AKŞAM İBARE Ziyafet baü. AROS İskender Fahreddin Barbarosun yanına kontes (Laure) oturmuştu. Filozof Boyer: “Nis fatihleri şerefine içelim!,, diyerek ayağa kalktı ve... Misafirler ikişer ikişer yemek (onura geçiyorlardı. Salonda iki yüz kişi bir arada, ir da yemek yiyecekti. Ma bir başına Barbaros ile Kontes Laure) oturmuştu. Ali reisi de masanın diğer başına, Fransız alman karısile birlik- te otu ar tarafında Kon ile dier ra da kralın ma- uaştu, Filozof a Barbarosa çok yakın bir yer almıştı. Bundan sonra spec meşhur hekim- lerinden Romeo geliyordu. Di ğer davetliler ik sıra ile yerleri- ne oturmuşlardı. Ali reisin solunda Fransiz ami- ralının karısı, sağında Fransanın kibar âlemlerinde güzelliğile ta- nınmış olan madam (Collete) otu- ruyordu. Madam Kolet çok şen ve kah- kahası bol, otuz be: nda, uzun boylu, hovarda meşrebli bir kadındı. İkide İm Ali reisin yüzüne bakarak — Ni kalesini zabteden Türk- i gördüğüm anın en mesud ve bahtiyar kadını sayıyorum!. Diyordu. Ali reis ağır başlı bir adamdı. Madam Kolet kelli iltifat malarından ço! Barbaros e sonra içki içmez olmuştu. Çoktan be- yaset ve nezaket icabı olarak iki kadeh şarap içecekti. Kont Ro- ber ayağa kalkarak kadehini eli- 1: — Bu gece, Fransa kralı birin- öyeyi ve bü; isafi- rimiz amiral Barbaros idi- hi selâmlamak şerefine nail ol duğum için, kendimi çok bahti- yar sayıyorum. Kontes bae — mi kal- dırarak yüksek — Aziz mi şerefine içelim!, Diyerek bütün da- vetliler kadehlerini dudaklarına götürdüler. Bu sırada ince kadın benziyen bir ses daha yükseldi: — Nis fatihleri şerefine içiyo- rum... Bu, filozof Boyerin sesiydi. Boyer, derin bir hayranlık için- de, gözlerini Barbarosa dikmiş bakıyord Filozof * Boyerin Fransada bü- yük dedikodular uyandıran bir «Silâha, kadına ve kitaba her gün bakmak ii Filozof bu a söyle- memişti, Hayatta ferd i için Mi ce miyet için de, hattâ devlet iç de bu üç şey çok lâzımdı. Filozof anlatıyordu: al Fransuvaya bunu söy. ldiğim zaman, bana gülmüştü. ugün, Nis muzafferiyeti çağ al —— anlaşıldı ki, bir milletin üç e ihtiyacı vardır. Silah, kadın, kitab Kitabdan maksadım, ilimdir.. bilgidir. Kadına İrars Nis muhasarasmd erkek. leri kadınlar teşvik ali lerdi, peri kurtaramıyacaklardı. Muk: ii amasında kadı İş arşısında bugün hepimiz, büyük bir minnet- le b rımızı eğiyoruz. Haydi, bu üç kuvvetin şerefine içelim!, Tekrar içtiler, Barbaros, filozofun sözlerini teni bir alâka ve dikkatle din- liyordu. Boyer hiç de boş bir adam de- gildi, vecizelerini herkes ezberlemi Fransız ika bunlardan bi- rini hatırladı: «Eğer iş sakala kalsaydı, keçi- ler kazanırdı! ' Gülüştüler. ” Kontes Laure de şu sözleri tek- tarladi: «Mahir bir okcu, yayı ile değil, atışı ile bilinir.» .Filozof Boyer, Barbarosun yü- züne bakarak gülümsemişti. Fransız amiralı Denghien kaş- larını çattı.. ve yanındaki dostu- na: — Artık bu bahsi kapasak fe- Filozof Boyerden baş- ka bir mevzu kalmadı mı?, Kont Rober bu muhavereyi işit mişti. Misafirleri sıkmamak için gözünün ucu ile filozofu süzdü.Bu süzüşte filozofu süküte davet e- den bir mâna seziliyordu. Fakat, Boyer bir defa ağzını açmış ve Barbarosun karşısında ( oturmuş- tu. — kolay kolay kimse sus- azdı. na olmaz. eeR içti.. işte gene ağzını eni cevherler yumurt- luy — Örs oldunsa — azar ok dunsa vur! Vücudüm nın işe yaramiyanını ad e onlar örsü ve çekiçi bili yi kullanırlar.. ve biz sanırız ki, ön örs ve çekiç bize lâzım olmıyacak! Biz de yarını bugün- maktan daha büyük bir le var mıdır?. (Arkası var). kr | Her | bir bikâye a Zühtü otelde giyindikten so biraz balkona çıktı. > da iyiden iyiye görünüyordu. Bir- denbire güneşli bir günde yüzü- ne ayna tutulmuş gibi gözleri ka- Dolaba giriş | .ların seslerini dinliyerek yanyana dolaştılar. Zühtü cebinden bii sert bir pe Merraal çi Buyursanıza. maştı, Karşıki odada genc bir ka- lU — Teşekkür a içmem.. dın gerine gerine yataktan kalkı- — Dünyad TE (7 içi- yordu... | po ya... e e saçları yüzünün bir İm erkekle: sal dre bir mını kapatmıştı. Vücudü fev- iş özerk lde, gideli tli kalide güzeldi. Üstünde z | tir. «Bay Naci» mehtab çığ i bir gömlek vardı. Çıplak | bile belli olacak derecede kızar- şın elinden çıkmış gibi biçimli i- di. Yüzüne düşen saçlarını elleri- le arkaya attı, Fakat saçla- rı o derece kısa kesilmişti ki, çok uzaktan gören onu erkek 7: decekti. Güzel göğsünü titreten bir ha- reketle bir pars gibi ya! ladı. Bir müddet odadi anne riyi muayene etti. yerde, halı- nın üzerinde kadın jimnastikleri yapi Sanra... Ve 6 Zühtüyü dilini cak derecede şaşırtan bir hareket yaptı... Gi- yinmeğe yin Şimdi siz: — Bi şacak ne var? Her rl lili)” diyeceksi- Fakat karşıki odadaki ve er kadın gibi Ogiyinmiyordu. erkel inde erece kadın bakışları, o derece kadın hareketleri vardı ei Merdivenin sahanlığında güzel kara gözlerile Zühtüye baktı. Ar- tık Zühtü ek bir polis hafiyesi olmuştu. aktı. Genc Kedili Sağı 13 numaralı odanın bay Naci isminde bir a- dam tarafından tutulduğu yazılı idi, İçinden: — Hey gidi bay Naci hey.. de- i O otelden çıkınca, Zühtü de ar- kasından... Bizanslılar zamanın- dan kalma büyük kaplıcanın ya- nındaki yüzmi na gelmiş- e havuz; lerdi, Herkes burada açıkta yüzü- yordu... » Erkek elbiseli kadın ha- müsaade ede isiniz?.. Sigarasını yaktıktan sonra ah- baplığı ilerletmek için bir kaç söz daha söyledi. Yemeği beraber, i masada yediler, Öğleden sonra Yalovanın bütün görülecek bül yuvasın, Kardeşleri, Guney parkı di . Artık iyice ah- bap olmuşlard Bir aralık genc ni bir mu- ziblik yapmağa kara i. Er- Eye e mahsus mi kaplıcası irmeleri için israr etti. Fakat «Bay N Naci!» buna katiyen razı lmadı.. Akşam ryemdeğ bzden sonra meh- taplı yollarda, Murad köprüsü- nün üstünde, deredeki kurbağa- a kadar en Pisi öle durdular, Üç gün sonra Zühtü bir arkada- şına şu mektubu yazıyordu: göğsü bütün fevkalâdeliğile mey- iy çıkıyor. Fakat her dolaba sokacağım. eg öğreneceğim. ... «Kârdeşim Selim, Dün gece onunla büyük otelin gazinosunda karşılıklı oturuyor- duk. Ni e viii ısmarladım, viskiler Onun içişini “ . Her şeyi itiraf edecek.. PA SE sevdiğini bile, Zühtü pm «Selimciğim, açık saçık kadın maceralarımdan bahsettim, Kim- k Her halde dolaba giriyor vk Selim, Dün onun yanında otüruyor- > O geceden sonra iki gün ya- amıştı. Henüz a bapüğmiz yeniden canlanmıştı Karşımızdaki masaya güzel bir kadın oturdu. Nefis bir — ein i h li eseri oldu... dei ii kağ mi?. — b neresi bunun.. — Nefis ya.. şu eilliie yahu. gözleri hep bende Süz kekini dd ne de belli. n olsa yerinden fırlaya- gırtlağına sarılac — Fevkalide bi şey. sma alı.. Elektrikle çarpılmış gibi yerin- den fırladı — Allah mübarek etzin.. dedi. ma PT STDAT KUVVET HASAN FIS ZU YAĞI Zayıf ve cilız olanlara fazla gıda lâzımdır. İşte Hasan Fıs- tık Özü yağı, gıdai mevaddı ve kalorisi ve yaz içilir. Çocuklara ve gençlere, genç kızlara ve hayattan zevki azalan ihti- yarlara çok büyük faydalar temin eder. HASAN DEPOSU: Ankara, ul, Beyoğlu, Şişesi 75 or- ta 125, büyük 200 kuruştur. b . Hem alâkadar da vallâhi.. Adres tebdili için yirmi beş pul göndermek lâzımdır. kuruşluk e a 923 — eşim 171 e x 8 imi 51 m ir 42 Va. 810 3,04 1212 1601. 1900 42. İdarehane: mrei silip Acımusi 13 AKBA müesseseleri karanin modern türkçe fransızca ve ecnebi lisanlarda kitap, gazete, mecmua, fotoğraf evazımı ve modellerini temin eder, Merkezi: me vekâleti karşısın da telefon Şubesiz zarında Yeni 'ahbaplarınızla güle güle Arkasına bakmadan hiddetle uzaklaştı, Senin anlıyacağın ar- tık adamakıllı dolaba girmek ü- zere... Zühtü Kardeşim Selim. rma başıma gelenleri, dün odama girince her şeyin, bütün paramın yerinde yele” estiğini gördüm. tünde bir mektub «Sana bu muzibliği caktım. Fakat ilk defa g eee Senin başka kadınlarla alâkadar kü- yapıya ük bir yicem almak İstedim. Senin paranla uzaklara (gidiyo- rum. Naciye ' Sonradan öğrendim X gazete- lerde okud. u müthiş bir kadin hırsızmış. Aİ imilel bir serseri.. hep erkek kıyafetine girer, hattâ bazan tüysü güzel yüzü ile o eş erkek diye ken- dd satar, âşık rolü yapar önü- ne geleni dolandırırımış.. Ben o- Du derken ke # mali <iddiyetle. dolaba Kol fakat rum. Âsıl yandığım ak kaybet re daha soysa... Hey gidi güzel hırs (Bir yıldız) > “ği