Sahife 10 7 Şak 1998 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM — Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 431 Iki kurşun Abdülhamidin sağından, solundan vızıldıyarak geçti Karadağ nsi Nikita İstan- bula kr bu ziyaret Abdük hami pek hoşuna gitmiş, pren- se İstanbulda oturacağı müddetce Kar için 10,000 altın ver- ğ lhamid ile ilk mülâkatında üstündeki Karadağ elbisesinin sarayda gör“ düğü muhteşem" üniformalar ara- sında pek yal almadığı bahseylemişti; hünkâr Karadağ elbisesi: k yakıştığı- nı temin ile kendisinin öteden ri bu kıyafeti pek beğendi- gi cevabını vermiş, in elbi- sesini de gayet kıymettar siva mü- cevher ile tezyin eylemiş, Karadağlılardan dir nir rile ie e arzusu nu izhar etmi Nikita miki den sonra yirmi K. a rek Abdülhamide göndermişti. Karadağlılar (ile Arnavudlar arasında eşkiden! sumet Bema siner a derhal kendisini gösti e yeni gelenlere yan gözle bakmağa başladılar. Ara- larında : — Efendimiz - €cnebileri ne izden mem- avdetin- ğı üdafaa- dan âciz mi sanıyor? diye söyle- niyorlardı. Bir gün iki Arnavud tüfekci İe gezerken pa lar k . Padişahı için biri sağ, diğeri sol tarafından hizasından az mesa- yn birer kurşun sıkmağa ka e ii çıkmasını lar. Nihayet padişahın aklı başı- na gelir. Abdülhamid kendini derleyip topladıktan sonra Tabir paşayı çağırttı. Bu suikasdın sebebini sordu. Hünkâra kurşun atan tüfekci- er zaten doğruca Tahir paşanın yanına Mi açık lisan ile yap- tıklarım itiraf sebep ve saikini izah çe idiler. Tahir paşa tüfek şikâyetlerini dörle 1 vasıta ile padişaha duyurınak is tedikerinden dolayı tekdir ettik- ten sonra koğuşlarına gidip vere- ceği emre intizar eylemelerini tar eylemişti. ö Tüfekci başı eğer tü- fekcilerin bu fena ve çirkin kette bulunmalarının pe el kendilerini mazur gösterecek bir lisan ile anlattı, İfadesinin sonun- da a: — Ne yapmalı? Çare yok. Bir bekir mi ettiniz. Şimdi bunu tamir etmelisiniz! Tavsiyesinde bulundu, Abdülhamid Karadağlı pm fızları tazminat vererek gönderdi. Kurşun atan iki KE ciyi de para o memleketle- rine i tti. İkisine de maaş tahsis edi e suretle mesele kaj Bir gün akit biri bir la memurlardan birinin çenesini dağıttı. Abdülhamid tüfekciyi haklı bu- la ıma zam suretile ei Kale Diğer bir gün d iki sarhoş tüfekci silahlarını ir rek köprüden kimseyi geçittmez olmuşlardı. Bu havadis İstanbul- da iki, ene saat ortalığı allak, bul- ekciler nihayet bin alin ile çekilmeğe ikna edil- dilerde köprüden geçip gidecek- heyecandan kurtuldu! e saraya eri tarafı yoktu ya! Ne zara Tenik umumiye nazırı İb. gün içiler- im paşa den birini huzura çil hünkâr dairesinin kapısın. mişti. Nöbet bekliyen tüfekci kendisine ayrıca bir irade tebliğ olunmamış ğu için içeriye girmelerine mümanaat etti. İbra- him paşa mülâkatın ni, teshhürü caiz olmayacağını anlatmağa da tuttuğu Tahir paşayı kendi- sine bağlamanın yollarını bul- muştu ya! Bu kadarı ona kâfi pe Tahir paşa da geneliği ve hayalinden geçmemiş olan ie ikbale nail olmuştu; halinden hu. Son zamanlarda £ çöhretleri dünyayı tutan boksörler itibar- larım, servetlerini larına medyundurlar, Tahir paşaya da kaldırımcılık- tan Osmanlı devletinin en payesine yükselirken ilk adımı at- an