— » leri kapıdan çıkıyorlardı. BA Fahreddin i Akdoğanı şarabla sarhoş ederek bir arabaya attılar. j AROS (Salina) Akdoğanın koynunda iğ mak “Sen kadar çok seviyorum, bilse, kaçırı loğanın e gezmek di Aspanyol dilberi, Akdoğanı ırıyor mu? Ak adayı Inız kas hırsa RE daha iyi Kü Gemiciler inerek Ak- herken gene buraya ai ve s€- Bİ alırız, Dediler. Akdoğan bu tekliften oi Salina oynarken Türk denizci- Akdoğan, saçları ağardığı hal- de çapkınlıktan kendini eye 23 d azife başı gün! kusuzluğa, açlığa lin 1 &der, düşmanla karşılaşınca as- lanlar gibi ie Fakat, va- Ziyete hâkim olup ta başıboş ve serbes kaldığı Sil içkiden ba- $ını kaldıramazdı.. Nerde güzel bir kadın görse, gözü ona takılıp kalırdı, Akdoğan o gece aylardanberi Yoksuzluğumu duyduğu karısının yalini gözünün önüne getire- Tek coşuyordu. Akdo; oğan, meyhan a ipi GP dair z sıkılarak sevip okşamağa lamıştı, Salina şarkı söylerken «— Bu dünyanın altı ki Yer eml içip gülm: - Ah ne . Ah ne ig pe am üne saç- arının ucunu sürüp Ezan Salina bu şarkıyı tekrarladıkca oğan şarap kadehlerini boşal- yordu. Bir aralık İspanyol rakka» #esini baştan ayağına kadar sü- Zerek; — Şu kâfir koz (Altındal)a ne kadar da benziyor!. #linden nasıl oldu da alamadım abdal bir adarimışım e lâm, Va Dedi... Ellerini yüzüne götür- — Altındal. O çok ince bir ig dı, Ben onunla evlenseydim, 6: Tümün en güzel çağları böyle Gk ” tallar ve martiler gibi deniz üs- , ; de geçmiyecekti. Onun sicak | koynund. nda yatacaktım.. Ve şimdi- ye kadar belki de bir çocuğumuz | er deni- ?e çıkışında beni de Teli özlerini uğuştur. elemi din durmadan, dinlenmeden Bayışı Akdoğanın başını öğndlr. Müştü; Yeter artık Salina! Meyha- Ne de seninle beraber dönüyor Sanıyorum, Ben sarhoş e m ga- bar... Salina şakrak bir se: — Benim elimden Se şarap iç- misin?, i vere haykırdı., Yanına koştu... N 8 Akdoğanın yanaklarını okşı- arak dizine oturdu: ii >> Ben senin kadar yakışıklı 3 erkek iş mp Bizim ada- & şarabı meşhur. yer- bu şarabı ai) Haydi beli ee hatırım 7 Allağın gözlerini açamıyor- du, — Veeeeerrr., içeceğim. Diyerek mırıldandı güçlükle eline aldı... daklarına götüremedi: Ben ; Kadehi Fakat du- Al... Sen iç bu 1, Salina baygın gözlerini biraz daha süzerek, ince un ile Akdoğanın göz kapakları. nı yukarı kaldırdı: Le asl Şuradı bir sedir var... haydi, şunu da iç.. Orada sabaha kadar seninle bir- likte yatarız — Ah yarabbi, bu gece damar- larımın içinde şeytanların tutuş- turduğu bir alev var!, Diy. andı, Salina elindeki şarap kadehini zorla Akdoğanın ağzına boşalt- g — Bak... Ne lezzetli şarap!. Genc kadın Akdoğanı iyice u- id küçük bir kaş hagi Vazifeni yap!, Diye seslendi. M iri gövdesini sallı- yarak koştu.. Akdoğanı el ty e meyhanenin yanındaki od seir dakikaya kadar di kk Salinanın şehv: nağına benziyen gözleri şimdi, intikam ateşile tutuşmuş bir vol- iyordu: gi fırsat her zaman ele seç bizmi sokağın arkasında sa- atlerden beri hazır duran arabayı kapıya yanaştırdı. Burada üç İs- panyol askeri nöbet bekliyordu. Akdoğan müthiş bir