ii EPEY vŞ Dy N EEE wi a 25 Mayis 1935 AKŞAM Sahife 11 a Tefrika No. 10 maa dalgın dalgın bakmağı ters © — ler am a f yi: ch ik süyerd vE TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR bir hikâye | Bir fransız kadını Ü | Genc kadı istanbulda bir haf. | ae ta kadar kaldı. Boğazdan son va | a . Vaktile sekiz bin liraya satın | madın bile.. halbuki o seni her pa Kara döndüler. Adada, ? © I j aldığı pi otomobilini pa lira- ün görüyor. altında yanyana dolaştı- N ya bir tanıdığına sattı. Bu bin beş — Öyle deme amca... İşin için- 1 a geceler: İSKENDER FAHREDDİN üz lirayı borçlarına bime. de evlenmek lafı var mı yok mu? — buranın eğlence yerle- Nankinde başlayan (Kara sıtma) Çinlileri öldürürken, v Nedim giyen yy ve böyle are arat sen | in anlar <> ei “e e ğ GE . ; u adar büyük bir para- | benim ne aslan kesileceği görür- | du. Beraber sabahlara kadar do- s Imparator, tacını kurtarmak için, bir — sm ı nasıl yemişti?.. Babadan kalan | dün.. t şimdi âdeta bakarsam | laşıyorlard terkederek (Şan - Ton) a kaçmıştı! ayin, aparlımatılarin, dükkün | hemen “besi > <wieniirecsilerm Bir İm : dan girip üstün vg üzeri da... a Bursayı, Yalovayı çok imparatoru (Kankin) den rültüler gerine ve düştüğü za rın nasıl altından girip , yı ç çin ” a ) man iki dönüm genişliğinde yeri den çıkmıştı?.. Avrupada nasıl ses isime Fa- ali dedi.. oraları da gör. | i talip aliyor iz D. har vurup harman savurmuştu? e ne sh Ni. 1am- | mek istiyorum, gelir misiniz?.. : Oktay kılıcını savurdu. y, Çin elçisine sordu: Nedim Selim güzel adamdı. a filân da MENi ai Bana nasıl olsa bir tercüman lâ- © Ta vuruşta hepsinin başını e — Şehirde erzakınız var mi?. Genceti. Çok iyi giyinirdi. Çok gü- değildi, Kendi başına çalışa zım.. ğ ere düşüremedi. li aş yil yiyeceğimiz var.. zel dans ede: üştü. | hayatını kendi alnının terile a — Peki, geleyi ” Çinlilerden ikisi sağ ve başla- yl PARA Zengin bir kızla pekâlâ evlenebi- | zanacaktı. İngilizceyi, fransızca- Birdenbire genc Silen aklına rı omuzlarının üstünde duruyor- a 'dela. lirdi. Nitekim amcası ona Ççol çok iyi konuşurdu. Bütün Av- | bir 7 gelmiş gibi: Z — imparator şehri teslim et- | zengin kızlar bulmuştu, İhtiyar a- Ma şehirlerinde bulunduğu için w dedi.. gesi burada Dağların kızı katılırcasına gül ok miyetide değ SL mi7. dam bunların içinde hele Macide ncıların haleti ruhiyesini çok bü'k 2 ilişikliğiniz filân vardır.. meğe başlamıştı. — Hayır, Buna sebep de yok. adında birini anlata anlata biti- | iyi vi bilirdi, Karar verdi: mâni olmak istemem.. eğer böyle Tulü önüne bakıyordu. Çin paytahtını Krl alıp ne | Temiyordu: manlık edecekti. ir şey varsa. 1 Oktay kılıcını hiddetle yere vu- yapacaksınız?. ör bir görsen, bir gör- Hemen belediyeye baş vurdu, | — Yoo.. katiyen.. sizinle geli: || | Tarak, ver döndü Oktay, imparatorun biraderinmi * ordu. Fakat delikanlı | imtihan oldu. Tercümanlık vesi- | yorum. j aydi, buradan uzaklaşa- Mi ia il etmiyordu: asını aldı, Fakat bir ay, bir bu- Evvelâ Yalovaya sen sesi a li: > e bir kere de ben de- ni kılıcına sarılmak iste- di. Ra bek mda bir Li tutsak da- Ya var. elinize güveniyorsa- ğ onları da getireyim?. El hiddelenmin. Genc kı- zın yüzüne rm — Biz Diye Mali ii kıniı- na soktu.. iki kardeş, kayaların arasından geriye li er. Aşa- Zıda