Tefrika No. a7 Oktay, at yarışlarma giderken, yanına bir kadın alırdı. Ö gün, oğlunun yüzüne ba oğuran mâz! dedi.. Aslan doğuran anal.. bir aslari yavrusu d yaraşı ie Bir ir gün, Oktay, ordu zabitleri- i ne büyük koşu meydanında at ya- | p yaptırıyordu. ii. taya sn lr zayıf- inden bahsedilmişti, u uzun yolculuktan © ra, yalniz atlar değil, lela da A > zayıflamışlardı. Fakat, Çinden Karakuruma döneli bir ay olmuş.. İma içinde herkes dinlen- rın dinlenmesi ve de yanına karılarından birini alıp © götürürdü. iğ Meydanın bir kenarına han için i yüksek bir yer hazırlanır, Moğol b anı buraya çıkıp yarışı seyreder- z z e dur- Yanında çok sevdiği oğulla- rından Kotan vardı, — Kotan! Senin gibi bir aslan vrusu poe anayı unutmak yi n ala ından öptü.. Haydi, yürü Turakina! Bu- © amg seninle birlikte Bayın anası gülümsedi.. nında ğ İs ve yarış sonunda ihtiyar v. e dönerek: - Merak edilecek bir sey yok, i bii daha yapabiliriz. gidebiliriz. İktay bu hükmü verdikten sori- oğol hayvanlarının zayıfla- (Kora) ya | TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR İCENGİZIN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN karak: “Senin gibi anayı unutmak bize dığı haberini çıkaran civardaki >. tar ri kendini göster- addini bildirmek istedi.. zlar üzerine yürüdü.. on- ları bir ay içinde mağlüp ederek hepsini kılıçtan geçirdi ve kabi- lenin bütün at ve e l sürüleri- ni toplayıp geri dön öy Mogol - Tatar gerginliğinin bebi na id m ir Kalkaçlardan öbür Türk ırkı, beş son fazla bir zamandan beri, Asya ve Afrika- nın müslüman hükümetlerine bir- çok hükümdarlar Pişman kit sile sma hâkim idiler, Çin hanedanı, onların ah- le (Şamo) çölünün şi de ise, Cengizin idaresi Tatarlar oturuyordu ki, bunlar da Asyayı ve şarki Avrupayı titret- mekte idiler, Moğollar (Baykal) gölünün ce- nubunda yerleşmişlerdi. (1) ire . ka) gölü yılın ge ayında don üstünde arşıdan az şıya geçilirdi. Moğollar bu mev- simde Tatar akıncılarile sık sık m N B 8 A. 5 B. e il han) büyük ire Tata- ristana yürüdü.. kış, soğuk deme- di.. hepsini kılıçtan geçirdi. çi kesti, Bunlardan iki kadınla iki er- kek nasılsa kurtulup kaçmışlardı. Aralardan uzun yıllar ve asır- geçince Tatarlar tekrar üredi.. endi soyunun Moğollar tara- Güldün kesildiğini öğrendi. İşte bu yarattı. Tatarlar büyüdükçe ve Ortaasyaya tekrar yayılmağa baş- ladıkça, Moğollarla döğüşmek akn kaçırmadılar. hana gelinceye kadar beri yi ya tar- lar, Cengiz devrinde Meğollardan yeni bir satır daha yiyerek Cengi- zin yıkılmaz egemenliği altina gir- mişlerdi. Cengiz öldükten sonra, ilk de- y ezmişti. Fa- kat bu savaşta: «Oktayın başinı koparacağım!» diyen Taycut si bile reisi, Moğolların eline di den, oğullarile katre idin Oktay, babasi gil Ortaasya- dan bütün Tatarlari yakala fik- ri geçmek Mode (Arkasi var) (1) O vakit yaşiyan Moğollar şu ka- bilelere ayrılmıştı: (Bayot) kabilesi (Ci- IS METE TE ıı emmuz 1YöU ç Radyo 1 Temmuz Pazartesi İsi 18,30 stil ayan Azade Tarcan, 18,50 Fransızca ders, 19,10 plâk neşriyatı, 19,50 Sel İhattin Estagaço orkeştrasi, Romen musikisi, 20,20 e haberler Denizciler marşı, 20,30 rad; e tango orkestraları, bayan Bedriye Tüzün, Türkçe 88 sözlü eser- 21,30 Borsa haberleri, 21, 35 et tan- bul mil Klarnet, 5 Piğano, 2,10 plâk neşriyatı 2 Temmuz Salı İstanbul: 18,30 Almanca ders, 18,50 vi musikisi İD 19, bei habörler, 19,45 Ege eserler, 20.15 kam 20 30 “üdyo örkes- tango m 2 orkestra- rı, Çadırcı, esterler, 2. 