Sahife 8 AKŞAM SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ Yazahi SULEYMAN «Ası İRTEM — pan, iktibas hakkı mahfuzdur — YÜZÜ Tetfrika No. 561 Abdülhamidin bol keseden ihsanları, Karadağın istikrazına kefillik ! Mahlül mülk ve akarlar çok defa nüfuz ve iktidar sahiplerin- linde İ e) Meşrutiyetten sonra gazeteler- de nm da listeleri neşre- dilmiştir. Mabeyin baş kâtibi Tahsin pa- şaya: Beyoğlunda muhtelif yerler- de 3750 altın muhammen kıy- metli beş ev, Rüstempaşa mahal- - lesinde (3100) liralık çifte ha- mam ve dü im İbrikçi Kâ - İstanbulda 1792 başk lira kıy- metli iki dükkân hisse Tophane müşiri Zeki al ei . Hüseyinağa mahallesinde (15000) lira kıymetinde bir apar- tıman, Bursa vilâyetinde 16000 li- ralık Balıklı al Perşembe pa- zarında (1000) liralık li İstanbulda, şada teki yerlerde (1355) Yiralık ei ve arsalar, haremine Aydın başında (1250) liralık bir konak. Merkez kumandanı Sadeddin paşaya “de (3450) binalar. Askeri mektepler nazırı Rıza lira kıymetli muhtelif “paşaya: Teşvikiyede (2000) liralık bir “ev, Zülüflü İsmail pa: . Emirgânda (1200) liralık yalı hissesi, (900) lira kıymetinde bir dükkânla arsa Bedirhanilerden Ali Şamil paşa- ya: Galatada (1500) liralık bir “apartım. v mpi müsteşarı Mehmed Ali Eyy (1000) liralık bir yalı. e. saray erkânından bazılar: 29 alli 42460 liralık muhte- if akarlar. (Bu kıymetler vi kayıtların- daki eski muhammen kıymetle iyetten son- ra bu mahlüllerin “mütevellileri marifetile istirdad olunmasi şey- hülislâmlık ve evkaf nezareti ara- sında Mn bu karara İler ad oluhmuş- tur. Tophane müşiri i Zeki pa şa uh- desindeki omahlüller için vermiş olduğu 4340 lira bedeli geri al- ii evkafa bırakmıştır.) . Esnaf kâhyalığı da bazılarına varidat memba olmuştu. Mabe- yinci Faik bey celepler kâhya- sıydı. Bu kâhyalıktan ayda ken- disine 800 altın geldiği söylenirdi. Vaktile kâhya hakkı koyun ba- şına 6 para idi. Memduh paşanın dahiliye ne- >zareti zamanında bu kâhyalığa dair bir tezkerede sehven (6) rakkamı (60) diye gösterilmiş, bu yüz hakkı ayda bu ” Feriköyde, Fındıklıda, iel yüksek mikdarı bulmuş, ra yanlışlık meydana çıkarak sekiz yüz lira 200 liraya indirilmişti, Bakkallar emini! pr Osman bey uhdesi Son- kime ihsan imei 3 kâh- lık için altıncı daire veznesin- den ayda elli lira tesviye olu- nurdu. İstanbul ve İzmir hamallar kâh- kat bundan ayda ancak 45 lira gelirdi, (Nimet külfete göredir) de- nir. Fakat Abdülhamid bende- gânına, mensuplarına bu nimetle- ri pek külfetsiz bahşediyordu. Kalpleri tatyip Abdülhamid siyasetinde büyük mevki tutardı. Hakkâride Abbasi hanedanına mensubiyet iddiasında bulunan bir aile vardı. eğ mmm ince eleyip sık dokumağa lüzum gör- miyerek bu silüye ik bin kuruş aylık tahsis eylemişti hükümdarlarla ln hiç ihmal etmezdi, « Parmi rı da bıyıkları kadar çengelli tiki bu tabir bir Fran- sız muharririndir - Alman impa- ratorunun hatırını ancak Alman- lara büyük ve kârlı imtiyazlar bae yapmak mümkün olur- mi Mahmud Şevket yaptırdığı bir eski silâhlar Eeee İtalya kralına gön- dermişti, Memleket dahilinde yetişen en nefis tütünlerden tütüncü