ya AKŞAM Kürü oğlu ile birlikte büyük” oğlunu öldüren bir ana Fransanın bir köyünde müthiş bir cinayet meydana çıkarıldı Fransada Tury köyünde çok ,. acıklı bir cinayet meydana çıka” | sag Biri otuz dokuz yaşın- per, diğeri Mili. bi için hiç bir sebep yoktu. Hiç bir kimse bir şey söylemeden kö- yünden habersiz çikip gitmesi de mânasız görülüyordu. sine e veriyordu. lar, bu kuşkuların doğru o olmadığını anlamak için Sala yakalıyarak sorguya çekmişlerdir. Jül jandarmaların sorgularına hiç bir şeyden haberi olmadığı cevabını vermiştir. ortada bir delil bulunmadığı ci- hetle vara salıvermeğe mecbur kalmışlar: Jül karakoldan Sıkar çıkmaz doğruca evine , Prospe- rin ortadan yok olmasından endi- ne anlatması için sıkıştırmıştır, a Jül bir müddet, çekingen bir durum aldıktan sonra dayısına işin iç yüzünü anlatmış ve demiş- MİR — Prosperi ben öldürdüm. 9 iü aramızda kavga çıktı, Biribirimizi döğdük, Kavga esna- sında hıncımdan kardeşimin bo- gazını sıkarak boğ Yaptığım işin meyda: dl Şi için ce- sedini salatalık tarhları altına ömdüm. eğeninden işin iç yüzünü öğ- renen dayısı, derhal karakola ko- şarak Jülün söylediklerini birer birer jandarmalara m Bu işe el koyan müddeiumu .emri üzerine Jül tevkif edilmiştir. â- uktan son- ra salatalık fidanlarının altından kardeşinin cesedini çıkarmıştır, üddeiumumi ve sorgu hâki- vücudunda hiç bir yara yoktu. Yalnız boğulmak ii i ES iie aş 2. 26 yaşında > ii asa iki çifçi, bu köyde ba” | İ ana Glide girmek üzere era inerken d hâlâ eme duruyordu. Doktorun otopsisine göre Z: vallı Prosper, daha tamamile 5. me gömü deş itirafatını ti bur kalmiş ve demiştir ki: Müthiş sözler ardeşim kavgacı ve hırçın bir la Ondan daima korku- yor ve çekiniyordum. Cinayet günü, yi rr ln tuştuk. dı, TN Tözüm iz Kardeşimin elinden kurtularak, boyun atkımı boynunun etrafına sardım ve bütün kuvvetimle sık- gömdüğüm yeri belliyerek üzeri- ne salatalık diktim, Oğlunun ödirlmesn yardım Katilin — ee üzerine ihti- yar anasının bu cinayet işinde bir yardımı olabileceği anlaşılmış ve ihtiyar kadın da yakalana- tir. İhti dım ettiğini şaşılacak bir soğuk kanlılıkla şöylece anlatmıştır: — Evet, in Jüle, öz karde- şini için ım ettim, la bize bir işkence hayatı yaşatıyordu. ğlum Pr in gömüldüğü tarhın üzerindeki sa- latalıkların çoktan beri dikilmiş olduğunu söylerken yalan söyle- miştim. Bu salatalık fidanlarmı, cinayetten bir gün sonra ben ken- di elimle dil pia salatalıkları dikmekten mak- işi örtbas etmekti. Bilirsiniz ki salatalıklar çabuk sürerler ve yaprakları az zaman- büyür. . 8 — Salata fidanlarını diktikten sonra Jül ne yaptı? —Retel kasabasına gitti. Mak- sadı cinayet günü, orada bulun- lime bir köpek leşi gi- Bi ğneiliz ölinümeelir mz azap uyandırmadı mı? m düşünmedim bile, a Prospere karşi deh- i bir hınç besliyordum. Onu bir hiristiyan gibi gömemezdim ya... Oğlum Jül cesedi, koltukların- dan, ben de ayaklarından tuta- kazdığımız çu serde ri attık. Hattâ cesedin yaklarıni çukura yerleştiren ben plan. Cesedi (o çukurun içine kesilen bir domuzun bo- an çıkan hırıltıyı andırak bir eğ çıktı, Karakol kumandanı, bu müt- hiş anaya sormuştur: r şey yemek ister misin? Söğani — mi? Dehşetli bir — Bir ın lalmleii ken- disine overdikleri ekmeği ya- vaş çiğniyerek ve çorbayı ağ- zında enli lezzetle yeme- ge başlamıştır. Aa A. 18 meme ersleri, 18,30 Jim- nâstik esiri Eri Je Ta an, 18,50 Muh telif pi 0 Haberler, 19,40 8 ba gem 0 Konfe- kestrası, 21 Bayan Ateş Şan piyanas ile 21.20 Son haberler, borsalar, 21,30 yo, caz ve tango orkestrası bayan tep 364 m. 13-15 plâk, 18 Foks- metüctü Yl ii ra), si 15 Hafif usikinin d 0 Üniversite dersi, 20, pe tr ii ne (Brahus 2; 55 ee galon oikes P2SISK 50 m. 20, 40 Şarkalar > 15 Opera orkestrası, 24.25 Viyolonsel piyani si Roma 241 m. 20 Sözler 20 20,15 li mi 21,25 um Varşova 1339 m. 19,45 Düo piyano konseri, Vi plâk. 22 Chopin kon- seri, 22,30 Esperanto dilinde konfe- rans, 22, 30 Trio hileci 23 Reklâm! lar 23,15 Salon ve dans musikisi. 