“ğunu anladı. Kendisini pe intihar eyledi. | Sahife 8 DU m AKŞAM SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Terctme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 442 İstanbulda komiteci ermenilerin taar- ruzlarına mukabele, kanlı hadiseler ZE Sammy ma ilk günü merak ile Galatada Azi- İstanbul içinde komiteci Erme- ve rüvelver atılıyorsa oraya hü- ediliyordu. Sokaklarda Midir sopalar işliyor, orada, burada cesetler ya- tıyordu. Her silâhım patladığı yeme martini tüfeklerile kurşuna tu luyordu. Arada bazı yanlışlıklar da ol rda Ermeni zannile ya- lâlcilerden, elinde silâh Ermenilerden öldürülenler çok oldu. Kital ikinci gün de devam etti. Nihayet işe ciddiyetle mü- dahele eden askerler vaziyete hâkim oldular, © Komite ei Armen Ak- İstanbula gelmesini saatlerce zetledikten sonra aldanmış ol | ei mecburiyetinde kak nb yükler gz ve zim malümatı büyük devletler elçileri m aral nazarı diki . Bir çok müsel setler E Ermenileri nahak yere (7) ib öldürüyorlar. Onlari lee öldürmekle kalmıyor, — erkânı tarafından görülmün gi devletiâliyeleri için va- him neti tevlid edecek olan “bile zatışahanelerine doğrudan doğruya müracaat ediyorlar.) Kös dinlemiş Abdülhamid a davula pek ehemmiyet vermiyor- du! acniler ikinci bir defa pa- tahhta şuriş ikaıa cüret eyle mişlerdi, Ne suretle ise cezaları- nı görüyorlardı!., u, iğtişaş Sas İstanbul da cereyan ağir hatırlardadır. o z mike re mi EE okulu sınıfında idim. ziye karakolu önüne gelmiştim... Ermenilerin zabteylemiş olduk- ları Osmanlı bankasına doğru bir Pi defa gitmek istedik; her de- fasında sokaklarda Ermenilerin attıkları silâhlar üzerine bir sürü gibi çekilen halkın gürültülü taz- pre geriye irca edildik!, lerde şimdiki gibi geniş cadde: sindeki layıb ellerinde rüvelverlerle mey- takılan Ma sopalar ve demir çi bı ötekinin zabtiyeler ta- an kurşunla öl- i gördüm. Osmanlı bankasından çıkarılan Ermenilerin Aris vapuruna gö- türülmek üzere muhafaza altın- da geçirin seyrettim, Ermeni zannile yakalanmış, ölüm tehlikesini hafifce bir yara ile atlatmış bir > l önünde tercümanlık ederek rica- sı veçhile evine me yardım Zabtı müşkül e hale gelmiş olan ahali beşer, v takımlarla mi uldan Galataya, Galatadan pre geçip gidiyorlardı. Bunları men kii saraydan as- kere emir yı Akşama doğru a bula döner- be- Kıyam ve kitali ni günü de İstanbulda Ermenilerin tahas- ları a eden askerin arkasına katılarak rüntü setleri taşındığını da gördüm. Bütün bu facialar ne için? Devleti arasında Ermeniler en müreffeh yaşıyan- lardan değil midiler? Para kaza- nıyorlardı; asker vermeyip git- tikce i ış li ni, dinlerini muhafaza edebiliyor- | i, Fakat işte Osmanlılık camiası hasseten Ermeni komitecilerini tatmin etmiyordu. Os camiasından bir de yaşıyan, hiç bir siliyet ek- seriyet teşkil edemiyen eniler asırlarca kardeş gibi seçindikleri yrılmak Türklerden işte şimdi istiyorl. T Fakat elen Sırplara, Pi yi koca rmenilere > öde lir Biner, hele il GE | tindekilere rahat nefes aldırmi- yordu. Rusyanın hakiki himayesin- den mahrum kalan Osmalı Erme- nileri kapıldıkları istiklâl o haya- linin acı ve kanlı akibetini 1896 da böylece bir defa daha tecrübe ettiler, (Devamı var) Radyo 26 Ş Şubat Se Salı İstanbul, 17,30 İnkılâp dersleri: Üni- versiteden nakil: Manisa ( saylavı Hikmet, 18,30 Jimnastik: Bayan Azade, 18,50 Dans musikisi plâk, 19,30 ii lar, 23,15 m Moskova, 1 18,30 Kiler yaam, 18,5 ordu konseri, Sr? ai iŞ Kam » ME ik 23 EN sızca, Felemenkçe. ME (Stalin) 361 m. 17 Konser, 18,20 Bir opera temsili nakli, 22,30 Dans maili, 24 lan yolca neşriyat, lpeşta, 530 m. 18 Opera orkes- Ders, 19,30 Simi çigan orkestrası, eş eke miz vr iegpri: manı epin nakil, 2205 Hibeler 23,40 Caz, 24,15 Çigan mı alani 437 8 Şarkılar, 19,25 Sözler, 19,30 ben ite 20 Reklâm- lar, plâklar, 20,15 Haberler, 20,30 Ni sal neşriyat 21 Konser, Radyo ili iz e