8 Teşrinievvel 1934 Hastanede — Yağmur yağıyordu. Hasislik ettim, otomobile binmedim. Ce- zasını çekiyorum, işte buraya gek dim. Ya siz? — Ben otomobile bi im? — Bana on lira ver, kovaföre — Ayşe melek gibi kadın. — Amma çok boyanıyor. — Melekler zaten yalnız boyalı re simlerde görülmez mi? Oyun iki küçük kız, büyük hanım oyu- mu oynuyorlar. — Günaydın hanımefendi. — Nasılsınız? — Çocuğunuz var mı fendi? — Henüz yok efendim. Sizin yar mi? — Benim evlendiğim ilk sene | üç çocuğum oldu. l —Çocuklarınızı kendiniz. mi emziriyorsunuz? — Hayır efendim. İlk çocuğumu kendim emzii Fakat çok yıfladım. ötekileri kocam emzirdi. — Benden para istedi redettim. — Ne yaptı? — Şimdi seninle evlenmek Yolda adama çarptı, yere yu- varladı. Kazadan sonra hemen indi. Yaralının tedavisine koştu. Halk ta etrafa birikmi sebep olan haykırdı — Böyle duracağınıza gidip doktoru çağırın. Görmüyor mu- sunuz adam ölmek üzere. Ses yok. — Yahu türkçe bilmiyor mu- sunuz? Kazaya uğrıyan biraz kendine geldi gözlerini açtı, ve hafifçe mırıldandı: — Türkçe bilirler... Fakat dok- tor benim? . Kazaya Rameyle ki gönlü Olsun sana meftan.. Bu gönül Dermanı Ezen can.. Senin aşkınla uyansın, Olsun sana meftun... Bu gönül gidip yüzümü düzelteceğim. — Onlira yetişmez, al lira vereyim. — Sen alt katta oturduğun için belki, fakat ben. üçüncü kattayım, yer yüzü sayılmazl — Doktor, piyano çalınca bana bir hüzün çöküyor. muhakkak kendi kendinizi di Kadın — Hasan ağa başın sağ olsun, — Birşey değil, Sürpriz — Kızımın nişanlısına, kızın olduğunu ve sizin teda- | vi etiğinizi söyledik, biliyor, İ —Bir bacağının tahta olduğu- nu da biliyor mu? — Hayır, ona güvey girdiği ge- | — Evet... Bir felâkete daha uğ- ce sürpriz yapmak istiyoruz! | Tadım. Bir öküzüm vardı, oda ök dü. Mahvoldum. — Meyus olma Hasan ağa, Se- nin eşin dostun çoktur, sana yar- dım ederler. | — Doğru, Beni öyle çok seviyor- lar ki, önüme gelen bana başka bir kadın vermeğe çalışıyor. — Sahi mi? ; — Sahi. Amma hiç birisi baş- iz vereyim demiyor! odlara yansın. « Bu ağır ruh seni duysun, bir bak. O kızl câm ile mey sun, önül odlara yansın. Dandini odlara yansın... ik futbol oyununa ne der — Vallahi bilmem, ben yalnız altı kol iskambil oynarım. Kazanılmaz — Fevkalâde açıkgöz adam. İşini biliyor. İki senede sekiz yüz bin lira yaptı, — Bu parayı nerede buldu? © | di. — Haydi efendim! — Seni temin ederim ki... — Beni temin etme, sekiz yüz — Bir yerde bulmadı... Kazan- | bin lira kazanılmaz: alınır... — Seninle yüz liraya bahse gire rim, — Yüz liran ver mı? 45 işte geliyor MANİLER Zi.Ve baytın kapandı. Peşinde koşan yandı. Bu işlerde acaba, Hangi yaka aldandı. Herkese sevilirdin. Sen gönül işlerind Kolay mı eğildin. * Kapılarak bir kere Aldandın bir esmere. Sonunda da bir kaç gün, Düştün çürük dillere, * Seni kurnaz sanirdım, Ülküne inanırdım. Ben de olsam doğrusu, O kiza aldanirdım, i Ziv. — Bir türlü tramvaya bine- medim. — Dolumuydu? — Hayır, ben doluydum! | — Hay Allah kahretsin tünel açmasını unutmuşlar! Avcı Acemi bir avcıya bir arkada- gis — Dikkat et, ne içi saman dolu bir tavşan çıkaracaklar, de- di. Acemi avcının önünden bir tavşan fırladı, koşmağa başladı, tünelde — kaldı, göz doktoru avci hiç oralı olmadı makiniste mümkün olduğu kadar karanlıkta oturmasını söylemiş. a) — Nafile beni aldatamazsın, içinin saman dolu olduğunu bili- yorum, dedi. YOLLARIM ATEŞ OLSA Seviyorsan ağlatma, Sevgime sızı katma, Aç bana kollarını, Yüreğimi kanatma. X Sevdalı yolcu musun. Aşkımın kapısında, Gümrükten koleu musun. * Su isen haydi çağla, Bu yaşla ve bu çağla, Varsa eğer kusurum, Yürekten beni bağla. * Dünya bana eş olsa, Her yer güzelle dolsa. Seoğilimden vazgeçmem, Yollarım ateş olsa. Telsiz şirketler “kongresi