öürel NE Kn EEE Em am mmm Sahife b : ÂKŞAM Yazan: SULEYMAN SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ & Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur Tefrika No. 387 Âşığını küfe ile içeri alanlar, kadın kıyafetinde konağından kaçıranlar Hidivi İsmail paşa İstan: bula her gelişinde yanında Mısır musikişinaslarından ğe llahül imei de birlikte getirirdi. i Türk ulke be ER varki n kalmıştı; görüştüğü Türk meşin ayrıl mak istemi u ülfet netice- sinde idi ti Misi meriksinde ye zkâr, Yavuz Sultan Selim asker kuv- vetile zaptettiği yerlerde bulduğu sanatkârları memleketine .nakle- rdi. Hidiv İsmail paşa da para kuv- vetile dee teshir mii İstanbul zevk âleminde nağmelerine do- yamadığı Türke hanendi dele ERA, bazılarını Mısıra türmi Lâle derinde mir Nedimin şar- evk erbabının meclislerini ei rirdi. Ondan sonra felâketler neşele- e ve sazen- gö ri kırmıştı. Üçüncü Selim devrinin kibarı iki günlük v yeniden zevk âlemlerine dalmış- lardı, Dn a m şark sikisine Li ei eli (gün faslı) yapmadan hemen hafta ge- girmezdi. Lâvtaya merak saran Abdülâ- ziz de şarkılar tertip ederdi. İn- cesaz meclislerinde Sultan Seli- min ve 1 m be: ve şarkıları, efendinin mü - Deriş ar yeli - levendim Hafız Abdulla ağa, i m efendi, Kömütcüze, lâlzade süyei ağa, Sadullah ağa, Markar, efendilerin, şair Kanlıcalı Nihat beylerin, Şeyh Âli pa- yam ari yetişme illâri Mehmet rin zarif nükteleri, li mil gönüllere inbi eri: Şair yin ik söz“ a, Âli paşa gibi büyükler bi ii beye si elem ibzal sl a t bey onlara bile taş at- iyecek derecede ittiham edilen Reşit paşanın vefatından sonra mezar taşının sper E yoksa mermerden mi yaptı- rılması söyleşildiği ein hazır ny ihat bey: A im vee taşında planmı Wo gri daha başı sarıklı olan Cevdet pa- (83 Mahmut Racıns Anadal türküleri. “ça 'da orada bulun efendi ea hikâyeyi biraz uzatır; arın yanında > 7 Kir e yüksek sesi Baksana hoca imza ünü du. Cevdet saat on birden sonra bu kadar uzun hikâye enkei Fıkranın veriye yeri neresi ise söyle de bitir rek Cevdet efendiyi bozar. a efendi sergiden çıkarkeri de: — Softayı tersledim; verdim! Dedikten sonra amimi Ha- fız Ömer efendiy: — Şu garı ii, gre Benim topum tüfeğim amma dilim vi Hepsi böldüm korkar Der, dersini Sdireriiieii muavini olan lisâra Hafız ami iel efendi. nin de fıkralai hur idi; pek m vükelâ ve kibar kendisini meclis“ iz len REN iz bile Parise gide; erken Hafız — tellerinde Sari bir çok rim ve nedimler li ai tatlı, lâtife ve iy sözleri ve Melen re şetaret verirdi. Hidiv İsmail paşanın mehtap mm zamane ricalini ve kübe- -asını, zenginlerini coşturur, önler da hallerine göre saz takım- ir mehtap safasi tertip u tak lar arasında eski Top- Sadeddi Zencirli hanı 20,000 liraya ma bu takımı ükemmeliyetini, yi za rafetini hâlâ yaded Abdülhamidin an Abit efendinin validesi Saliha ha- nım ıma mensup kızlardan iken saraya takdim olunmuştu. Hidiv İsmail paşa sefahat âle- minde . haşrü neşrolmuş, öyle bayağılıklara ve zilletlere şahit olmuş idi ki bazan bu yolda kaba- eleri ve tarizleri de hak- esirgemez olmuş idi. İntizar ettiği lütuf ve