ei araci atlarının yanr- na geldilei Dağların bekçisi, aslanlarının arasında, ağzı açık, Cengizin ©- Zullarının arkasından baka kal mıştı: — Acaba, Cengizin böyle be- Seriksiz re var mıydı?. Şeh- indiğim zaman bana bu deli- anlarda bahsetmişlerdi.. , Diye söyleniyordu. Oktay atını sürerken, dağların tepesinden — ari Diy. n genc kızın gür ve ki sesini inişi u. sU Cengizin oğlu, (Sari döndüğü Zi çay) a bir sulh elçisi yeliğini gördü. t - Kiyassu), Moğollarla anlaşmak üzere büyük kardeşini göndermişti. uharebe bütün şiddetile de- am ediyordu. Çinliler sulh ko- Muşması devam ederken, Nankin <ivarındaki —— durdurulma- Sını z esim ordusu başku- Mile (Subutay ina ateşi -anlaşma Ea kadar- een EN : Okta; arı si- Tasında Çinlilerden rehin olarak, ir çok kı anları ve kibar ai- leleri istedi. İmparatorun biraderi, en durdurulması şartile bu- Pa razı olmu lek tay) Na nkinin Yüksek duvarlar ve kuleler yaj tırmış ve buralara irklar ku- Tarak sm iş gülleler atma- Za is etrafına ERE Moğolların N serin. | kendi icad ettikleri top- larla gül sa : Çinliler de çok zeki bir nu anla- | | iL meşhur kumandanları- mızdan bir kaçını ve istediğiniz ailelerden bir e rehine ola- rak hediyeler ekimi dost olalım. B unuza değerli anlaşalım.. verelim. sizi çok sevi mak istiyordu. (Nin-Kiyassu)nun elçisine: — Pekâlâ, dedi, hücumu dur- Kabil değil amca... Evlen- 'k aklımdan bile geçmiyor.. çalışacağım!. Bazan amcasına gidip geliyor ide i kız bazan bahçe: cası: — Selim işte... e genc adam e bir. o ei bakmıyordu. Günlere: haftalarca amcasına geldiği hal- de Macideyi bir kerecik bile gör- te yüzmek istememişti, Am. cası — Senin de ismin çapkın çık- mış... İşte gülerim buna... Senin neren iplin ayol?.. Şu bir içim su gibi kıza bir kerecik olsun bi eye iyor am- diye israr ald inadla duracağım!. Fakat, Nankindeki aileler ve kaşanodenlerda iste diklerimi bana teslim edec. ve Çinin en kalabalık pa o ii (İlâpoa) hanedanına men- mparatorunun kardeşi, sulh dani çabuk bitirmek için, > iy bütün isteklerini kabul 1 a (Subutay)a şi kes... savaşın on m; günü Moğollar Nankine mdan vaz geçerek istirahata İLA Çin impara- toru, Moğol zabitlerine dağıtıl mak üzere (Subutay)a ipekli Çin kumuşlar: bir miktar para göndermişti. Moğol orduları Nan- kinin iki çevresinden çekilerek, şehrin bir kısmını özgür bıraktı- lar. İmparatorun kardeşi arı ve Nankine faki bir kafileyi ilk ve EDA ra göndermişse y (Nin- Kiyassu)nun hi ağır bim (W Kl m ettiği bi ç y velot ni) derledi. (Pes- Ni vr gol) ihinde bu zinlile- reddedilmektedir. (Gürültülü mermi) yi Çinliler icad etmişler. anlayınca, tekrar (Subutay)a hü- m emrini vermekte 'gecikme- müdafası ti Nankinin gittikç. güçleşiyordu. Çin askerlerinin bir çoğu hastalıktan ölüyor, harp si- rasında gedikleri dolduran ahali silâhlandırılarak kalelere alını- yordu. Şehirde yiyecek de az kal | mıştı, Fakirler, ça erzak hücum edi kilmeyi düşünüyord de ne kadar değerli eşya ve mü- cevherat varsa, hepsini askerleri- ne dağıtmıştı. Kale müdafilerine: — Düşmanla ımızın son Eren kadar çarpışınız! Ben ize yakında isime ve Eğik ii tler gönder: Diyor ve ii ini ni veri- ci sözlerle harekete getirmeğe ça- lışıyordu. arti bir kaç güne kadar şehrin cenup kapısını da Sara- ikisi ve uyan imparator, bir ge- ce yanına