Yazan: AKDENİZDE TÜRK AKINCILARI İSKENDER FAHREDDİN Tetrika Ni Her akşam bir hikâye Bekçinin mn keme meyi bir hançerin pare rüldü: Ai Kıyma ban ani sen ferman dinlemez bir yiğitsin.. kapı Nİ a, canım arslanım! ı açık.. haydi g bu sözleri gibi donup ağ Bağırmak istiyordu... Ağzın yol Söylemek istediği er boğazın- da düğümleniyordu. — Alçak... Nankör kadın.. Diye mırıldanır bir sesle ti har ettikten sonra ayağa kalktı. — Şimdi ben ne yapayım, pa- şam! Siz emrediniz! Ahmet paşa: — Limanda sıkı bir tarassut... Gemileri muayenesiz geçirmemek, Başka yaj Mi bir şey yok. Dedi. Mur: aciri ilim . Madem- ki üze) in kaçırılmasına © yardım edec Ahmet paşa ğ— tedbiri doğru bulmanışta. — Bunu ben de yaptırabilirdim, dedi, fakat sinyör Skonto padişa- -amıyordu. eessür ve tudur. se m vaziyete düşeriz. lura ze bir vesika var, pa- il düzeyi gep bae miş. Bu bir ci yılmaz mı? r te mi yap le © kain Fakat, e ği cani nı e Mei kalkma... Anladı, a) Istanbuldan ediğe kaçarken.. Dee gitti. Venedik taciri Ay- arayda o m ordu. Murat Bi atla gi (Jüzetta) nın 2 enüz İstanbul- dan siman göre kak sureti evde, tacirin hi- e e eni lâzım» muhak- ay ) nın şimdi ney: kime güvendiği anlaşılıyordu. Murat A; bi kendisini içeriye sokmıyacaklar- alka (mesken masuniyeti) re henüz yeni ilân edilmişti. Murat tacirin evine cebren gi- Tip ulema sikmeli Böyle bir araştırma ancak veziriazamın emrile ve usulü dairesinde yapıla- bilirdi. Murat at üstünde, (Jüzetta) ile konuşuyormuşçasına, kendi ken- .dine söyleniyordu: — Behey nankör! oVenediğe Sidip te let mı edeceksin? Bu- rada neden bizarsın işitince buz ten fazla Türküm!) diyen sen de- ğil miydin? Halbuki şimdi bir enedikliden ziyade Venedikli ol- dun! Utanmadan onların kucağı- na, himayesine atıldın! Eğer nikâhlı karım ke seni bir yi gibi peşinden çalım) Muradın vücudu titriyordu. (Jüzetta) yı bulmağa azmet- mişti, nu yalnız k oldu- ğu için deği fazla sevdiği için de arıyordu. Çok hoşlandığı pernses (Ma- ri) den kolayca ayrılmış, onu unutmağa başlamıştı. Fakat Mu- rat, (Jüzetta) dan kolay kolay ayrılamaz, onu çabuk unutamaz- (düzetta) Murat için canlı bir tarih demekti. Muradın gençliği ve en ateşli devirleri (Jüzetta) i a) yı hiç bir er kek kolay kolay unutamazdı. (Jü- zetta) bir ateş parçasına benzer- di. Temas ettiği yeri yakmama- sına imkân yoktu. O, Muradın kalbinde de unutulmaz izler bı- rakmıştı. Miri atını sürdü.. yör Skontonun evine geldi. ve kapıyı çaldı. Muradın kalbi 'çarpıyordu.. kapıda kiminle karşıla- edikli tacirin ev bekçisi boylu bir Arnavut, kapıyı yavaşça araladı: — Kimi istiyorsunuz? ime sert bir tavırla cevap rd — e SLİM ar — Göremez: — Niçin. — Evde değil de. — Bu saatte Rl ri lâzımdı. — Evet amma... Bu evinde de- gil. Sinyör bazı öceleriği Kum- kapıdaki evinde geçirir. Bu ak- da oraya