va CAKŞAM Osmanlıcadan türkçeye karşılıklar kılavuzu N. 32 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin prp (T. Kö.) beldeği(, tes era Bunların her e e sırası ile uzma o de emma ştar, yazılarını gazetelere ızın (mütehassıs) eni konan karşılıkların iyi Mİ edilmesi için, gereğine göre, alli ela ayrıca örnek- Pie olan kelimelerin bugünkü işlenmiş ve kullanılan şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan çi eş ügüm ol. Me ves GK Kö.) Merki ez (1. Kö.) Mertebe — Aşama Mesadet (Bak: Saadet Mesafe — Iraklık — (Fr.) Distance Mesaha — Ölçüm 1) esah. Mesaha etmek — Ölçmek Mesai — İş, çalışma Mesame a delçe Mesdud — Misal — in (imselmek'ten), mi- sal, örnek Meselâ — Nitekim; ğ iü Mesele — Sorum, iş, mesele .M > Sevinç Medi — yü nı Büyülenmiş Mesil, nazir, şebih, müşabih — Ben- zer Mesire — Gezek Mesken (Bak: Hane, ikametgâh) — Otru, konut — (Fr.) Habitation, do- Meskenet — Uyun! Mesküt geçmek — Sus geçmek is Simli 5 (Fr) vim — Duyuk, 2 Mesmuata nazaran — O ui ol olaca ağı derkâr- Mesned, di ei Dayı Mestur — lesul — Soruk, ri yükümlü — M va a uliyet — Menlizetl del öğe Mesut — si bahtiyar (bahtı yar) # (Fr) He er meşcere — Ağaçlık Oral Meşgul üze iştiçal etmek raşmak Uğ- ne > Sadi — — (Fr.) Exposition Merhun — Meşhur — Ünlü. angın — (Er) Güle — Gidip ecek anınmış, belgin, Mz Meşrubat — İç; mir Meth: — Öğmek Metot, usul — Yöntem, usul — (Fr.) Methode Meva — Barnak > Dostluk Mevaşi — Davar Mevç, mevce — D. Mevcud — Olan, var Maaize 5 Varlık > Yokluk — (Fr.) NE Mev (F.Y Me eyi z Vi Sujet, objet Mevzun — Tartı Meyelân, temi bem Eğilim > Ekin, ekinler Mezun — 1 — İzinli, 2 — Çıkmiş lan hüküm, türkçe «çek» kökünden gelen şekil gibi. Örnekler: 1 — Üç gün mezunsunuz > Üç kei ME — Galatasaraydan mezun bir genç z Callan el çıkmış bir genç. Mıntaka — Kurşak, çevrek, manay, emeli kasdin, m e kasdin ene lm Mik ME Cr. K5) > Gidiş Kalığ wa (T. Kö.) İrsi — Miralay — Albay — (Fr.) Colonel Mirat — Ayna Mirfak — Dirsek iri — Beylik Mirsad — WE Misak > ve (T. Kö.) > Örnek Mis'ara — — Sıkma Misk — ltr Miskab — Miskin — Uyuntu Misl — Eş, kat Misma > İşitlik Mismar — Çivi Mistara — Çizgiç Mişvar ön Minval) Miyan Miyar Mizaç — tal doğa Mizah — Mizah (T. Kö.) gülenek Mizan — Ül içek Mizmar — Muabbir — Yoracı Muacciz, müz'iç — Sumaşık, sıkıcı e Importun ii Düşmanlık — (Fr.) İni- ” Muaddel — > Değişlek — (Fr.) Me- dike Örnek: İskân kanununun ene maddesi — Yurdlaştırma kanununun did (hesab makinesi, kontör) Sayaç Muaddil — Değişliyen — (Fr.) Mo- dificateur Muadil — Dendeş — > e saa Örnek: Bu sözü adildirz 5 sözünüz a etailiii vr api EE ae (Fr) Eu Örmek Gümrükten muaf — Güm: ten Muafiyet — Bağışıklık Midea > Glee (EO Ria Muahaze etmek — Çıkışmak — Andlaşma Muahhar — Sonra — (Fr.) Postâricur Mualece — İliç Muallik — , asıda — (Fr.) En suspens enli bırakmak — Asıda bırak- iş müderris > Öğretmen mam mektebi — Öğretmen oku- Orta muallim mektebi — Orta öğret- men okulası Yüksek muallim mektebi — Yüksek öğretmen Muamele — 1 — Eylem, 2 — day- 3 — iş, alveri ü muamelâtını Gümrük . eylemleri- m arşı iyi muamele etmedi e Bai yel iyi davranmadı (iyi ha- seker etmedi). — Börsa muamelâtı — Borsa alve- vi Muamma — Bilmece — devinette Sarmaşma (Fr) Accolade Muannid Çanud) — İnadcı — (Fr) Tötu Muaraza — Çekişme — (Fr.) Dispute > (F.) (Fr.) Enigme, — Bilişme, tanışma Connaissance Munreke — Tepeleşme — Karşın, karşıtçı — (Fr.) Opposant Muarra — Anı, beri Muasır, hemzeman > Çağdaş — (Fr.) emine Muattal > Babil, işlemez — (Fr.) İnaeti Muattar — Jtırlı — (Fr.) Parfum& Muavaza — Değiş tokuş Muavenet etmek — Yardım etmek vin — Yar, yardı Muavveç — ü — (Fr.) Examen İuayyen — Belli — (Fr.) Determinâ Muayyeniyet — Bellik Muazzam — — Döğüşmek — (Er.) Comigue ey Ditfiçile (Fr.) Se battre Mudhik — Gülünç — — Çapraşık — Mugaddi — Besleyici, besinli ME — Şaşırtmaça, yanılimaca Muganni — Şakiyan Teganni — 5 ei Tez amal — Mugayir — gi karşıt — (Fr.) orikidi5 Muga; ymazlık, karşıtlık — — U; (Fr.) Contradiction ğber — Gücenik — (Fr.) Fâche, contrari$ Muğlâk — Çapraşık — (Fr.) Obscur, compliguğ Muhabbet (aşk. sevda) — Sevgi, aşk şma, yazışma > (Fr.) Correspandünce > Aytar — (Fr.) Corres- pondant* öcüşme — Üsüşme, aceme (Fr.) Attague EE enden Muhadenet > Dostli Muhafaza etmek — Gözen, sakla- mak, ba on gözetmek — (Fr.) Garder, conserver; protöger Muhafazai süküt etmek — Susup dur- mak, susmak > Sakman, bekçi, muhafız Si muhafaza) — (Fr.) Garde, gar- Ölü i — Ökem — (Fr.) e ei sz — Duruşma > (Fr) baki dayar — Öklemek, du- mak — 1 DE Merin ili, bayık Makal niz olmaz Mahalâsat (Bak: Hulüs) Muhalefet — Ayrış - (Fr.) Opposi- ton Muhalefet etmek — Ayrışmak — (Er.) S'opposer Muhalif — if > Aynşık — (Fr.) Oppose Kalıt Muhallil — Eritir — Akik 3 Diealdank Fr.) Expei (Fr) Promoteur, moteut Muharrir BiYaai; yazman Sermuharrir - ii Tırmalayıcı, azdirici Yağılık — (Fr.) Hosti- (Fr.) İnt lite Muhâsara — Kuşatma — (Fr.) Siğge Muhasara etmek — Kuşatmak — (Fr.) ilge Muhasebe — Hesablaşma, sağış Muhasebeci — Sağışman ime — Günüleşme çevik — (Fr.) Entourâ, encerecle Muhatab — Aytıç, aytınc — (Fr.) İnterlocuteur — Aytışma — (Fr.) Con- versation Muhatara (Girive) — Aşıt — (Fr.) Peril, impassa Muhavere — Muhayyile — senii — (Fr) İma- gination gm 4 Muhayyilesi vâsi b Sir muhar- Mn geniş bir yazi uha yyirül'ukul O (Bi Baki “ Harikulâ. e) Muhbir — Duymaç Muhib — Sevdik, dost Muhik — Haklı Muhit — Çeven Muhkem — Berkem Muhnik ğucu Muhrik > Yakıcı > ii ye Muhtaç — Muhtaç (T. Muhtasar Fr.) Resum& icmalen, hulâsatan) — Kısaca — Üç En rösum& Muhtazir — çekişen — (Fr) "Agonisant Yazan: Mustafa Kagib öm Kışladaki silâh ve para sandıkları kırıldı Öğle vakti olmuştu, Resnedeki camilerin ve nr öğle ezanı okunmuş, camile- re girmişti. Sokaklar ilmin ten- halaşmıştı. Cuma namazının bir saatten fazla sürmesi, Niyazi bey için büyük bir fırsattı. Bu zaman içinde kışladaki işini bitirebilir, kışladan alacağını alır, kimseye izini ve istikametini göstermeden çıkib gidebilirdi. rise bey, ortalıktan el > esildiğini görünce kışlanın pe: sie diğer eski ili hada ulunan çete başındaki fesile (1), kıhcla, ömer ile içel retler vermeğe başladı. Bu > ler, inkılâbcı larının atle yi temin dap surette veriliyordu. Niyazi beyin emirlerini alan bü- ederek kışlaya gelenlerin tamam olduğunu görünce derhal işe baş- lamağa karar verdi. Evvelâ tabur aysan bulunduğu sandığın ki- dini ve kapağını kırmak