| 10 Haziran 1935 e diyorlar? e kraliçesinin sarayın- da, akılı ve küstah bir tercü- rdı. ece, kraliçenin İtalyanla- ık vazifesini üzerine alk İli aralık, İtalya sefirile müs- başkâtibin gre konuştuklarını görmüş ve tercü- Mana sormuş: : — Ne diyorlar? m bozulmamış bile, de- Miş ki; çok güzel bir kadın olduğunuzu eöyiüyorlari; eğer ay- men böyle keler, böyle İNANMA Bayan salonda dok- d. lunan- lardan biri doktora yak aştı; — inanma, dedi. — Neye inanmıya- yım? — Kırk beş yaşında olduğuna, daha yaşlı- ar, u gece, evlenmemin yirmi beşinci yılını kutlulayacağım. — Ya ben? — Nasıl inanmam iler ee Z Istedi; Bir gün İ. Galiple oturuyorduk. — Bir pa sizi görmek isti- Yor, dediler. — Buyursu! si Bayan | içeri rd İ, Galip sor- — Muhakkak vie sanatkârı — Yirmi dokuz yaşındayım diyor.. Kuyruklu yalan! “lmak istiyorsunuz? — Hayır, kimsenin inanmadığı yalan kuyruklu değildir. Bayan gülümsedi: ayır, dedi, sahneye çık- MANİLER z mak istemiyorum, İsteğim şu: «Ko- Yaylanın çevresinde ee çevresinde Yı çevresinde a hiç kekelemeden, kızarma- Ben bir idim, bir idim; Kuzular meleşiyi; Ben iki kuş avladım, . «bugün terziye gittim» di- Ben böyle değil idim, Nar gibi er dakların, Avl deri iy Yebileyim, Bana bunu söyleme- Sevdalıkdan eridim!.. Kiminle konuşiyi..? Ben gönlünü tavladım!.. tini öğretin. i sema oSa e deniz kenarında bir lok: il mill girdiler, oturdu- lar. Bay garsonu çağırdı, balık 1s- marladı... Beş dakika, on daki- ka, bir ç — ey izni balıklar ? edeyse gelir, biraz sa- G5 lm Beyoğlu Balıkpazarı- na adam gönderdik, alıp gele- cek!... Hapisanede Direktör, yeni mahküma dedi ki: — Burada herkes istediği işi tu- tar, ekmeğini kazanır, bir iş görmek istiyor musun? — Eğer izin verirseniz, mesle- ğime devam edeyim. — Ne iş görürdün? — Gezgin komisyoncuydum! WCI Ziyafet çekiyordu, Sofraya ba- lık geldi. Ev sahibi avcı: — Bugün, dedi, ava gittim, gü- zel bir tavşan yakaladım, ne ya- zık, ki ahçım kaçırdı, Çocuğu hemen atıldı; — Hiç te değil baba, sen vu- ramayıp kaçırdın. Ben bera- berdim!... UCUNDA Sayılı serserilerden- di. Hırsızlık, dolandı rıcılık, yankesicilik suç- küm du. Onu evvelki gün ge-. ne iki jandarma arasın- da adliyeye giderken gördüm. . — Gene ne yaptın? Safiyane misin bü- küp kollarını açar, dört nal buldum, ya- kaladılar. — Dört nal için ha!.. — Evet... Amma bu — Allol Santral.. Karşıki odayı istiyorum. Eolay Hi bu hayata ta- e yok. Böyle aşağılar- Li ” üksel müt, iyen kırk beş yaşında oldu- | . — Sana ne, sen üçüncü karım- | dört nalın ucunda ufa- — Al. Piliciniz kanadlanmışlı. guna söylüyor!... sınl cık bir de at vardı!... Buhran e >— Peki amma ne diye bu kadar MANİLER Sok içi Ey benim Guzicuğum Fundak filizi gibin Eser yalı iş yorsun? z ni li, Dak aidın. Dağa çıkalım, dağa... oyun r tavana... 5 v Doldu vadelerumuz Gucağumun içinde Gel edelum yöre Anlamadım lacağum sağa!. Dön o yana ba yana!., Baban gelene kadar!.. — Eskiden evimde iki bizmet- > vardı. Buhrandan birine yol i dim, Sira, biri iki görmi Sin çok 5 içiyorum. r papağanım var- İ Anenimden almıştım. Buraya ge- i SN gümrükten gümrük ii iler, resmi vi de çok istediler. NU 5 dar parayı vereceğime a Sanı denize atarım... Bunu AN papağanım haykırdı: “> Sakın ha, . Konuşmasını bi- Dili im esini hilmeri — Karımın yanında, kaza, oğ- lumun yanında kabağa dönüyo- Ne yapayım? — Kovamam yi — Sofraya buyurun! — Piyano Mk 4 lemizmi Gl — Peşime takılıp geldi, çabuk atlat, — Sana büyük otomobili alamıyacağım. ri otomobil- bu sene de istediğin de gezmesini seviyor, — işte e elek bars mii Yi yim, yukarılara çıkmalıyım... Fakat bunun için, ne yapayım?... — Kolay. — Aman söyle. e , Asansöre bin!... bin!... Unutmuş utmuşlar 2 SN dün gece sizinle ev- söylemiştim, çıktı, olur mu dediniz, olmaz mı? — Dün gece birine olmaz de- dim, fakat size mi yaksa başka birine mi, aklımdan çıktı! AVLA — Ben, anahtar rüzgâr m banen nezle olurum. — Bu ymi, ben saatimin camını ai gezle oluyorum, deliğinden