başı Ali efendiye hazırlattığı en mükem- mel harmanlardan yaptırdığı si- garalardan Sa Karadağ iy i sükün ve mü- salemet dairesinde tutmak istedi- ği 40,000 (kirk bin) liralık istile raza da Osmanlı , maliye hazinesini himmeti» esirgemezdi!... . Prensin İstanbuldaki memurla- rına mahsus olmak üzere Boğaz- çilerin hatırlarını hoş etmek ken- disince mültezem olduğu için bun- lara karşı daima cömertlik gös- terirdi. İngiliz elçisi lord Duffrenin ki- zı pembe inciye pek meraklı idi. irşat sıkı temaslarda bu- lunan m Plaskova elçi kız n bu çam bir mecliste bahseder. Söz Abdülbamidin ku- Abdülhamidce izale elçile ri mabeyinde iftara davet edip diş e ikram etmek mutaddı. hümayuna davet olunur. Bu fev- kalâde bir nezaket eseriydi. aremi hümayunda tercüman- lık vazifesini gören hariciye müs- rür. tn rdan sonra Abdülha laz Ledi Duffreni ile kızına kendi ta- birile «souvenir» olmak üzere bir tepsi içinde kıymetli hediye- ler gönderir. Elçinin kızına ait olan hediye son derece pahadar bir cemileler- . Amerika ek münasebetle dülhamidden pahalı pırlanta işle- meli bir yelpazeye nail olmuştu. Bir kere de selâmlık pl Fransız elçisi M, Konstanbir çift al at araba atını pek beğem- mişti. Ertesi günü elçi bu atları se- farethanenin ahırında bulmuştu. Böyle e m. Ab- yakin defetmek için aktedece- düm siyasetini ir tetimme- i idi! rkası var) Yüksek Mühendis Okulu Direktörlüğünden : 935 - m işi, 2 Eylül P kadar Cumartesi ve Pazardan b. 16 ya fazla bilgi edineceklerin yukarıda meleri ilân olunur. (517 6 ders yılı için okur yazılmasına dem ıştır. yi 30 Eyli aşk. kadar Gümüşsuyundaki okulda yapılır. yazılı gün ve saatlerde okula gek 8) İl. Pazartesi akşamına er ie 9 dan 12 ye 13 den İsteklilerle daha Bandırma Belediye Reisliğinden; Bandırma Belediye hastanesine delli kalorifer tesisatı ya iğ rıla: Buna aid şartname ve proje 2 dırma Şarbaylığından Kirk gönderdikleri takdirde post osla le hey ihalesi 935 günü saat 16 d lm Bu işe aid eksiltme açık eksiltme suretile İhaleye girmek isteyenler 342 lira 37 2490 sayılı kanunun hüküm er işini vi bir yide ime ia Keyfiyet istekli olanlarca bil öğ ani ve cakdır. yılı nci Te n 7 inci Pazi a Bandırma Belediye diirceimik "Daimi Euteriği lerine göre Belediyeye yatıracaklardır. mermi ai lens kanunun 3 üncü mai şka ii yapmağa si olduğu Kv şarti b ei in kide “4578,, lira 27 kuruş keşif be- kuruş bedel mukabilinde Ban- Dışardan isteyenlere 22 kuruşu gönderilir. icra edilecektir. kuruş muvakkat teminatı ddesindeki vesiklar- hakkında (5741) 7 26 Eylül 1933 Tetrika No. 41 Arkadaş Karısı «ii Ikinci kısım Ikisi nden sonra, oradan ora» maksadsız ve gayesiz dolaş- ve Bir gün Salih: Mehmed Ali, e di. yar diyar sürüyoruz, dedi Mehmed Ali bir kalka attı, bu > Salihi iliklerine kadar üşütl elde çıktıktan sonra, na- sıl Mehmed Alide aşk ve kin kal- madıysa, Salihte de vicdan aza- bı kalmamıştı. Müvazeneyi kay- betmişlerdi. Bir akşam — Haydi Pompeiye gidelim, — e pg vo Hava güzeldi. Denizlerden ha- fif bir rüzgâr esiyordu. Karşıla- rında ei tütüyordu, volkan âsabıma dokun- Başka bir şey gör- mağa başlar. mek