lâzım- z Gönüllülerin bazıları ellerine geçirdikleri baltalarla bir (kaç darbe vurdular ve sandıkla ka- — biribirinden © ayırdılar. Niyazi bey, sandıktan çıkan tor- Salar içindeki paraları saydı: eş yüz elli lira ile bir kaç meci- diye çeyreği ve bir çok onluk çık- b. Bunun üzerine bir sened yaza- rak «Tabur sandığından elli beş bin kuruşun “e suretile ii ae zikretti, paralar, zaruri Ka alez RE Para alındıktan sonra, silâh ve cepane sandıklarının kırılmasına sıra Gi Bunların açılması iç olmadı, silâhları ve kâfi vi cepaneyi maiyetin- deki efrada dağıttı. eme her şey tamamlanmıştı. Artık dal fazla vakit geçirmeğe e yok- tu. Biran evvel çı ve kasaba- dan uzaklaşmak lâzımdı. Niyazi bey emir ye Bütün sele efra- dı, intizamile v bir halde rini epik Niyazi bey, çete efradının kış- lada toplanmalarını, para ve $i- i (1) Abdülhamid zamanında piyade za bitleri fes, topçu ve süvariler kalpak giyerlerdi. MEŞRUTİYETTEN ÖNCE Manastırda patlıvan abanc mmm Sıra No. 62 lâh sandıklarının kırılarak çel ” Zz elli kişilik silâhlı bir kuvveti Resne gibi küçük bir kasabadi ayrılması, elbette herkesçe i k takib edilecek bir hâdit ı Halk ne zannetmişti ? Bahusus, ie saril kırılması, Niyaz bu tindeki Sekdiei haberi olri yan kışla nöbetçi onbaşısile b kaç neferin gözleri önünde ce) yan etmiş, bunlar hâdiseyi merf ve tecessüsle seyretmişler, fak! âmirleri olan kolağasının emrif karşı ses çıkaramamışlardı. Niy! zi bey, maksadını pek yakın * emin sırdaşları müstesna olarf tamamile gizlemişti. Fakat Niyazi bey için vaziy€ tevil etmeğe imkân vardı. O, P kaç saat evvel kanun çavuşu i tabur binbaşısı Refik beye gül derdiği haberde kendisinin bir ! nüllü müfreze teşkil ederek bö ka bir yoldan müsa erif gelerek Bulgar çetesini imha iç kendilerine eceğini bi ndi| yardım dirmişti. Binbaşı Refik beyin R€ neden çi gitmesine âmil ol8 Niyazi beyin bu haberi, daha man -kanun çavuşı boşb* Bu ine is Niyazi beyle ms yetindeki çetenin Resneden çıl ması, bu rivayeti tasdik edet* şekilde telâkki edilmişti. Gönü lüklere verilen silühlar için silâ sandıklarının kırılması da şül yi davet Tipe bir e olmi mıştı. Herkes, Bulgar tehlike karşısında oeiale deppoy memi el lmadığı için- bu hareketi maz! görmüştü. Ancak Niyazi bey, maiyetind vet edebilirdi. Bu itibarle anci on üç fazla silâh alınabilmişti. (Ar kası var) Muhtelit — Karma — (Fr.) Mixte iş kini Muhtekir — Vi Muhtel — Bozuk Muhtelif — Türlü > Aklı bozuk — (Fr.) > (Fr.) Dörange Aliğne eni > İktimalli, olası, olsa ge- Muhterem > Sayın Muhteri — Bulman Muhteris — Yarsılı, bhırsh — (Fr.) Ambiticux Mubhteriz — Çekingen, sakıngan—(Fr.) Reserve leme e (Bak: ai 3 — (Fr) Pom yan, kaplıyan iu Mukabele — (Fr.) Reponse, confrontement z olarak s (Fr) Reciproguement. 'Mukabil — Karşı — (Fr.) Recip'0 Mukaddem — Önce Mukadder — > (Fr.) Desi Mukadderat (Bak: Nasib, tali) — ( tin v Mukaddes — Kutsal > Kesimli Mukarenet — Rapprochemen Mukarin — Yanaşık alın — (Fr.) İnöm Örmek Mukarihikiniğan dt 22 kınlarından biri. Makaseme etmek — Üleşmek, pay mak, bölüşmek . Mnkassi — Bunaltıcı, sıkıntılı Dn — Kesim — (Fr.) Affem Çcıtal) — ürüşme ci ve ime > Sözleşme, sözbağı Ma (Tahammül) > Ds nı, dayak > — (Fr.) Rösistance