Bu cuma günü koşumuza Bursalılar da ii Otomobilli hakemlerden, koşuya girecek . klüplerden ricalarımız Geçen seneki Geçen seneki koşu Baeşiktaşı yese ilde Poralı ma sikli saat ön birde diş gelişli bayrak koş aid olan digebiziyön kısmının hazırlıklarını bitirdik. trolu için üzere cuma saba- Kararlaştırmak hı Güneş klübünde bie bulun- malarını rica ediyoru: Ak yarışının en kalabalık ve e en güç nok- taları şimdiye kadar yapılan tec- rübelerle belli olmuştur; Bilhassa matbaamızdan Taksim meydani- na doğru avdet yarışını yapanlar altıncı daire önünden itbaren 86- yircilerin yollardan çok taşmasi yüzünden kontrolların gözlerinden bazı saniyeler kayboluyorlar, Bir de yarışçıların taraftarları kendi Pe e ii ve sür. lara engel olmuş oluyorlar. Her yarışta olduğu gibi, yade bu noktaya ehemmiyet ver- miştir. Bitaraflığımızı her şeyin üstünde kararımızı bu se- fer de isbat edebilmemiz ancak hakemlerimizin büyük yardımla. rile kabil olabilecektir. Cuma- letlerin de buluncağına göre, bu seferki kontrol meselesi daha zor- laşmıştır. Yarışçı adedinin fazla- lığını hesaba alarak atletler ver- diğimiz numarlarda bir “kolay- lik daha yaptık. Her atletin göğ- süne takılan numaranın bir eşi de arkasına takılacaktır. Bu suret- le kalabalık caddelerde olanca hı- zile koşan atletlerin arkadan ön- den kontrol edilmeleri daha ko- laylaşmış olacaktır. zünden yarışçıların numara kon- trolları güçlükle tamamlandığı bil dirilmişti, Bu seneki koşuda daha fazla ka- a kontrol işinin daha rahat yapılma- sıni düşündük. lâvhalari yazılı hakem easy de güzergühta- intizamı mümkün olabildiği ilde yissgers giyen Tertib üze- he > imkân e kadar uğraş- iz halde arzu ettiğimiz düz- Geçen seneki koşuda verdiği- miz birincilik kupası günlüğün hakiki şekilde tatbiki için, hakem heyetine dahil olma- dan sırf keves ve merakla koşu- muzu otomobille ve bisikletle ta- kib edenlerin de yardımına muh- tacız. ama e seyrine ti amatörlerimi- Sagi esmi hakem gibi yol- larda bir atletin haksızlığa maruz Di yardım etmelerini bekliy ei li hakemlerin isim- leri şunlardır. Kendilerinden cu- ma sabahı erkenden Güneş klü- bünde bulunmalarını tekrar tek- rar rica ediyoruz. İstanbul mıntakası atletizm he- yeti âzaları. Refi Celâl (Reasürans müdürü). Bay Bürhaneddin (Atletizm fe- NN reisi), hmed Fetgeri (Güreş fe- m reisi Bay Rıza (Denizcilik federas- yonu reisi). Bay İlhami (Atletizm teknik komite âzasından). Bay Ünvan (Güneş klübünden). Bay Mehmed Ali (Atletizm tek- nik komitesinden). Naili (Halkevinden). Bay Kangelides (Beyoğlu Spor- D. e mn). Bay Prak(Atletizm antrenörü). Geçen seneki koşumuzda en — Iktaşın atleti Bay Pali (Beyoğlu Spordan). ia Faik (Akşam foto muha- Mehmed Ali (Galatasaray iii Bay Namık (Cumhuriyet foto muhabiri). Bay Semih (Galatasaray klü- bünden). Bay Talât Mithat (Top mec uası). 2 e Mazhar ((Top foto m a Sadun Galib (Milliyet spor muharriri). Bay Sırrı (Kurun gazetesi). Bay İhsan (Cumhuriyet spor muharriri). Bay Şadan Hakkı (Güneş klü- bünden). Bay Said (Güneş klübünden). Bay Cemil (Beşiktaş klübün- den Mu Besim (Galatasaray klü- en). e blm Abud (Galatasaray klübün Bay yi (Beşiktaş klübün- den), Bay Melih (Beşiktaş klübün- en). Bay Ahmed Arif (Güneş klü- bünden). Bay Faruk (Güneş klübünden), Bay Zeki Rıza den). z Bay Avcı Said (Fenerbahçeden), Bay Ş. Mehmed (Fenerbahçe. den). Bay Ohanesyan (Fenerbahçe- en). (Fenerbahçe. Bay Şakir Mazhar (Güneş klü- bünden). Bay Yasumides (Kurtuluş klü- ) bünden). Bay Halkusi (Beyoğlu Spordan), Hakemlerden kronometrosu olan- ların saatlerile beraber gelmeleri. ! ni hatırlatırız. italyan şampiyonu çok beğeniliyor Avrupa ve İtalya hafif sıklef şampiyonu Carlo Orlandi rakibi Deckmu'i fena halde döğmüştür. Fransız gazeteleri İtalyan bok- sörünün son seneler yetişen Ring artistleri arasında en parlak bir şampiyon olduğunu tasrik etmek- | tedirler, v 18 Şubat 1935 DÜN ve Yazan: M. Uygaç Fakat bu akşam Faruk böyle bir facianın çok uzak olduğunu ordu. Fethi meyyit icrasına emellere vi za bir takım delillere istinad ederek Farukun mücrim