SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — AKŞAM Tefrika No. 526 Girid gittikçe karışıyordu, hiç bir vali uzun müddet kalamıyordu Rusya hükümeti Gi müşte- rek bir teftiş fikrinde bulunuyordu. Diğer devletlerden tanbuldan Âli paşa nezdine maa- Tif nazırı Suphi bey gönderildi. Bunun üzerine Âli paşa Han- yadan bra ner Şaban 1 bir lâyihada Müşterek teftişin ouyandıracaği mazarratları meydana ko; Giridlilerin çoğü Yünanistana il- tihaktan başka bir şey düşünmü- Yordu. usulünün son- hattâ Rumeliye bile teşmil edilmesine yol açılac: Babıâli bunu kabul ii Âli paşa lâyihasında - (Giride verilen SR ve im- tiyazlardan sonra bunların hari- adır. Lâyihada verilecek cevap hakkında vükelâ- yol gösterirken (Âli paşanın Mei ifrata vardırdığı da gö- y Bendelerinin her e husu- sile öyle ince ve mühim lelerin iyi bir neticeye varması için işe eye 2ez bulup » ver- mekten Tep ağ ilme gösterilen iti- desini dir.) 1, olundaki tevazuları, muhalif- Tine nihayet, Kim etti sana bu kârı teklifi Dedirtecek derecede fazla ve üzüme. sayılabilir! ii ide eskisine nisbetle Meni imtiyazlar verildi, yerine getirmek emelile A Paşanın ur Zafernamesi * şerhi Âli paşa aleyhinde Siyasal tenkid ve tehzil yolunda aleme alınmıştı Âli Paşa Giri işini doğrusu iki il daha . Mei izli pamuk ipliğine bağlıyarak ve bo- şuna yorgunluktan başka ciddi bir şey elde edemiyerek İstanbula döndü, meşhur olan mele Tâyi- asını ya Abi e tak- dim etti, Bu Tâyihasında da Rusyanm yaptığı tahrikler hakkında şiddet- Hi sözler, tebaaya siyasi sera verilmesine dair tavsiyeler Abdülâzizin halini, mizacını bildiği için Âli paşa bu ahrara- ne İâyihasında münşiyane tekel Tüfler ihtiyar ederek fikirlerini müahazeden korumak, gönül ok- şıyan sözler arasında dileklerini terviç ettirmeğe yol bulmak iste- mişti. Sadrazamının fikir itibarile ne demek istediğine mutlaka dikk: etmemiş olan Abdülâziz bu Wii hayı güzel yazılmış buldu. İşte o kadar Âli paşa da âdeta bu lâyihayi takdim etmekle kendisini vicdan azabından ve mânevi pie ten kurtulmuş saydı; muhtevi; 'tını tatbik için padişahı tazyik e medi! Girid meselesi de devletin vü- cudunda açık bir yara kaldı, Gi- ridde Âli paşanın maiyetinde bu- Tunmuş olan rum memurların üçü de sonra adanin veliliğinde tecrübe edildiler. iride prens an una düşen Kostaki Adosilis yane paşanın valiliği ımda umumi erkânı Salim efendi Giride gönderildi. (30 Teşrinievvel 1878 - H, 1295) tarihinde imzalanıp Avrupa kon- soloslarının oturdukları mahal- le nisbetle (Halepa mukavelesi) namını alan bir nizamname ile Girid imtiyazlar teyid olundu ve genişletildi. Bunun üzerine (25 zilkade 1295) tarihinde sadir olan ermanın bir maddesi dikkati celbedecek şöyle bir kaydi ihti- va ediyordu: Şayet Girid mahkemelerinin istiklâline, meri kanunlara, ada- nm nizamnamesine « 1284 ferma- gayir ir? gelirse icra- # nı - mu a lepa mukavelesinden son- ra Girid hiristiyanları bir müd. det müslümanların ellerindeki em- lâk ve eraziyi para ile satın ala- Giridde müslü: tasarrufu. $ öslümanl rın ellerine böyle para dökmek Daha kestirme gitmek, | lümanları ürkütüp adadan ka- çırtmak, kalanları öldürerek mal i- lerine en bir çare lü, Fotyadis paşa ilk beş sene va- liliğinde umumi meclisteki hiris- tiyan ekseriyetile hoş geçindi; müddetinin hitamında ikinci bir beş sene için valiliğe tayin olun- du; fakat bu defa hiristiyan fır. | gi valiliğine gönderilen Yan- yalı Sava paşaya da hiristiyanlar emin olamadılar, Oda istifaya mecbur kaldı. Kostaki Antopulo paşa nında Giridin hali büsbütün sa zuldu. Babiâli şürayi devlet tan- zimat dairesi reisi Mahmud Ce- iâleddin ve yaverlerden ferik Ahmed Ratip paşaları gönderdi; Halepa mukavelesinde Giridliler lehine gümrük varidatının yarısi mahalline bırakılmak gibi bazi tadilât gine Game iğtişaşları ortadan kal madı paşa ise- haysiyetini bile muhafa- za edemiyerek e Hari > 1889 da Giridin Gürmrllam ilhakı arzuları meydana vurulma- ğa başlandı, Fakat müslümanla- rın Yunan kralının tebaası olmak- tansa bire kadar kırılmağı ibti- yar decekleri Umumi meclis ile vali arasın- e bdü Ihamid bu geçimsizliği vesile ederek 'Halepa mukavele- sini bozmağı düşündü. Valinin yanına bir de askeri kumandan - lawvet- lendirdi. Giride bisey vali göndermekten de vazgeçti, Rıza (adliye nazırı olan zattır), Şakir, Cevad (sadrazam) Mah- mud Celâleddin (nafıa nazırı) paşalar biribirini müteakip Giri- de'vali oldular. Rıza vz eli örfi idare ME ler istedi. Şakir paşa bunu Celâleddin paşa üç sene kadar Giridi idare lar için yeni memuriyet- ler açarak bu sayede birçok hi- ristiyanları elde etmeğe muvaffak Idu. umumi meclisi toplan- mağa davet ememesi şikâyetleri artı rtardı. 