EE ” > ya a EY ” K AN Güm iğ lm Güdül Sahife 8 AKŞAM 9 Şubat 1935 A . nz Lİ i EE DUN ve YARIN ve Yazan: M. Uygaç Edebi roman emen e 8 , Tefrika: 55 Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 432 — Bir'son verdiğim man Rifat bu ismi işitince hibi, ölen mühendis üvey e fırladı. Ermeni ihtilâlleri nasıl başladı, Zeytin kasabasındaki kıyam © (Berlii ahedesin. devleti Aliye Ermenilerin oturdukları yes lerde len ıslahat yapma Jümat vermeği taahhud' eylemiş- ai 1 idi maddesi» N. bu o kayıdlar e e Tüzum a Sultan Mehmed 1461 se- | için bir'-pat- ' riklik tesis işdi. Ermeniler de buna istinad ile milliyetlerini, ve idame Ermeniler çarasında ç Avrupa . kosları Rus siyasetine alet olmi mecburiyetinde kalmışlardı, İs- Ç tanbul Ermeni patrikliğinin de ruhani mercii sayılan bu 7 koslar bu sıfatla Osmanlı devi idaresindeki Erme: deratına alâka gösteriyor, Rus si- üzerinde 'nilerin zda Ermeni i kiliselerinde â âyin esna- O sında k namı zikre | dilmezdi. 1844 de bu edi © de usul ittihaz edilmişdi. İ 1 I( Kendisini rus yahudisi Samosl Ka yın namilea tanıtım. istanda bomba tecrübe ederken ölmüştür.) ve muharrirleri dir e kitab ve risalelerle O h Ermenileri- ni de ükbemetieri al misma e ediyorlardı; / İslâmiyet Türkleri tezyif için kler eme ler neşrediyorlardı. Osmanl tebaasından garp memleketlerinde tahsil etmiş, ya- şamış Ermeni gencleri pek kolay. diki ıkla bu cereyana kendilerini kap- dırıyorlardı. terennüm etmeğe başlıyanlar gö- e Ermeniler ağ Osmanlı hü- kümetine m ziyade serke- şane davranan Zoytinliler olmuş» dur. Ermeniler memleketin iktısadi- Zeytin kazası Ermenileri mev- yatında iler tutuyor, | Kiin isifade ederek şehirlerde — şirketler - kurarak, ee derebeylik i © mektebler gr . halli id Hında bul © ederek servet ve refah içinde ya- mayan (işhan - prens) na- şıyorlardı; köyl i i ı verdikleri reisleri Zeytinin © vaziyeti de diğer köylülerden da» ai mahallesini ayrı, ayrı idare ilirdi. ediyorlardı. o Bunlar e © Rusyada zulüm ve takibe uğrı- yan Ermenilerden birçoğu Os- m diyarına kaçıb yerleşerek ni rahatla temin edebi- iyor. ükümetin on dokuzuncu as- rin son rub'una kadar Ermenilere | karşı devam eden emniyet ve iti- madı artık sarsılmak zamanı gel- o mişdi. p Bu senelerde Osmanlı hüküme- p otinin siyasi vaziyetinden istifade C etmek isteyen e başlıca i Rusya ve İngiltere - Ermenileri emilme siyasi ve medi alet (olmak üzere kullanmak emelleri- b besliyorlardı. İşte bu siralar- dadır ki, dimağlarını Eyi e İleri bürüyen bazı E “ kinleri, Ermeni komitelerinin tah- “ rikleri ortaya bir Ermeni meselesi Şetenir. Rusyadaki Ermeni mütefekkir Aİ Türk köylerinden vergi rdı. Hükümete 15000 Kİ muay- vergi W yen bir verginin fazlalığı be öl iki- gürültü çıkarmakdan ha- li kalmazlardı. “1782 den 1850 ye kadar Zeytin- sında kan Türk köylüleri yurdlarını br rakarak uzaklara hi lemiş- lerdi. 1850 mn kadar Zeytin ci- di lik hö- kim olanda Ermeni ülküsünün Bu yolda ilk tesiri yapan eN ia E MT Ez Çakıryan isminde bir mekteb muallimi oldu. 1861 de Zeytinde tertib edilen bir mahzar ile Fransa İmparatoru 0 İsi : istirham olundu. iki kişi de mah- üçüncü Napolyondan (70000 Zey- tinli kahraman Ermeni) namına £ za istiklâli şifahan teyid için Pa > e ke hraHiehl bir çok müslü- . öldürdüler. 