Tefrika No. 120 BAR Yazan: Ayas ni konağında neler konuşuluyor?! skanı paşa neden onun hakkından gele- mesindi! Bir haftadan beri Barbaros için yapılan şenlikler Ayas paşayı küplere bindirmişti, Üç gemi ile (Arşipel) den ge- len altınlar hezineye taşınırken, halkın ağzında şu sözler dönüyor- du: «— Yaşasın Barbaros! ferden dönüşte altmış gemi dolu su altın getirdi!» Altmış gemi dolusu altın! Ayas paşa bu sözleri duydukca: ala Ne yalan.. mu“ balagalı da olsa - yalan ve uydur- değildi. Herkes altınların yeniçerilerin muhafazası altında taşındığını görüyordu. Barbaros mevkiini eskisinden ii daha iyi tahkim etmiş demek- ak hile ve desise ile düşürmek için herşeye razı ok muştu. Geceleri mek yiyemi: yor, yatağa girip uyuyamıyordu. wlonyadan döndüğü günden beri deli gibi imei Ön un der- dini İbrahim paşadan başka bilen Og gece, İbrahim paşa, Ayas pa- $anın konağına uğramıştı Ayas Paşanı: gözdesi civelek bir ındı. Ayas paşa ellisinden son ın yüzünden şarab vardı. Bütün rm konağın baş- Pa Ka area babala- bir efa sazen Paşanın li uğradığı Z8- man, Venedik dilberi Ayas paşa- dizine yakl Sazende ve mak şarkılar söylemeğe başlamış- tı. İbrahim paşa yukariya kadar sessiz çıktı. — Burası benim evim gibidir. iyerek oda Mik kadar ya- Vaşca yürüdü. Odanın perdesi aralanınca, Veziriâzamı irisi Ayas 5 paşa nın gözdesi görmi ,, (Gribaldi) nin yan a İl paşa (Merih yıldızı) e desi, erih, veziriââzamı (o görünce derhal efendisinin dizinden ba- Şını kaldırdı, Ve kendisine mah- ile: yas pa ii ri Venedik “dilberi şa İskender Fahreddin Veziriazam yukarıya çıktığı (Merih ezan Ayas paşanın dizinde MN nakta her gece eğlenti var aki man, Sarı saçlı ems yanında fazlaca açılıp nmazdı. yi as ye er sarhoş ol- 'k ayağa kalktı, o) Yanyana arman İbrahim pa: — Hiç uzun ie Ayas! Sen bu Venedik dilberini çok sevi- yorsun! Allah çinili ii ri etsin. Kırkından sonra çok fenadır derler..! tında ka- iri gözlü Bağdad güzeli de Air dimizi az mı teshir etmişti..7! Val « İ a Her akşam k bir hikâye | a Bir gece macerası j g Dört delikanlı karanlık sokak- lardan geçdiler, Şimdi bei ui arka tarafına yi içle- rinden biri küçük bir tahta mer- diven taşıyordu. Sami: — Bizi böyle gece yarısı mer- iven omuzda bekci görse her halde hırsız zanneder ; 7 bek- bahseden Fuadı fena halde kor- kutacakdı. Birbirine bitişik nk iki gs — ie. dedi, Fuad buraya ta- şındı... — Burası vi — Evet. rip bakmağa kıyama n şahin bakışlı bir omü Epa alım- h.. Ne çekici gözleri var..! iki vezir konuş sese, saz çoş- tukca coşuyor, hanendeler boğaz- larını yırtıncaya kadar bağırıyor, çalparalir kulak zarlarını patla- tıyordu. Ayas paşa çok somurtkandı. Merih, ikisine de birer kadeh şarap mini e e eğlenmiyorsu- nuz. sık sık şarap iç mi- Z.. Sara içtikten sonra, Ayas paşa gözdesini göğsünden iterek, Salda mindere yatırdı: — Sen bizim lâfımıza karışma, ta uzan. İstira- istedikce erirsin. Ve sonra İbrahim paşaya dön- — u herifin yüzünden deli en e paşam! Padişahın gözünden adamı nasıl düşür- meli diye düşünmekten kafamın tası delinecek. — Merak etme! günün birinde 6 tekerlenip gider. Ondan sonra ki m bi yapıştı. Ne V Padişahın gözünden düşürmek kabil değil. Ayas paşa başını sol tarafa çe- e —— Merih! Haydi yavrum, sik birer vişneli $ arap daha ver ön) nin kızı ai .. Ve kadehleri doldurarak: —— imi niçin uyandırdın, paşa- cığım, dedi, ne güzel bir rüya gö- rüyordum. prim ex elindeki kadehi seir aa midesine boşaltmış- .