30 son über. Bala 21,40 bayan iyano &olo, 22 plâk aile tebdili boş için yirmi Kürügük pul göndermek lâzımdır. yu e re 29 — k Güneş E yi 3,48 433 "an 30 Va 212 4,53 12,18 1618 a En güzel hediye SİNEMA YILDIZLARI Parlak kâada basılmış, Albüm gibi nefis, zarif cildli bir kitab * En meşhur 300 yıldızın yn resimleri, hayatları husust iie X 296 sahife « Fiyeti : 1Ilra AKŞAM NEŞRİYATI g kenarlarında; (Tayot)lar (Selinga) enarlarında; Ki en n yüksek dağlar. ensup Gren dağlar lardan lardan ira ( külen (Tola) ve sarki muhit denizine e (Onan) ve (Gerolan) ırmakla- © Bee) Ky çok yüksekti. Ti pelerin kayaları bulutlara der, Ke ek kii ın yarıkların da tek ti olduğu e ise ayı ve buzla diler kumluktu. Irmak kanalda ça ağaçlafı v: er akşam çoğ hizâye İT ramvaydaki delikank İ Aynada Memi uzun uzun baktı, Pek o kadar yaşlı bir kadın sayılamazdı, Eski sesliğinin mu kavemet edilmez ren yüzünde hâlâ bir eser kalmıştı. Mi kendisini teselli aiyördür — Hiç de çirkin değilim bol boyanıyor, ME yü- i boya ile renklerle sedi. Ona hiç kimse 49 yaşında diyemezdi. Parası vardı. Duldu. Serbesti. Yalnız kalbi yıllardanberi bom on senelerde bilhassa bu boşluğu doldurmak için içinde â- &can vardı. macerasına atılmak e geçilmez uyuyordu. sırada içeriye hizmet- 3 ğ . dedi. Otomobilin tamiri ilmen. şoför haber gön- derdi i, Buna biraz canı sıkıldı. 1 . Apar- tımandan dışarı çıktı, da ancak bir hususi otomobilden ziyade bir tramvayda bulunabilir. di ii ilk gelen tramvay arabasına at- ladı, Araba dolu idi. Yalnız tek a biri ea Oturdu. ikçe labalıklaşı- ia ti m iri ya- rı, sporcu tavırlı, yakışıklı, sinema artisti gibi bir delikanlı peydah- andı. Ne gü: cidenin gözlerine, sonra yılların bozamadığı bembeyaz, yumuşa- cık, parmaklara, pembe güzel el- lerine çevrildi. Genç adam bu el- lere uzun uzun, derin derin bak- tı, Sonra geldi. Sacidenin oturdu- oktu amma ayakta duracak epi- | d yı ce yer vardı. Genç adam biraz 2 ride de du- rabilirdi. Fakat ni Sacidenin en küçük hareketle- rine çevirmiş, gözleri oturan ka- dında idi, Tramvay ağzına kadar dol muştu. Genci arkadan itiyorlar, somuruyorlardı. Fakat o Sacide- in iskemlesinin yanından bir adım olsun ileriye atmıyordu. Nihay: biletçi arkadan delikanlıya ses- lendi: — Bayım.. biraz ilerleyiniz. Delikanlı a hiç aldırış etme- di. Tramvayın arka tarafı ne ka- dar sıkişacak olursa olsun o ye- öeeye kıpırdamamağa karar ver- işti. tarafa g unun ÜZ elikanlının ar- şilili vagonun önüne geç- tiler, Genç adam Sacidenin iskem- esinin yanından oayrılmamağa kati surette meni vermişti, Sacide artık derin bir heyecan içinde idi, ye yıllardanberi ara- dığı genç erkeği bulmuştu. Hem o kendisini parası için > sırf güzelliği için beğeniyordu. Çün- kü kendini bir hususi Semen değil, bir tramvay iskemlesinde görüyordu. Onun yüzbinlerce liranın hattâ bir milyonun sahibi olduğunu de- likanlı nereden yer eki nunla ne güzel yaşıyabilirdi. Madem ki parası aa "Sevdiği delikanlıyı alır, uzaklara, en gü- zel Avruj pa şehirlerine götürebi- inema dekoru ye çık e şında heyecanlı er geçirebi- lirlerdi. Sirf bu de > nlı kendi. sini candan sevse; Hayalinde aka” neler, neler ni ekledi Dizine koydu. Ayna- pen genç adamı seyretmeğe baş- Tadı, Bıyıkları biraz küçüktü. Hal- — Sacide uzunca bıyıktan hoş- nırdı: — Zarar yok... dedi, ben uzat- rim rada genç rd İyi şi konuşuyordu Arkad « niçin bim sıkış- Burada hınca hınç sıkışmakta mâ- na var mi?, Dedi, Delikanlı: ; — Azi .. Dünya yıkılsa ben birine değmiş, aş tatlı bir he- yecan içinde kalmışi Galatasaraya kl aşıyorlardı. Sacide içinden: «İstasyondan evvel kalkayım ki, Galatasaraydan ine- ceğimi anlasın, o da ii dedi, kask. e” sonra rilen emedim mi sanâ... İlk bo- şanacak yer burasıdır... den beri ben bu İlmin yarında dik ucunda ledim. Sen hâlâ ayakta dur ba- kalım!.., (Bir yıldız) “Bi tekrar bağırdı: Tatarista m yüksek Taka, Me .. biraz ön tarafa gidin.. ğollarm Seni ayni arzdaki meml he re ek sıkıştı. ketlei den d daha soğuk ve ii Baykal Delil f e ta hiddet. mi mi ni b le biletçiye döndü: indi e, Tatarlarin alel memle- e ketlerde bu aoğukluk derecesi kırka, kırk 7 Allahı, Allah. yahu... Ayak beşe kadar inerdi. Ayni zamanda bura- | ta durmak değil mi?, Ha orada bora, fırtına ve imei W> çek r, topraklarda büyük ve YY açılırdı. durmuşum ha burada.. ben bura- da durmak istiyorum., isteyen ön | AKBA dag Ankaranın modern türkçe fransızca ve ecnebi aklekle A ,azete, mecmua, fotoğraf evazımı ve modellerini temin ele erkezi: Maarif vekâleti karşısın da a 8377 Şubesi; Bamanpazarında