'akat Ermeniler artık Zeytin lana gibi mahalli teşebbüslere kanmıyorlardı. Vanda bir manas- tırda bir matbaa kuran, Ermenice (Van kartalı) unvanile neşrettiği bir gazetede ni istiklâli mak- rm takib eden rahib Mığırd an 1869 da İstanbulda meni patriki intihab edilmiş. idi. de meydana m Ermeni çetele- rinin müslü; rruzlarını kapatmak fikrile limanların yordu; vaızlarında tahrik- lerden hiç hali kalmıyordu. Ermeni büyül den bazıları bu halin vahim neticeler ihdas e- deceğini indüler. Bunların gayretile Hırrmyan 1873 de istifa etdi. Fakat erse mektbeler- , coğrafyasını, okutarak, istiklâlâ hizmet maksadile hayır cemiyet- leri tesis olundu; Osmanlı ve Rus Ermenileri arasında kuvvetli bağ- çalışıldı. Tar husulüne (Devamı var) AYR O » — e m memleketler: Beneliği Seon ali ayla 1600 09 aylığı 1000 kuruştur. del e Sİ MA lr eni ei bali Adres tebdili için yirmi beş Zilkade 5 — Ruzukasım O & İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yat E MA? 128 655 Sar İŞ 1,32 5,22 705 1228 15,6 A7,AS 19,06 # ıç k olduğunu söylüyor. Dün geldiler. Sizi yok dedim, savdım. Şimdi gene geldiler. Sizi pek çok — O! dedi. — Bu adam bugün bizim avucu- muzda sayılır, İstediğimiz daki- serebiliriz, alâkadar edecek bir havadis ve- ia kendisini yere söylüyorlar. Başka mı Kabil değil! Onun n via kadar karrirlerle o görüşmeyiz İiyerler, nüfuzlu olduğunu bep bil Bir saatten beri d — a görürüz bekliyorlar, Korkulacak; adamla- — Masal zannetneyiniz. Size ra benzemi amma... im vesikalar göstereceğiz. Osman Refet h k bü- tün bütün karı — izdeki vesikalara istina- — Baş belâsıl diye pe den Faruğu zabıtaya teslim ede- Sonra kartvizite dikkatli | biliriz. dikkatli baktı. Osman Rifatin odasına bir bom- — Peki, Gelsinler bakım, dedi. | ba atılsaydı im kadar tesir yapmaz- gözlerini gazeteye | dı. seye; ei Osman Refet mühim şey- ere pek inanır krs yama de- ai içine bir ils bir avukat karışırsa! 1 Onun için, odadan içeri girenlere ehemmiyet vermemişti, Selâmlarını hafif bir surette aldi. Salih yazı msasının sağ tarafına, Neci sol tarafına oturdı et göz“ lüklerinin arkasından bunlara bak- mağa başladı. Mehmed Naci gayet hassas bir adamdı, İnsanları tahlil edeyim derken kendi hülyasına göre bir büküm yea Osman Rifatın — zünden hiç böyle şeye ei aldıran m değildi. ağzım yordu. Os- man Rifat nihayet akılda, sordu: — Bir şeymi istiyorsunuz? epi Naci ihtiyatla başladı: « bir meseleden e o kadar nazik ki nasıl söylüyeceğimi. bilemiyorum. Bahusus zatı ilk defa müşerref oluyorum. 0 lundaki mücahedelerinize hayra- mz. — Söyliyeceğiniz şey ne kadar nazik olsa, madam ki buraya ka- dar gelmişsiniz, » Onun One ili iki ölikmiğe bağ — Söylediki birşeyam aliye) Biraz konuşu- muz, rica € — Sizin gibi muhalefet safların- Osman Rifat, kaşlarini çattı, tik Fakat karşısındaki adamların lâkır- Makal Biraz Dr. rettir? Vesikalarınız nedir? Bunla» rı hâlâ bana anlatmadınız. ie işi uzun uzun tahkik et- tik. Me gözünden kaça- bilecek ufacık vakları biz farket- i düştük. Artık vazife- miz bitti, Faruğu yere sermek de elimizde, rahat bırakmak da. Ne Kurnaz bir adam olan Osman Rifat şübhe yok ki kendisine na- sıl bir pazarlık teklif edildiğini an- lamışiı. o Farkına varmamış gibi görünmeyi tercih etti. Ti- yatromsu bir tavırla; — bre kg ben bütün harekâtım. e adalet ln hiç Bir zamen ayrıl Salih, içinde Mm istihza- amlatmıyacak tabii bir surette cevab verdi: — Biz de bundan dolayı zatıâli- mühim bir vaka karşısında ihti-| yatlı davranmağa m tırnaklarına düdlü bir tavır takındı. utanıyormuş ze başladı — Elimizde hayali değil, pek ir silâh vardır. Tabii size müracaatle bir maksad takib edi- yoruz, Elimizdeki vesikalar büyük Sonra Osman Rifat gözlerini açarak? Maddi bir kuvvetten bahs- ediyorsunuz dir. Faruğu isterseniz mahvede- bilirsiniz, isterseniz.. Osman iie siniz bir tavırla Naci mahzun bir tavır ii rak: ere dedi. ek &) .. Eğer zahmet eder- k olursa