pe” 15 Mayıs 1935 gözdür diyenler bir gence nasıl üzgü vermişler Biyücünün üzgülerinden #ogilisini kurtarmak için ngiliz Ml isine müracaat nişanlı Afrika iptidai tetkik bir âli- biri bazı kavimler arasında Medeniyet âleminden çok ak 1 dn yaşayan yerli kabilelerin etlerini, yaşayış tarzlarını tet- kik etmi e herkesin hakkı nasıl verili- 9 bunu araştırmış. Uni yn ki Afrika yerli- leri i düny; sihre, keramete olursa ZN Yapanı meydana çıkaran ve ba veren de onlar. ii kei Gatti yerliler arasında yaşayar emniyet Ve sev; va arala i kazandıkdan sonra ie ii Kl ula pek f ın , testilerinin bomboş Hm ye her tarafında bu z» mırıltısı ağızdan ağıza ezdi ve her kes korku- dan titriyorlar. Derken bu korku civar köylere de sirayet etti. Niha- ye a ya yan büyücüyü buldular ( getirdi- er. enim çadırımı kurduğum yere yakın bir yerde bir genc delikanlı ile nişanlısı yaşıyordu. w G Eu in ha li. Her kes silâhlarını almış, köyün büyük z 5 ği cak» dı. Bu sırada deli- kanlının bu m e gören arkadaşları dılar. Fakat onu e in birden üzerine rr «İşte in bahatli!...» dedi. K. göz i” nin kokusunu ii amma kâfi değildi. Şimdi onun ai hatli olduğunu bir tecrübe ile an- öye dönerlerken birikir! rlerine: «Kem lamaya sıra gelmişti. Ortada ateş e el İğ ie e eğ AKŞAM aşlanmazsa kabahatsizdir. eyi Mk dim ei kalmıyacak alanı su kaynattılar. Büyücü, delikan- lının bağırıb çağırmasına, benim bir kabahatim yok diye yalvarma- sına e m kolunu yakaladı kaynar suya daldırdı, ai kabahatli de- ğilse kolu kaynar sudan girdiği gibi çıkacaktı... Kabahatli ise ko- .. O zaman kaba- caktı, Netekim de öyle oldu, Bun- dan sonra merasim başladı. Ada- kalacak ve herkes sırasile gargi- yz SE ie İli en la mez biri atmaktan töhmetli delikanlıyı a bağlamışla üyücünün bekliyeri Afrika ortasındaki vahşiler hâlâ büyücülere inanıyorlar Bu memleketlerden yeni dönen bir gez- men gördüklerini anlatıyor. Kurak- liğın sebebi kem r etrafına toplanan bir işaretini lar Sevgilisini ara; delikanlının sev- gilisi arga: lıkdan istifade etmiş, beş sa kadar uzaktaki İngiliz karako- Tr ve amı kurtardılar, Bü- yücü ve me- rasime karışan- lara ceza verdi- er. Profesör Gatti nin anlat- tığı vakalar ara- sında şu da, hü- kümlerdeki ga- riblik © itibarile göze çarpıyor. Bu köylerden bi- rinde bir adam, karısının sada- katinden şüphelenmiş, ve karısına göz kırptığını zannettiği birisini halde dövmüş. Kocanın kıs- kançlığına haksız yere kurban olan bu adam, hakiki mücrimi bi- tarlasına yakılan mutlaka Sahife 7 kurtaran nişanlı zavallının arına merhem sürüyor kadındır. Bu cihetle onu babasına iade edecek babası da evvelce kı- zının bedeli olarak ondan aldığı yirmi inekden onunu geri vere- cek. Koca, haksız yere dövdüğü adama zarar ve ziyan olarak on tarlasını yaktığı adama recek, kadının sevgilisi ise kocaya on inek hediye edecek, hem de bu kadını karısı olarak alacak ve kı- inek Yalnız kadının sada- katsizliği “yüzünden zın babasına ayrıca yirmi verecek... babasının böyle büyük bir menfaat görmesi muvafık olamıyacağı için baba. alacağı ineklerden onunu kabile- nin reisine bırakacak...» Nasıl bu hükme ne dersiniz, her kes zararının karşılığını geçirmiş oldu. Kabile reisine bile pay çıktı. ele pİ me m nn Satılamıyacak eşya, ki. lunu bilmeli; AKŞAM GAZETESİNİN KÜÇÜK İLÂNLARI ; şimdi büyücünün verdiği hükmü dinleyiniz: > “işi abuk ve iyi satmak, kiralamak için en emin, en ucu tadı z ve en lay vasi“