Sahife B AKŞAM 16 Nisan 1935 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI iIRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — 'Tefrika No. 468 Kâmil paşanın yuvarlanmasına sebeb olan bir jurnal: Tevatür beyyinesi.. » ne mabeyin rü Gazi Sans şanın seraskerliğe tayin edilmesi rak: ) (Osman paşa ile Kâmil paş& arasında simimi bir meveddet var. Diye ilkaata adıla, Ji Saib paşanın vefatından bir siz tebaa: diber evvelden âmil paşayı gör- meğe geldi. Ve m üzüle“ rek şu in söyledi: — Sözü nasıl Müsaadenizle işi olacağı gi- bi arzedeyim de bınız ne olursa onu gidip tebliğ edeyim! Söyliyeceğiniz nedir? “ Odiber — Bu iii yarısı beni Yıldıza celbettiler. Yaveri ekrem müşür Şakir paşa 'dım. (Gel, bakalım! Mösyö Odi- ber! sen elbette sadrıâzamın ef- kârına vakıfsın. Gazi Osman pa- nu (senden lamak © iste- paşa memnun mu? içel mi? Bu- rl iste nu se! rim) dedi ni Tl efendim; kerem ediniz. Benim sadrıâzam Tarif buyurmanızı rica ederim. mil paşa Bu bapta size verecek hiç bir cevabım yoktur, iber — Şakir paşanın bu su- nız padişah tarafından anlaşılın- ca seraskerlik kendisine mi tev- <ih gi Başka mâna miyoru! Kâmil ; paşa — Verecek hiç bir ay yok! Size mina üzerine M. Gi miş Şakir paşanın gf seniye ol madan Osman ve Kâmil paşalar pr münasebet derecesini için böyle gece vakti Yıldıza bir vasıta celbine cüret ipi z idi, H. oya yirmi ve ei £ olan ci lüs günü (rumi 19 ağustos) Bini rik için vükelâ saraya gitmişlerdi. m yalnız sadrıâzam eyhülislâmi eya ka- rini tekdir ile hamid mütevehhiş oldu; bu hali dzllmdlk Oğunı, müthiş sadanın bundan ile- ri geldiğini öğrendi; dönüp kor- il adığını müsa- ki hibler vasıtasile içeriye, hünkâra bildirdi. Bu hadise hakikaten bir kaza eseri mi idi? Yoksa padişahı kor- kutmak ve A bir fesad tertib edilmek ii dırmak için bir sania mı idi? Bu- rası meçhül kaldı. Kâmil paşa bütün bu sania ve tezvirlerden kurtuldu. dülhamidin vehmini birdenbire alevlendiren bir jurnal ile yuvar- lanıverdi: Tevatür beyyinesi jurnalı! Tevatür beyyinesi jurnalı! rında padişahın ziyade teveccühi ne nail oluyordu. O kadar ki bü umu Suphi kb ve- fatile pek müteessir ol ya aksedince Abdülhamid Kün i tahfif için ara- elmiş, yemi alarak Kâğıdha- maz ölmüş tü, n geçti. Artık Mısır era il İeçitee ile paşanın ir al, rr ys lü ediyoi Bir gün şeyhülisi “ Bodrumi Ömer Ls efendi (16 cemaziyek m -299 em 1309) si Mz Abdülâzizin şeri ne esas üzerine hal 'edilmiş oldu- İp zerm vermişti, dülâzizin mesavisi tevatür ye vasıl olmasile hal'inde fevatüre istinad edilmiş diye Ab- dülhamid bu noktada İyiden $ iyi- ye vehme kapılmıştı. m isbat etmek mümkün olabi- anla Maksudiye a me 7m Bu davada tevaütr yle dinlenmesi davacı tarı İse — Küreme arzuhali usulü daire- sadaret makamından ev- e nezaretine, sonra meşihate ha- vale olunmuştu. Ömer Lütfi effendi padişah ile mülâkatını anlatmaktan çekimi- yordu. Bunu duyup fırsatı ganimet bi- Mm... efendi tertib ettirdiği bir ji â ina etti, Hüseyin Hi imzasını yan bu jurnalda denilmişti ki: si amme Sen BAHAR Yazan: Muazzez Tahsin — Rica ederim bu kâğıdları bi- rakınız! Uzanan elimi ei avuçlarile kapadı. Tiyatro: umuz şam du; iraz boğuk, bi- raz yaşlı sesile rak e 22 bana bu mektubu anlatır mısınız? Titrek ni kurtardım: — Çıldırdınız mı? Bu nasıl olur? — Niçin? — Başka bir arkadaşımdan gelen mektublarımı belki size an- latırdım amma Minanınkileri ka- bil “e l Böyle ince kâğıdlara satırlar dolusu ya- arkadaşınız size ne diyor? Her halde dedikodu değil! e Mina ile we 8 : Eu ; z: Li A ei buradaki günlerinizi yaşatıyor. — Tabii! — Bizden de bahsediyor musu- nuz? bı fetvada faslı mükarrer dava için tevatür beyyinesi dinliyecek- tir. Bu dava