Tefrika No. 131 TAOLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGİZi İSKENDER (Cüda) gözlerini açınca, Horasana giden bir adamın karısı olduğunu söylemişti. Kırlaguç: “İçimde gittikce Paha bir ateş var. Onu eviyoruml,, diyordu. “Gökten bir melek Ea a en denk, ırmak üstünde yüz: sazların arasına dengi çekerek toprağın üstüne çı- dı. ç bu dengin yukarı ka- tarafından suya kabile kadınları, su üstünde kü- çük halı parçaları ve sair eşya bul- muşlardı. Kırlaguç bunun bir tacir dengi ölağlni ve içinde fazla halı bu- (Cüda)nın ellerini, sonra göğsünü ve başını gördü Kır iş Mi ağ küçük di- lini yutacaki in içinden ha- Jı yerine, — genç kız çıkmıştı. (Cüda)nın yüreği duracak gibi, çok yavaş çarpıyordu.. rengi mumundan daha sarı idi. ie lı korkak bir sesle bağı 'n kimsin.. seni bu ediği atan kimdir?. Cüda) cevap verecek halde de- gildi. Baygındı.. kımıldamadan, bir yığın et ve kemik halinde ya- tıyordu. ırlaguç şaşırmıştı.. genç kızın başını dizine dayadı.. ağzına bir- kaç damla su akıttı, Hasır dengin içinde havasızlıktan baygın düşen (Cüda) ar daha çok yaşıya- bilecek miy ırlaguç, © yeli ömründe ilk defa dizimde yatan baygın bir ka- dına acımıştı. Onu ölümden kur- t k gerektil Teme dedi. Ben bugüne mahlüku bana bağışla! Onu nim önüme e sz Ona can v öz! nir kendisini ea yim kurtardığımı görsün. (Cüda)nın geniş göğsü ve be- yaz kolları morarmıştı.. kulakla- rı dünyadan gelen sesleri duymur yordu. Delikanlıyı umguya düşü- ren bir nokta vardı: Cüdanın yü- reği hâlâ çarpıyordu Kırlaguç: — Yaşıyor... Diye söylendi.. sonra birden âyağa kalkarak genç kızı omuzu- na aldı.. ırmak boyundan ayrıldı. Kırlaguç, ırmakta Li uğu bu güzel kızı Yak ii ordu. Aradan üç gün geçmişti. (Cüda)yı evde delikanlının ba- bası kurtarmıştı. Kabilenin ihti- Kırlaguç, bu sevimli kızı sevme- ğe başlamıştı. Bütün kabile kızları; N OĞLU FAHREDDİN «Irmakta bir melek bulunmuş!» Diyerek (Cüda)yı görmeğe ko- şuyorlardı. Kırlaguçun babası da: — İşte oğul, bu kızcağızı sana | di. d Tanrı gönderi Diye söyleniyor ve oğlunun hayet bir ii gönül verdiğini gö- rerek sevini Kabile m Kırlaguçun herhangi bir kızla mesini is- terlerdi. Kırlaguç bekâr kalırsa, günün illere gider diye endişe ederlerdi. Herkes ona, ni- irinde uzak bu güzel kızla evlenmesini söylü- sicilibiler nm belli saat. | Siriyordu.. yordu. te Komisyona gelmeleri, Müşteri celbetmesi: için otel sa- (144) (5550) hibi Şekibe bir memur muameles (Cüda) aklını başına topladık: yapmıyordu. Şekip otelde — gale > an geçenleri dü- Mercanda Jandarma Matbaa- | — iy kema — li ş - ir ir u sından on; tonluk bir makine sö | teri gibi idi... ME odas atırlıyordu: Oktayın karısı bir külerek | Sül ! vardı. Otelin en kibar müşterile- gece onu kendi dairesine çağırt: > eymaniyede. Askeri i 'du.. mış. ve en sarılarak beğ, mak istemişti. (Cüda) bundan sonrasını bilmi- yordu. Demek ki, onu -boğuldu diye- Radyo 2 ie Pazartesi 8.30 Bayanlara ömnastik, | 8,50 Dan: aberler, Griye Tüzük, Kirkçe sözlü eserler | caz ve raları, 21 ö: Son baheller. Baranlar ZİLE Bra | fesör e intser, piyano! sol, 22,15 Plâk n a Eylül Salı İstanb: 8.30 Dans zi ve ha- fif ri “18, 30 Ege caz; or ko- aları, Sait Çelebi, 20,3 SE o- | Rad ngo: orkes- ,35 Son haberler - 21,50 Şehir tiyatrosu. artistler V Arcan, konuşuyor, 22,05 “Plâk neş iyatı. İhtiyat subay okulu için 2000 at yün