Ma Sahife 8 AKŞAM SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI iRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tetfrika No. 483 Musoros paşanın telgrafına verilen cevabda Iskoçya koyunları hakkında malümat isteniyor! Abdülhamid zamanında Der, Dava cemiyetinin emmi ere de im Şehri efendi ren biribirlerini ve hâ- kimlere karşı muamelelerini teftiş için yanında cemiyetin daimi he- yeti âzasından biri bulunduğu hal- de mahkeme, mahkeme dola- şırdı. Bir si Rusya tebaasından Rosilioi Batonye - baro reisi » in- tihab edi! © Baro kâtibi bir gün adliye ne- ar umuru hukukiye müdü- Arab Sami efendiye bir iş için na Sami efendiden tarziye ister. Mesele büyür. © Cemiyet riyasetine Rus tebaa- sından birisinin intihabı vesile it- Abdülhamid baro- yu fesheder, (1) Nice zaman sonra t içtima vaki olmamak şartile (1) Yanyalı Edib efendi avukatlar cemiyetinin reisi oldu. Adliye ne- zareti binasında avukatların din- İenebilmelerine mahsus bir oda ayrıldı. Bu lâfzi ve farazi riyaset meş- rutiyetin ikinci defa ilânına ka- dar Edib efendi uhdesinde kaldı. Karamanın va za koyu tihaz olunur. Mısırda ii re a ki er sevkinin sarayca uğradığı semi ki (Abdülâziz asker le tahtindan indirildi. Mr yi ve askeri müslüman- » Hilâfet merkezinden ora; askeri izamı, i islimdan iki taraf as- mevkii bar, rem büsbütün başka v e, için Abdülhamid İngilk terenin evvelâ yalnız devleti ali yece, sonra müşterek olarak as- ker sevki için yaptığı teklifleri leytelââlle ile savuşturmağı mü- nasib görmüştü, 1) Hadisatı hukukiye; Abdürrahman Fakat İngiltere Mısır için bes- ediği emellere ferce bulmak aksadile Mısırca istedikleri 24 saat içinde kabul olunmazsa İs kendriyeyi topa tutacağını Lon- drada Musoros paşaya tebliğ et- mişti; elçi paşa da keyfiyeti pek m mabeyine bildirmişti. M paşa bu telgrafname- sini lakin sonra Abdülhamid kında kendisinden malümat iste- gre olduğunu o| vahim Sakal bir Mr zihni sarayına celbet- mek istediği koyunların cinsleri- le nasıl meşgul olabileceğini hav- salasına sığdıramaz; can sikin- tısile kendini tut ak: > adam devlete hiyanet ediyor! Diye bağırır. Bıçak kemiğe dayandı | Said paşanın sadaretten her mazuliyetinde etrafına çekilen ta- tTassud zinciri dördüncü infisa- linden beş sene sonra öyle kuvvet- lendirilmişti ki iş kendisine ge- lecek evrakı ve mektubları ka- rıştırıp araştıracak kimlerle müna- sebette bulunduğunu anlamak de- recesine vardırılmıştı. maksadı temin eylemek için padişahın yaverlerinden birisine Said paşanın cariyelerinden birisi- le gizli münasebet bile peyda ettirilmişti. bey paşanın harimine kadar giriyordu. (2) Said paşanın babası Namık efen- di Esad paşanın divan kâtibi iken Edirne valisi Erzincanlı İzzet pa- da tüfekçisi bulunuyordu . . Âli Namık efendi İzzet paşanın evvelâ tahsiline, sonra askerlikte terakkisine yardım etmişti. İzzet paşa bunu unutmiyarak hülüs bes- lediği Said paşaya ikide birde Mese mektubları gönderirdi. i mektublardan birisi bu ya- verin ML geçti. Said paşa yaverle cariyenin mü- ii a anladı. Derhal Ab- dülhamide bir ariza yazdı. Bu