Tefrika No.12 BARB AROS Yazan: İskender Fahreddin Barbarosa uzatılan şarabı, tanburacıya uzatmışlardı.. Delikanlının biraz sonra Sada morardı ve P armakları se! Akdoğan birden den fırlıyarak Barbarosun elinde- ki kadehi kaptı: içeriz, Ve kadehi Ayas paşaya uzata- rak: «— Buyurun paşam! - dedi - bu şarab saadetlü efendimize lâ- yıktır!» Paşalar büyük bir şaşkınlık için- T. kat içmedi.. Önündeki gümüş tep- sinin içine bıraktı. iyetten müteessir olan ekdire si züne baktı.. a 2 birden De içindeki şarab | kadehini ak sa- zendelerde; — Al oğul.. Şunu içiver.. Tanbur çalan bir ii mi şanın bu iltifatından mem: olarak, derhal yerinden fırladı. Ka dehi aldı, Ve bir yudumda midesi- ne boşalttıktan sonra, tekrar ye- rine oturdu. (Merih yıldızı) nın benzi sap- sarı olmuştu. Ayas paşanın semi de gözde- «inden az atık deği İbrahim paşa vie iğ bilmiyor- muş gibi davranıyordu. Hattâ biraz sonra karşılaşaca- ğı faciaya şahid olmamak için a Ayas paşaya özür diliyerek ayağa kalkmıştı: paşanm kona- Sokak bine ne”konuştuk- İarını kimse bilmiyordu, Fakat, ne olursa olsun, veziri- Âzamın bu sohbetten memm kalmadığı ve Barbarostan o gece her zamankinden çok daha fazla çekindiği muhakkaktı. İbrahim paşanın gidişi, içyüzü yavaş yavaş belli olan bu eğlenti- —Kaptan ami elinden kade- hi alıp sazedelere vermek mektir? Bunu bilir da anlatsana..! Şi di. Acele etme! arbars ta tanbur çalan deli- ars nlıyı gözünün vcile süz fakat kimseye bir şey sez den, Ayas paşa ile konuşuyordu: — Şu Korfo meselesinin içyü- Zünü hâlâ anlıyamadım, paşa! Sul- — ni bana neden ricat ri gönderdi..? Bunun sebebini siz b MİNE iz! üyor, ezdirme- Ayas pen rengi bakırdan soğuk kanlılığını mu- | bih reis, acı bir sesle bağırdı: benimi iddünk farksızd hafaza ediyor, bir şey olmamış — Paşam.. nlı birdenbi- | oturu: Vallahi paşacığım, ona m gibi, yerinden kımıldamıyordu. öldü. Sizler ah olunuz! Allah de sizin gibi hayret edenlerden! yas paşanın gözdesi Hayim Eğ ömür ve: © Sebebini zatı şahaneden Sali lar geçiriyor, tıkanmamak öleli var) li i Mİ — ebiiin Ki Gl tea ii i ertleşe: “Allah sizlere ömür versin. li; n yere düştü.. kimse bilmiyor. Bendeniz emi lu idim.. Efendimiz çağırdılar: (Şu fermanı Korfoya götür. Ha: dursun!) dediler. Kalkıp geldim, — Benim a Ky tün başka.. Padi harbin durmasın faydalı ri sizmişsiniz..!? — Bütün bunlar dedikodu, İf- tira.. Uydurma... se denizci- ler beni sevmezler. b di ca hepsi birden kiri söz şa! Ben sizi çok severim.. abb yayılmış eşsiz Bir deniz kartalısınız! Benden hiç bir fena- lık “ummayını; sizin ya nınızda, Li lari lili bir karga gibi kalıyorum!!! rbaros içki arasında bu bah- si derinleştirmek Me Za- ten bu mevzu üzel çeymei iğ imei imkân eli çalan el mel ve yanakları morarmağa başladı. Venedik şövalyesinin kızı otur- Ayas paşa da az km Barbarosun a mütemadi- yon haramlar mn Diyerek dişlerini sıkıyor, daki- kalar geçtikçe dizlerinin dermâ- nı