tuzağa dü- sürüldüğünün farkında değildi!. Arabanın içine bir yatak ser- mişlerdi. Akdoğanı bu yatağa uzattılar.. Salina Akdoğanın koynuna girdi. kol d Tuz. ei ne kadar çok seviyorum bilsen ban yeniği ordu. panyol EN arabanın atlamı: Üç İs, etrafma Araba deniz a şerid gi- bi uzanan düz ve lu bir yolun üstünden sarsılmadan gidiyordu. Meyhaneci a kendine söy- Dali başlami e Mi ek belâya lr bi de pılıyı pırtıyı toplayıb adanın arkasma ( sıvış- mek Tü a emicileri, reisle- ie kaşeli anlayınca, ilk önce beni parçal arçalarlar. (Arkasi var) ” YENİ NEŞRİYAT HOLİVUT Holivutun 14 cü nüshası güzel resim- ler ve zengin bir münderecat ile intişar etmiştir. YARIMAY Geçen ay ği matbuat ri ei Yarımay mecmuasının 3 üncü yn mr ne kadar yorgunsun. El bir hikâye DM vel g g a: müğa mi lg içinden düşünü- yordu: «Bu akşam epice patladım, Ca- nı sıkılan bir insanı eğlendirmek için likörler, yaldızlı cıgaralar kâfi gelmez, Güzel giyinmiş, zen- gin bir mer küçük bayan ile kâfi gelmez. Kayın peder ta- bi hammül edilir şey değili Eldivenlerini çıkardı, pek dar gelen kuyruklu esvabını da çıkardı. «Kendimin olmıyan bir esvabı bu son giyişimdir, dedi. Benzin kokan eldivenlerden de kurtula- cağım. Elbette bizim kayın pe der bunları düşünür, Kendisi mü- teahhidlikten kazandığı milyon- de yüzeri ni böyle kılıksız kıyafetsiz gezdir- mez yal..» Yazı odasının küçük lâmbasın erinin son sahifelerinin karşısına oturdu. Cemile yatma- dan evvel bunları yeni harflere çevirerek makineyle yazmıştı. Nev- zat düşündü: «Yorulmuş olacak. Üç günde kırk beş kâğd yazdı.» bu yı işten hiç şikâyet etmi- yor, ani için - çal zevk alıyordu. Zengin âşığını, ber şeyi feda ederek Nevzadla ya- şıyordu, Güzel cilâlı tırnakların- da şimdi mürekkeb lekeleri vardı. | «Cemilenin benim için feda- Kendisile konuşmalı, vaziyeti an- mali lbette anlar, i uyım. effeder». Fakat bir türlü Cemile ile ko- nuşmağa kendinde kuvvet bula- mıyordu. «Onu bir hizmetçi savar gibi dan atamam ya! Beraber o kadar sefalet çektik, O kadar seviştik..» Bazan, ahleyin erkenden ev- den e geç vakit dönüyor- yor, hiç şüphelenmiyor. Onun ye- rinde başka biri olsa — rad kadar bin kere işi anlı Bazan, Cemileye imdi i için mahsus öksürür, lâmbayı yakar, biraz gürültü ederdi. İçinde bir lir. Nerede idim, biliyor. ? Mütcahhid id milyoner Hü- e eee inin apartımanın- da. Kızı Hüsniye hanım benim nişanlım!» | Fakat Nevzad bunları bağırmak öyle dursun, Cemile duyacak di- gö ye titriyordu. Bütün > şey Cemilenin saçlarını » Öp mek ve onun yanında eri dal- maktı. © Bind pi Od nın ayr bir iki kere eN Bir şe: pmak, Cemileye vazi- yeti e lâzımdı. Fakat ne yapmalı? Gözü yataktaki genc ka- dına ilişti, Mırıldandı:.. | ne kadar güzel! i Yanına sokuldu, m okşa dı. Cemile zoe açi ç — Korkuttun beni! Haydi, öp, çabuk koynuma gel — Çek Zalişmeğel, Kim bilir ,: — Halâ Mi Cemileye veda yapayım? Yetiştireyim diye... Roman birayak evvel ba- sılsın. , Herkes e kapışa al de bel par. vuşa- lim. Beni Viyanaya götüreceksin, değil mi? Cemile kollarını