Sahife 8 i KEŞAM Yazan: SULEYMAN KÂNI SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ #- Tercüme, iktibas hakkı mahfuzdur « Tefrika No. 386 Mısır hidivi Ismail paşanın Boğaziçinde gaz ve eğlence âlemleri / Nihayet «hain felek İstanbulda vk ehline yar olmağ; aşladı Maş şartları len seneye d Bişiyordu. Evvelce odalarda üç e Şimdi bunlâr a ka- hape, ez kaim olmu: Hei ranga ölen ka ları edi Ml Lâkin ramazan gi ime eski sofra takımları da terkedilemiyordu. Bunlar da ee sartiriyordu. Aylıklar muntazaman çikarken şöyle, böyle sıkıntı hissolunmu- rafa para dayana- İstanb fının çok muame- lesi aylıklar ile alâkadardı. Aylık- lar çıkamayınca onlar da alacak- larını e şir >İstanbulu mü- zayaka kaplam: Evvelce mi kiymeti nasıl birdenbire terakki ettiyse bunun üzerine iii birdenbire tenezzüle uğramış! Milan ay başında mâaşları- nı istiyorlardı. Sarayda ar diler ise hâlâ par. gel diğini bilmiyor, bii vi İsleme, yorlardı; durmayıp (para! para» diye hükümdarı izaç ediyorlardı. Sarraf, tüccar, esnaf takımı di para için hükümeti tazyik eyle- mekte idiler. Kabahati bükük birikime at- mak istiyordu, Vükelâ (sultanla- rın ve kadınların masarifine ta- hammül gelmez; evvelki gibi ka- dınlar saraydan çıkmasını; sara- e masrafı eski haline ol olun- un!) diyorlardı. e muh: Ti olanlar ise (Â hadden aşmış eri ağn ke- semez; Fuat paşa familyası ma- hk Pie ayda bir moda 'uat paşa onları zap- isen Bu halde onların saray idaresine ve hünküârın helâlı olan kadınlara ne demeğe hakları olur? dlariiülak $5i ei efen- ir. sin! Dairelerini ıslah etsinler de sonra başkalarına nasihat eyle- sinler!) bu İrt münakaşalar devam ededursun, para işi dayanıp kal maş Hek büyük halel gel © Abinkmzle bu hale çare düşü- nüyordu, Her halde göze batan saray saltmak lâzım idi. İsrafta pek" eri giden Müni- re sultana kızlar ağası vasıtasile: — Akılları başlarına toplasın- lar. ger e taşırdılar. Onları hapis şöyle dursun, âdeta dövdü. rürümi) Diye haber Si sultanın esnaftan aldığı 20,000 keselik eş- yayı geri esdi, ir müzayakaya çare bulmak üzakere için bir gün biz- zat Babdliye gitti, Bu sırada da- matlar huzuruna girince hepsine çıkıştı: — Sultanlar gece mehtaplarda gezermiş! Benim gece mehtapta da isi gezer kızım yoktur. Onları da red- dedeceğim, Bu heriflerin - damat- larm - hareketleri artik namusu- ma dokunur oldu! Azletti kâhyalari Hali eski ricalden birer zat ta- Mi kadınları arabaya bin- memek için cihan seraskeri Rıza paşanın saraydaki bütün arabala- rı zencir ile biribirine bağladığı bile şayi oldu. akat ne olsa, ne yapılsa artık Sultan Mahmut b şeraitini iade kabil olamı; Zevkler, v. slmlar — razlar, ele paralar! raf- lar Abdü ilâziz die e şiarı iL i ardeşi Adile sultanın kızı Behice hanımın sev- diği Behçet beyle evlenmesine ip- tida müsaade etmemiş, ancak kı- zın hastalanması üzerine bu izdi- vaca razı olmuştu, Behice hanım layisitnişi reddi üzerine matem alâmeti olmak üzere Obüsson ve Goblen kuma: larından bir siyah oda takımı yap- tırdığı gibi izdivacına müsaade çıkınca da gene bü kumaşlardan beyaz ie si oda takımı daha imal etti Ni mi doyamamiış, nikâhından az sonra vefat etmiş- tir. (Kendisine erer er yen bir gülniğ arı olduğu, güle, pi ibtizar haline a söylenir.) Bu iki takımın bulunduğu oda- Goblen- tü, Goblenler ire değildi; ill an evi olduğ bunlara hurma dalları lem Sonra Nazıma sulta: intikal