Sahife 6 AKŞAM 7. Nisan 1935 7 Osmanlıcadan türkçeye karşılıklar kılavuzu N. 12 — Öz ye ys m sözlerin karşısına (T. Kö.) beldeğik le ir Bunların her vr hakkında — Yeni b de konulmuş. filen isı gü ln Tab ir işle Gümitmde Fili — Öle Yalnız düşünüp tasavvur et- yetmez, fili olarak da harekete di. 'alnız düşünüp tasarla- mak ri isnel olarak da harekete geçmelidi niz — AN Örnek: Bugünkü Ki para ancak yüzde üç faiz naki inkü gün- bi para ancak yi rem getiri- Me basit — Düz mürekkep — li aka > Ancak, yalnız e leşi ar var vi ek: ri, fakat itinalı > sa'yile — ii yalnız özenli bir ışma ile, 2 — Hakkınız yar, fakat — duracak 'amanımız yoktur — Hakkınız var, yal nız duracak zamanımız yoktur. 3 — Bu işi başaçıkarmak si nizden gelir, fakat başka eN ie rakmanız lâzımdır — Bu işi başı k sizin elinizden gelir, şu var r ki) başka bi e işlerinizi bırak- ve zavalh e Örnek: tı fakr içinde geç- > — Bütün RM ml içinde geç- © ali hayr — Yüm, Uğur Bu o İşlenir ilerlemesini yarın- ” düşüncelerimizin de olacağına fali ayr en derim — ei işlerin mi sini siğil e elerimizin de hala ki, di- k: Farazâ dediğiniz doğru ol- abe etsek bile — Diyelim lm ki) dediğiniz doğrudur, an: Astözel—(Fr.) Hypothâtigue Felsefe ilmin farazi Örnek: ir isti, talesidir — Filozofi bilimin astözel bir uzatımıdır. — La philosophie est le epi ei de la science Faraziye (Fr.) Hypot- se Örnek: İlim ve faraziye — İlim ve astöz — La science et Ühypothöse > Töz.- (Er. ) Thöse ddeasını iyi izah etti Örnek; Mü z yz ği anlattı — İl a bien 'expligu& ihöse © Aksi müddea — İYeniköz — (e) Antithöse rnek: Müddea ve aksi müddea — Töz ve yantıtöz — Thöse et antithöse < eş ymak zin de beni le ark pm farzetmek iste. rim — Sizi de benim kadar bu işle ilgili saymak (tutmi isterim, Fariza (v: Ss mek: İnkılâb uğrunda bütün var- İnkılâl bali vermek milli br DER 3 Devrim uğrunda bütün varlığımızı ver- : mek al düşergemizdir. 'ark yrım, ayırt Bu iki söz arasında büyük bir fark var > Be il — arasında büyük Farketmek çs etmek) — Ayırt. lamak, ayirdetmek Fârika > Ayırmaç Örnek: İlmin en en büyük fi fârıkası, bir ve Terme ae — Bilimin ayırmacı, bir di içinde api ır, İstimm etmi — Ayramak — (Fr.) Excepter Örnek: Bu kaideden yalnız bir keli- eyi istisna etmelidir yi kuraldan mi bir sözü ayram. irsi yral — m eN Me iönnel Örnek: İstisnai seziielarde tutula- yalar > Ayml durumlarda tutula- — Kö re olan kelimelerin bugünkü işle tali aslı ügüm olan hüküm, türkçe «çek» kökünden ei şel yollar. —— Av — nn an (mütehassıs) çe hiç bir bakımdan ayra yok- balim Ayi © (Er.) Sans exceptioi Örnek: Her vatandağın hakkını bilâ- m vüzifemizdir 3 İstisnaiyet — — Ayral eferrik — (Fr.) Divers rnek: ii hövazlsleş Ayi ei Pier Örme ii etk) kabul etmez. ai efrika sline anlamına) - Ayırga > (Fr.) Discorde, desuni. rnek: Vatandaşlar arasına tefrika - Yurdlaşlâar arasma ax a ,sokmamalıdır.. efrika a terimi) — Böle 5 (r.) Pali letö: 5 nel Gini arın i bi tefrikaya b yor — Grzekelliz yaf 3 bir böleme hel art, İfrat — Aşın, aşırılık, aşkın, aş. As- > — Fartı muhabbet — n Gelin Muhabbette ifrat — vel atm (aşki mek) Sevgide a- — Aşırı gitmek Örn GE Hiç bik de ifrat etmemeli- is — Gi DE lie; ri gitmemelidir. zdiyem ai makalenizin fasahatine ui yazınızın uzdiye- tur. va anlatım — (Fr.) Eİçeaksnli döposi! Örnek: İfadesi bozuk — Diyemi bo. zuk, İfade ei ade. almak — Di- yem vermek, diyem Tarzi telaffuz — 1 — (Fr) lan Örnek: yerin ki a bir tarzi reka Ke > Her yerin ken- dine göre bir Seseprz yardır. 