kinci hizmetçi de ayni numara çı Man. 14 Teşrinievvel 1934 Hiz Hayri bey çok neşeli, çok zeki bir adamdır, Evde işini gören kart, çirkin bir madamdır: Sol gözü birax sakat, sağ ya ge eklidir, Köstebekle er dere karışık bir en Yürüyüş, sesten yana erkek gibi bir karı Üst N vardır terlemiş bileni Onu çocuklar görse korkudan ödü patlar, n irak, umacı gibi bir şey adamın Po lek memnun Hayhı bey: Değil başından savma! k, güler yüz gösteriyor, Halik, plsiisa dolgun, bir Lan da veriyor!.. Simi bir yu kişi, gene evine ie Gene hizmetçisinin lir iğine bittik: ağız, o ne göz, e dişti - Yarabbi, » Evde dolaşıyordu a azmanı gibil.. e Hâkim olamamıştık içim izdeki hınca, Hele ben itiraza ansızın verdim karar. edim; — “Bu, bir canbazın ancak işine yar “Yani sirkte kapatıp sık demirli bir yere, “Hayvan diye Epatelin onu seyircilerel..,, Kızdım: “Şunu kovl,.,, dedim.. Artik çenem açıldı. m beyin emri bir kahkaha saçıldı, “Bir maksadım var onu evde tutmaktan, dedikl., “Sıkılan rm biraz b kali. e iyii eği razı oldu, yle bandı sö Tahrirli, elâ bir göz.. Ak, biçimli bir ll şlangıçtan sonra, vakaya girişeyim: Bilirdiniz bekârım, ği benim döşeğim, Hiç bir şikâyetim yok.. Buna sele ağzım.. İşimi görmek için fakat bir adam lâzım: Karmakarışık durmaz elbette evin içi, Aramaya başladım kendime bir bizmetçil... Bir tanesini buldum: Güzel, sevimli bir di Gi > ii 5 Fr » ei ms g 33 B 8 e Ha z > i — “O: Bekâr. Ben de Dulum.. Geçinirizl.,, diyormuşl.. — — fazla yılıştı.. Çakmıştım maksadını, tle n hakkını verip, sepetledim kadınıl... tı AKŞAM metçi belâsı - Hikâye - evin içinde. her tarafı açıktı, Hi . Ee 5 gir! 2. 8 a 8 5 8 iŞ 5 Ikisini de döğdüm.. Ettim BA res Iki ay, hizmetçisiz, evde yalnız oturdum, “Namuslu kadın..,, diye, dört tarafa ii vurdum!., Bir wi Gikniştiği bi Gi lidişe Bir pimie vardı; gören kalırdı şaşa: Bu kız, hizmetçi değil, bir hanımdı doğrusu, j ip: — “Bana gell..., dedim. Kız güler yüz gösterdi, Teminat slatailiei bir puse bile verdil... e >. gelmişti.. Düşündüm bir dakika: t artık can, ciğeri... Ben, öbürleri gibi, di edersem eğer, Ya, birini peyleyip, vi iş açarsal?.. Ya, yüzüstü bırakıp, bu da dei kaçarsal?,. işte bu düşünceyle hizmet, tçiye yaklaştım, Hattâ, ileri gidip, teklifsizliği aştım. mi bir su gibi kalbimden sıza sıza, melesi yapıyordum bu kızal.. O da, yüz verieinle kendisini avuttu, Hizmetçi olduğunu bütün bütün unuttul., Birgün dedi: — “Ne olur bana bir elbise yapl..,, O anda ısmarladım ben bir ipekli esvapl.. Birgün dedi: — “Eskittim giydiğim iskarpinil.. O anda gidip aldım bir patik miniminil... Birgün dedi: — Alayım gidip bir parça esansl..,, Maaşına mahsuben verdim o anda avansl,. Kız, tıpkı hanım gibi, evim ape yaşıyordu, Fakat arzularile, haddini ordul.. Gene bir gündü.. Sabi son Gael buldu, Dinleyin.. Hiç unutmam, şöyle bir üre oldu: Hiç bir şeye elini sürmeyen bir tembeldi, Çok yüz bulmuş, şımarık bir çocuk gibi durdul... Dedi: — e doğrarken ellerim bozuluy. “Bak: yeri çatlamış... Tenim ea “oliyor. “Kaç zamandır len: *Ne b şekerim: Tut bana bir bizmetçilk., Himalayaya giden heyet Alman heyeti 7000 metro yükseğe kadar çıktı Himalaya dağının tepesine çıkmak ii kazaya uğraması üzerine geriye dön ye mecbur likte dağa tırmanırken görünÜyore ŞAM 1 için aylarca uğraşan bir alman heyeti, azasından bir kısmının olmuştu. Yukarıki resimde “e t 7000 metro e fir aye e, e SD ik Sahife 7 Anadoluda Akşam Gül memleketinde yeni bir çalışma başladı Gülyağı fabrikası kuruluyor, halıcılığı korumak için tedbirler alınıyor apeme gül Bahçelerinde güller toplanırken M kında lak ümitler uyandıran haberler geldikçe herkeste bir he- ves ve şevk artmağa başlamıştır. Meselâ: Burada bir gülyağı fab- cikası açılacak, şimendifer bura- lari mütekâmil bir şekle konulacak, herkes sâyinin semeresini toplıya- cak ve işsiz kimse kalmıyacak gi- bi haberler bir elektrik cereyanı gibi memleketin ufuklarından e atiye daha büyük bir iti- atla bakılmaktadır. inin e gül ye- in çok müsait bulundu- vaktile Kızanlıktan bura- ya iniş olan Ispartalı bir me- murun teşvikile herkes gül bah- çeleri yapmağa başlamıştır, Gül, buranın başlıca seren 7 ir ve her sene (300) bin kilo kadar devşirilmektedir. Bir zamanlar altın kıymetini de geçen gül yağları son zamanlar- da düşmüş ve bir takım hilekâr mütevassıtların elinde ıtırla karış- sirlizek lekelenmiştir! Bunun üzerine vilâyet ticaret odası ha- geçmiş ve lâzım gelen te- yakmaz bulunarak burada bir gülyağı fabrikasının tesisini hükümetimizin beş senelik pro- gramına koydurmağa muvaffak olmuştur. Şimdiye kadar iptidai vesa- itlerle çıkarılmakta olan gül yağ- ni bir surette fabrikada ç caktir. Hükümet bu fabrikayi İş bankası, Sumer bank ve Ziraat İNEN da müsaade edil Şirketin ismi ira eN ğı limitet şirketi) dir. Isparta ci- varındaki e Bey müliyesi de (200) bin kilo kül yaprağı çıkar- Man vi asik, ahsi ulât ve ticaret Siir Mütemadiyen sulanır, gül relenir ve tari inlendirilme- ilir. Çünkü bu su- sevdiklerinden yi be merlin akın islâm nün afyonları, Keçiburlunun kükürderi, Uluburlunun meyvası, Eğridirin yağı ve İri bütün m ee meşhur mebzu “Halı ticareti Hahcılık 920 senesinden (930) senesine edi çok ileri git ekete sene- yordu. Halıların ihracat yeri, dörtte üç nisbetin erika ve birisi de Avrupa ve ile. iğ okuz on liraya düşürmüştür, Ha- yüzden yarım mik yon liraya inmiştir! Bu düşkünlük aatpe- restleri hileye saptırmış, kaliteleri noksan yapmağa ve halıları mo- delden kısa kesmeğe başlamışlar ve bu suretle bir müddet için Türk halılarının kıymetini düşürmüş- dir. ğ w mi bir halıcılık birliği teşkil tmişler ve bir de nizamname ya- Sele Pil e usulünü koy- muşlardır. Dokumacılık Halıcılığın bu suretle sukutun- dan :sonra halı tezgâhlarının umacılık ileri gitmiştir, Ata bey nahiyesinde yalnız (200) dos ;. kuma tezgâhı vardır. Vilâyef merkezinde de bu tezgâhlar ço- ğalmaktadır. Uluburlu kazasının Senirgeni nahiyesinde dokumacılık pek ile- ri gitmiştir ve günden güne.de kumaşlar islah olunmaktadır. Bg tezgâhlarda yapılan yazlık vd kışlık mensucat ucuza satılıyor. Ragıp Kemal indiki