Tefrika No. 94 E “Haydi yürü, “ dirilmesi" rum ki, Ankin di- rilirse, bu benim için mühim bir ğildir. — Kaçar onu bulabilecek mi i acaba?.. — Bilmez elbette bulacak- tır, — Ben (Mersa)dan çok korku- yorum. — Çatal dağda oturduğu için mi? — Evet. Kocam oraya girebile- “cek mi?. Ae — Habersiz gittiler.. bütün ge- çidler açıktır. Şehre girmekte güç- lük çekeceklerini sanmıyorum, i nkin bali han kim bilir “ ne eo — yi o, yirmiye kadar Ki ai çok daha güzel - ve sevimli bir kadın bulamamış- tır. — Oktay çok tuhaf bir erkek.. — Tuhaf mı?.. P Öyle ya.. ea yüzlere: — kadın varken, e“ gözü Ankinde. hü K — Ne yapsı İ nlarlar ein üyümüş.. hükümdarları avutmasını biliyor. - Başka bir meziyeti daha var: Ze- kâsı ve uzağı görüş gişe hiç “ bir kadınla ölçülemi (Sarıkuş) kd” elli, Kendisini a ka- çırmağa yeltenen Mersa e hazırlıklarını tam © miş! © — Gece uyurken ağzını bağla- © mışlar. Ne yapsın, zavallı kızca- Zız?71, Mersa ile ancak erkek bo- — Salar uğraşabilir. Arkin kelebek © Kadar ince ve zarif bir mahlüktur. — tile kocamın da onda gö- n Ankinde gö- am olursa, . (Sarı ç meşesi kaçacak ve Kaçar prina ” belki' de araları bozulacaktı: © Kanon'bu sırada evin damında bir hışırtı duydu.. (Sarıkuş) ürk- i mesin diye sesini çık m az sonra, oturdukları — kapısı birdenbire açıldı ve Ulak, elinde salladığı hançerle içeriye irdi. z güne kadar general Kaçarın e ayak basmayan Ulakın göz- leri dönmüştü, © (Sarıkuş) eski ia karşı- “sında görünce şaşırı urada ne işin var; Ulak?, Kanon bir Köşeye çekilmişti. © Kendi kendine: açar gibi sert bir gensralin evine damdan giren bu adam da ve Li De a Ulak şiddet- ke bağ — Seni mehi 2 geldim, Sas di, gi ei işe sözü işidince: İSKENDER FAHREDDİN # Ulak, gece yarısı (Sarıkuş)a Ka agi çekerek : dedi, yarın “sen de bi TACLARI ÇİĞNEYEN HÜEÜMDARB İCENGİZIN OĞLU eis karısı olacaksın.. seni bu gece kaçırmağa geldim b (Sarıkuş) a uzanan İançer.. | (Sarıkuş) o gece Çinli filozof- la konuşuyordu: — Prenses Ankinin 7 — Oğul, seri aklını mı oynat- ! B o 1ın?1, Demekten kendini ri Öyle ya.. Kaçar gibi bir adamı Kime ei kolay bir iş miy- di? Kaşar yola çıkarken, üstelik ii < arımı yalnız bırakma!.. Dediği halde, şimdi Kaçarın mi Fisıni Kanonun gözü önünde kaçı- rırlarsa, buna göz yummak nasıl olurdu?. öyle asabi, öyle ie gin bir adamdı e, filozofun ne bir bakışla onu sani “Ulak, eski karısının yanına 80- kularak: Bundan sonra seni hırpala- cağım, yavrum! Seni, burada öU daha İle bir sa- Ga te kavuşturacağım! Dedi. (Sarıkuş) Ulaktan çektik- lerini iye unutabilirdi?, Her g amçı şakırtısından Mü bim şey duymıyan kulakları, Kaçarın evinde bir yıldanberi yal- nız bülbül ve papağan sesi işidi- 'ori may: rdu. e li çatarak U- m yüzün — Bu gece ei aşının üstünde ka- ra bulutlar dolaşıyor! Haydi, ak- ını başına es ve kimseye gö- rünmeden bura uzaklaş!, Ulak acı bir EM başını sal- Jadı: i almadan bir yere gide- mem, ktm laci Ben sensiz ya» şıyamıyorum. Sarıkuş). geri çekildi: i bağırırsam, aşağıdaki akiseri başına toplanır ve seni bir hamlede — bein defol git buradan Ulak, eski iel yeni lek a- sından ayrılmak