'abir > (Fr) e Tün expression Örnek: hareketinizi anlatmak için bize bir ifade bulacağımı lenin Bu hareketinizi anlat: için nasıl bir ise bulacağımı bilemi ml rum > e puls pas trouver kieveeeier, le pour irlarekGer votre condui! Fasıl — Şi Örnek: in dört Faslı va z her biri ohiae ali — Bu ıcı var ki her biri ötekinden dört ayrı üstündür, — Bölüm (Bak: Bab) Ara, aralık > Bozuk Örmek si fasid — İçi bozuk Fesat — Örnek: Kikaleklii fesat istiyenlere karşı o bütün millet Omüte- yakkızdır — Ülkede bozut çıkarmak is- tiyenlere karsı bütün ulus ye — Be. ii nakl bo; zutmak istiye: nlere etmek (nifak sokmak na) — Arabozmak — (Fr.) teri İn dkardanca e imali anlamma) | a Arabozan (Fe) Pe m söditicux di. O, müfsd bir adamdır x O, bozutcu bir adamdır. . Müfsid (münafık mi — Ara bozan — Ee Corru Örnek: e bir müfel sikke ed ederek o. nu bana ei lr z Eğ e ara- © nlik ederek onu bana karşı kış- Fâşetmek (ifşa etmek) — » açığa vurmak, açmak VE : Sırını faşetti > Strrmi dile sai Taki vurdu) — İl a divulguğ son secret İfşaat — Gizaçı — (Fr.) Divulgation, yegen Örnek: İngiliz Hariciye Nazıri, > ekol bakla Ya lunmuştur — İngiliz dış bakanı, ba İs len hakinda bir takım çıları Fu iş yi) & nek: Ta Hin üye iaiklere ei rini körmetle anar — büyük al payların adlarını saygı ile anar. Fethetmek > Açmak, almak — (Fr.) onguğrir Örnek: İstanbulu Mehmed Il aldı iğsi tmuzi yazılarını gazeteler. inen kiliç iyi ii edilmesi için, gereğine göre, Fe iudalsi Gts ayrıca örnek- ve kullanılar. şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan gibi. rn işin. K ahannda iken ük mi inüekü İler ödinig öste, İşi » bulanaında iken bi İer e Örn Fazayı nâmahdud içine ser- li an yıldız kümeleri > Ucsuz içine serpilmiş olan yıldız kümeleri. at (Bak: denact) — Alçak Ön Bu harekete fazahatten Ye ka bir ad bulamıyı — Bu hareke- orum — te alçaklıktan başka bir ad bulamıyo- rum, Fazilet Örnek: Fazli insan ri an , çok, il b a güder len Örük Ba azla “bastı — Bu kılavuzu e çok b Bask astırmalı, — Faza gidiyorsun — Çok olu. ) yorsun Gileri ire öce er be aş ika a ayl ken — Tanın ilk ışıkları ufka yayılır. en. Feda etmek — Vermek, uğruna veri Örnek: Vatan için canımızı vi deriz — Yurd için canımızı veririz. uğrunda üç çocuğunu verdi Hibeler a Fedakâr — Fedakârlık — Özveri Örnek: Yaptığınız vi çi unutmam — Yaptığınız oOöz unutmam. Fehmetmek (idrâk etmek) > Anla- > Öklem rnek: Her mefhumun kendine gö- Te bir manası vardır — Her öklemin endine göre yi anlamı vardır. Fk — zg ei Fekki mühür — Mührü ko- iy Ayırmak, açmak Örnek: Bu nda Ankaradan infi- kâk etmek benim pek güçtür — e Si Ankaradan ei benim “çen <0 z ie Vatan borcunu ödemiyenle. si kali yoktur — Yurd borcunu öde miyenlere onum yoktur. Felâket — Felâket 3 "Gözümde fer kalmadı. Sa dep in. De — Özgeçi rnek: Milli ane feragat mp mek lâzımdır sal işlerde göstermelidi Feragaf anil — Bırakmak, çekil. mek, 5 Örnek: 1 — Gelin, bu işten feragat im, bu işi bırakın — Gelin bu işten vazgeçin — Gelin bu işten el. çekin. 