bir çok muhafız e, ile kırk elli zabit alarak, kim ye görünmeden Nankinden saki laştı. beyan orun şehri terkettiğini iç kimse haber alama- rirsa, bütün prensleri de oraya çağıracak ve ( (Şan-Ton)u yeni payıtaht yapacaktı. İmparator, Moğolların o i Bu Ton)a geleceğini ummuyordu. küçük kasaba, yüksek bir dağ te- sinde kurulmuştu.. dört çevresi sarp kayalıklarla edilmesi mümkün olmıyaı lede (Nin-Kiyassu) tacını ve Ki nedanını korumuş, ve yeni hükümet kurmuş olacaktı. (Arkası var) | rında heykellerden ve mum; u, Nihayet işe girdiğinden tam gün sonra idi. Bir İtalyan va- 0 uru gelmişti. Hemen koştu. Lüks mıştı, Utanmayı bıraktı. aten onlar da âdeta tercüman bekli yorlar gibi idi. Yanlarına doğru İçleri ışıl ışıl yanan tatlı gözlerile e bakıyordu. Delikanlı için- ME Eiki günlerim olsaydı buna neler feda imei im. Yanından bir dakika ayrılmaz, peşini biran bırakmaz, onunla beraber bütü yayı gezer, tozardım. Genc kız ona âdeta gülüm: â sü- yor gibi idi. Sel i işini, gücünü, tercümanlığı her şeyi her şeyi unutmuştu. Birdenbire mı bir grey uyanır gibi oldu, ken- di kendin. — Hayali bırak Selim.. dedi.. şimdi işine bak.. Yanlarına yaklaştı: A yi arsa Genc kadın, Şiki genc kız tatlı bir fransızca ile: — Mad unu bilmi- yorum, Kendilerini ai ta- nıdım, Fakat bana bir tercüman ım.. yalnızım.. dedi.. O halde? w N halde bana İstanbulda arkadaşlık etmenizi rica ğim, Ne neşeli, ne a ne kibar bir kadındı. 5 — Büyük bi edece- ir ei dedi. , pe Eski eserler müzesinin salonla- yalar- dan başka kimsecikler yoktu, Bü- mumyasının önünde e ği be pe ieolğan bir e dini dan ziyade e zengin “bir delikanlı hali var.. © Selim gözlerini mumyanın yü- “züne dikti: ” — Belki. dedi.. fakat Bana ilk defa çalışıyorum... da yapt ığım ilk işin, ilk “me de sizsiniz. ir ız kadını gittikçe delikan- hile ikea oluyordu. Hattâ bazan gittikleri en eski mabedin duvarlarındaki mozayiklere ba- kacağı yerde Selimin sisleriniz | giriyordu. Büyük bül yuvasında, Panorama de, Murad köprüsünde b keli < hık hududlarını da çok aşmıştı. Genc kadın bazan Selimin koluna azinoda bera- r dans ediyorlardı. Hattâ bir gece Panorama tepesinden PE daları ta uzaklarda görünen Ge genc kadın ors Selimin eee yatmış» : tı. Garip arzu gös! — Hani siz türkçe güz a ninni- lerden bahsediyordunuz. Bir ta- nesini söylesenize.. Selim ona türkçe bir ninni söy- ledi.. tenha yollarda kurbağaların sesini in kol kola otele döndüler. Ss Selim banyolardan çıktıktan sına ir elile tentirdiyod sürdü. Bir elikanlı: — r, dedi, paramı ei miş olsa; İyi ım in Bana öyle e göl in ai kıpkırmızı oldu: — Ne zararı var.. dedi. Madem ki, ben zenginim.. şimdi de evle- nebiliriz. Biribirine evvelâ ellerini sonra da dudaklarını uzattılar. Nişan- landılar.. ir gün » Selim oteldeki odasına girdi. Luiz bir mektup re m O kadar dal- gındı ki, Selimi görmedi. Mektüp biti: fın ü: yazdı. Se- Jim adresi okudu. üsbütün şa- şirdı. Mektup amcasına yazılıyor- du. Türkçe: — Müsaade eder misiniz oku-. yayım.. dedi.. genc kadın deh- şetli bozulmuştu. mektubu uzattı, i Selim okudu: ladı ve işte nihayet evleniyoruz. 1 Selimin sı olduğunuz için. ben de artık size amca diyebili- rim. Bilhassa ber kurduğu- muz bu plândan sonra.. derin hür- metler.. Kızınız: Macide (Bir yıldız), : , seninle hemen ev. © a