istemediğini an- mm muvazenesini kaybetmiş- u kıvrık hançerini kaldır. —sS dir — Seni am Kem Se- ni ona bır. er bu gece benimle ai a iğ ozof, gözü dönük delikanlı- PE atılarak; yat bir balişe değmez, ©- geli, e ameli sebep ne- dir?. Başkasının karısını elinden almak, Moğol ilinde görülmemiş, işidilmemiş bir zorbalıktır!. Dedi.. fakat, Ulakın şiddetli bir yuvar! dı. ve kor- p kaldı. kuş) uşakların hi cumun. dan ve Sola bir rez çıkması! dan çekiniyordu. Bir kaç defa ba- ğırmak istediği halde, belki def- olur gider umgusile ağzını açmı- yordu. Ulak her tehlikeyi göze almiş- tı.. arka kapıda kırmızı atı onu yordu. Sarıkuşa son defa şu sözleri le di: — Seni uzak illere kaçıraca- ğım! Ebdkinm yurduna gidece- rada ne an var, ne ei oğul Cengizin babasını ve onun soyunu Ki yenmiş, buralara kadar — onlar baş oldu., biz köleyiz, Artık bu kölelikten kurtulmak is- tiyorum. Tekrar Tangutlara sığı- Ecdadım, Her akşam i bir hikâye İ Nadi ile Selim yıldırımla vurul- inuşa döndüler, İkisinin de ağzım di a bak azizim vücu- — — ikinin öyle... Modern iü Veni —Ne iyorsun?.. Şu belin Pe mag. incelmesine dikkat e or musun?,. — Sen göğsün barikulâdeliği- ne Şa hu, ev sahibine yaklaşa- ğı şeyi bendeniz yapayım... Siz de resme bayılıyo a Bu «çip- > e Le sizin gibi dün cudlu bir. mo- delile bir ii olabilir. X Ben de şöhret yapmak isteyen nç bir ressamım, Henüz bakın ln bile bugün Ne olur. » Bu lütfu işidiyorsunuz. k nın en şöhretli sanatkârı ben ola- cağım, İl da bizi takdim etsii Güzel kadının. gözler ışıldamış- Biraz sonra «fevkalâde za 5 bebek içinde gurur, Ta, Neclâ ile Etra- la k i | fında pervaneler tib dönüyorlar. | tı Se vail Küçük bir itirazda bulun- dı. Nadi altın tabakasını uzatır. | maktan merit zap ken, Selim sigarasını yakıyordu. asıl ol ilmem ki?.. la ek için âdeta biribi- ekâlâ “e Meselâ yarin- rile yarışıyorlardı. İki delikanlı | dan itibaren sm teşrif et- yalnız kaldıkları anlarda Neclâya | seniz. karşı hayranlıklarını biribirlerine ei Fakat asıl tutgun n Selimdi, > kai deli olacağım. eri du, Ben bu kadar nefis vücud gör- medim. Bir insan vücudünun bu il güzel olabileceği aklıma gelmezdi... Bunu mayo ile gör- mek bile bir saadet.. Nadi omuz silkti: a bu hayalleri... Ne reden görecekmişsin ki?... — Hayal meyal... Ümid bu ya.. olur, olur. — Avucunu yala Danstan yorulmuşlardi... Bal konda iyi Nihayet Na- di dayanami — Fakat İLME dedi si- zin ne harikulâde vücudunuz var... Yani bakıyorum da ressam olma dığıma yüz bin kerre pişman olu- yı — Geçen sene Floransada bir İtalyan ressam ille sizin bir «Nü» resminizi yapayım diye tutturmuş- tu a hakkı da rm rr im 4 karşında. gil m Tb e? Neclâ gülümsedi: — Fazla kompliman.. hani ben de resmi o kadar severim ki, az daha ressamın ricasına mukave- tım. ili Bim yeşil bir e uza- “Selim b bu tasviri dinlerken ken- disinden geçiyordu. Delikanlı tüc- talyan me en, k çabuk ende bir reis karısı olursun!. Haydi, düşünme. yürü! Boynuma sarıl ve: (Seninle gele- reis olürum. den tereddüd ediyorsun?. Sen bik mez misin ki, Ulak, hançerini kal- dırdığı zaman, boşuna indirmez?! Haydi, ellerimi