2 — Karallıktan feragat etti — Kıral. aktan F > Özgeçen ri ia en e — gerçekten feragat Ör sahibi bi — Bu genç gerçek- en e eğri "adamın *i ek: Menfantperes yatana hayır gelmez ani e n yurda hayır gelm Ferah — Fi F > Yalgö: Örnek: e ağ girişen- lere en — yük sıyasal şe önler en eri olan şey, yalgö Fı 5 Örnek: Ferasetli adam, en gizli v& ranlık şeyleri de önceden görür — Yalgörür ad. en gi ve karanlık şeyleri de önceden görü Ferd (Fr.) Individu Ferdi — Ferdiğ — (Fr.) Individuel Ferdiyet — Ferdiyet — (Fr.) Indivi. Br Her axşam bir hikâye Bar: in Sp iğemii yağ- , Sefalete, talisiz- liğe şimdi bir d e fena za inzi- mam ediyordu. Nimet pakette kalan son si- garayı da bü bir ziyafetin ay borca yemek yiyebilirdi. li ak ku ve iş tı, Ufal “gi elem dolu bir çekmecenin Şimdi bu Lak vi nereden dn pel ha- doktor ona şura- dan buradan Sales kten son- a, bu ve vermiş ve : — Benim mekteb arkadaşım- e dişi. Çokt tandır kendisini göremiyorum, fakat eminim ki hâlâ evinde mile iği e Kitaba, ok çok manalı manalı bakmış ve ilâve etmişti: — Siz a kitabları pek sever- Dostumla muarefe peyda altyn işinize öz yarar. İki- niz için de iyi Nimet bu e gülmüş, tu: — Kendisile nasıl tanışabili- rim? — Pej le, Doğru, evine gi- dersiniz, vali tarafımdan il diğinizi, übhanesini yle Kati ütül istediğinizi söylersiniz. imet o zaman gi tavsiyeye ya mat tmıştı, Fa- sim âlâ hissediyor, ve Peer niçin ihmal ettiğine şa- şıyordu. Hayatta ne bekliyordu? Böy- le sürü çıkacaktı? ekten Halbuki zengin, kibar Mz adam- la evlenecek olursa hayat bütün bütün başka bir mana kesbede- bilirdi. Gözleri bilâihtiyar ayna- ya çevrildi. Narin endamı, lâci- verd gözleri kendisinin bile h şuna gitti. Deri kararını ver- — Kartvizitte yazılı adrese git- üzere evden çi ağir lü” çamur içinde uzun uzun bataçıka en sonra, edi evi buldu. Bu, es- ki Be yiz bir konak idi. Kendisini hiz- ayi alktı. Orada bir genc LED tesadüf yer hiç ak- lina getirmemişti. ktor bay Faik tarafından geliyorum, dedi. Beyefendinin pek ahbabı olacak... Genc kadın mütebessimane sor- us — Kocamın mı? imet bir şeyler uydurarak an- Geç kalmıştı! j saretini göstermişti tiz Gözlüklü erkek e ce vab verdi: — Evet, bende ge kitab. > a 1 bırak* vvel an kis tablardan ayla oldum. tebessümle: emek evleneli altı ay oldu? ir sordu. / . Ondan evvel tam: ii ele bir hayat sişayal üm. Şimdi vaktimizi kırlarda; m Şimdi kirma 2 kırlarda; açık havada geçiriyı N sahibi, Nimet kütübhenesi aile hayatına atılmış oluğun anlatıyordu. Nimet Avrupaya Kere seal retle gitmiş Türk ricalinin Avru tercüm€| “> arar gibi bir vaziyet takım lil sahibi dığınız var, dedi Bu gayet güzel cildli diz ve kıymetli bir eserdi. unu istediğiniz kadar y#* zle alıkoyabilirsiniz. (Hattâ müsdaadenizle size bir yadigâr ok sun... Nimet kabul etmek istemiyor” ie Fakat ev sahibi o kadar ns o kadar ısrar etti ki artık ara Hattâ bir çay i€ mek teklifini bile değere ka” bil olmad ln mler rahat ve zengin k© nurlu ve yağmurlu s0 ai ei inde bu karı ke" ni söyledi. Uzun uzun p# zarlığa girişti. Fakat kabil değil beş liradan fazla vermiyorlardı. Birdenbire, aklıma başka bir fi kir geldi: — Adam — Gi ii var mil dedi. İyi a bilirim, kö tiblik lie ünik iü ye parım... Kendisine iptida mütereddidi” baktı kat sonra, işleri m alıkoydula! lerdenberi kf tabcılık ediyormuş gibi, vazif€ ıldı. derin bir hüzün ve . vekkül eliyrdi. Vaktile rahat rahat yaşıyacaktı. ia tesadüf kaçmı tı, Şüphesiz tık yarından oem İma: siz ve karanlık bir vaziyette ikâye: miş olduğu için rahatsız etmek ce | İunmuyor mı ydu? e