kesildiğini hissediyordu. ii yere düşerse, va şa, Barbarosa ne'cevab ve: cekti? (Merih yıldızı) bir aralık ha- ve gitmeğe yeltenmişti.. Yerin- len kalkmak istedi. Fakat, Bar- hin eli mâni olmuştu: — Otur, dedi, şu delikanlının ve seninle birlikte seyrede- E yi sonra İcaşlarını çatarak Ayas ın yüzüne baktı: — Eski yerme zehirlenen insanların nasıl öldüğünü, karşı. larına ermiş. Gri- baldinin öğ ie umarım ki, böy- le heyecan ün Bra görmek- ten zevk duya: 'Neron gibi ER iftihar Sit bir kadın, ölümden korkmamalı- dır! rape an elinden tanburu anlının çektiği işken- ceye vE fazla tahammül mediği anlaşılıyordu. Onun yü- zünün neden morardığını arka- ei hâlâ anlıyamamışlardı, çalamıyor, başını En siliğdi Saz Eki durmuştu Hanendeler em Salih ve Mahmud reisler herkesten ön- ce fırlıyarak, başı birdenbire dev- rilen delikanlının yanına koştu- Akdoğan Her akşam bir hikâye Kırmızı yalı Kadri Kasım kendisine «Tür- kiye Natpinkertonu» sre koy- tu, Genc adam Şi e ka- dar yüzlerce, ME ye To- Nihayet karar verdi: Hususi surette polis hafiyeliği yapacak- tı. Zaten şimdiye kadar bir bal- taya sap olamamıştı. Belki sevdiği meslekte bir muvaf- fakıyet gösterebilirdi. Natpingerton Boğaziçinde bir yalıda otururdu. Her sabah oldu- ğu gibi erken kalktı. Sıcak bir a- ğustos sabahı idi. Boğazda şöyle bir gezinti yapacaktı, Böyle sa- bahın en erken saatinde Boğazın esrarlı suları üzerinde dolaşmak- tan zevk alıyordu. Kayığını ya- lının altındaki ag MR da- li, Ağzı kırmı mühürlenmiş. Merak eti men kayığı şişeye doğru MR Şişeyi aldı. Bu ağzı kapalı şişe- nin içinde bir kâğıd vardı. Şişe- nin ağzı ı mühürlendiğ için içerisine pek az 5 işi en şişeyi kırdı. Kağıdda ittek bir kadın yazısı: «Ben bir genc kadınım. Haydutlar bela eğ kaçırıldım, Sağ taraftı eş kuleli kırmızı yahda pusum Bir eünr bulub bu şişeye mek- tub koydum. Ağzını mühürledim, Söncürlzi denize attım. Şimdi ihtiyar bir haydudun nezareti al tındayım, Mektubir kim bulursa benim odamdır. İmdad bekliyo- Balkonlu odi iş ve "“Natpinkerten büyük bir heye- bitirdi. Kü- ıldı. Boğaza yeni taşın- dığı için buraları hiç bilmiyordu. Nihayet beş kuleli kırmızı yalıyı buldu, Yalının kendisinde bir es- rarengizlik vardı, Kayıkla kırmı: zı yalının etrafında odolaşmağa başladı. Belki yarım saat yalının etrafında fır döndü. Birdenbire yalının balkonlu odasının pence- releri aralıklandı, Bir baş, bir kadın başı!... Heyecandan Pin- kertonun kalbi duracak gibi atı- yordu. Kendisinin kayıkla kırmı- zı yalının etr: gere ve ana ası kadının ca Fakat Slate Medi li için yalıya İu. işaret e- kahraman olduğunu anlamıştı. o leri lerini i larında bin bir vaka takib edi- yordu. elindeki kadehten Yali yudum sesleniyor, bir ei da esti yıldızı) nı “ hareme göndermeğe çalışıyordu. yere o yuvarlanan güni edi, içmedi. Hep yalı- nın önünde dolaştı. Kadınla iyi- ce e Fakat kimsenin celbetmemek için Kendi geceyi bek- Tiyordu. 