halden şiddetle şikâyette bulundu. i inin müna- yaverin, sebetsizliğinden bahseden birisi- ne: — Said paşanın hayatının pa- dişah nezdinde ehemmiyeti yok- tur; onun demi hededrir! Sözlerile mukabele ettiğini de Said paşa öğrenmiş olacağı için bunu da arizasına ilâve eyledi. Abdülhamid bu arizayı kure- vin Arif bey vesatatile iade “e — Kâğıdın iadesine al ettiler. — Böyle şeyler ev Fakat hilâfet rkesin harimi hilâfet namusu ediyor? Üçüncü sultan Ahmed as- rındaki zulümların malüm olan neticesini tamamen değilse de esa- sen bu: er bir vaka intac eylemiştir. Bunu düşünmelerini hünkâra söylemenizi rica ede- Arif bey avdet etti. Said pa- şa da cariyeyi hanesinden çıka- rarak bir esirciye gönderdi O. gün akşam üstü Arif bey ge ne mabeyinci Ragıb bey ile bir- likte geldi: — Zatı şahane emir ve teşviki vaki olmadığını beyan buyurdu- lar. Esircide olan cariyeyi mabe- yinci Ârif beyin hanesine gönd. meniz iradei seniye iktizasından- dır. Tebliğinde bulundu. Said paşa tehevvür saikasile ev- velki cevablarını şiddetlendirdi; esirciden satın ak şıkarıldı. çok şeyler söylüyorlar. Edirne va- , kimyahane iy. mukavvadan Tefrika No. 4 12 Mayıs 1935 ALLAHA ISMARLADIK! Yazan: Geri dönünüz, - gizli. kapıdan geliniz, ortadaki ivenden di yukarı çıkınız... Camları zangır zangır öten bir sofaya gi- ya gibi parçalanmağı ie alan üç kafal.. Yandaki küçük kapılardan öbü- bir tahta yığınıdır... maz, devrilir. zı uzatıp bakıyoruz T İterseniz açıl Başımı- uş bii Çiy toprağın üstüne araylar ya- pan mea b gibi bu eski, de- lik, siyah tahtaların üzerine de öyle yalancı bir kimyahane oturt- muşlar sanki... Harıl harıl işli- yor.. masaların üzerinde kucak dolusu zarf, kâğıd, kitab... Mek- tablar basılıyor, zarflar vip yazılar okunuyor... an da çıkıp ortadaki kapının —— duruyoruz: Nakışları silinmiş, tahtaları çürümüş, son bir gayretle ayak- ta durmağa çalışan emektar bir oda kapısı!.. İtiyor ve zorla açi- yoruz: an bir salon!.. Orta- da büyük bir e mn başında tahminen kırk beş, cell yaşlarında görünen kir saçlı, sert bakışi ir adam duruyor.. bu adam miralay Rıfat beydir: Kuv- vayi milliyenin İstanbuldaki gizli lisile mükâtebe ediyor imişsin. | teşkilâtını idare eden zabit bu!.. ize girilse mühim evrak bu- | Etrafında yedi, sekiz genc var!.. Iı ğını haber verdiler, Hiç böy. | Hepside sivil... Taştan birer hey- emmiy kel gibi . dimdik duruyorlar... mek olur mu? Benim yerimde baş- Duvarların yıkık badanalarını kası olsa daha şiddetli şeyler ya- | irili, ufaklı bir sürü haritalar ka- pardı. Edirnenin ehemmiyeti mey- ii vi telleri... fotograf dandadır! Alemdar Edirneden | camlar rbünler,-tab ah- gelmedi mi? Cevdet tarihini ek fili ve küçük, ye bir bette e ş r takım yazi im (Abdülk hele Said Soldaki kö bird ya karşı böyle bilgiçlik uklsanai sına ne denilir!) Said paşa — Evet efendim! Ci- handa iki nevi saltanat vardır: Biri âdil, diğeri kahir. Birincisi bö; aki mua- mele şiddetin de hududunu geç- harime taarruza intikal ey- lemiştir. Artık benim için Alla- adaletine müracaattan başka yapacak bir şey kalmamıştır. ülhamid