| Yerli mallar sergisi dün akşam açıldı, çok rağbet var Sene 17 — No, 6016 — imam Eritrede deniz suyunu yapmağa çalışıyorlar Fiatı her yerde 5 kuruş sergiye CUMA — 19 Temmuz 1935 İtalyanlar asker başına günde 1,5 Londra 18 — Röyter ajansının denden haber aldığına göre Erit- vedeki İtalyan askerleri su sıkıntı > sekiyorlar, Adam başma günde ir buçuk fitre su verilmektedir. €NİZ suyunu tatlı su haline getir Mek icin çalışılıyor, Diğer taraf- tan sahrınçlı vapurlar Sudandan $U getirmektedir. Dağlık yerlerde 9u toplamak için barajlar yapılı Yor. Eritre çok sıcak olduğundan 55 uradaki askerler çok sıkıntı çe- ©“ iyorlar, İngiliz gazeteleri endişede Londra 18 (Akşam) — İngiliz Süzeteleri italyan - Habeş anlaş- mazlığının sonunu fena görüyor- İsir, Ekser gazâteler bu gidişle harbi muhakkak sayıyorlar. Tay» Mis gazetesi diyor ki: «Bugünkü durum M. Musolini- nin inadının neticesidir. İtalya ne İstediğini şimdiye kadar anlatma mıştır. Görünüşte Habeşistanı yut- mak istiyor.» İngiliz gazeteleri Habeşistanin bir müsaadeye yanaşmadığını, bu yüzden anlaşmaya imkân kalma- dığını söylüyorlar, Habeş İmparatoru ne diyor? Londra 18 — Habeş imparato- tü Taymis gazetesine uzun diyev- de bulunmuştur. İmparator demiş- tir ki; Yerli mallar sergisi r Yedinci dün saat 17 de parlak türenle açık Miştar. Sant tam 17'de evvelâ İs- tikla marşı çalınmış, endüstri bir- "di başkanı eski İstanbul sayiavı Yerli mallar sergisi Y Vasıf kürsiye gelerek bir söy- V vermiştir, Bundan sonra say- “V Nuri de bir söylev vermiş ve Dün akşam saat 17 de açıldı Yukarıda saylav bayan Fakihe kurdeleyi keserken, aşağıda pavyonlardan biri açılan sergilerin her seneden duha zengin olduğunu ve endüstrimızin inkişafa doğrü gittiğini anlatanş- tır, Açılma türeninde ilbay Muhid- din Üstündağ, İstanbulda b »'unan saylavlarımız, hazır bulunmuşlar. | dır, İstanbul saylavı bayan-Fakihe İ de türen kordelâsını kesmiştir, “İnhisarlar sergisi litre su veriyorlar 2 g— Eritreyi Somaliye bağlıya- cak bir şimendifer hatti yapılma- si için bize bir teklifte bulunulma- mıştır. Maamafih böyle bir hattın yapılması işinde anlaşmak pek | güçtür, Toprak meselesine gelin. ce, Habeşistan toprak değiştirme" ği kabul eder. Her şeydefi evvel bir liman istediği için meselâ Zeila limanına karşı Ugadenin bir kıs- mini verebilir, fakat şimal vilâ. | yetlerinden her halde bir şey ve- remez, İtalyan askerleri hududu ge çerse Miletler gemiyetine baş vur- makla beraber derhal muharebe- ye başlıyacağız.» Londra 18 — Taymisin Adis- ababadaki muhabiri, Habeş impa- raloranan yarın, ordularını teftiş ereceğini ve belki de bir söylev ve. receğini bildiriyor. Milletler cemiyeti ne yapacak? | Cenevre 18 — Milletler cemi- | yeti konseyinin 25 temmuzda top- lanacağı anlaşılıyor. Bu toplantı. | da Habeş işi görüşülecektir. Be. (Devamı 4 üncü sahifede) On sene içinde göze çarpan bir ilerileme var | Devlet inhisarlar oidaresinin onuncu çalışma yıl dönümü müna- sebetile dün bir sergi