kana bulama!.. (Arkası var) Nadi fena halde şaşırmiştı. Bu Selim neler söylüyordu?. Arkada- şının ressam oli şöyle dursun resini aldı. ea öğleden sonra gelmeği vadeti Genç e kaşa son- ra Nadi hayretle «oi — Selim.. ne 2 ein. Şimdi ne yapcak b telâş ani dün- yanın en güzel vücudunu istedi- deti tasavvur ediyor mu- su — Peki ya resim.. resim ne o- lacak?.. Selim kafasını kaşıdı: yük meli. Ressam Halide gide; dan bir eski sehpa, eski firçalr fi- lân alayım... Sonra bir atelye ne na sıl olur?. Bunu da sorayım.. ahrı eşi a gibi mek- p de sıfır alır- insana ENE resmin lâzım olacağını bilseydim biraz ça- lışırdım... sk Ertesi günden itibaren atelye haline sokulan büyük salonda fa- aliyete ğini Bu bir resim n çok eski tabirile bir ölecekti. Neclâ soyunup mavi bir tüle sl 2 yemyeşil bie üzerine uzanın: iy si miş, uzun uzun ona dalmıştı. Vü cudu tahmin edildiğinden çok da- ha fevkalâde idi. Ona o kadar dal- mıştı ki, Neclâ divanın üzerinden kendisine ihtara mecbur oldu: aydi.. e Yoksa iyi durmıyor mıyım?. — Haaaa... Resme mi?. Şimdi başlıyorum.. şimdi işte. Resme başlamak? lesmi bet?.. Amma her halde m eli apmak lâzımdı... ma bütün meharetini toplıyarak bir kal- | | i (Bir yıldı) j Radyo 17 Ağuntor Cam Cama ii İstanbul, | 18, Dans li miki 19, 30 Bakheli 50 Se Viyolon: Plâk)e 20 Sbor konuşmalış, Sak Çelebi, 20,30, iye Tüzi Bayan Bedriyg Tüzün, türkğe sözlü esef ler radyo Gaz ve tango srkştnlre 21 35 Son haberler, Si 3 Bayan Babikyan (Şan), 22,10 Hab musik Badiyağ te, Simi Kurina Çigan DE olan 2 Piyes, 23,10 çi mü 3,30 Reportaj, 24,30 Çigan müz , 1 Ee 13,05 Radyo enlemi 13 1,40 Ki por Fantazi “mile 20; 30 Hafif müzik 0,15 Alman sekili 20,40 tanın du Gi toplantısı, 21 Kısa du" yumlar, 21, w Karışık sen sipie 23,30 Din pili Hafi 8. Ağüstör Pazar İste bu 12,30 Hafif musiki, ve di 30 Dans rausikisi Kak, Mesut Çekoslovalıyada hükümeti in geliri azalıyor 6 (Akşam) — Ekonomik buhran yüzünden hükümetin geli“ ri Gayda 2 milyar noksan çıkmış" tır, li dahil olmayan mleketler: Seneliği 3600, " aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. in res tebdili kuruşluk pı için yirmi al öndermek ei Cemaziyele vel 17— Hızır günü 104 S; İmsak Güney: Öğler İkindi Akşam Yötsı E. BI2 1006 $,11 gi 2. adı E Va. 3,18 5,12 1218 1607 1907 2049 İdarehane: Babıâli civan TERE vücudu çizmeğe e çalıyordu. Fakat bu bir vücuddan ziyade Çanakkale destisini emk > Tü Allah müstahakını versin.. ne yapacaktı ie Günler OT, gün giyim dikten sonra va Ncl resme alemi va Fakat Selim razı olmu” yori > gönye çalışamam.. ben sinirli bir sanatkârım, Nihayet bir gün Neclâ zorla tab" loya baktı, Selim kı; kir kop” masını beklerken o: evkalâde., dedi, siz kübik fevkalâ- ressamların kralısımız.. i de. ti i çok tanıdıklarım var.. Ertesi günü Neclâ bir münekki- di getirip tabloyu gö i ü nekkid de: «Şedvor, harikulâde şaheser»... Neclâ tabloyu «K. » resim sergisine kabul etti”” Herkes ondan bahsediyordu. Ger! sanatkâr yeni modern sanat hak” kında konferanslar veriyordu. Bif müddet sonra zengin dulun, bay?” Neclânın büyük sanatkâr Selimle evlendiğini ga: 4