eden bu oda Sükrlinide 120,000 m e akdi Gy gi servet sia ğa Olsa, ol- sa Mısır hazi Mısır hili — paşa Fra Tansa- ma, garbin irfan ve medeniyetine mu- ip idi. 33 yaşında Mi id ini d ruhte eylemişti. Mısır hükümetine mi a edercesine bir eya sür. ir- ali id, İsmail paşa pek m na eğlen- esli öğle idi. Ta İs- tanbulda, Mısırda neler, ne âlem- ler yapmazdı o! Duvarları, tavanları aynalı, na- kışlı müzeyyen salonlarda, cennet gibi bahçelerin zarif dehlizli ha- vuzlarında Avrupalı, semi yerli dilberlerle ne esatiri demler geçirmiş, zevk ve satiş sür- müştü! İsmail paşa yazları ekseriya İs- tanbulda, Boğaziçinde Emirgân- daki meşhur yalısında kalırdı. Eli açık Şiire İstanbula her İl muti eri işa Evvelâ hediyelerini ill bun- dan pek memnun idiler; sonra İs- # e İlin tanbul safaperestleri rreilryemee ZEvs kinin alacağı düşünür- İsmail paşa bu “lim bütkük. se pişva oluyord. İsmail paşa anal gele, gide irgânı ihya eylemişti. Emirgân çin bir park halini almıştı, ul civar im değil, gelenler de orada eğ- lenirlei İsmail paşanın sazlı mehtap i pek parlaktı, Mehtabın usta si dile deli İiğiln doğru ağır, ağır açılır, bir saz ve cümbüş ka- filesi de bu gümüş gölü üstünde Pi akar idi. Boğazın tara Bilhassa aski sadasile sağ olan Kanlıca koyunda durulur, ların, saz nağemelerinin akis- leri zevkine doyum olmazdı. (Arkası var) Radyo y 18 m msi İstanbul £ Tokat! otelin- den nakil, ig. 15130 kanin. him leri Zati bey) tarafından, 19,30-19,45 lünya haberleri 1-20, m va plâk neşriyatıt 21,15-21,30 21,30 stüd- anya musikisi, 21 edi Nea berler, 22 Lembergden: yat, 23,15 konserli reklâmlar, 23. 50 iri m.) — 7 haki mus 5 lena y beka hokey açları neticesi, 18 Hami afif m İnumiser», 22,3) Esnaf kasan yipokinmin, 28 kik ler, m il Viy m.) — 19 radyo or. kağ 2035 haberler 2045 vatan neşriyat, 22,30 Peşteden naklen: Avru. pa yum konseri 23 e iğ aberler, 24 konserin devamı, p 9 Teşrinisani pazarte! İstanbul : 18-18,30 18,30-19,30 plâklarla usiki, 19,30-19,40 dünya habe leri, 19,40. 20.10 oda, musiki, piyanolu kuranit (Cemal ReşitiLâşinski, | İzzet Nezih, Mesut Seni beyler), 20.10-20.30 kon- ferans (doktor Ali Şükrü bey) tarafın- dan, 20,30-21,15 pi en hafif iki ları, 21,13 21,30 ajans ve borsa haberleri, 21,30 e Rasim hanı dan türk- çe sözlü tango ve valslar, radyo, caz ve tango orkestrası ile birlikte. Budapeşte (550,5 pi — 1835 m. lon orkestrası, 19,45 çiğan orkest 21,30 eListz Ferene» iii tarafınd konser. 23,30 haberler, 23.50 dans ie pi lin (357 m.) — 17 hafif musi- ki, alel 19, Sü Saplei sansi » e e air 20 gitar, mandoli; sam havaları, 21,10 bi aa ek 2 yeni neşeli mu- 3 haberler, 2 © romanlardan mi akşam. ikisi. Vi : 17, dy iri nakil; İktisat âleminde rad sanayii, yeni sanatkârların Gerierinder m konser 19,10 tiyatro kri- tikleri ve 20 haberler, 20,20 pi- ano yim 2 rahmsın eserlerin- en klâsik şarkılar, 21 'iyana mü- sikisi, 22,40 konserin devamı, 23,34 Haberler 23.50 kuartet Elm 24,50 plâkları, Kocasının ne düşündüğünü, dediğini öğrenmeğe çalıştı. Taki evde yalnız mi oturuyordu? Ca- ni sıkılıyor muydu? Sinirli miy- di? Fabrikaya kaçta geliyordu? İs zamali yeni ağa ye meklerini Badan Haydar De. pr ce vapsız bıraktı, Aklından geçenle- ri nün ifadesinden okumak ta kabil uğra — Öyle olsun, dedi, bir şey söylemek istemiyorsun. Söyliyemem hanımefendi. Bödülünlsiy cevap vermekle ği | yelik etmek arasında