olduğuna hükme- decek kimseler değildiler. Zaten herkes Farukun hiç bir zaman cinayet mahkemesi huzu- runa çıkmıyacağını emme Bu ümide düşenler bile Farukun Mer korkarak kendile- dana atmağa cesaret ede- miyorlrdı. Arkadan atıp tutan- 1 züne karşı diz çökecek va- ziyette idiler. Faruk burasını pek âlâ biliyor. Etrafında kendisine hased kıskananlar vardı Z 1 inle Taği ris için iç bir cüretlisi yoktu. Yalnız bir Os- man Rıfat ortaya atılabilmişti. Gazetesinde o şiddetli neşriyata başlarken şüphesiz bir çok taraf- lardan yardım göreceğini, efkârı umumiyenin hep kendi tarafını iltizam edeceğini ümid eylemişti. Fakat damarlara işlemiş olan ih- tiyat ve neskenet hissini hiç hesa- ba katmamıştı. Faruk her a meyi derin derin tahlil e neti- ir düşünerek yrüyordu. Evi- ne ştığ ir gürültü iyii, ei vee Durma- ğa mecbur oldu. Bir kaç adım ötede kendi evi vardı, köşedeki ev. Gürültü ile- rideki meydandan geliyordu. Fa- ruk etrafı iyi göremiyor, bir şey anlıyamıyordu. Fakat gazete ee vezzileri avaz avaz haykırarak ir ilâve satıyorlardı. Herkes bu ilâveleri kapışa kapışa. alıyordu. Bu sırada arkasında ültü du ydu. Başını gevirines, beş altı rak ile ilâvelere sarıldıkları görülmemişti Muvezziler haykırıyorlardı: man Rıfatın katli... Osman Rıfatın katli!, Faruk artık bir şey göremedi, şey işitemedi, Başı dönüyor. u. Yüreğinin fena halde çarptı- e hissediyordu. Sonra çarçabuk sükünet bul Herkes kendisine ar gi- geldi. Sanki i ürüm Bir sevki tabit ile, KARE dön- mek ve kaçm pis lacaktı, «Ben değilim! ke deği- lim!» diye haykırmak ihtiyacı içinden taşıyordu. ; Arkadan başka gazete müvez- zileri de yetişiyordu. Sokak ga- zete ilâvelerile bembeyaz olmuş- ir makine hareketi- le, cebinden para çıkardı ve bir ilâve aldı. Sonra, âdeta koşarak evine kadar olan mesafeyi çarça- İçeri girer girmez ilâveye göz gezdirdi. Derhal haykırdı, İlâve- hin üzerinde, serlâvha: Katil, Farukun asistani “Feriddir diyordu. Tefrika: 64 fayet etmişti, k Y ARVEN Edebi roman Bir kaç saat evvel, Osman Rı fat, yanında baş muharririle gaze- teden çıkarken Pi bir adam dikilerek üzerine üç el silâh bo- şaltmıştı. Kurşunların ikisi göğse, birisi alna rasgelmiş, Osman Rıfat cam sız bir halde yere serilmişti Katil, elinden tabancasını at- mış, etrafındaki kalabalığa dö- nerek: asum birini öldürmek datiyorlz ben de onun intikamını aldım! demişti. Ferid derhal ortadan kaybol muş, polis merkezine giderek cür- münü haber vermişti. Orada ver- diği li de icimi kekli mim iz isbat etmek istiyor- du, Osman Rıfatı tanımıyordu. Faruk bul ol maz, bir araba getirtti ve zabıtaya koş- tu. Feridi görmek istiyordu. Feridi yanına getirdiler, gun yüzünde, büyük bir vazife Sizede insanlara mahsus sükün ve memnuniyet eseri göze çarpı- yordu. Faruk kendisini zaptedemiye- rek: ptın yavrum! Ne yap- tın Eeridi Diye haykırdı. Fakat o hiç cevab vermedi. Omuzlarında asabi bir ti görüldü, Sonra Faruku; sarılarak hıçkırmağa başladı. Ke- keliyordu: — Affediniz! Affediniz!.. Faruk onu kaldırdı, baba oğul gibi, iki kardeş gibi; ağladılar, vi Tahkikat biraz daha sürüklen- rar katiyet kesbederek Farukun pimli icab edecek bir cü- cud olmadığı sabit oldu. Mezardan çıkarılan na1ş, tek- mezarlığın sinesinde dizin uykusuna daldı. F. başı üzerinde patlıyan fırtına işte böyle geçip gitti ve dünyadaki her şey gibi bir toz bu- Tutu, uzak bir aksi sada haline geldi ve yavaşa yavaş tamamen dağıldı. Mücadelenin en hararetli za- manında, mutaassıb ruhlu bir gene üstadını kurtarmak için gözü ka- palı bir hamle ile büyük bir feda- kârlık yapmıştı. Bu hareketin hiç ir İdzum ve faydası bulunma- makla beraber, vahşi bir güzelliği vardı ki herkesin hayret ve takdi- rini celbediyordu. Mücadele, Fi ii tam istedi- di. Etrafında daima taraftar or- dusu bulundurabilecek kadar ken- disini sevdirmeğe muvaffak ol muştu. Bunlar her tehlikeye karşi onu müdafaaya hazırdılar. Bir arlık ona karşı derin bir nefret dalgasile kabaran kalaba- lik şimdi büyük bir feveran ile kem disini alkışlıyordu. Dahili nifak ilâhıni teskin için bir kurban ki-