müzevverdir. Maksud Murad mânası ; Maksudi; hanı Murad han demektir. Mak- Mei tabiri Murad ismini örtmek Tevatürdeki — o kadardır ki peygamber- in nübü wvetleri, evliyanın kera- metleri bile müslümanlarca teva- türen sabittir. İşin fetvaya düşü- rülmesi km FA eek we eydir. B tifak ile tevatüre istinaden sul- tan Muradı iclâs e! savvu- runda bulunuyorlar, Mabeyin başkâtibi Tahsin pa- şa Yıldız hatıratında bu mühim tiğini yazıyor. Jurnalın mealini şöyle yazıyor (Tevatür davasını birçok meşihate gönderilecektir. paşanın o meşihate havale ettiği isbat için insan bir araya toplatılıp Kâ e ee ileket 3600, ipi mia çi üç aylığı 1 000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. 160 Yatı 137 Muharrem 12 — Ruzukasım 5 İmssk Güneş Öğle ve m si 8,43 10,30 5,25 5, 552 4,19 1214 İleri ML İdarehane: Babâli civarı Acımusluk Sok. — Mi inizi — O halde bu mektubda beni alâkadar edecek şeyler e Biraz kız Yalan söyl mekten Ka işin mim kısaca: Evet! dei ve tekrar ıs rar ederse belki e sesinin te- sirinden kurtulamam korkusile yürüdü Pişi somurtkan mı? Üzüntülü hığunu anlıyamadığım bir Gi arkamdan geldi. Briç oynr yi ve ne emizdi. Anlatı- lamaz ve yazılamaz deliliklerle kahkahalarla güldük. Maskara şeyler konuşarak eğlendik. Saat birde yemeğe oturduk. Matmazel Kürdan İtalyan ressama aklını ri alacak kadar şampanya (şampanyayı milyoner if dirdi Benim zavallı bütçe buna tahammülü yoktur bilirsin) b sıra Katyayı kıskandırmak isti- du. Katya ile ben, mis Hollivutun duk. Belki bizde biraz sarhoş- tuk. herkesten e içtiği halde keyiflenmedi. Sa- at üçe kadar, bir taraftan Dolli- i Kai bol bol Türkçe konuşmamıza bi- le ses çıkarmadı. Uzak, dalgın bir hali vardı y Saat üçe doğru, mis Hollivut ona böyle giderse herkesin keyfi- i kaçı 3 öyleyince yerin- den — Hakkınız var, zi bozmamak için gi gid. Ne kadar ısrar etmişsek fayda etmedi ve gitti, ÇİÇEĞİ Bunun için SE dostuma kız- ım oMinacığım. sın rd uzak, dalgın, hat- tü Önül beğenmediğimi görüyorsun kor! kars sun ya! Öyle ise deşim. Onun aşkile ölmeden se- nin kol arasına atılacağım, Gözlerini, yanaklarını seve se- ve öperim EE Aren. RS Minaya Paris, Nisan 32 Salon açıldı Mina, Yüzlerle, yüzlerle resim ve heykeller bir ışık nuru altında yan- yana reyi Her dür Se kişi burasını geziy: Ey görüyor. Salon bir in- san eniyi Kümesi dolup şalıyo: e yarattığım tablo da bun- ların içinde... Göğ nasıl se- vinçle dolu bilemezsin kardeşim. Hayatımda yalnız bugün için ya- şamışım gibi kalbimin içinde ta- ze bir neşe filizlendi. Fakat sergide ne kadar güzel eserler var görsen! Onların yanında benimkisi bir hiç! Yoksa bana mı öyle geliyor. Ne bile- Kafam ve Ki karmâka- nkü gazetelerden birin salondan bahseden pi pera kıyeti — Genc Türkiye Cı yeti her yolda olduğu gibi sanat yolunda da garbe doğru or. Bu sene salonumuzda ma hir edilen tablolar arasında Pari Güzel sanatlar mektebi eyi Feyhan hanımın da güzel bir eseri görülmektedir. Bu eser, bilhassa renklerinin biribirlerile emleketi ve bütün sanat âlemi haklı olarak ee gü- zel şeyler beklemektedir. Mutlaka İstanbul lal in de de resim sergisi için yazılar ii bunları bana gön- derirsin inley, bu başladığım. yolda hiç ok mazsa birkaç ay için daha etra- fımdaki büyük artistlerden istifa- de etmek isterdim. Daha altı ay olsun burada kalabilmek için bir çare düşünüyorum. Belki de son bir fedakârlık veya vE m ya- şada- lum ina... Bana ağır nasihatlar etme! Kal bim bir tüy gibi hafif, kafamın içinde ince bir saadet bulutu dal galanıyor, in salona bir eser gön- derdiğini biliyorsun. Hani bir genc avcı ile önayal sahibinin bizden başka kimse sahibini tanı- miyor. Üstüne (5. N.) harflerini yazmış. (Arkası var), "