Sara; «mid lik tabirleri, hattâ 3 irin 2 emi kılı kirk ya- > AZAN... SARAY. ve BABHÂLİNİN. İçriz Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM << Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tetrika No. 521 Abdülhamid ferman meselesinde nasıl soldan geri etti ? Abdülhamid vükelâ meclisin- den Abbi i paşaya verilecek fermanda elkap ve tabirerin ken- disinin istediği a tashih ve tadil ora dair bir mazba: ta aldı (24 şaban 1309 - 23 mart 189) 2). , Said paşanın ip ire rağ- men vükelânın iş memnun kaldığını olam .celbettiğini) tebliğ ettirdi. kat iş bununla bitmedi! Fer- man (âmedi) kalemi hülefası ge- celeyin çalıştırılarak Abdülhami- din marzisine göreve alelâcele yazıldı. Artık padişah fermanında kul- lanılan tabirlerle hilâfet hakkı- nın başkası uhdesine geçmesine müsaid davranmamış dolayı müsterih eya > tecellüdü yeti ile iftihar bile —— Hiç kimse onun hakkında (hi- lâfet haklarını kendi fermanile kaybetti) diyemiyecekti! (1) Mr hududunda da bazı tadilât yapılmıştı. Abdülhamidin o kadar ehem- miyet verdiği “bu vesikanın müşir sırın Ahmed Eyüp paşaya ian ve maiyet vapurlarından (Sultani- ye) ile çıkarılması muvafık görül Ancak İngiliz elçisi (âmedii divanı hümayunda) yazıldığı şe- kilde fermanın bir suretini elde etmişti! hmed Eyüp paşa padişah ile görüşüp şifahi talimatını aldık. ta 10- ğazdan hareket EK tadiktin sonra elçi Babiâliye geldi. “Fermanda eski m değiş- tirildiğini, gerek b ve gerek ud hakkındaki sti ere İn- giliz hukümetinin razı olamıyaca: ğını, eğer bunlar enğlre Kahirede fermanın okunmasına mümanaat edeceğini müessir ve sert akli bildirdi. ray © uplarile Abdülha- N lar alem lll ie te neden sonı iliz arta en ufak bir tadili bile kabul etmi- imdi ne yapmalıydı? Koca geri rilmesi müthiş bir ai siyasi skandal olacaktı! Saray da, Babiâli de şaşınnış- t. İşte Said paşanın dediği çık- mıştı! Bu işte son dereceye kadar da- yanacağını . söyliyen (o Abdül vi şimdi soldan geri etmeğe w Kendi elim'e yare kesip verdiğim A Mi mahakkımı yazdı kl geliyoi hazırdı amma bir kulpunu bulma- lıydıl Bunu da bulsa, bulsa gene Said paşa bulurdu. Said paşa mabeyin. reis ei > > iğ sile ti gene mabeyine davet eki Kendisine: vükelâ f edildi. O itizar ile konağına döndü, Bu defa Said paşaya öteden- beri takdir ettiği mabeyinci Be- kir bey gönderildi. Sâid paşa e a yatak odasında gecelik eni ve belin- kası bulunduğu halde el " Bekir bey iradeyi söyledi, Said paşa mabeyine gitmeğe razı oldu. Sarayda bekletilmedeı esası kati kabul edi Ex gös- teren ve fermana lâhika, zeyil edilmiş olmak için fermanın iade edilmemesi kararlaştı, Sadrazam Cevad paşa Mısırca ta saati, saatine haberdar olma- si, ferman suretini elde edebil mesiydi! Bir jurnalci bu ferman yere uyandırmış, bir casu X üstüne tüy AE Ahmed Eyüp paşa Mısıra va- sıl olunca enin kıraati merasi- <A