gitti. Murat hayretle bekçinin yüzüne tı: — Efendin iki evli demek öyle mi? Arnavut gülümsedi: — Evet... Fakat, oradaki kâhlı kür: değil, siye bu sözden şüpheye düş- .. Atından atladı: yg m ni- urada femme t ordi örüşmezdi. Siny damdır. — Evine hiç erkek misafir ka- bul etmez mi? — Hayır... Ben iki yıldır ya- nınadyım, Da Ri bu kapıdan içeri- ye kendisinden başka bir erkeğin girdiğini görmedim. Bu sırada Arnavudun başı in gerin eli görüldü.. Ve boğuk elleri arkağında, sigarasi dudakları arasında tenha yolda , Yeni yapılan şık köş- | geldi. Deniz buradan pek ini görünüyordu. Genç adam bir kaç senedenberi bir şey düşünürken hep Ramona şarkısını ıslıkla çalardı, Gene aklına çapkınlık ları geldi. Islıkla Ramona çalma- başladı. Fakat birdenbire hayretle dura- ladı. Kendi başladığı şarkı gene ıslıkla karşıki köşkün balkonunda macera- dü. Nihayet köşkün kapısı ii Karanlıkta ince bir kadın sesi: Çok geç kaldın.. Niçin?.. di- ye sordu. Ramona m Ve birdenbire oda aydınlanı! Selim az daha hayretten küçük di- Tini yutacaktı. Karşısında zebellâ gibi bir adam vardı. Hazretin gözleri dön- yı du. Herif birdenbire gümbürdedi: k!.. Rezil!, Namus düş- manı!.. — Aman efendim.. Durun din- leyin.. — Sus namussuz!. Sus!... Ağzı- Şimdi beynini patlatı- ni açma... rım. Beyefendiciğim... Bendeniz tesadüfen o şarkı.. ni kıs ER . Zaten iki dakikalık ömrün kaldı... Ben sa- mı ayartmanın ne demek ğü luğunu öğretirim... Ben enayi gibi siperi olduğum zamanlar men içeri gir... © çekti, Etraf ka; a Kolunu tu- tan el bileğine lepçe gibi ya- pışmıştı, Delikanlının kalbi heye- candan tip tıp atıyordu. Karanlıkta üç merdiven çıktı- l için bir türlü yanındaki kadını gö- du. Yı idiyoı Bileğindeki 1 is dali b . Delikanlı bunu kendi sözüne e bir cevap addetti, Bir daha sordu: — Fakat nereye gidiyoruz di- yorum?. Kolu biraz Dr. e Niha- yet yanındaki rel — Buraya v Dinleyi- . dedi. Selim Pi m... Durun. e ey rg liyeceğim... ğe kalmadı. — ver e ii) Yanındaki rehberi gitmişti. Selim rültüden uyan: Eğer onlar a da İnme kin bu Ni m 5 2 Selim kapıya yaklaşmıştı, ince | sen gel, im evin önünde ıslıkla : «Ramona» aiğelisi Kara ye tehlike.. He- | ver a sana Ve bir el onu içeri | çalsın... Haydi Some sonra ka- Pı açılsın ve zatı âlini i, karı- mın yanına a — Aman Le Müsaade anım ciğerimdi Seni işte Si içeri alıp öeki ahirete göndeririz.. — Beyefendi.. lütfunda bulunursanız. — Se pk ku haaa. Seni dinlemek lüt u ha Ak çak.. Alçaaak.. — md dili Bebel N gibi adam böyle söylü yerek im ağzını Selimin ayadı. Beni dinlemek demeğ. körolasıca aa söylemişti. Herif tekrar etti, api Hablk esime hayırlı sü simya ike ise. Öyle ya binbir iytiyatla almı di; kendisini içe- şlardı. — Hep bu karma karışık mace- raya o Ramona şarkısı sebep ol- .. Eğer onu lam mış olsaydı: anlar geçirmiye- d