2 zaman kadını ka- ıracaktı, gece ema b aliie elinden kadını çırmak daha esrarengiz bir iş o- lacaktı, Vakıâ pancurlar arasın başını çıkaran kadın ona Eğer: p 7 Hasan TRIHOFİL j Saç suyu ile saç- larınızı tararsanız.. Eğer: Hasan Sabunile yalnız saçlarınızı yıkarsanız... j Eğer Haftada iki defa" Hasan görmeni, j beslerseniz: ç Eat'iyyen saçlarr| nızı dökmekten ve kepekten kurtarırsınız.. d hayalini farketti, arkasına yanaştı. cerelere tırmandı. balkona attı, Pancurlar arasında- ki kadın ona balkon kapısını a- çarken: — Ne kadar cesursunuz!.., di. de- Sonra ya giri konuşmağa in gün yalının önünde b İşaretlerinizi gördüm. Zaten basınca sizin gele- nı hemen biliyor gi- bi idim.. — ihtiyar ne âlemde ba?. ya ri kadın fısıldadı: a mi kaçalım... — Sahi mi söyliyorsunuz?. - zaten bütün yi akşama ka- dolaşışınızdan sizin büyük ce- sre gi lerini anlamiş- . Kaçalım, fakat nereye gi- SE deri?. — Benim yalıma... — Peki... ip almıştı. Hemen balkondan aşağı sarkıt- tılar, Kadri kurtardığı kadını kol ları arasına alarak ipten kaydı. Pinkerton yanına Nihayet kayığa indiler. Pinkerton küreklere asildı. Kayıkta kadın: — Sizi her sabah kayığınızda görürdüm, tâ isminizi de s0- rub öğrenmiştim, Kadri Kasım... ilzda Pinkertonusunuz değil Grani; geldiler. Artık delikanlı bu hayatını kurtardığı kadına ü; el ği etti. Kur- tardığı kadın en aşağı 40 yaşın- 1, Gözlerine uzun atını tatlı ni lanmağa başladı. Kadri telâşla: — ihtiyar olmasın!.. dedi, Ka- m? © — Muhakkak o dur... eşle sesi geliyor... O, ocanız miı?. İhtiyar dediğiniz Yalıda beraber İşte dr kocam.. — 2 le ya... — öyle ise niçin benimle kaç- 7. ız2.. : — Salkerim,. Sen kavığınla ya- Çocuklara ve hastalıktan ei a is çok nefis : Brekfast Bisküileri Kutusu 80 safi e kiloluk 250 kuri HASAN mi : Ankara, İstanbul, Beyoğlu di ında fir döndün. Aklı. mı çeldin. Beni Bnb! Şimdi. ne yapacağız. — ae şişeyi mektubu atan siz değil m misiniz? uz. öğ Bu siz vi kırıldı. İçeriye | ihtiyar fakat dinç, iri yarı e a dam girdi. Yanında i linde iki tabanca birden ari ei vir yüzüne tükür- il Alba .. Gece vakti wi kaçırırsın Mer en gündüzden işi çaktım. alının rildi va işrateler ne dir?. e buyurunuz efen b ım, — Sus habis.. in mahvede- ceğim... Şimdi madem ki sumu berbii ei Tekme «bay Sami tarafından ei edilen Nadide ME e. di lenmeği taahhüd ediy di- köşede sürmeli gözlerini süze sü- eşten madem ki, Heal er etti, « Namusumu te- mizlemeli. Aral Taylar geçti. Nadide hanım ocasmdan boşandı. Ka nuni müddeti bekledi. Nihayet Kadri ile evlendiler. Kadri başı nun eline bir mektub bit lar. Okudu: «Kardeşim, vakıâ mektubu geç İ azdik amma kusura bakma; Se- nin polis Ee merakini “bi iyorduk. Yslancıki bir mek- tub yazik şişeye koyduk. Senin Kayıkhaheğin önüne attık, Mak- sadımız Tİ idi.. Küçük bir Şa- : e 4 Kadri sap sari olmuştu, Yanın- da yürüyen yenge hanım: A l duracağına sevgili karıcığını öp- a (Bir yıldız)