icra edildi. ai okunur- d a Hidivin sağ ll ellerini e rak tazimkâr tavrile vaziyet al- mıştı. Ferman bitince Mm ve sa- mi dahi okunmak istenildi. Ah- ifem ferman Kıraatinde hazır Kün Va- zifem bitti. İngilizlerin ve Hidivin ferma- nın mütemmimi saydıkları tel grafnamei saminin okutulmasın- da musır ol anlayınca safından arkaya çekildi. Kılıcını salıverip şakırdatarak dolaşmağa pe er ge ve Mısırlılar bundan müteessir oldular ama Amedi Eyüp paşa oralı ol- madı! Sadaretin verm ig de me- rasim. im esnasında Babiâli gerek in 'ermanın, pe sadaret telgrafnamesinin suret rini «malümat kabilinden» ri tere sefaretine bildirmişti. Misrı hariciye nazırı İm tü de pek —.. paşada sadaretin telgrafna 5 Sem a suretini resmen Mısırdaki nsl yatıştırıldı! komiseri sir e - bu Abdülhamid bir emri vaki ya hadiseden sonra lord Bm mak istemiş, muvaffak olama- | ünvanı verilmiştir - tebliğ etti. mıştı. Buna (tadil edilen ferma- İngiliz komiseri (bu tebliği se- ın suretini isi: ve- | net ittihaz Mısır imtiyaz ren kim ise o sebep oldu.) diye | hattının Arişin şarkından şarkı bu ciheti araştırmağa başi cenubide Akabeye münteli ol wvelâ âmedi hülefasından şüp- | duğu, Babiâliile Mısırın müni helenildi; yi sonra tahkikat sebetlerine “dair fermanlarda İn- tamik edilin, il fak İmadan ti . beyin bir adamını - ferman medi kaleminden musahlizh ya- “zılmış olarak mabeyine geldikten sonra - Tarabyadâki İngiliz sefa- retine gönderdiği anlaşıldı. Hi- yanet buna atfolunmak istenildi. Fakat kati bir şey tahakkuk ede- mediğinden kimseye ceza yapıla- madı, Muhakkak ve İngiliz elçisi- nin nereden ve kimin vasıtasile idiyse Babılkde ve sarayda ce- reyan eden müzakerelerden âde- dilât icra olunamıyacağı) cevabı- nı verdi. işte Mısırın ye muazzamı- nın lüzumsuz ve yersiz ortaya konulan haysiyeti böyle muhafa- kazanıvermek fırsatını kaçırma- a! Hidiv Abbas Hilmi paşa Ah- med Eyüp paşaya ferman caizesi olarak 500 Mısır altını verdi. (Arkası var) ik li | | | E opta orta okullar bir sergi Bike Sergi çok iy bir köşe ve ünüyor, Sini Resmimizde sergiden okul direktör! ü bay Ibrahim gö: TT No. 7 18 MMammuz 1938 ALLAHA ISMARLADIK! Yazan: ESAD MAHMUD KARAKURD — Ml se Söyle bakayım Bir daha şim şim: a yi la et!., Kız Si bir sesle teker teker Hecelere o vurarak ar edi- OT. ve — Allaha ısmarladık!... Allaha ismarladık!.. —Ne e söylüyorsun Beti!... il iz Dak kızı gibi... ek oluyor bunun mâ- nası Kğ 2... — Good-bye demek!... İki in- san biribirinden ayrılırken yek- ra bü sözü söyler!... Hi imdi emi. Good. bye demek!... Fakat nere- —. zn — sesi ben?... bi Tül e; öğretmiş 'ena — Türkçede Bezir psi Allaha ısmarla- lele mi Beti; sen ili San söyledim Zabit ir. isil koltuğu» kiyo: Onu elle- k, sı- cak kadın elini ür içinde sıkıyor... Öpüyor. — ço ii ei Beticiğim, bir tanecik Beticiğim!... Niçin öyle m dumanlandı. Esmer