Kerimi 23 Bülileş - Plâk, ehane konseri, (Nar kil. Hamburg, 332 m. 20 Balıkçı izm 21 Kısa haberler, 21, 15 Ulusal n yat, 22 Zabita skeçi, «Einbruchin a voy>, 23 Haberler, 23,25 Musikili nep- riyat, 24 Gece konseri. amburg, a mil an sikili program arasi, i Bükreş, 364 m. 13,15 Gündüz ve neşriyatı, 18 Hafif musiki, eren er, 19,15 Konserin devamı, 20 Konf. 20,20 Plâk, 20,45 Konferans, 21 Sözler, 21,05 Radyo orkestrası, 22 Konferans, 22,15 Konferans, 23 Haberler, 23,25 Konser n 21 Şubat Çarşamba İstanbul, 18 Fransızca Jimmastik: Ba; ven -üçündü Senfoni (Paso) pi rm 19,30 Haberler, 19,40 Bayan Maarif Minel. 20 e ray lisesi mua! den Nureddin, 20,30 Balalayka or- kestrası, koro, a en 2. a ed Radyo caz va tango © şe KÂĞIT OYUNLARI Kitabıni okuyunuz. İçinde Piket, Bezik, Poker, Ekarte vesair bütün salon oyurlarının ve Pasiyansın tarifleri vardır. 125 eahifelik Kitabın fiat 30 kuruştur Tevzi yerl : AKŞAM KITAPHANESİ P Yazan: M. Uygaç — Yalnız, dedi, şunu unutma: Sonra benden nefret edersen, be- başka birinin Öldürürüm! Evvelce öldürdüğüm gibi! Faruk sustu. Fakat Ferda bel. ki iyi anlamamıştır diye heceleri ayrı ayrı telâffuz ederek tekrar. Tadı: İce öldürdüğüm gibi! Ferda o kadar şaşırmıştı ki cevab verecek yerde, sinirli sinirli gülme- ge başladı. — Söylediğimi duydun mu? Ne- — Bak, dedii bu ellerle öl- dürdüm! Ferdanın hayret içindeki göz- leri âşıkının ellerine sarıldı, ya- Yaş yavaş büyüdü, büyüdü, boş, sabit bir hale geldi. Uzun bir süküttan sonra du- dakları sordu: Kimi? Biraz doğrulmuş bulunan Fer- da arkaya doğru yıkıldı. Bütün titriyordu. Sanki bir gölgeyi kovmak ister gi- bi, iki kolu havaya doğru kalktı. yumı Sonra, nı alnına da- Yür! Hafif bir nefesle mırıldandı: — Demek... Demek gerçekti?., aruk beynine bir kurşun sık- miş olmak gibi bir his duyuyor, ölümü bekliyordu. Halbuki bir. tu. Hayat, bir an inkıtaa uğradık- tan sonra Si defa daha yeniden başlıyo: sali bir gül aldı, hızlı hızlı kokladı, dişi ile sapını ko- pardı, Sonra, bu sapın lezzeti ile gülün kokusu arasında çok fark bulunduğunu müşahade etti. Ağ- zı buruşturucu bir şey yemiş gibi oldu. Bu müthiş kelimelerden sonra kadı erlerin arasi- na, alnının üstüne dudaklarını ih- tiyatla koydu: — Bana bak, dedi. Ferda kollarını indirdi. Son derece solgun, bütün ruhile ona b O zaman, bu göz! ödeta Faruk korktu, Yavaş, dil siz, ğe çekildi, gül ayaklarının ak Bada ezildi. — Faruk... Ferda söz söylerken çenesi me- medilmez bir titreme ile sarsılı- Ferda, karşisindakine bakma- dan gözlerini kapadı. Ayaklarını klar am altına çekti ve ime a seki Tefrika: 72 / DÜN ve YARIN Edebi roman vaş, um, yeknesak, âdeta karebelle 2İ bir he ai Küçük ma“ sanın üstünde lâmba ile bardağın içindeki zaman bir türlü geçmez- ken bu saatin acelesi ounu sinir- lendiriyordu. Lâmbanın ziyası yerde halıni üzerinde bir resim çiziyordu. Abajorun üzerinde bir sinek uçu- şuyordu. ak, ufak tefek şeyleri hatır- bazi kalmış gibi, ayakta duruyordu. — Faruk.. Ten sesi gitti, Fakat cevab ver- Dimağı: Şimdi sanki uzaklarda idi, de- nizde, yıldızlı, rüzgârlı bir gece içinde idi. Birdenbire, karanlık- lar içinden fırtınalı bir şafak sö- küyordu. Göğün lâciverd ufuk- spina hayali bir takım şehir- er yükseliyor, kıyıda, karma ka- halk kitlesi kaynaşı- Sonia bu hayal samara ge karanlık bir şel ve büğrü slk eee balam er taraftan sesler aksediyordu: — Öldür! 1 — Faruk... Kendisini bir kere daha, belki ir iki e evvel resinde hiç bir heyecan ve tee# sür ifadesi yoktu. ğildi ve: — Hele şükür, artık içim ra hat etti, dedi. Ve sonra sordu: — Korkuyor musun? Ferda şaşılacak bir kuvvetle ce“ vab verdi — Hayır! Bunu söylerken hızla yerinden kalkmıştı. Bu sırada Ferda Re şidin; — - Ne kadar ona benziyorsunl, i hatırladı. hissediyordum.. Son günlerde idi... > evvel, , Fakat koğuyadum, kalbimin içinde ? dar mermer. boğdum ki nibs” tur gibi oldur” z