23 Mayıs pı İstanbul: 18 Alma: ,30 el ai u 30 Mel 16, 40 sekizi; ae m.) — 20,30 pi. yano e) eli N 10 meyen adlı si 23 gigan imu; Tefrika No. 14 2 sr ALLAHA ISMARLADIK! ESAD MAHMUD KARAKURD Yazan: dan bir saat evvel a adan Mavnalar hiç bir ârızaya uğramadan Kefkene vasıl olmuşlar.. binaenaleyh tayyareler karaya çikmiş demektir, — Pek âlâ. bu mavnalar ne yakit döner? — İki gün sonra İstanbulda- lar... — Yedi buçuklukları Zeytinbur- Bundan mı yükliyeceğiz bu ak- e — ei miralayım!.. — Aman dikkat et!... Dehşet- li takip altında bulunuyoruz!., — Emin olabilirsiniz mirala- yım!. — Mülüzem İhsan yanında de- yım, ir rapor takdim edeceğim, bir dakika müsaade eder misiniz? öyli e... — General Tomsonun kızı ya- ver binbaşı Celâl beyin evine bu akşam çaya geliyor, 7 Ha- miltonun yaveri bulunması ihti- mali de varmış. — Yani Eniştenin evinde top- veri ile heee kızını Ml düşürm. mize çok ya rayabilir... Dikkat et İzzet bey bu fırsatı kaçırmamak lâzım!.. — Fakat miralayım bu akşam topları sevkedeceğiz.. — Bu iş toplardan daha mü- him.. şimdi emir vereceğim, top- lar yarın akşam sevi vkedilir. — Başüstüna miralayım, — imis Allaha temkinli. İh- sanı bana İzzet bey telefon makinesini, meçhul adama bırakı- lı, yayvan sesler... Miydin üst başında başka bir gölge... Gölgeler yukarıda biribirine karışıyor ve kayboluyorlar,.. gay Bebek koyunda akşam ne gü- en seyrediyoruz... Gü- neş kıpkızıl bir renkle ti ev- erin pencerelerinde oparlıyor.. Kandilli sırtları alevler içinde tu- gre insan dolu... Celâl be- yin denize bakan kapalı balko- nu üzerindeyiz şimdi... Dört ta- rafı saraylar örtülü bir bal büyük camdan kapı, köşkün vari katındaki me m 9 Derinden derine bir piyano sesi geliyor... Denizin sesi.. - piyano sesi.. karışık kadın sesi Tarasanın üstünde iki genç ka- a sı Re iin site iki ini iki ayrı ırktan, iki ayrı genç in- öailisd. 1:2... ile İİİ elimle VE İLİN, manzara- Bu leştiren kuvvetli bir bağ var: Gözler... İkisinin de gözleri bi- ribirine o kadar çok benziyor va Açık, parlak, iri, elâ göz“ iye anla, hararetle konuşu". orlar... Belli ki karışık bir mev- zuu ele almışlar, didikleyip dur ruyorlar... İngiliz ne güzel bir kız: Dir | dakları karşı sırkiarela parlıyan R.N. bi biribirinin üzerine yığılmı: ran kirpiklerinin gölgesi vel si ne sihirli bir ışıkla yanr . Dumanlı, bulutlu bir yık... 7 aziz ırkında kadın ya güzel dir, ya çirki unun ikisinin arası yoktur. Derileri de huylarr na benzer onların... Çirkini ne | tarasanın üstünde Ml bu İngiliz kızı şimdi! . sı var.. ben bütün dünyayı ge” dim, bu kadar güzel bir koy gör medim.. — Hakkınız var mis Hele şu güneş ini sinsi ne hoş değil m ii Si yordu. Seniye kardeşi İzzet gibi İngilizceyi bir İngilizden m konuşurdu. Birer kanape çekip oturdular. Dağları ve arkasında kaybolan güneşi seyrediyorlardı. — Mister Celâl bir erkek kar- deşinizin olduğunu söyledi, Bah- riye ge İd pi . Görülecek bir a geleceğini işi size — ingilizce bilir mi? — Ke ı kadar bilir. ne vatanınızda kalarak s0 Bahrısefid donanmasında staj yaptı. İngiltereye gittiği za“ man henüz 19 yaşında yoktu bi- le... —Neiyi!... gelsede görüşşey” dik, Çok memnun olurdum... O sırada, çizmelerinin topuk“ larında o parlıyan mahmuzlarını, öttürerek yanlarına yaklaşan Ce lâl bey İngiliz kızına doğru 4 kulup bir kedi sırnaşıklığı ile Fransızca bir şeyler söylemek is kadar kö) o a p z o 2 E » E z Gi $ İngiliz kızına hülüs çakmak isti" | ordu. — Aman matmazel!... Üşüy€” ceksiniz. Korkarım hastalanırsı" nız! Dn daha kalınca bir şey alsanız —Mersi m bey.. havaok# | dar güzl ki... Hiç üşümüyorum. ! — Bir çay daha emreder si siniz? — Zahmet olur size!.. Aman efendim ne zahmeti! en büyük şeref bu bizim içini.”