Mere 14 Şubat 1935 kadaşı Mehmedi *.hanesine geçti, kendini bir kol- m Başını avuçlarının içine SAN endişeyle sordu: — Ne war? Ne oluyorsun? — Sana veda etmeğe geldim. — Seyahate mi gideceksin? ş imi #ldüreceği rine mi Ne İnsan böy- te canı > “sr sm Cenazeme Gelmeğe söz — Elbette iğ amma, . — Bana bir de güzel, büyük bir Yahu hani av? yeti, özle. cetin kb. a kar, ilyasını avuc: alır, sı - ür toz haline gelir... Kuvvet de- diğin Mavi ierik Oküz- Yakalar, öyle bir sıkar, öyle Ni mas, ki iki kazan et suyu çı- Yüzme ein, arkalarında oturuyor. bizi Bayın yanında biri çirkin, Me güzel iki kadın vardı. Çir- deği 1 kıskanıyor, Bir aralık — in de denize düşecek her halde beni kurtarmaz Zn balık gibi yüzdüğünü. W ökk <& Zlunuz ne yapıyor? © m olacak. » Kim den ders alıyor. z derse başlamadı. Yal ik e be le siye erim bir övün £ yiyi i lem eler — Jüri relsi, iyi resme karşi, İtozalı bir — Size kaç kere söyledim, bir çuval yolladı. değilim. fotoğraf kömürden aşağısına Biz bu şehrin hem crvanın hem i bayanın Böy ü beyden (Sir)ü (Mösyö) hem yabanın görmüşez, NABİ GİBİ GİBİ görmüşez, ee epi la dem vuran ol merdlerin, gok sayanın görmüşez.. Bir zamanlar “e atup gâh (tutmuş erler.var idi, Aşkelinden câmelinden kendini üstad Ol tabansız korkup £ cayanm görmüşez... Canlı menken Bayların biz çok yayanın görmüşez.. Dandini DERSDE KISMET ri şe Ri elk İki bayan konuşuyorlardı: elma bazı yerle — Nihayet kızıma bir ridi Bal | Kiraz, erik, ee yetişir. İstanbul bağlarının kirazları da meşhurdur. Meselâ Erenköy taraflarında çok kiraz çıkar. Muallim talebelerine ön yolda izahat verirken sözün burasında talebeden birine döndü: — Söylel dedi. Sen Eren- köylüsün? Kiraz ne vakıt koca buldum. Aklı başında, darmuş o ear biradamdı. Yalnız dan a kündü. e kız da iyi a pişirir. Müstak- bel damadı a şam yemeklerini bizde yi- yordu, — Alâ. — Fakat ne oldu bili in? toplanır. misi — Bahçevanın köpeği — Ne olda? bahçede yokken. Eczacı müşteriye zayiflama iâlcı satarken. — Benim ahçıyla evlendi! YILDIZ Mademki özlemiştin, Kimisi böyle dedi, Bu incecik bir kazdı, Ölüyorum demiştin, Kimi de şöyle dedi. Tekrar içime sızdı. Niçin öyle renk gibi, Dayanamadı biri; Aşkımız gökyüzünde, Birden bire değiştin?., Sevgili söyle dedi. Parlıyan ilk yıldızdır. ğ Zw. Büyük bir hanın, en üst katın- da büyük bir ticarethaneydi. Ti- carethane sahibi, kâtiblerinden birinin, odasına bir fıçı şarab kardığını ve her gün şarab içtiğ ni duydu. Kâtibi çağırdı: — Gizlice şarab içiyormuşsun Odanda bir fıçı varmış?.. Kâtib başını önüne iğdi: ar, — Peki, bu yaptığına ne diye sin? — Çok basit, — Söyle bakalım, — Doktorumun tavsiyesi üze- rine idman yapmak için fıçıyı ge dim, . Bu idmanm faydasını gördün mü — Gördüm Meselâ fıçıyı getir- diğim gün, çok güçlükle, kan ter içinde yukarı çıkardım... Halbu- ki ra E bir el ile kaldırı. yorum Henüz genc, güzel bir iel pc istiyor.» — İlâve edeyim: «Çok aceledir?..» f, — İyi ahçı olan, yağsız çorbaya yağ- h saç düşürmez!.. Serseri sevsin sular erarmaniğa başla — Anne, canımı sıkan, bütün erkeklerin X hâlâ çocuk izleme Dm e işini ai — Merak k etme kızım, ee çi eca ki şar boşu uyuyan yi serseriye > vanil si yaklaştı, oi — Kapı ekl Mİ Serseri tek gözünü açtı, homur- dandı: — Gürültü etemedn, yavaşça kapayın! Anlaşıldı Yolda bir adam ezildi. iğ bir halde hastaneye e van bir papas, bir haham — ai dua etti, yaralı aldırmadı. Papas haçı uzattn. Yaralı biraz doğruldu: — Yarım Tire veririm, Bunun üzerine yaklaştır — Bırakın, bizden olduğu an- Jaşıldı! Alkış serde Cemal Reşid alkış era — yanındakine fısladı: e sahneye Ekrem Reşid çıkar ii) pia a kl)