büyük bii fark e di rum, Nihayet Te kin beyin e onun ekmeğini yiyorum. — Hakkin baba, ben sana bunları ni sormama. a daha uzun zaman e bağl maiyetinde kalaca' Zım m 1 tem Hele siz ga mezseniz hanımefendi.. ti — Hayır ete Büba, ben e leyim gelmiyeyi sen İşinin şından lie, Bunu e kere rica ğe ML. il oranın emektarısın, i kimse dolduramaz... ayrılmıyacağına söz v — Mümkün olduğu kadar, elim- kadar ayrılmamağa Fabrikadan den geldiği çalışacağım. Bir sorguya benziyen bu mu- havereyi uzatmamak için Sumer de kalkti: SS kiR da gelip bizi yok- la Haydar bala eri gelip gör. rak artık bir şey Sölsümi hiç wn şey sormam. Baba Haydar mahzun a gitti. Her zama andan inada ik kül Akşam'ın edebi tefrikası No. 36 NİKÂHSIZLAR 18 Teşrinisani 1934 Yazan: Selâmi İzzet sının eek parasını çıkaran bu müessesenin önünde gözleri ya- ardı Köşede mıhlanıp seymen göz- ie Kii Ta tabelâsindan ayrı- makara örer, ço iğ iyor gibi kulak veri- yordu... Fakat ilerliyemiyordu, bir gidi atamıyordu... «Ya Tekin beni istemiyorsa? vet, Fabrikadan bir pi eri yorgun adım! na doğru gel rdu: — Fatma! Fatma yürüdü, Sumere dikkat bile etmeden köşeyi saptı. Sumer seslendi: — Fatma, . — A... Siz misiniz hanıme- fendi!... Fatman muştu. Gözlerini gürümüştü — Bizi öörükla bıraktınız ha- nimefendi.. — Nereye girin ereği yürü, ben de el iyonu O iyi, fakat Mery: —M m yüzü biraz daha sol- lerinin altı biraz daha Haydi Hem yürüyor, n konuşuyor- lardı. Fatma ii i m ği işçilerinin Tekini in ile yi şadığını bildikleri la. u onu gene hiddetlendirdi. Fat- maya biraz evvel, fabrikaya gir- mek arzusuna kapıldığını söyledi. Fatma hazin hazin baktı: Ne ivi olurd andı, e Wii Sumer baba Haydarla görüş- sonra biri ha meyus İhtiyarın a tektük cevap vermesi, koca: o kızla bera- ber Sirin “süphe bırakmıyor. du. Peki amma, Nahidin de mah- vına sebep olan bu Zehra neydi? ler halde Nahit te, Fatmayı bi- rakıp > kızdan kaçmış olacaktı. r bu kaçışta e ne facia verdi 4 Tekin bö ine düşmüştü. mez artık beni e başlıyordu. Kocasın refi, ha- yatı ör ydi. Fekinii — ein eline bıraktığına hiç te iyi diğini anlıyordu. Haydar ei vazifesi fabrikadan ayrılmamaktı. Ya sig vazifesi Haaa terket- memek ğil mi iydi? itip a kapıldı. Kocası her hi alde idi; odasında, ziline 5 önün . de olacaktı. Sanki girse ve eşikten İşte geldim... Beni hiç özle- medin mi nankör!... deseydi. Senelerdenberi çalıştığı, yuva- ali iki " , dedi, beyefen- di gelince dümintedi. — Gelince ne demek?.. Fabri- kada yok m — Geldi giti, Artık fabrikada 2 eye ki... İşin tadı kaçtı ha- nımefendi Tekinin Sumer Ns gideli de- öiştiğini söyle Sumeri te- selli etmek Sr fakat farkına armadan, oku genç kadının kal- bine saplıyordu. am iş zamanı Tekin fabrikada bulunmasın!., mek işini gücünü bırakıp o ına gidiyordu. Buna şüphe var mıydı? Sumer kaniydi... sersem imi Kocasını bulmak ümidil gel i... Buda- 'atma anlatıyor, söylüyor, gördüklerini bön bir safiyetle sı- ralıyordu. Tekin beyefendi yi maştı, Düşünceliydi. iki saat mete telâşlı telâşlı vi. ri belli idi. r göğüs —— «Ha- yır, onun düşün: çocukları de- gil. Ej ği gp onları arar- dı... i etmişti de fabrikaya gir- memi Hanımefendisini biraz teselli etitğine zahip olarak gü- lümsiyen Fatmaya: — Teşekkür ederim Fatma, di- yordu. Meryeme e geliyor musunuz? — Evet, onları göreceğim de ir sokağın sonun: toki bas rapça bir evi işaret etti iv var) A adi