inayetlere .nailiyet ümidile karısile a şanın münasebetlerine . bey ie defa lr iş İnel bir kürk koparmak için havaların serinliğinden bahseder. Maksadı anlıyan İsmail paşa bu beyefen- diye: Yynuzlu hayvanlara merakı olduğu için memnun olacağını umarım! Haberile mükellef bir giyik pos- tu gönderir! İsmail paşa Mısır hidiviyetin- den azledildikten sonra da alıştığı hükümeti yüksek bir tekaüt maa- e bağlanti Abdülhamit te ay- hsisat veriyordu. İsmail p. şa ba varidat ile Bodrişime sevk ve safasile çok vakit Hakikate! mn Boğaziçinde sefahat âleminin en parlak devri o demler id . 3 pek namuslu ve per lan la lsa vâkıf. ve mütehassis gözler öteki gönül lüyü araştırır idi! Musikişinas âşıkların sevgilileri için yaptıkları şarkılar meclisler- de ME tavırlar ve edalar ile oku- gi zey sayılan hadi- seler duyu! Filân hanım © öd karanlık gecelerde küfe ile yalısının pence- resindes içeriye ERİ Falan hanım sevgilisi ile yatak odasın- da vakit me ege kocası üstüne gelmiş te s y sabaha ka- dar tiz la pineklemiş! Falan paşa mülâkat mevidinde ho- Tul, horul uyumuş ta ge bir yüzüne bi akmaz Tân Yanl fa falanlar sti ta a tela e sabaha kadar âlem etmiş- ler! Falan hanım terutaze e zamanının tırmağını bile erkeklere göstermiyen en iffetli bir De hi vi in iye ai ! Filân hanım da gelmesi üzerine â! a ni yi meli kadın kıy EN kaçırt- e muvaffak olm n hanım kimi ni sını Ma imi sini o sevmii ei Yağ kurdu ile filân yerde baskın ver- miş! Filân hanım boşanmak için e m eğ Dacia m dedi,koduların hakiki kah- Bu ramanları vardır. her sinirle «cinsi b ten olan kahramanı İstanbul «cinsi kavi» yeli stlerinin bir mide let için hırs nazarlarını üstüne celbey- erdi. Bu âlemde doktorlarını rakibe- lerine kaptırmamak için özenen 4 — a La li 8 ipeği (o sada i bekliyenler isimlerile, cisimleriile anılırdı. âzasından E... bey Boğazi- çinin en namdar şıklarından idi. Kendisi isini elde etmek istiyen ha- nımların biribirine rekabeti ne kadar tatlı idi! Bunlar arasında yalnız biri, feracelerinin ri bile pek dilrüba olan ... hanı onu öy zaman işgal debilenişti, .. beyin vefatında bu hanım 31 idi de k Abdülhamit kendisine Mirgün. İ deki yalıyı ihsan etmisti. Mısır ezin vâkıf olarak Eyüp sabrı Akşam'ın edebi tefrikası No. 38 NİKÂHSIZLAR Mahkeme günü bir mart günüy- dü. İstanbul neşe içindeydi. Gü- neş, ağaçlarda ilk tomurcukları a EŞ Sumer otomobili; yi 'daire- sine ll salin Evden çı- karken çocuklarını candan, se- vinçle öpmü: Adliye Bilir biraz şa- ep? Kalabalık arasında nere- şırdı, sese ire Kâni bey merdiven ba a bekliyordu. Sumeri aldı, bö Eğ aasına götürdü. — e resmen barış- ak teşebbüsünd bulunmak için Tekin beyi direk ei Bir” kere kendisile yarı resmi görüşe- | ceğiz, ondan sonra icabı düşünü- Tecek... oturdu. Başı önünde ko- me e yarım saat geçti. Te- kin m Kâni bey Sumere: — Sizi buraya e beyhude yere getirttik, dedi, gidelim artık. Tekin öle an İz istemediği anlaşılıyo! Simdi n 12? Bu söz bir di ibi dudakla- rını yaktı. md — Davaya devam edeceğiz. Öyle ya, anlieki Tekin gelme- mişti, çanliyini devam etmekten başka tu, Sumer, yüreği çarpar