşe başlarında ve meydanlardadır. Hepsi gezicidir. Oradan oraya gider, müşteri bu- lunca bir köşeye çekilip işlerini görürler. Eritreli kadınlar ev kadınıdır. Kulübelerinde işlerile güç- lerile uğraşırlar. ugün İtalyadaki işsizler ka- larla evlenmişlerdir. Çocuk sahi- bi olmuşlardır ve bu çocukların pek çoğu da, babaları başka bir re gitmek emrini alınca ortada kalmışlardır. Onların hali pek dokunaklı- ii bu melezleri yerliler Bunlar siyah pantalon, beyaz ce- ket giyeler. İki bin beş yüz rakımlı kaya- lık tepe vadilerine çıkalım, Göz- lerimizin önüne uçsuz bucaksız era- zi getiriniz. Öylesine bir erazi ki, kurak mevsimlerde, kışın ağustosta çölden beterdir, ot bi mez, taş taş üstünedir Oralarda dolaşan bir Fransız asilzadesi sormuş: — Buradaki gmelaş neye u kadar çok taş eli Bereket, ki var, Eğer bu taşlar da olmasa buranın hali ha- raptır. Bu taşlar rütubeti koru- yorlar. Bu sayede yağmurlar baş- layınca, çorak erazide biraz ekin bitiyor. Anlaşılıyor ki, İtalya Eritreye Tin el si 3 Teşrinievvel 1935 Habeşistan nasıl ülkedir? Habeşistanda ekim işleri, biçme zamanı başucuna dikilen mültezimler Musavvanın tayyareden görünüşü Nakleden: 5S. K. gizli bir maksadla yerleşmiştir. Bu taşlığı boş Mu S S “ a 5 na B a, o lile büyük fedakârlıklara kat- lanmıştır. e o yandan ne de bu yandan konuşalım, Açık konuşalım. Cog- rafya kitapları, tarihler meydan- a Eritreye yerleşeli luyor. O zaman orası yüz bin kişilik bir ülkeydi. Bu- İni diyarına göçmen akını vardır. Altmış e yol alındık. tan sonra AAsmaradan çıkılır ve Adiugri köyü geçilir tekrar çorak- bk, çöl başlar. Bu çölde tüne ko un ot yiyen vahşi hayvanlar, oralarda karın- rını do; ci a iç bir 1 şey bulamadıklarından bu saman- lara saldırırlar. Adiugriden ilerileyince cenu- ba Pi yol al eryik olunur. Ce- nupta M ırı vardır. Mareb Habeşistan “del yim bs sudur. Orası deniz- iki bin metre yüksektedir. a2 İİ e ürge askerleri karşı dağları yükle, Karşısı tam Ha beşistandır. Karşısı, aşağısıdır. Ve bu ğısının bir tarihi vardır, Bundan kırk sene evvel orada, bugün İtalyan sömürge askerlerinin gözet: lediği yerde, yüz bin kişilik bir Ha ne evvel, yüz bin kişilik bir Ha- beş ordusu on altı bin İtalyanı ve sömürgeliyi boğazlamış, yok tmişti, aşa- O boğazlaşmada sekiz bin kü- sur İtalyan cesedi topraklarında kaldı. İtalyanlarda abeşistan lerin kini hâlâ yatışmamıştır. Dünya böy kendi esirini endi kii için öldürenler eza duymazlar, fakat galip gelenle- rin, canları rın bir gözünü çıkarıp bir kolu nu kesmelerine kin bağlarlar. ga pahasına mağlüpla- Habeşistan nasıl bir ülkedir dedik, Şimdi ai metik ve «İmparatorlar u» nun diyarına gelelim. — Arkası yarın — LİL ii va