ya- bak kızarıverdi.. ğin avuçları içinde ya- nan ellerini çekiyor... o Parmak- larını serkeğin bileklerine geçiri- yor.. sıkıyor. — İzzet korkuyorum... Saadet- gün ayrı- 1... İlk öğrendiğim ele söz «Allaha m dık» oluyor. İzzet!... İzzet ei nasıl Si cağız si Tü eşime Gayri ihtiyari Me “iğ mavi gözlerinde iki damla parlıyor... İzzet birdenbire kol, vala yağ ye beline sarı- e doğru > vi alma sam er yanaklarından, lmdin. dan, kollarından öpüyor : — Ooo, Beti!... Ağlıyorsun?... Ne çocuksun!... Bir «allaha 1s- marladık» sözünden insan bu ka- dar müteessir olur mu?... Ayrıl mağı da nereden çıkardın şimdi, bilmem ki! il kafandan bu fena Bak ne gü- zel ötüyor Eği Dinle kuş- ları: ME önümüzdeki deniz gtbi dalgalanan çam an- larına bak ta unut kendini!... Ha- yat el, burada, görmüyor musun? niden biribirlerinin ile yanı- yor, kıvrılıyorl. dar dünyada kuvvetli şey var 17... Mavi kubbenin — Beti, çok seviyor musun be- MEP © — Canımdan daha çok!... Susuyorlar... Titriyorlar... He- insanı sarsan eN sev- mekten gelirse! Zabit kızın saçlarını öpüyor... Kızın saçları, çam renkli bir gü- neş parçasının iışıkları içinde par- | iyor... > erimi — Beti; nişanlını düşünüyor musun hiç?... Kız, gözlerini kaldırıyor... İri, Bozlliş mavi gözler!. Nereden Raterladn bunu şimdi? — Sağ in ben? İşte aslıma geldi ağ p vermiyor... Gözleri hâlâ Heist gözleri içinde... Onu bileklerinden tutup İç ve ru çekiyor... Esmi nı zabitin akalin üzerine um. or... Dünyanın en güzel elleri yu zabitin saçları arasında dulaşı- yor... — Seviyorum seni İzzet!. . Her dakları, serin bir ışıkla aydınlatı- — Seni sı ie İzzet!... Ye tişmez mi bu sana!... B. ölin im bilir mi ne v— iz- İmee içindedir? Acıyoru! a ben Kızın gözleri dumanlanıverdi: — İzzet dedi, için birisine mu- “acımak istiyorsa, bana acı!... Aşk, h adi bedbaht etmiştir. e demek il aki Beti?... — Korkuyorum, İzzet, korkuyorum... Oh!.. m senden Bu «Alla- ha ısmarladık» sözü özi alt üst ediyor... abiti omuzlarmidan tutuyo Kollarını onun boyiiüna 'sar ml Sıkıyor. Saç larmlani ŞüşikLims rından öpüyor zabiti!;? — AyrılmıyacağıZ biribirimiz. den değil mi İzzet!... Beni bir gi miyeceksin!... Beni sosyal yalnız “bırakarak ahtlığıma sebep olmıyâcak- sin değil mi?... Söyle İzzet!... Zabit kızın kollarını tutuyor... avuçlarının içinde sıkı- iyor. — Beti; bana bu kara günle- rimde, hayat, pl getirdin!.. Benim şimdi saadetim, hayatım- sın sen!... Daha neden korkuyor- sun anlamıyorum ki! — Saadetten Miyom İz- Niçin in? —— e Kaekiinç bir şey ne susuyorsun? — Nasıl vereyim, o benim düşü- nüşlerimle beni vom Sini eğe kalkışıyorsun!... Her düşünüşün muhakkak ğer — > gel ez yal. et!... Ne i kuvvetsiz bir n müdafaa! ...Dudakların zor- .. Saadet bizden kork- sun, biz ondan değil!... Bir gün > bize bir oyun oynamağa kal- vak onun haline!.. 5 (Arkası var)