bene yaşararak adli- İ e — mart 2 dan here olnmebile. ei ği neye kadar a dada avukat masasının başına geçtikten sonra: — Tekin beyin gelmiyeceğini hiç zannetmiyordum, dedi. Her halde fena bir telkine kapılıyor. — O kızın telkinine! Sesi madenileşmişti. — Davaya devam edeceğiz öy- le mi? — Elbette... Görüyorsunuz ya, davaya o beni ee etti, KE Sumerin kalbinde ie e ERE fabrika ON a, evinin önünde korkak korkak do- Taşan kadın değildi. Artık son ve kati kararını sahiden vermişti, Te- kinin bugün gelmemesi izzeti nef- sini ss ani en kırmıştı. Bu- kt zum annenin büyük bir derdi vi seziyorlardı. Dört gözle onu bekliyorlardı. Babala- Bi alacaklardı. Çocuk- lara bir şey söylememişti, fakat çoc pe anlamışlardı. Dadıları ima etmişti, hanımefendinin bu- gün e ile görüşeceğini çıt- latmıştı... Atilâ: Eğer bab bam gelir, di Sumer gelince hemen yanına 20 Teşrinisani 1934 Yazan : Selâmi İzzet sammzmı e sanli Fakat an- nelerini görünce cesaret edemi diler. mer çocuklarını öptü. Bu uzun, acı, yorgun öpüş, giderken çocukların yan: İİ harareti pre öpüş deği tılar. Bakar De bir iride ile birleşti. Sumerin elini tuttular. Bu ea Ulvi öy geldik; mii sevişenlerdir... Barışır- ir arışırsınız» sözü nakarat gibi ihtiyarın dün ucundan ek- sik olmuyordu. erhal sözü de- giştirip başka sie bahis açtı- lar, Bir otomobil kazası ve — kızın bacağı kopmuştu. Koc öldüren bir kadın. ağırcezada de ma mahküm işti. Köşede bakkal ha mer gelecek hafta caktı, 1 icra ni ş, bütün bu allik, anlatmaktan zev yordu. Sumer salt ii düşünen bu ihtiyarın, mahzun mahzun boyun büken İM arasında ken- dini ami daha kimsesiz du ni bir wvel buradan gitmek, ken di kali kalmak, derdini dinle. mek, rahat rahat ağlıyacak bir yerde oturmak için can atiyordu. Yeşilköydeki bu evde onu E Ber mecburiyetinde o kalı- ordu. Bazan Vildanla hizmetçinin: — Tekin beyin yaptığı da yakış- maz eke Gibi sözlerle kendinden bahset- tiklerini mi yea. Onlar bile Su- mel orlardı: — gibi si üzerine bir şırfıntı sali ya?.. ler onu pap inden yara- . Hem ne olursa olsun, izemelik sözleri, babasının O sessizliğinden daha iy sişibey Srnhde büşkn Hire haz Nezih be, yrılıl salan zeki, natuk genç bir avukatt r, Nezih beyin zarif bir sa- gibi döşenmiş iğ odası- nın kekler. basarken, hat koltukla: Epi bi hissi kal blelvuku ile ür- LE isteği. (Arkası var) — Ne ise... Bir o vefalı çıktı! işti Abdülmecit ei ene > ire tedricen vaki o f, aşkların maz güzelik ii İn hasıl etmiş gibi idi. Şimdi modayı kalır, dd için tak- vücutları e m. e z ilmin çektirm rdu! Her mesire bir güzellik meşheri halini alıyordu. Zamanında bir çok hanım güzellikleri dillerde € destan | Mi ni eee lebilen bu güzeller güldestesi: bazan sevicilik âleminin dikenleri de ii olurdu. bir konekta iki kadının bu yüzden biribirine e çek- tikleri bile söyleni Bütün o güzel isen o dev- rin tatlı demlerinden kim bilir ne hoş hatıralar saklamışlardır! Hayat ruznamelerinin derinlik- erimli saklanan bu hakiki zevk ve ihtiras Mae şimdi ancak o devri yaşa; nal nların hayalle- rinde satir Biz yalnız dinledik ve burada böyle muhtasarca tesbit etmek