çorap 30/9/935 pazar- esi günü saat 15 de Tophanede | ie komisyonunda açık ek- siltme. ile alınacaktır. Tahmin | bedeli 730 liradır. Muvakkat te- | minatı 54 a tur. Şart- na: si komisyonda | Matbaaya nakil edilmek üzere pa- zarlığı 26 Eylül 935: perşembe | günü saat 15'de Tophanede Sa | tınalma Komisyonunda yapılacak- | Tahmin bedeli ırmağa atmışlai (Cüda) Oktay karısından çok korkmuştu. Bir daha onun eline düşmemek için, yeryüzünde izini kaybetmek gerekti. Kendisinin nerden geldiğini ısrarla soran de- likanlıya şu cevabı vermişti: (5677) Maltepe Askeri Lisesi için 758 il& 850 kaputun kumaşı mekteb- | den verilmek ve malzeme ve ima- Ben Horasana giden kervan | liyesi müteahhidine aid olmak | la ii ie tım. erden | üzere açık iltmesi 4 Birinci- biri b göz koydu, yolda teşrin 935 cuma günü saat 15,30 mı ital ve beni itim bağla. | da Tophanede Satınalma Komis- Yıp ırmağa attı. Kırlaguç hayretle sor yonunda yapılacaktır. Tahmin be- deli 4250 liradır. İlk teminatı 318 — na çok sever AM lira 75 kuruştur. Şartname ve nümu- — Hayı nesi her gün komisyonda görülebili — değ . Çirkin miydi? İskeiliee in kumda yazılı vesaikle — Evet. beraber belli saatte misyona m nı öldüren zengin, seni gelmeleri, (151) (5675) neden a nin dı?. — Benden korktu. Çünkü ben İhtiyat subay okulu için 2500 ona teslim mr Onu yanıma| adet yün fanila 30/9/935 pa- sokmuyordum. Yola ez 8€| zartesi günü saat 14,30da Top- ce beni de ortadan kaldırmak is- hanede Satınalma Komisyonun- tedi.. üzerime atıldı. da açık eksiltme ile alınacaktır. — Yolculardan hiç kimse gör- | Tahmin bedeli 3500 liradır, İl medi mi?. — Ortalık ie Irmak bo- yunda konaklamıştık. Herkes uy- Naza li m — Pimineni kaltak 3 beni AR $. Hasıra ırmağa atmış. Oiğlne ötesini ö siz iyki Delikanlının babası denemeçli bir ihtiyardı. Genç kadının sözle- rine inanmak istemedi. Fakat, i- nanmazlığını belli etmeden dinle- di. e Cüdayı çok e ti. İçinden dari oğulumun den Diyerek, Kırlaguçu bu kızla ev- lenmeğe is ediyordu. | gün komşularındân | — İçimde gittikçe büyüyen bir | ateş var. Ayağile ayağıma gelen | bu kadını almak istiyorum amma.. bilmem — o da beni Syens mu? vwme: gul? Dul kalmış bir kadın, senin n gibi bir yi. ğitle elbette evlenmek ister. Fa- kat, kabilemizin bütün genç kızla» rı senin peşinde dolaşırken, biz se- | nin, soyumuza yabancı bir kadın | almanı istemeyiz!. (Arkası var) # teminatı 262 lira 50 kuruştur. Şart- name ve nümi sı görülebilir. İsteklilerin belli saat- te Kömiyona gelmeleri, (143) (5552) Harbiye Mektebi matbaasında mevcud ve kese kâğıdı yapmağa elverişli 40 ton ki 4 Birinci- teşrin 935 cuma günü saat 15 de 'Tophanede öüizelina Komisyo- nunda açık arttırma ile satılacak- tır. Tahmin bedeli 1200 liradır. ilk teminati 90 liradır. Şartname- omisyonda görülebi- Tir. İsteklilerin belli saatte Komis- yona gelmeleri. (147) (5671) DOYÇE ORIENTBANK Dresdner Bank Şubesi Merkezi: Berlin Türkiyede Şübeleri: istanbul (Galata ve Istanbul) Depo: Tütün Gümrük izmir Her türlü banka muamelâtı Her akşam | bir hikâye ” | idi. Yanyana iki odanı n Kadriye yazı geçirmek | 2 Baya ! için Ezdi İstanbula gelmiş, Bü- yükadada bir otele yerleşmişti. Güzel, zengin, genç bir duldu. Yapayalnız yaşıyordu. Etrafında | dolaşan birçok genç, birçok erkek / telin büyük terasasında kibar ka- | dınları dansa kaldırır, zengin ki- | güzel