1894 se ap birinci günü Halepadaki konağında — âh sesini müteakip Gelirli. paşa alnından Dul bir yara aldı. (Düşmanları valilikten kurtul. mak için paşanın bunu kendişi tertip ettiğini iddia ederler.) ( var) ie Mar 1 Santim © 400 2 > 250 3 » 200 4-5 > 109 İç sahifelerde 60 Son ilân mkikderinde . 30 Gazetemizde neşredil ilânlar için müracaat yeri: ilâncılık kollektif şirketi Ki ok Yazan: — Bu Türk zabitini resmen se- â mi istiyorsunuz, — Evet!... — Fakat mis Tomson!... — Rica ediyorum... O; yalnız sizin gil, içinde bir parça il hissi taşıyan her vatanperver tarafından hü e â merd bir askerdir! Arkasındaki neferlere sert bir sesle: «Selâm» 1 veri- Bir saniye!... Eller bir rüz- gâr parçası gibi şapksların kena- ve iniyor... İzzet, iskelenin üzerinde sendeliyor ar- tık!... Artık duracak vaziyette de- gildir. Dizleri burkuluyor... Ağ- lıyor. Birdenbire başını sert bir hare- ketle arkaya çeviriyor... İskele- nin üzerinde birer irer kaya parçasi gibi duran — Selâm dur!... Emen ve- «Şırap»!... Keskin, seri, tok birscel... Türk süngüleri, uçların- da t fakat asil ruhlu bir kızı selâmli- lar akika!... yor Boğuk bir RİN e sonra bir sal- Tanış Pervaneler (o dönüyor. Motör ileri doğru atılıyor.. Son bir hıçkırık, son bir fer. yat!... — Allaha ısmarladık İzzet!... Allaha ısmarladık!. Üçüncü bi bölün İki sene sonral. Seneler gün gibi geçiyor... Gö- Zünüzü açıp kapayana kadar ba- kıyorsunuz ömrünüzden uzun bir yıl daha kapanmış gitmiş!... Hem ne hazin, ne hızlı bir gidiş bul... İnsan şaşırıp kalıyor... Ba- zan bir bahara kavuşacağız; ba- an, çiçek açmış ıhlamur dalla- rının altında, yaz gecelerinin pı- rıldıyan yıldızlarını yeniden sey- redeceğiz diye içimizde sevinti- ler bile yi Bir kış daha geç- yoruz. kısa geçen daha yi bizi biraz da- ha, âkibet aranlıklar âlemine sleğle çekip götürüyer... şey yerli yerinde.... Tabiat değişmiyor Mehtap ayni meh- tap, deniz ayni deniz, âl o âlem amma, biz değişiyor, biz ihtiyarlıyoruz ber gün da- Üstü yıllar geçen ha- . İki asra zor sığdırırsınız bütün bunları; milli ve kuvvetli bir hükümet... Er. menilerle harp... Ruslarla dost- ögüşme ül p, tüfek, or- du!... Elhasıl bir didişme, bir iztırap, bir mücadeledir xx Ankara caddesi, Kahraman zade han. Tel, 20094-20095 yor... ğ 57 ri A Mini ALLAHA ISMARLADIK! ESAD MAHMUD KARAKURD 27 Temmuz 1935 Şimdi 1922 senesinin ağustos iptidalarındayız... Herkes bü. yük bir taarruzdan bahsediyor... | Türk çocukları, sıkılı demir yum rukları ile bir cehennemin ii eN den, istilâya uğı amış harap v tanı ime hazırlanıyorlar. id ri İ İ dd ğımızın şurasına, burasına yapış dökük bah güştükten sonra, şimdi Afyon değe j larının yi dumanlı ri düşmana sı sallamak üç şüphe yok ki hâlâ ayakta tutan kuvvet, için bekliyom İzzeti, e yaşattığı ohatıralardır... Biz İngilizin dediği gibi «hatıra- dan rm servet olur mu insa- ..» İflâsla, batmakla, kaybol- miyan yegâne servet!... İngiliz kızı da öyle değil mi sankil,, Ne çekmedi bu zavallı kız iki se- nedir!... O iztıraplara, Sal » Uzun kış ge- celeri, ince dizlerini soğuk taşla- g geçti, çiçekler açtı!... şey görmedi ve hissetmedi... Yalnız ağladı, ağladı... Bu kızın E ne bitmez göz yaşları varmış ya- rabbi!, sik . 1922 ağustosunun on beşi!... İngiliz kızı SR başında... Londrad. mektep ar- kadaşına beli yi 0- ada denize mazır büyük bir .. Güzel bir yaz sabahı... eş parlak ve temiz!... Mod. açıklarında demirli İngiliz irki. . # Kraliçe Elizabet caddesi.. numara 5.. »i m devi Lila! «Gene bugün heyecan ilde ji yim... İki saat sonra Emeli gidip e, alacağım... Oh, bile mezsin; perşembe. akşamları ns kad. ... Bütün bir tığım zaman unutuyor, hafifli- orum!... Öyle keskin bir zekâ- sı var kil... ak J E-i 5 5 e zi şan, in İzzeti buluyorum Lilâ!... kası var), em