sevgilisinin boynuna doladı, Nevzad söylemek istediği geri için zamanın hiç münasi| ğını düşündü. Nevzad uzun bir mektub u. Fakat ilk defa ola- yazıyord rak yazı yazmakta zorluk çeki- yor, muttasıl siliyor, okuyor, yi zeltiyor, yazdıklarını yordu. Hattâ mektubu zarfa ke duktan ve öteden beriden ö olarak topladığı yüz lirayı da ilâ- ve ederek zarfı kapadıktan an sonra da yaptığını beğenmemişti. «Cemilenin yüzünü hiç görmi- yeyim daha iyi« diye düşünüyor- du, Ufak bir çıtırtı işitse etrafma bakıyordu. Sanki yabancı bir ev- de bir harsızmış, gibi geliyordu. mahzun mahzun bir tarafta duruyordu. «Artık be- nim için yorulmaktan kurtulur» rak bunu cüzdanınd istiyordu, Resim ararken eline kur- deleler, rumu çiçekler ilişi- yordu. Gö ördüğü bir kuru gülü ta- » Builk görüştükleri gün gene kadının göğsünde idi.. it iyor, ire bir tür- lü evden çıkıp gitmek kuvvetini Mine bulan miyopi. a ASAN rare B EE Macunu ek veya pas eee veya yağlı gıdalara sü- rerek farelerin led yere bırakınız. kuruştur. Fare Zehiri Buğdayları Farelerin bulundukları yerlere ur. ve silsilesi muhakkak V. surette ölürler ve en > bir arada 40 k ruştur. ke zi Ke TataMBMil Beyoğlu Askerlik işleri diğer doğumlular her ne sebeble olursa olsun kisa hizmetli olupta ln indi i kak ciktikçe Nevzadda iceri bek- lemek arzusu vücud buluyordu. Bir de bile Sapilen ayrılmak Mektubu zar kapıcıya ve- rir, onunla yollard. Nevzad gittikçe lama. du. Saat dokuz o emile- den eser yoktu. Bi e bu ilk defa vukubuluyordu. «Şüp- — Hayır Bir erkekle beraber. Nevzad hükmünü verdi: Bizim kayın peder A dedi. Likidas- yon yapmak istemiş demek. Me ke adresini vermese asli Tekrar çıkdı, di aşağı indi. ği daha et | malü rdu, — Erkek n kei ne şişman, Ne gencdi — ihtiyar. Demek kaym pederi değildi. O halde kimdi? yapacağını, ner gideceğini o bilemiyordu. Cinleri R acılar duyuyordu. zamanlarında da kıskançlık onu tmişti, «Cemile be- ni ee Bugün de aldattı!» di- rar verdi. Kay! ederek o gece gelemiyeceğini söy- ledi. Cemi yerleri birer birer dolaştı, Yorul- ilenin gitmesi memul olan | ruz, dedi ehliyetnameleriyle mezun bulun dükları mekteplerin şehadetna- melerini alarak 19/Mart/935 den nihayet 25/Mart/935 gününe ka- dar şubeye gelmeleri © Posta ittihadına dâhil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği 8600, altı aylığı 1900, 00 . aylığı 11000 kuruştur. Adres tebdili için e REiİp pul gönderme © Zühiççe 4 — iyi iy 5. İmsuk Güneş Öğle — E. 1007 1146 6,03 Le Va. 4,26 6,06 1222 1546 819 830 İdarehâne: Babiâli civarı Atimusluk Sok. 13 No. du, üzüldü. . Nihayet meyus, muz- tarib, betbaht bir halde gece ya- Lee si esi e! Cemilei diye hays kırdı. erimek o genc kadı- nın sesi duyuldu di bep yoran, Nev. zad. Daha yeni dalmıştım. Haydi gel, beni öp te effedeyim. Bugün senin yahudi kitabcı ile çekmedi- ğim kalmadı. Romanın basılması için o kadar müşkülât çıkarıyor, o kadar çekişe çekişe pazarlık ya- pıyor ki... Canım çıktı. Neval rahat me içini çekti: —Yarın şlıyo Gene baş başa çalışacağız! Hikâyeci yeni bir romana ba