bir Şem Bikdak kadınlar, bilhassa genç dullar onun kolları da uzun uzun dans etmeğe bayılırlardı.. Kadriye ile Şekibin ahbaplığı pek sıkı fıkr idi.. genç | kadik saatlerce sahilde Şekipten yüzme dersi alırdı. H. çeşid çeşid, renk renk en'şık mayolarile * deniz kıyısında Şekiple vakit ge- iriyordi Hergün yenin odasının tam yanı başında ın pencere- leri ezer bir balkona bakıyor- dın mi ları pek göze çarpıyor Baş Güzel dul saçı başı dağınık, sır- tındaki koyu lâciverd ipekli Pija- manın'önü açı le bastı, Gelen — Çabuk otel Girl benim odama çağırınız... dedi. Otel mü- ürü biraz sonra genç dulun nefis bir lâvanta kokan odasında idi... Kadriye telâş içinde; — Soyuldum... dedi, bütün mü- cevherlerimi peer Derhal polise telefon edini Otel müdürü Sinekli horoz çıkmışa döndü: an hanımefendi. her ta- rafı iyice'aradınız mı? Polise mü- racaat etmeden evvel bir kerre da- ha her tarafı gözden — Her tarafa baktım. Bütün mücevherlerim gitmiş... Aradılar, taradılar, mü lerden eser yoktu.. polise müracaat zi- & iler. Fakat yapılan bütün tahkikata ağmen hırsı: anın imkânı olamiyoı ayet emniyet di- rektörlüğü hırsızlık masasının en tecrübeli memurları işe el koydu- lar.. — aki bütün parmak izle- rini dikatle almalı.. eş Güzel dulun nefis kokulu odasi- nın her izleri . Ayrıca oteldeki 2 imlkin; parmaâk izleride Lİ Kadriyenin “ae pars e izinden başka iki iz daha var dı... Garip şey... Bunlardan biri bi- tişik odada yata dans ve yüzme ocasının, Şekibin parmak izleri idi.. Polis memurları — arpa gi sie Şekibin Hırsız kim? danızda ne işi var?. Her halde hır. sız o olacak. ü işidince bayan Kadri- ye büsbütün telâşa düştü: — Zannetmem.. — Peki mir ne işi var?.. — Bana dans öğretmeğe gel- işti... dans müsabakasında birinci ol muştu... Bunun için genç dulun bu sö leri otel sahibini dehşetli bir — rete düşürdü. 'armak izi memuru tetkikatına devâm ediyordu: — Lâkin. . Büyük di- vanm kenarındaki. tebtalarl da Pi Sizin dün giydiğiniz öteki kar oğla üzerinde de ayni iz- Genç kadın renkten renge giri- yordu: — Olabilir vey iskarpini- min üzerinde de parmak izleri bu- lunabilir... Dans pen bazı ye- ni figürleri tarif ederken iskar- pinimi tutmuş olabilir.. Parmak izi memurları e tı. Şimdiye kadar hiç böyle garip v tahkikatla lele ie Era araştıran memur bali bakan cerenin önüne es bir hayret sesi daha ko; eni bam ton: an Kadri El değiştirdi. Öteki Nadidenin oda garsonunun idi. madeni m kadehinin üzerinde de edene ae küçük pi mi? Hiç zannetmem... — Biz iliikelmeni yapalım B p Yapılan tahkikatta oda garso- nunun sabahtan beri kaybolduğu tekbaşına kendisi yapmıştı... halde dans hocasının pencereden girişi!!! Maamafih Kadriye derin bir ne“ fes aldı, tatlı tatlı gülümsedi, par- ak izi memurlarına: ize demedim mi? Hır- sız o değildir diye.. demek benim de polisliğe aklım erecek.. zabıta işlerinden anlıyorum baksanıza... Bütün deliller aleyhine olmakla beraber Şekibin hırsız olmadığını hemen anlayiverdim.. iyi polis has fiyesi ğım... Fakat hâdise etrafa yayılınca PAR ey enç dul | bayan driye bemesi peki unu > ie kip topladı. Mü kırmızı kesildi almıştı. Şekibi otelden yenii Mi. — Ne dersiniz mlm, sorgu- suna telâşla cevap verdi: — Bilmet kendisine hususi kâtip tayin etti... İstanbuldan uzaklaştı. Bir daha — O halde hırsız odur.. sizin e hiç kimse onların adını işitmedi.. (Bir yıldız)