istiyorum, Bir gün de durup dururken bir — Neye güldün? Anlattı: esi r adamın aşkını kendine isbat etmesinin. en iyi ça- sın? Hayır değil mi? Halbuki in- i ın en kuvvetli dersem inanırsın. İyi goizma, insanın kendine bar olan aşkı değil midir? z Salihi kuşkuya düşürü- “iü Pompeiye geldiler, Gece şehir büyük bir mezar gibi sessiz uyuyordu. Tepede kıp- kızıl volkan ynıyordu. Mehmed Ali neşeli görünüyor- du. Birer > Bunu farkedin- ce dudak — lde şey, m canım bile sıkılmıyor! Yollarda dolaşıyor, mozayikle- ri, freskleri tetkik se sesine Ve her yerde Fatma Onu hiç bu kadar ei bu ka- dar sık görmemişti, Estma hâlâ ölmemiş miydi? Gl Fatma, köşe başlarında, duvar diplerinde görünüyor, kulağına bir şeyler fısıldıyor, boynuna sarı lıyor, dudaklarından öpüyordu. Birdenbire, farkıan bile var. madan onu gene eline geçirdi. Fatmayı bütün hıncı ile sevi- ordu. Ayak seslerini duyuyor, gülüşü- nü işitiyordu. Acaba o da buralara tekrar gel- miş miydi?... Balaylarını geçir. dikleri yerleri görmek istememiş i i bu düşünceyle — Esmer, sıska, orta boylu bir bi bayanı buralara gelmedi ir hayretle baktı. Mehmed Ali kızdı: kıyorsün?... İstediğin kadar bak, e şeye şaşa- cak bir şey yok. Mü: ei heykelleri önünde Fatm gülmüş, sonra utanıp kızarmıştı... iy Fatmanın o halini görüyor. çıj la Pompeililerin lâ ai döndüler, Fakat Marin ka- pısında Mehmed Ali gitmekten Selâmi mr azgeçti, yeme daha şehirde de-, du. ES tönlionsi başladı. Fat- a böyle yapmıştı. Ayni yerde eği mozayik parçaları topla- mi aştı, Sonra yollarda koşmağa başla- dı. Evet, öyle hızlı yürüyorlar- dı, ki nalikle rehber arkasından güç yetişiyorlardı. Salih telâşa düştü. Mehmed Ali çılgına benziyor- lu: — Muhakkak burada olması Emi med villâsında kumlara iğ iz Koray Fatma buradan geçi onu göremi- ,Bulamıyacak mıydı? — Bir Kia mi kaybettin? — Nez zi döndü, Salihe yaklaş- tı ve başlanmak tekrar etti: — Hi ie tapındığı kadın bu- gün hiçten başka bir şey miydi? Sirkin > Salihi bekledi. Hiddetle yü baktı. Sonra ya- kasını Gil sarstı: — Bazı anlar senden nefret ediyoruımn. Oradan, açık havaya çıkan bir sarhoş gibi kendini dışarı attı. — Saat kaç? Yemek yiyelim de Vezüve çıkalım. Atlara bindiler, yola koyuldu- lar. Köy harabeleri arasından, lâvlı yollardan geçiyorlar, yemi ları tırmanı ıyorlardı... caktı ve onlar ykükçe ne si laşıyor, güneş sırtlarını ordu. Mehmed Ali havanın ağırlığı ile biraz sükün buldu. Düşünüyordu: — Maziyi hissettim, bulamadım. bir şey (Arkası var) Selâmi İzzet Kayacan TIYATRO SANATI Bu kitap türkçemizde tiyatro hakkında vukuf ve ehliyetle yazıl- muş biricik eserdir. Bu kitabı alıp okumayan. edebiyat ve diyatro se- verler bilgi hamulelerinde doldu- rulmaz Dir noksan kaldığına emin olsun m. Her kitapcıda bulunur. Fiyeti: 75 kuruştur 1400 kuruş 2700 kuruş » 1450 » 00 > 8 > üz ittihadına dahil olmayan nebi memleketler: Sene eliği “3600, altı e ike üç aylığı 1000 Adres tebdili için yirmi Kai ruşluk pul göndermek a imi Cemaziyelâhır 27 — Hızır günü 144 ŞE Imsak Güneş Öğis İkindi Akşam Yatı E. 10)0 1180 663 927 2 Va AI 5,51 1206 15,28 131 18,02 1933