— Bu gürültü içinde nasıl rü- ya görebil'rsin? giyin ra bakışlarile nedik Gi Ayas paşa —öyle MR rüyalar görü- yor ki paşam - diye mırıldandı - i anlatsın da spy Merih, ciddi bir ta — Niçin memeli dedi - Siz rüya görmüyor musunuz? — Sen larına benziyor, yavrum! sil e Bur: va “dayadı. Delikan- lardan — Haydi "Sami! , dedi. Sami bir hamlede "merdivene tır- id Şık bir lb girdi Salon bor Elektrik ra Delikanlı: akkak, dedi, Fuad ve Ml çıkdı. Şimdi nerede elir... perdenin arkasına e lanayım Be Kadife perdelerden bi- rinin arkasına saklandı. Fakat garib şey odada enfes bir levanta ne: Tuhaf.. dedi, meğer Fuadın güzel levanta kullanmak merakı da varmış!.. Beklemeğ kınca iliğine tanıdı... Piraye... Güzelliği bri dolaşan bir “kadındı... Bira: geçkin olduğu- nu işitmöşlerdi al — ona perde kai bakın: «Halt etmişler. lim tam Nü e olgun bir ind kadın o hi fevkalâde bir vi ki, Semi tehlikeyi filân ai üzerine atdı. Eline bir ga- zete aldı. Sami ancak o zaman kendi va- ziyetini düşünmeğe vakit bulabil- di. Şimdi o uzun, hem meraklı... Diyen bir kadeh şarap daha Mik dilberi yerine oturu! ken, her zamanki yakraklığile kendi yi söyleniyordu: paşa Barbarosu zehir- a Hiç kimse farkında değil- 'adişah bile bu vakayı du- a sevinmiş: «Oh, şu heriften iy kurtulduk!» demiş. Rü- ya bu iy ,! Keşke uyanmiasay- dım.. Kim bilir, daha neler göre- cektim?! (Arkası var): i vaziyetinin fecileşdiğini YARALAN güzel hiz: 3 i ig iz ss e ill notasi, an gi Mezra wd anladı, Pirayenin o civarda otur- duğunu duymuşdu. Demek Fua- dın taşındığı köşke giriyorum di- ye yanlışlıkla iler öğ girmişdi. E olsun di ne halt ödecekdi. Ya kadı si disini hırsız mırsız zannederse Bir aralık divanın üstünde'bir nındaki sigara iskemlesine uzan- dı. İri yerde ağzına bir sigara ilişdirdi. Ayak ayak üstüne atd. Kırmızı ipekli pijamasının içinde dünün en güzel hatları mey- dana çıkmışdı. Gözleri tavanda, ağzından yi E "rayenin içindeki yalnızlık acısını âdeta duyar gibi oluyordu. Kabil olsa, perdenin ar- kasından çıksa, onu eğlendirss, vutsa, yalnızlığını unuttursa ne. Pirayenin oturduğu irin kalo- riferin tam önünde idi. Alımlı ka- dın kaloriferin önünde güneşin altında yatmış bir Van kedisi key- fi ile uzanmışdı. V bütün tehlikesine ğ canlı içinden «ressam olsaydım ona bu kırmızı pijama — büyük Bi Tet i yapardım » İHASAN nü | azakdan GÜLYAĞI İsparta yüke büyük bir şişesi a 5 gramlık 200, “10 g iş 378, in HASAN GÜL SUYU > gülsuyudu: Şi » yarım 50, Iki loluk GİÇEKs SUYU Halis turunç çiçeklerinden ya- pılmış ölup bir damlası bir cennet ima Baygınlık, sinir ve helecanı kalb zaman- ei 40, yarım 50, bir kiloluk 60 kuruştur. NERÖLİ ia çek suyunun esansı- dır. “ Bir gramlık şişesi 59,, “5 gram ve. 70, “10 gramlık ,ş KUFU: KAS DEPOSU; Ankara, landı Beyoğlu i e z seyretmi um hizmetci yorgun bir eda Mi yla ucuna. oturdu. «Deli «hovardalık edeceğim!» şarkısını söylemeğ başladı. Öyle kıvrak, öyle candan söylüyordu ki, Saminin fırlayıb saklandığı yerden çıkacağı geldi.. i ışarıda bir gürültü oldu. Bir ses, Pirayenin sesi: il Buraya gel.. .. Despina telâşla dışa- .di- Evin inle, re telâşlı hare- keler © li aral şey gemi, ibi dışarı çıkdı. İşte fırsat bu fırsatdı. Hemen şimdi kz ir iği pen- cereden kaçmanın zamanı... Ge- ne ayaklarının ucuna basarak ça Bi çıkdı. encereye — g! öte pe Eyvahlar olsun. e tmişdi. İşin fecii merdi- veni yazı götürmüşlerdi. din ne halt edecekdi. Pencere yer- den çok yüksekdi. Bir düşecek ok sa vağer berbaddı. ir inmeğe teşebbüs etdi. Aşa- Şim- in müdhiş bir köpek havlaması... Sokakda bir gölge, bekcinin göl gesi... Hemen içeri çekildi. Ha- yokdu. Halbuki aşağı kata kadar Somali; ere iri emi ii mak hemen nl eses Koridorlarda tekrar bir aya i... Bu sefer kendisini gelişi Burad men in sokuldu. Ya temi İİ bir e su aki hizm: mel girdi. Sami on bazan Sudi ye Sağa es hizmetci olduğuna sıcağında kumlar üzerine uzanmış 'metcinin güzel vücudü- ai Sami: — Eyvahlar olsun... Bitdim, bitdim, mahvoldum... Yakalan- dım, Hapı e diyor, bay- gın! ordu. Hemen hadı v çıkdı. i pence- ğı inecekdi. Lâkin biraz ilerleyince arkadaki o bir patırdı oldu. Tekrar kendisini ilk girdiği salona atdı. Perdenin arkasına gizlendi. Şimdi Piraye salona girmişdi. Eyvahlar olsun... Perdenin | Güzel iri ilerledi. önüne ge! — Bu id kımıldadı.. Burada olacak!.. dedi... Perdenin önün- de: bay Sami.. di ms dance deli liz hi en kanı kurur gibi oldu. ei ii A mişsiniz.. Sizi a Ama ne tul Diyerek kıvrak kahksbalrla ğe başladı. Son — Haydi, dedi, bu ei sis çay içeriz olmaz mı? (Bir yaldız) | düsisiğien Roni baklameaiii a