ayı canı büsbütün arttı. Belki bü ga- Tip muammani a ni çi- cola Belki ii ümit etmediği enfes bir aşk gecesi ELEM Belki bir iki na sonra yanına dünyanın en güzel mahlüku otu- aca! “ afifçe gicırdadı. Ayi leri m yakınlaştı. Karanlık- evrilen bir düğmenin çıtırtısı. bir ses işitildi: — Kıyma ban in la- man dinlemez bir yiğitsin! Hay- di gir içeriye. (Arkası var) i ih ala — Sana merhamet.. eli diyorum.. Anlamı usun ? — Hayatımı ki Belki Ne isterseniz yapayım.. — Peki öyle ise... Al şu kâğıt kalemi... Selim şaşkın kâğıdı kalemi aldı. — Ben söyliyeceğim.. Sen ya- zip imzalıyacaksın... dığın takdirde... Bir saniye Sr düt ettiğin akli . Artık ö sini sen düşün. — İmzalarım efendim.. ad günden bir müddet sonra ki kendisile evleneceğim. Evlenm. diğim takdirde A; imi 500,000 lira tazminat vereceğim.. Ama dim. an elen — Sana yaz dr ii Şimdi tetiği. — Peki., bin .. Yazıyorum. Selim istenilen şeyi yazdı: — eğ — Canım eni dinleyin!. Ben nasıl evlehebilirim? Hiç tanıma- dığım bir hanıma... Bir şarkı yi zünden böyle bir mâceraya nasıl atılırım yahu... ç ği Eylül pazartesi pi 1 18:30 Fratisızca ders, 19 ağa 19.30 Türk musikisi: (iks ir SA kemani C:ydet B. ler, iz Belma H.), 21,20 Aj ve borsa haberleri, 21,20 m caz orkestrası (Bedriye Rasim H jans ve — 17,5 musiki parçaları ei Ğ305. m), — in kons ser, 21,10 kor: 21,55 hal deni 22, 1 pdr ami, m ve ii arm, Viyana vi m.) — 20 Viyani a ik o dan naklen Verdinin. Aida stanbul £ 18,30 Plâk neşriya (Mesut. Cemi BY, saz hez 21, 30. Kanşık program £ (Radyo or yo Cemaziyelevvel: 23 — Ruzıhızır: 121 $. İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yı E 902 1048 5,52 9413 12 18 Va. 3,43 5,9 Kz,la 15,53 18,81 20,16 İdarehane: Babıdli civarı Acımusluk Sk. 13 No, İm: — a Vallâhi yi ana imzala.. diyorum. deb bni ve kurtulup İRİ ai teli sıkı sıkı ee. im yazdığı kâğıdı imzalamağ: m bir harika oldu. Za. - ten bu gece harikalar gecesi ii Dizer ıslıkla nebi çalı- nıyordu. bellâ herifle Selim biribirine Sl Selim: mer mi?. Ara- diği ir dışa — Yi Li — Ben tesadüfen sizin evinizin önünde ilik İpi bedbaht ağı. na uğramış bir adam: Zebellâ lime farladı. Hiz- metçiye: — Git, dedi. Asıl aradığımız âdam dışarıda., Onu içeri e Bir dakika sonra içeriye şıklı bir genç girdi. ai, a. bancası şimdi ona çevrilmişti Selim de zebellâya masin ii yek e hizmetçiye sordu: .. Sen hanımın âşıkını tanımıyor daim? — Tanı Zebell en gösterdi: — Bunu nasıl içeri aldın.. — Karanlıkta yüzünü göreme- im. Zebellâ en sonra sali giren ey e yaklaştı mdi gebereceksin eki sırası yekirili gence gelmişti: a5 — Aman beyefendi.. Selim onun eline kalemi verdi: n sizin sel yazdım.. Derhal imzalayınız da ölümde kurtulun... Biraz s yakışıklı gencin elindeki kalem cizir cızır biraz ev- vel Selimin yazdığı kâğıda imza atıyordu. * Bir iğ e ini