li- — Bana getirilen kâğıd Edirne valisi İzzet paşanın bir mektubu- ur. Serlâvhası yoksa da elkabi sadarete mahsus (maruzu çakeri kemineleridir) ibaresini havi, Kâ- ğıd size değil, sadarete imiş! Si- zin beraet zimmefiniz tebeyyün etti. (Devamı var) Hüseyin Cahid Yalçın EDEBİ HATIRALAR YENİ ÇIKTI Fiyeti: 60 karuş rine kapıcı kullanmanızı irade bu- yurdular. - nn. “AVGAM KVİTAPMANESİ i mir soba var, ağzına kadar do. u!. Buna rağmen oda hamam duvarının dışı gibi soğuk... Dört tarafı delik pencerelerile Boğazın rüzgârlarını, su alan eski bir ayakkabı temkinile ağır ağır eme- rek içine çeken bu harab oda, de- ni bir le soba ile, mazgalla- na ceh a yer- Teştirilmiş be bir fırınla bi- le ısıl taş parçası gibi nemli ve yosun- lu.. Miralaym sesini duyuyoruz: — arkadaşlar!... Oturuyorlar.. gözler ortadaki petrol ışığından daha pârlak.. yok. oda derin kişi var.. sekizi de yua - Sü çevirmiş öyle duru lar .. Gene bu > saçlı eğe se — uklar Mei arzu edi- len şekilde tatbik edilmiştir, İn- giliz kuvvayi işgaliye kumandani gizli bir tamimle askerlerinin na- zarı dikkatini celbetmeğe mecbur Bu suretle istediğimiz tesir hasıl olmuş demektir. Diğer ESAD MAHMUD KARAKURD arasında bu vakaları izam edi rek yaptıkları anda da ço iyi neticeler vermiş bulunuyo: bi siyasetine eskisi gibi di eceğiz. Miralay yanıbaşında odura gencin elindeki kâğıdı aldı. Mi sanın ortasına doğru — Arkadaşlar hepinizi tebri ederim dedi, vi hafta evvel yı la çıkardığımız toplar hiç bir âr zaya uğramadan İneboluya v: sıl olmuştur. İşte telgraf!.. ehe biliyorsunuz | Maçka kışlasından kaçırdığımı Yalnız Karadenizde sile bi elki ta kalar kalkamaz. Halbuki alına tedabire göre kamyonlar yarın g: ce saat onda Ortaköyde bulun: caklar. Onun için her ihtimal karşı mitralyözleri şeker sandıl ları ile beraber kamyonlarda alıp takalara yüklemek lâzımdı: yonlarda kalmasından daha a tehlikeli görüyorum.. Sağda, kırık iihiyesin üz rinde oturan genc bir adama bi kıyor: — Sizi, yüzbaşı Ferid iy işe memur ediyo! saat ond nur, mitralyözlerin takalara kc vi temin edersiniz. Or: daki mlarımızın sizden emi dinceldarini şimdi telefonla P. $ dairesine ( bildireceğim durursa takaları haini EN niz. Aksi takdirde takalar sahi den ayrılacağı güne kadar orı da kad icab eden tedbirleri alı, sınız!.. — Başüstüne efendim. — Ha şimdi hatırladım. Kad köy istihbarat dairemiz bu saba bir rapor verdi. Kalamışta otura Ri adamın evine geliyor, geç vakitle re alıyormi İşgal ordusuna mensub bir dü; man zabitile sevişmekten utanm yan bukız, civar halkın fena ha de i celbetmiş. Zabiti ve kızın yok edilmesi için emi Nilg görüye — Muvafık, — sesleri... — O halde peki, yarın saba emir veririz!,.. Tam bu sırada oda kapısı ve - başı açık - siyah saç genc bir adam içeri giriyor. mir: layın yanına kadar gelip bir ki ğıd uzatıyor. — Bu telgrafı şimdi aldım efe dim. — Deşifre ettiniz mi? — Evet. Miralay kâğıdı lâmbanın işığ Çanakkaleden geçtiği haber v riliyor. Kâğıdı masanin Üzerine atıyor bir iki dakika düşünüyor.. ba: açık gence Milliye — İkinci yer şimdi telefor la haberdâr edini