açılmıştır, | Sergi Galatasarayda Yerli mallar sergisinde bir pavyon içindedir. Sergi umuma açılmazdan evvel gazeteler için bir toplantı yapıl. miğtır, Sergide devlet elinde işle. | tilen tütün, içki, tuz, barut inhisar. larının on yıllık çalışmasının 40. | nuçları görünüyor. Sergi hakikaten çok güzeldir. İçinde istatistikler, grafikler var. dır. Bunlar büyük bir ilerileme ol- duğunu gösteriyor. İstatistiklere göre tütün inbisarı 10 yılda dey. İete 210 milyon lira verilmiştir. İçki inhisarının 1927-1934 söne- leri içinde verdiği para 40, Tü'yıl. da tuz satışının değeri 84 milyon liradır, Barut inhisarında da bü- İ yük bir ilerileyiş vardır. o. insansa Atatürk günü dün Bolu- da çok parlak surette kutlulandı Telefon: 24240 (idare) - 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) tatlı su | ?üvonla hastahane yapılmalıdır Evvelâ sıhhat lâzım, hastalarımıza bakalım Almanyada başı ağrıyan bir hasta bile hastaneden geri döndürülmez Profesör bay Orhan.. Değerli operatör masasının üzerinde du. ran «Akşam» nüshalarını göstere- rek: — Gazetenizin devamlı okuyu- cularındanım. Temas ettiğiniz mevzuu hududsuz bir alâka ile takip ediyor ve bu fikrin tahak- kukunu dört gözle bekliyorum. İki milyonu ne yapalım?.. Bay Orhan cümleyi bir kaç de- fa tekrarladı: iki milyonu ne ya- palım?. : «— Memleketin birçok ihtiyaç- ları vardır. Fakat İstanbulun has- tanesizliği, yataksızlığı hepsinin üstündedir. Bu doğru sözü, bu ha- kikati, bu yürekler acısım söyle- meyip, yazmayıp, susmak ve dur- mak kalpsizliğe, vicdansızlığa delâlet eder kanaatindeyim., «Akşamyın ileri sürdüğü fikre ve bu fikre iştirak eden bütün ar- kadaşlarımın söylediklerine ben 'de bütün kalbimle iştirak ediyo- rum. İstanbulün hastanesizliği, ya- taksızlığı o dereceye gelmiştir ki: Bunun önünü elmak için boğazı- mızdan geçecek İokmaların birini ayırmak bile lâzım gelse yapma- lıyız, bu işe vermeliyiz... ihtiyacımızı yalnız doktor arka- daşlar değil her sınıf halk biliyor, görüyor, hiç olmazsa duyuyor..» Hastanesizlik bahsini görüştü. güm doktorlarımız bu para ile hastane yapılmasına şiddetle ih- tiyacımız olduğunu ileri sürdüler, Gözlerini önüne gelen hastane ka- pılarındaki acı sahneler karşısın da kalpleri sızladı ve için, için ağ- ladılar, İçlerine akan yaşları göz- 0 YA Profesör bay Orhan lerinde toplıyan ikinci doktor da bay Orhan oldu. Bay Orhan göz- lüğünü çıkardı, Gözlerindeki yaşı mendilile sildi, — Ağlamamak elde değildir. Almanyada başı ağrıyan bir has- ta bile geri döndürülmez, Bizde bir veremliyi geri çevirmek, inleyen bir hastayı kabul etmemek hergün görülen şeylerdir. Hocalık zama- nımda Haydarpaşa hastanesinde büyük bir merdiven vardı, İşler bittikten sonra eve (gitmek için ben bu büyük mermer merdiven. den inmek mecburiyetinde idim. İnerken de mümkün olduğu kadar etrafımı ve kapının önünü görme- (Devamı 4 üncü sahifede) — Yılda bir gün, ağaş koruma olacakmış!... Baba; o zün bizim saka eşeğini nereye bağlıyacak?.,