Fakat Tahir paşa ikbal merdi- veninin ba: larından yukarı- — see gibi - tabir mazur görül ren : Ne oldum delisile olma- mış, kendisini O şaşırmıyarak ol duğu gibi male bilmişti: Padişahına sadık ve hayırhah olmakla beraber elinden gelen iyiliği yapmağa meyyel bir şahsi- yet! me an Posta ittihadına dahil olmayan ii memi vw altı la Bi0ğ. in yuğn 1000 sizle tebdili için zi göl yi $ — Ruzukasım N S İmsak İkindi A ya alan E 11,52 ei 6S6 9aı a Va, 524 705 12,28 15,14 vin 19,03 GİR eşime me e eni h Babıâli civarı A cımusluk Sk 13 Ne, Hal ma şem san .VİMİZ merkez e Mehmed tara ( identite et ale) bik ie bir Bromural “noli- komprimeleri sizl iş Müsekkindir ve uykuyu temin eder ve bilç bir zararı yoktur, bötün dünya tamır, 40 ve 28 komprimeyi havi tip. Knolt A-G. lerde eczsnelerde reçete e satılır. * ze ı İ DÜN ve Yazan: M. Uygaç Bu müthiş sırın üzerine kork- zmda piposu söndüğü halde far- kına varmı; — onlara dikkatli bir me- ile bakıyordu. «Yeni bir şey . eyer diye düşünüyordu. we Nihayet, biz. sa Mümtazı öşeye çekti. Bin türlü kur- e onu söyletmeğe uğ- raştı, Mümtaz biraz çekingen bir gençti. Bir şey söylemek iste- miyordu. Said yaptığı tahkikatı Ahmed | bitirmiş, İstanbula dönmüştü. Ke- lebek meraklısı vazifesini gerçek- ten ilmi denilebilecek bir tarzda lamıştı. pek haklı bir iftihar duyuyordu. Bu bir çok zorluklara galebe çak 2 üelinie 1 ve gurur Beş katı hafif adımlarla tır- mandı. Kapıyı açtı. Tıpkı çocuğu- nun beşiğine giden bir ana şef- kati ile kelebeklerini muayeneye koştu. Sonra, esvab değiştirdi. O eski tini arkasına irdi. Dosyanın içinde lâzım olan kâğıd- ları ayırdı, sokağa çıktı : Kendisini gören Mehmed Na- sualler yerde adımlarını sıklaştırıyor ve o kadar hızlı yürüyordu ki Meh- Naci yetişmekte zorluk çeki- yordu. — Biraz sabırlı ol, arkadaş. Ben her şeyde intizam dairesinde ha- etmeğ; İvarıyordu — Hiç olmazsa bir lâkırdı ile merakımı teskin et. YARIN Edebi roman Teifrika; 53 — Şimdiye kadar bir türlü ele alırken: — Ey, ne haber var? Ne haber var? deyip duruyordu. Mebmed Naci Saidi bir koltu- ğa oturttu. — Haydi bakalım, aç artık ağ- zını! Ahmed Said karşısındakilerin sabrını tüketmekten zevk alıyor- muş gibi etrafına bakarak sordu: — Yalnız mıyız Salih gidip Mem kilitledi. — Anam var, w, Hem de uykuda. Ey, e "haber? Ahmed Said Naciye hitab etli: — Rica ederim, Naci, otur şır raya, Üzerime ın gibi geliyor. yaptığı bir sigarayı ağızlığa sok- tu, Sonra karşısındakilerin yüzü- ne bakarak sadece: — Öldürdü, dedi, İkisi birden e fırla- dılar: — Yaşa Said - Şimdi keyfimiz tam oldu işte! — Acele #imeyiniz. Bunda si- zi sevindirecek bir şey göremiyo- rum ben, Karşısındakiler bir sual tufanı irıyorlardı. Ahmed Said, ken- disini müdafaa etmek ister gibi kollarını uzatarak: — Biraz yavaş, biraz yavaş, dedi, Rica erim bırak da anlatayım. Odanın içinde dolaşmağa baş- adı. # size kati kanaatımı söy- ledim, Öldürdü. Gene tekrar s4 yorum: Evet, öldürdü. Benim ne yaptığımı size anlatmağa lüzum — Dur hele biraz. Bugüne ka- | dar 2 m mn sonra, biraz da kendim ye er e bir re koşacağım, edir 0? in ha, Farukun yaptıği cürmü kendisine satmağa kale mıyacaksınız! İkisi birden: — Neden? Diye sordular. (Arkas a var)